15.04.2019

GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI (15 NİSAN 2019)

GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ FAİK ÖZTRAK’IN BASIN TOPLANTISI
(15 NİSAN 2019)
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplatışında şunları söyledi:


İktidar İstanbul’daki sandıktan çıkan sonuçları bir yana bırakıp seçimleri masa başında çalmak için uğraşırken, Türkiye ekonomisi de her geçen gün biraz daha yangın yerine dönüyor.
İŞSİZLİKTEKİ ARTIŞ 2009 KRİZİNDEN BU YANA EN YÜKSEK SEVİYEDE
Bugün açıklanan işsizlik rakamları ekonomideki krizin derinliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiş vaziyette. 2019 Ocak ayı rakamlarına göre işsizlik oranı son bir yılda 3,9 puan sıçrayarak yüzde 14,7’ye ulaşmış. Yani yüzde 15’e yaklaşmış. 2009 Şubat ayından bu yana bu rakam gördüğümüz en yüksek işsizlik oranı. Unutmayın 2009 Şubatı Türkiye’nin yine krizde olduğu bir yıldı. Ama bir başka bir şey daha, 2009 yılında Türkiye yüzde 4,7 daralmıştı. Yani bu Türk ekonomisinde yüzde 5’e yakın bir daralma olacağının habercisi.
BU KADAR ÜRKÜTÜCÜ RAKAMLAR HİÇ GÖRÜLMEDİ
Aynı dönemde resmi işsiz sayımız ise 1 milyon 259 bin kişi artmış. Bu da işsizlik serilerine baktığımızda mevcut serinin rekoru. Yani bir yılda 1 milyon 259 bin kişi artması işsiz sayısının o da bir rekor. Böyle bir sıçramayı ekonominin yüzde 4,5 küçüldüğü 2009 yılında dahi görmemiştik. Son bir yılda, bu da önemli bir gösterge, 872 bin çalışanımız yani işte olan, iş başında olan 872 bin çalışanımız işini kaybetmiş. Bu da mevcut serinin bir başka rekoru. Resmi işsiz sayısı 4 milyon 668 bine çıkmış, 5 milyona yaklaşmış. Ama en geniş haliyle işsiz sayısına baktığımız zaman işte bunda ümidini kaybedenler, mevsimlik çalışanlar, eksik istihdam edilenler, bunların hepsini ilave ettiğimiz zaman işsiz sayısı hep 8 milyona yaklaştı 94 ülke diyorduk. Şimdi artık 8 milyonu da aşmış.  8 milyon 344 bin kişi işsiz. Bu kadar ürkütücü rakamları biz bundan önceki krizlerde hiç görmemiştik.
SAYIM BİTİRİLMESİN DİYE ÇABA GÖSTERİYORLAR
Hele hele gençler arasındaki işsizliğe baktığımız zaman tablo korkunç. Unutmayalım ki Türkiye’nin en büyük serveti genç nüfusu. Ama biz bu genç nüfusa iş veremiyoruz. Gençlerde işsizlik oranı son bir yılda yüzde puan olarak söylüyorum 6,8 puan artarak yüzde 26,7’ye sıçramış. Türkiye yangın yeri ama iktidarın aklında sadece İstanbul var. 31 Mart Mahalli İdare seçimlerinin üzerinden 15 gün geçti. 31 Mart gecesi, İstanbul’daki 31 bin 186 sandığın yüzde 98’ini 7 saatte sayanlar, İstanbul’daki sandıkların yeniden sayımını 15 günde bitiremediler. Bunda da biliyorsunuz bir kısmı tam sayım, çoğunluğu da geçersiz oyların sayımı. Bu bize sandıkların yeniden sayımı bitirilmesin diye çok özel çaba gösterildiğini ortaya koyuyor.
HUKUKSUZ TALEPLERE MÜSAMAHA CİDDİ SIKINTI KAYNAĞI OLDU
Sandıktan Sayın Ekrem İmamoğlu çıkınca ilkin haksız, hukuksuz, kör itirazlarla geçersiz oyların yeniden sayılmasını istediler yetmedi. Bu sefer bazı ilçelerde oyların tamamının sayılmasını talep ettiler. Biz bu itirazların haksız, hukuksuz olduğunu söyledik. Onlar da karşılığında dediler ki CHP oyların sayılmasını neden istemiyor, neden gerçek ortaya çıkmasın istiyor. Ama Yüksek Seçim Kurulu’nun bazı yerlerde sayımın başlamış olmasını gerekçe göstererek iktidarın bu bağıra bağıra hukuksuz olarak oyları sayın demesine müsamaha göstermesi ve geçmiş kararlarını ve kanunun açık hükümlerini görmezden gelerek bunlara yol vermesi bugün geldiğimiz noktada ciddi sıkıntı kaynağıdır. Bu sayımlar başladı, sayımlar devam ediyordu, baktı ki iktidar geçersiz oyların sayımında da, bazı yerlerde oyların tam sayımında da tablo değişmiyor, Binali Yıldırım bir türlü sandıktan çıkmıyor. İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olmaya devam ediyor. Bu sefer İstanbul’da tüm ilçelerde oyların yeniden sayılmasını istediler. Neyse ki Yüksek Seçim Kurulu bu sefer geçmiş kararlarıyla uyumlu olarak bu talebi reddetti.  
OYLARIN SAYILMASINI ENGELLEMEK İÇİN AKIL ALMAZ YÖNTEMLERE BAŞVURUYORLAR
Bunun üzerine iktidar, Büyükçekmece’deki seçmen listeleri üzerinden yolsuzluk yapıldığına dair bir algı oluşturarak acaba hem Büyükçekmece, hem İstanbul seçimlerini iptal ettirebilir miyim çabası içine girdi. Ancak YSK’nın Maltepe’deki oyların sayımı bitmeden Büyükçekmece’de karar almayacağını söylemesiyle şimdi Büyükçekmece’yle ilgili karar bir yerlerde bekliyor YSK’da. Ama öyle gözüküyor ki Maltepe’deki sayımın geciktirilmesi içinde özel bir çaba sarf ediliyor.  Oyların hızla sayılmasını engellemek için AK Parti ve MHP temsilcileri akıl almaz yollara başvuruyorlar. Hatta işi sayım yerinde, dün değil evveli gün anlatmıştım kavga ve kargaşa yaratma noktasına kadar götürüyorlar. Hakimler de bunları tutanaklara geçirmiş vaziyette.
DERTLERİ SÜRECİ UZATMAK
Şimdi soruyorum, 1 Nisan sabahı oylar yeniden sayılsın diye ortalığı birbirine katanlar ne oldu da bu oyların sayılmanı engelliyorlar? Bunların derdinin açıkçası oyların sayılması olmadığı buradan çok net gözüküyor. Maltepe’de hatırlayacaksınız sayım gecikmeye başlamıştı bizim başvurumuz üzerine YSK 11 Nisan’da aldığı bir kararla sayım terminallerini 2’den 12’ye çıkartmıştı. Bu terminallerde oy sayımı devletin hâkiminin ve tüm siyasi partilerin üyelerinin denetim ve gözetiminde yapılıyordu. Ama diyorum, AK Parti’nin ve MHP’nin derdi oyları saydırmak değil, süreci uzatmak. Dolayısıyla da onların seçim kurulundaki temsilcileri oy sayım sürecini aksatmak için dün akşam yeniden çaba içerisindeydiler. Sayım terminallerinin usulüne uygun olarak oluşturulmadığını gerekçe göstererek terminaldeki sayımın durdurulmasını ve yapılmış olan sayımlarında yeniden yapılmasını talep ettiler. Yani 400 küsur sandık açılmış, sayılmış bunu görmezden gelin biz dönelim yeniden bunu sayalım. Derdin üzüm yemek olmadığını, derdin bağcıyı dövmek olduğu açık seçik ortada.
BU YAPILAN YSK KARARINI TANIMAMAKTIR
Maltepe İlçe Seçim Kurullarının hakim başkanları aldıkları müşterek kararla AK Parti ve MHP’nin bu taleplerini reddettiler. Bu defa AK Parti’nin YSK’daki temsilcisi, Yüksek Seçim Kurulu’na başvurarak kurul hâkimlerinin müştereken karar alamayacağını gerekçe gösterdi ve buna dayanarak da ilave terminallerde yapılan sayımların iptal edilmesini talep etti. Yine görüyorsunuz bu cansiperane bir vaziyette aman bu oy sayımları bitmesin diye uğraşıyorlar. Sayım değil dertleri tekrar ediyorum. Bunların derdi sayım değil, bunların derdi başka birazdan söyleyeceğim. Bunun üzerine Yüksek Seçim Kurulu aldığı kararla, seçim kurulu başkanı hâkimlerin müşterek karar alması yerine, Maltepe’de her iki seçim kurulunun ayrı ayrı toplanarak karar almasına onay verdi. Ancak oyların sayımının iptal edilerek baştan sayılmış olan oyların baştan yeniden sayılması talebini de reddetti. Ama ilçe seçim kurulları ne yaptı? Bu kararın sadece ilk bölümünü dikkate aldı, YSK’nın neyi reddettiğini hiç dikkate almadan üye tam sayısıyla bir araya gelip ilave terminallerde sayılan oyların sayımının iptaline ve 12 olan terminal sayısının 2’ye düşürülmesine karar verdi. İlçe seçim kurulları YSK’nın kararına rağmen. Bu açıkça YSK’nın almış olduğu kararı tanımamaktır. YSK kararına rağmen bunlar neyin peşindedir?
YAŞANANLAR MEMUR ÜYELERİN İKTİDAR PARTİSİYLE HAREKET ETTİĞİNİ GÖSTERİYOR
Karara bakıyoruz nasıl alınmış diye. Memur üyeler AK Partili, MHP’li üyelerle birleşmişler 5’e karşı 2 oyla bu kararı almışlar. İki oy kimden geliyor? Biri kurul başkanı olan hakimden, diğeri de bizden CHP’nin temsilcisi. Şimdi ben burada bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Hani hep söylüyorlardı ya oy sandıklarında şöyle yolsuzluk yapıldı, böyle yolsuzluk yapıldı. Sandık kurulları da böyle oluşuyor işte ve burada gördüğünüz gibi memurlar iktidar partileriyle birlikte hareket ediyorlar. Dolayısıyla bugüne kadar öne sürülen sandıklarda şu yapıldı, bu yapıldı, hile yapıldı… Bunların hiçbiri doğru değil. Olsaydı nasıl davranıldığını gösteren bu İlçe Seçim Kurulu kararının alınması sürecindeki üyelerin davranışıdır alınacağını gösteren.
400 SAYILMIŞ SANDIĞI YENİDEN SAYDIRMAYA ÇALIŞMAK İŞİ YOKUŞA SÜRMEKTİR
Şu anda Maltepe’de yeniden sayılması istenen, halihazırda sayılmış sandık sayısı 400 civarındadır. Sayılmış olan 400 sandığı ben bir daha saydıracağım demek işi yokuşa sürmektir. Ve bu AK Partinin ve MHP’nin yani saray ittifakının derdinin oyları saymak, saydırmak, gerçeğin ortaya çıkması olmadığını açık şekilde ortaya koymaktadır. Oyların sayımına başlandıktan sonra sayımın durdurulamayacağına karar veren YSK’dır, bundan önceki süreçte. Nitekim YSK, delilsiz geçersiz oyların yeniden sayılmayacağına dönük kararlarını tam da bu nedenle değiştirmiş, sayım süreci başladığı için İstanbul’da oyların sayımının tamamlanmasına karar vermiştir.
İSTANBUL’UN RANTI ÜZERİNDEN SİYASET YAPTILAR, BIRAKMAK İSTEMİYORLAR
Şimdi de biz itirazımızı yaptık. Kurul bugün bizim kararımızı görüşecek. Tabi tüm bunlar şunu açıkça gösteriyor. İktidar oyların sayılmasını istemiyor. İktidarın derdi bugüne kadar rantı üzerinden siyaset yapmaya alıştığı İstanbul’u elinden bırakmamak. İktidarın derdi İstanbul seçimlerini bahane gösterip, milleti oy sayımlarıyla oyalayarak her gün biraz daha derinleşen ekonomik krizi unutturmak. İktidarın derdi devletin çalışanlarına ürettirdiği sahte kağıtlarla, delillerle sandıkta kaybettiği seçimi masa başında çalmak. Ama ben bir kere daha burada huzurlarınızda tekrar etmek istiyorum: “Oy namustur dokundurtmayız. Kazandığımız seçimi de kimseye çaldırtmayız.”
İSTANBUL BELEDİYE BAŞKANI İMAMOĞLU’DUR. NOKTA!
İstanbul’un seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’dur. Nokta.
Artık Yüksek Seçim Kurulu da bu iktidarın şımarıklığına daha fazla yol vermemeli, kanun ve içtihatlar ne diyorsa o yönde karar vermelidir. Biz Türkiye’nin daha fazla yorulmasını istemiyoruz. Uyarılar yapıyoruz, memleketimizin selameti için uyarıyoruz. Bu uyarılarımıza dahi tehdit diyorlar, yıldırmaya çalışıyorlar.
BU SÜRECİN YARATTIĞI TAHRİBAT KRİZİ DERİNLEŞTİRİYOR
Ama ben buradan açıkça söyleyeyim, İstanbul seçimlerinin sonuçlarını geciktirmenin ekonomimizin en çok güvene ihtiyaç duyduğu şu günlerde, güven üzerinden yaptığı tahribat çok yüksektir. Ve bu husus krizi daha da derinleştirmektedir. Biz iktidarı uyarıyoruz. Çünkü bizler devlette çalışmış olan insanlarız, belli bir tecrübemiz var. Bu tecrübelerin ışığında diyoruz ki, hata yapmayın, bir an önce şu İstanbul seçimlerini gündemden çekin. Bu tür belirsizliklere artık ekonominin tahammülü kalmamıştır diyoruz. Milletin canını daha fazla yakmayın diyoruz.
Teşekkür ediyorum değerli basın mensupları. Sorularınız varsa alayım, tabi kurum ve isminizi belirterek.
Soru- Efendim anlaşıldı ki AK Parti olağanüstü itiraz sürecini de kullanacak ve İstanbul’daki seçimlerin yenilenmesini talep edecek. Buna yönelik CHP’nin hazırladığı argümanlar var mıdır, nelerdir bizimle paylaşır mısınız?
Faik ÖZTRAK- Biraz önce bütün argümanları söyledim. Yani yapılacak olan bu itirazların hukuki olmadığını söylüyoruz. Hukuki dayanağı yok, hem yasalara hem de Yüksek Seçim Kurulu’nun geçmişte almış olduğu kararlara aykırı bir süreçle karşı karşıyayız. Bu sadece ve sadece işi geciktirmeye dönük belki de “yakalarsam bir yerinden acaba İstanbul’da seçimleri iptal ettirebilir miyim” çabasına dönük bir takım yaklaşımlar. Ama bu çok ciddi şekilde ülkeye her alanda yani ekonomide, siyasi belirsizlik bakımından, diğer konularda çok ciddi zararlar veriyor. Onun için bundan biran önce vazgeçilsin ülke gerçek gündemine dönsün istiyoruz.
Belediye başkanları işlerini yapsınlar, hükümet işlerini yapsın. Geçen defa söylemiştim, “Verin şu oyu kardeşinize faizlerle, diğer şeylerle nasıl baş edilir, ekonomik kriz nasıl halledilir göreceksiniz” dediler, ortada hiçbir şey yok. Her gün biraz daha kriz derinleşiyor, 8 milyon 300 bine çıktı işsiz sayısı. Millet verdi oyunu. Bırakın artık şu belediye seçimlerini gelin bakalım memleketin gerçek meselesine.
Soru- Efendim hafta sonu Sayın Cumhurbaşkanı, partisinin MKYK ve MYK toplantılarında İstanbul seçiminin iptali ve yenilenmesine yönelik kurduğu bazı cümleler yansıdı. YSK’nın İstanbul’daki seçimleri iptal edeceğini umut ediyorum, bu haliyle kalırsa vicdanlar rahat etmez, seçimlerin yenilenmesi gerekir sözleri vardı. Bu sözleri nasıl değerlendirirsiniz?
Bir de Sayın Mansur Yavaş belediyede ilk toplantısını gerçekleştirmişti. Özellikle belediye bünyesindeki şirketlerin yetkilerinin belediye başkanlığından alınıp 3 meclis üyesine verilmek istenmesi yönünde bir çaba vardı. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Faik ÖZTRAK- Önce birincisine cevap vereyim, yani İstanbul seçimlerinin yenilenmesinin vicdanları neden rahatlatacağını anlayabilmiş değiliz. Aksine İstanbul seçimlerinin yenilenmesinin ve İstanbul halkının, “Sen bizim Büyükşehir Belediye Başkanımızsın” dediği Ekrem İmamoğlu’nun elinden hukuksuz, kanunsuz bir şekilde mazbatasının alınmaya kalkılmasının sadece İstanbul değil tüm Türkiye’nin, tüm milletimizin vicdanında çok derin yaralar açacağını buradan açıkça ifade etmek isterim.
Bir takım rakamlar veriliyor yok 30 binmiş, 13 bin. Bu rakamlarda doğru değil yani. 30 binden falan düşen yok. 24 binden 20 bine düşen var düzeltmeler nedeniyle, maddi hatalar nedeniyle. Yeniden sayım sürecinde de 20 binden 13 bine inen bir fark var. Ama sonuçta fark 13 bin. Yani bu vicdanlara sinmez. Niye sinmiyor? 1 oy farkla da sonuç itibariyle yazıyor orada kim çoğunluğu alırsa, oyların en çoğunu kim alırsa o Büyükşehir Belediye Başkanıdır. 13 bin oy fark var. Hatta 13 binden de fazla.
İkinci soru, yani benim anladığım dün Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde bir kapıp kaçma hikayesi yaşanmış durumda. Sayın Mansur Yavaş, partimizin genel felsefesine ve kendi yaşam anlayışına uygun olarak tüyü bitmedik yetimin hakkını Ankara’da artık yedirmem demiş. Bu konuşması nedeniyle de kendisine teşekkür ediyorum.
Teşekkür ediyorum arkadaşlar.