Gül Çiftci: "YSK, 86 Sayfalık Dosyanın Kapağını Açıp Dilekçemizi Görmüş Olsaydı, ‘Soyut ve Genel İddialar’ Olmadığı Ortada Olacaktı"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Hatay ve İskenderun seçimlerine ilişkin ‘tam kanunsuzluk’ itirazına ret gerekçesiyle ilgili, “YSK, görüşmeye dosyanın kapağını açmadan başladı, dosyanın kapağını açmaksızın reddetti. ‘Şu TC kimlik numaralı, ana-baba adı şu olan, şu kişi, ölü olmasına rağmen şu numaralı sandıkta oy kullanmıştır’ diye biz YSK’ya 86 sayfa bir dilekçe verdik. Zaten gerekçesine hiçbir şey yazamayacağını biz tahmin ediyorduk. Açıp baksaydı, ‘genel ve soyut iddialar var’ cümlesini kullanmaktan bir hukukçu olarak imtina ederlerdi diye değerlendiriyorum” dedi.

YSK, CHP’nin Hatay ve İskenderun seçimlerine ilişkin “tam kanunsuzluk” gerekçesiyle yaptığı başvuruya yönelik ret kararının gerekçesi belli oldu. Kararda, "... Dilekçede yer alan genel ve soyut iddialardan ibaret olan itiraz konusu hususlara itibar edilmemiş ve yapılan olağanüstü itirazın reddine, karar verilmiştir" denildi. CHP Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci, gerekçeli kararı ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi. Çiftci, şunları söyledi:

“YSK 86 SAYFALIK DOSYANIN KAPAĞINI AÇIP DİLEKÇEMİZİ GÖRMÜŞ OLSAYDI, ‘SOYUT VE GENEL İDDİALAR’ OLMADIĞI ORTADA OLACAKTI”

“İlk karar verildiğinde de aynı noktadaydık. YSK, görüşmeye dosyanın kapağını açmadan başladı. Dosyanın kapağını açmaksızın reddetti. Halbuki 86 sayfalık dilekçemizi ve eklerini görmüş olsaydı YSK kurul üyeleri, raportörler, çalışanlar zaten ‘soyut ve genel iddialar’ olmadığı ortada olacaktı. Çünkü biz başvuru dilekçemizde; hangi sandıkta, hangi anomali var onu yazdık. Sandık numaralarına kadar yazdık. Hangi sandıkta ölü olduğunu tespit ettiğimiz seçmenin adının olduğunu, TC kimlik numarası, anne-baba adı, nüfus kayıt yeri, doğum tarihi hepsini yazdık. Yani bir tablo verdik biz YSK’ya. ‘Şu TC kimlik numaralı, ana-baba adı şu olan, şu kişi ölü olmasına rağmen şu numaralı sandıkta oy kullanmıştır’ diye biz YSK’ya 86 sayfa bir dilekçe verdik. Yani 86 sayfalık dilekçemiz okunmaksızın, kapağı açılmaksızın reddediliyor; ‘genel ve soyut iddialar’ olduğu öne sürülüyor. Zaten gerekçesine hiçbir şey yazamayacağını biz tahmin ediyorduk. Açıp baksaydı, ‘genel ve soyut iddialar var’ cümlesini kullanmaktan bir hukukçu olarak imtina ederlerdi diye değerlendiriyorum.

“ÖLÜ SEÇMEN, YURT DIŞINDAKİ KİŞİLER, SANDIK BAŞKANI OLAMAYACAK KİŞİLERLE İLGİLİ BÜTÜN İDDİALARIMIZ MI ‘GENEL VE SOYUT’”

O gün de söylemiştik: CHP olarak elimizi Hatay'ın üzerine hiçbir şekilde çekmeyeceğiz. Hatay için kurmuş olduğumuz inisiyatif, çalışmalarına başladı. Hatay'da bundan sonra kurulacak yaşamın insan haklarına uygun bir şekilde kurulması için biz elimizden gelen bütün mücadeleyi göstereceğiz. Çünkü biz en başından beri deprem bölgesinde siyaset değil, oradaki vatandaşla yeni bir yaşamı kurma arzusu içerisinde olduğumuzu ortaya koymuştuk. Hatay halkının iradesinin gasp edildiği zaten YSK’nın bence ‘genel ve soyut iddialarla’ yazmış olduğu gerekçeyle belli. Bizim dilekçemiz ayrıntılıdır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) hükümleri kapsamında, tabii ki kişilerin özel durumları olduğu için, ailelerinden izin alamadığımızdan onların özel bilgilerini paylaşamıyoruz ama YSK’ya vermiş olduğumuz dilekçelerde ölü seçmene ilişkin bütün iddialarımız ayrıntılarıyla var. Yine anomali tespit ettiğimiz sandık numaralarında, yani kanuna göre hangi kişilerin sandık başkanı olamayacağı yasaklanmış durumda. Biz o tespit ettiğimiz 22 kişinin isim, soy isim, TC Kimlik numarası ve hangi sandıkta sandık kurulu başkanı olduğunu da yazdık. O soyut iddia, bu da mı soyut iddia? O gün yurt dışında olduğunu tespit ettiğimiz seçmenlerin de hangi sandıkta seçmen olduğunu ve o kişilere ait özel bilgilerin TC kimlik numarası, doğum yeri, doğum tarihi onları da bildirdik. Bütün iddialarımız mı genel ve soyut? Dolayısıyla YSK’nın aslında kapağı kaldırmadan vermiş olduğu kararın gerekçesi ancak bu kadar olur diyebiliriz.

“YSK’NIN YANLI TUTUMUNUN BİR GÖSTERGESİ DE GEÇERSİZ OYLARA İLİŞKİN OLDU”

Geçersiz oylara ilişkin de iddiamız var. Zaten biz hem olağan itirazımızda hem de olağanüstü itirazımızda aynı konuları dile getirdik: Hiçbir şey yapmıyorsan geçersiz oyları say. Çünkü geçersiz oylar, aradaki farkın 15 katı kadar. Dolayısıyla geçersiz oyları saydığında belki Hatay halkının iradesi tecelli edecek aslında. Ama geçersiz oyları saymaktan da imtina etti. Yani Gaziosmanpaşa'da, Beykoz'da, Kütahya'da yaptığı işlemi Hatay'da yapmadı. Çünkü buralarda CHP başvurdu. Yani YSK’nın yanlı, taraf tutar tutumunun bir göstergesi de geçersiz oylara ilişkin oldu.”

“BİR TİYATRO OYNANDI. EN BÜYÜK ROLU YSK ÜSTLENDİ”

Çiftci, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın YSK’nın ret kararı öncesi partisinin grup toplantısında yaptığı ‘YSK, Hatay’da son noktayı koymuştur” açıklamasını da şöyle değerlendirdi:

“O gün YSK’nın gündeminde olup olmayacağı bile belli değildi. Sayın Cumhurbaşkanı, kendi grup konuşmasında bunu dile getirdi. Onun bir dakika öncesinde gündeme aldı YSK ve 10 dakika içerisinde de reddetti. Bir tiyatro oynandı. Bu tiyatronun en büyük ayağını, en büyük rolünü YSK üstlendi. Dolayısıyla burada halkın yargıya olan inancını bir kere daha zedelemiş oldular diyebiliriz.”