18.07.2018
18.07.2018
GENEL BAŞKAN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN TEKİRDAĞ – ÇORLU – SARILAR KÖYÜNDE YAPTIĞI BASIN AÇIKLAMASI
(18 TEMMUZ 2018)
https://youtu.be/DysXxWCj1IQ
Değerli basın mensupları, Sarılar mahallesinin değerli sakinleri, saygıdeğer muhtarımız, 8 Temmuz 2018 tarihinde Çorlu’da bir tren kazası olayını yaşadık. 24 vatandaşımız hayatını kaybetti, 341 vatandaşımızda yaralandı. Neresinden bakılırsa bakılsın, üzerinde durulması, araştırılması gereken bir olay. Yetkililer hemen kazanın sebebi konusunda şöyle bir açıklama yaptılar, aşırı yağışa, yani doğal afete bağlı bir kaza olarak topluma bilgi verdiler. Bu kadar derin bir acının yaşandığı ortamda süratli bir şekilde aynı zamanda bölge milletvekili olan Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın başkanlığında bir heyeti süratle görevlendirdik. Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ milletvekilleri bölgeye geldiler, süratli bir şekilde görgü tanıklarıyla konuştular, sivil toplum örgütleriyle konuştular, sendikalarla, meslek kuruluşlarıyla, uzman kişilerle olayın bütün boyutlarını araştırmak için özel bir çalışma yaptılar ve çalışmalar bir rapora bağlandı o raporu değerli basın mensuplarına burada dağıtıyoruz.
Şimdi değerli arkadaşlarım, benim konuşmam kısa sürecek daha sonra raporla ilgili daha ayrıntılı bilgileri raporu hazırlayan, ekibin başındaki Sayın Öztrak sizlere daha ayrıntılı bilgi verecek. Değerli basın mensuplarının dikkatini iki konuya çekmek isterim.
AŞIRI YAĞIŞ OLACAĞINI BİLDİĞİ HALDE, İDARE GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALDI MI?
Birincisi şu, aşırı yağış bekleniyordu, -bu beklemeden yani aşırı yağış olacaktır dolayısıyla- bu konuda bölgede önlem alınması gerekir diye bir düşünce Devlet Demiryollarına iletildi mi? Yani aşırı yağış olacağını bildiği halde, idare gerekli önlemleri aldı mı? Şimdi haklı olarak vatandaşlarımız şu soruyu sorabilirler, yağışın olup olmadığını Devlet Demiryolları nereden bilsin. Doğrudur ama ilk kez burada size açıklayacağımız bir belge 30 Mayıs 2018 tarihli Devlet Demiryolları Birinci Bölge Müdürlüğünün yazısı şöyle diyor, “Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan verilere göre bölgemiz mıntıkasında önümüzdeki günlerde ve yaz dönemi içinde aşırı yağışlar olabilir.” Gayet açık, gayet net. Bilgiyi nereden alıyor? Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alıyor. Neler yapılması gerektiğini de şöyle açıklıyor Devlet Demiryolları; “Meydana gelen yağışlar hasar ve zarara sebep olabilir, meteorolojiden hava durumunu takip edin, yarma ve dolguları, akma ve heyelan tehlikesine karşı kontrol altında tutun, kritik hava durumlarında nöbetçi bırakın, yol durumunu takip edin, doğal afet olursa, kazaya sebep olmadan önleyin, bu gibi olağanüstü durumlarda gerekli görülen yerlerde yaya kontrollerini artırın”diyor. Her şey var burada. Bir afetin geleceğini, bu afet gelmeden önce hangi önlemlerin alınması gerektiği burada gayet açık ve net ifade edilmiş. Her türlü önlemi alın. Hatta o kadar ki, “Bu gibi olağanüstü durumlarda gerekli görülen yerlerde yaya kontrollerini artırın” diyor.
KAZANIN OLDUĞU HATTA GEREKLİ KONTROL VE ÇALIŞMALAR YAPILDI MI?
Şimdi değerli arkadaşlarım, bunun gereği yapıldı mı? Bunun gereğinin yapılmadığını hepimiz biliyoruz çünkü 24 kişi hayatını kaybetti, 341 vatandaşımızda yaralandı.
Değerli arkadaşlarım, ikinci önemli nokta hatta gerekli bakım ve kontrol çalışmaları yapıldı mı? Kazanın olduğu hatta gerekli kontrol ve çalışmalar yapıldı mı? Yine size önemli bir bilgiyi vereceğim. Devlet Demiryolları Birinci Bölge Müdürlüğü Çorlu Cumhuriyet Savcılığına çok ivedi kaydıyla bir yazı yazıyor. Diyor ki, 13 Nisan 2018’de yol makinalarıyla yolda kontrol yaptık ve aynı yazıda bir mahal listesi de var ve mahal listesiyle ilgili olarak o yazıda şu ifadeler yer alıyor, bakımı yapılması planlanan menfezler gösteriliyor mahal listesinde. Bakımı planlanan menfezler gösteriliyor. Peki kazanın vuku bulduğu yerdeki menfez için bir planlama var mı? Yazı aynen şöyle, kazanın vuku bulduğu menfezde bakım öngörülmemiştir, listede bulunmamaktadır. Meteoroloji uyarıyor, Birinci Bölge Müdürlüğü uyarıyor, gerekli önlemleri alın diyor, menfezlerin kontrol edilmesi lazım, bir mahal listesi var kontrol edilecek menfezler orada yazılı kazanın olduğu yerdeki menfez biz onu kontrol etmedik deniyor. O mahal listesinin dışında deniyor.
METEOROLOJİ GEREKLİ UYARIYI YAPMIŞ, DEVLET DEMİRYOLLARI DA GEREKLİ YAZIŞMALARI YAPMIŞ, GEREĞİ YAPILMAMIŞ
Özeti şu, tehlike biliniyor, meteoroloji gerekli uyarıyı yapmış, Devlet Demiryolları da gerekli yazışmaları yapmış. Acı olan şu, bütün bunların tamamı dosyada kalmış gereği yapılmamış ve sonuç 24 ölü, 341 yaralı.
Değerli arkadaşlarım, ölenler ve yaralananlar bizim vatandaşlarımız, kazadan hemen sonra 81 milyon vatandaşımızın vicdan azabı çektiğini biliyorum. Neden gerekli önlemler alınmadı sorusu hep soruldu. Bugün hastanede yaralıları ziyaret ettik, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın ailelerini ziyaret ettik, onlara başsağlığı dileklerimizi ilettik. Şu soruyu sormadan gerçekten edemiyorum, kim görevini yaptı, kim görevini yapmadı? Görevini yapmayanları az önce ifade ettim, az önce söyledim. Devlet Demiryolları yazılı uyarıya rağmen, menfezlerin bakılmaması yazılı uyarıya rağmen ve açıkça itiraf edilmesi bütün bunların tamamı tek adam rejimine bağlı bir düzende, bu tür olayların artık kaçınılmaz olduğunu bize gösteriyor. Hiç kimse sorumluluk üstlenmiyor. Hiç kimse sorumluluğunun gereğini yerine getirmiyor. Çünkü hiç kimse bir başka kişiye karşı sorumlu değil. Sorumlu olarak kendilerini hissettikleri tek kişi var o da sarayda oturuyor. Bu kadar vahim bir tablo karşısında gerçekten ne yapılacak bende merak ediyorum.
Peki kim görevini yaptı? Muhtarımız burada, Sarılar mahallesinin muhtarı burada. Önce söyleyeyim, Sarılar mahallesinin bütün sakinleri görevlerini yaptılar. Kazayı öğrendikleri andan itibaren seferber oldular. Başka? Balabanlı mahallesi, onlarda hemen harekete geçtiler. Başka? Kırkkepenekli mahallesi onlarda harekete geçtiler. Yetkililer gelmeden, kamu görevlileri gelmeden bunlar doğrudan doğruya harekete geçtiler. Bir vatandaş vicdanıyla insani görevlerini yerine getirdiler ve kurtarma çalışmalarına başladılar.
Bu arada Akın çiftliğine de şükran borçluyuz. O çiftliğin sakinleri de bütün imkanlarını seferber ettiler ve dolayısıyla görevlerini yerine getirdiler.
Başka? Büyükşehir Belediye Başkanımız olayı duyduğu andan itibaren en hızlı şekilde olay mahalline gelmiştir, görevini yapmıştır. Başka? Buraya gelen sağlık ekipleri ve hastanede görev yapan doktorlar gerçekten de olağanüstü özveri içinde çalışmışlardır onlara da şükran borçluyuz.
ACI OLAN KAZANIN OLDUĞUNU KAMU GÖREVLİLERİ DEĞİL, VATANDAŞLAR BİLDİRİYORLAR
Değerli arkadaşlarım acı olanı şu, bir kazanın olduğunu kamu görevlileri değil vatandaşlar bildiriyorlar. Acı olanı bu zaten. Kazanın olduğu yerin tanımını yine bir vatandaş bildiriyor. İktidar yetkilileri kazanın nerede olduğunu dahi bilmiyorlar. Ve tabi 24 ölümüz, 341 yaralımız var. Türkiye bu olaya konsantre olmuşken, bu acıyı hep beraber yaşarken şöyle bir talep vatandaş tarafından yükseldi. Yani en azından bir ulusal yas ilan edebiliriz. Bunu dahi yapmadılar. Suudi kralı öldü milli yas ilan ettiler, 24 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 341 vatandaşımız yaralı ama yas ilan etmediler. Niçin? Bir kişi istemiyor, yas ilan edilmesini bir kişi istemiyor çünkü o gün bayramı var.
DEMOKRASİLERDE HALKA HESAP VERMEK ONURLU BİR GÖREVDİR
Şimdi buradan yani Sarılar köyünden parlamentoda görev yapan grubu olsun olmasın bütün siyasi partilere açık ve net çağrımdır. Raporumuzu hazırladık, diğer siyasal partiler çalıştılar mı, çalışmadılar mı bilmiyoruz ama bu konunun TBMM’de araştırılması lazım. Eğer bu parlamentonun bir vicdanı varsa, eğer bu parlamento gerçekten de görevini yapacaksa, bir araştırma komisyonu kurulması ve bütün bu olayları masaya yatırması lazım. Görünen tablo şudur, bir kişi yetkili bir yerdeyse onun denetlenmesi demokrasilerde kaçınılmazdır. Göreviniz varsa, bir yerdeyseniz yetki kullanıyorsanız yetkinizi doğru kullanıp kullanmadığınızın denetlenmesi gerekiyor. Demokrasilerde halka hesap vermek onurlu bir görevdir, utanılacak bir tablo değildir. Tam tersine herkesin hesap vermesi lazım. Bu bağlamda parlamentoda kurulacak araştırma komisyonunda bütün siyasal partiler katılmalı ve bu olayı araştırmalılar, toplumun vicdanını rahatlatmalılar, sorumlular bulunmalı. Pamukova faciasını asla unutmuyoruz belleklerimizde yer aldı. O facianın sorumlusu iki makinist olarak ilan edildi ve olay tamamen kapatıldı. Ama bu olayı kapattırmayacağız, bunun takipçisi olacağız.
Net çağrım bütün siyasi partilere ve vatandaşlarımızda biz bu araştırma önergesini verdiğimizde lütfen parlamentoyu izlesinler kimler bu olayın araştırılmasını istiyor, kimler araştırılmasına karşı çıkıyor bunu izlesinler.
Bir başka önemli nokta, mağdur edilen ailelerin tümünün haklarının savunucusu olacağız, tümünün haklarını arayacağız. Bu bizim temel görevlerimizden birisidir değerli arkadaşlarım.
Ben izin verirseniz sözlerimi burada bitireyim, biraz daha ayrıntılı belki raporda benim değinmediğim ama daha farklı önerilerde var, bulgularda var onları da raporu düzenleyen arkadaşlarımızın temsilcisi Faik Öztrak. Buyurun Faik bey.
CHP ÇORLU TREN KAZASI İNCELEME RAPORU...
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI FAİK ÖZTRAK'IN CHP ÇORLU TREN KAZASI RAPORU AÇIKLAMASI
Faik ÖZTRAK- Teşekkür ediyorum Sayın Genel Başkanım. Tabi bu müessif kaza 8 Temmuz 2018 tarihinde meydana geldiğinde ertesi gün hemen talimat verdiniz, zaten o gece milletvekillerimiz buraya intikal etmişti. Başta İlhami bey olmak üzere kaza mahallinde gerekli bilgileri topluyorlardı. Ertesi gün öğlene doğru bizlerde geldik. Başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere ilgililerden bilgileri topladık. Bu arada resmi beyana, rapora bu bilgileri aldıktan sonra bazı cenazelere katıldıktan sonra Ankara’ya döndüm. İlk önce resmi beyanları inceleme altına aldık, ondan sonra görgü tanıklarını dinledik, konuyla ilgili odaların, sendikaların yazdığı raporlara baktık, yetkilileriyle danışmanlarımız temas ettiler daha açıklığa kavuşturmak için. Çeşitli uzmanlarla görüştük ve en son kaza raporuna da ulaştık. Sonuç itibariyle de bir hafta içinde talimatlarınız doğrultusunda bu Çorlu tren kazası inceleme raporunu hazırladık. Tabi ilgililere sorarsak şunu söyleyeceklerdir, “Adli ve idari soruşturma titizlikle devam ediyor, eksiklikler varsa ortaya çıkacak” diyeceklerdir. Ama ilgililerin bunun dışında yaptıkları en önemli açıklama, kazanın gerekçesinin doğal afet olduğu şeklinde gerçekleşti aşırı yağıştan.
DOLAYISIYLA BURADA YAĞIŞIN BİR GEREKÇE OLAMAYACAĞI AÇIKÇA ORTAYA ÇIKIYOR
Şimdi izin verirseniz bu aşırı yağış konusunda devlet demiryollarının bilgi sahibi olduğu ve bu konuyla ilgili olarak da yetki kendi ilgililerini uyardığı açıkça ortada o gözüküyor. Ama onun dışında bir başka husus daha var onu da izin verirseniz ben belirtiyim. Şimdi kazanın yaşandığı gün bölgede doğru yağış var, yetkililerde bu yağış nedeniyle rayın altındaki toprağın boşaldığını ifade ediyorlar. Peki şunu sormak gerekiyor, bu yağış bugüne kadar bu bölgede hiç gerçekleşmemiş bir yağış mıydı? Meteoroloji Mühendisleri Odasına göre bu sorunun cevabı hayır. Kazanın bugüne kadar tek sebebi olarak gösterilen yağışın benzerlerinin bölgede daha öncede gerçekleştiğini ifade ediyorlar. 7 yılda bir tekrarlanan bir döngü bu. Oysa bu demiryolu ve yol yapımlarında bir yaklaşım var 100 yıllık debilere göre hesaplama yapıyorsunuz, şimdi karayolları 500 yıllık debilere geçmiş durumda. Dolayısıyla burada yağışın bir gerekçe olamayacağı açıkça ortaya çıkıyor. Zaten yağış konusunda yetkililerinde uyarıldığı işletmenin kendisi tarafından anlaşılıyor.
ARAZİYE, METEOROLOJİK ŞARTLARA UYGUN TEKNİK ANALİZLER YAPILDI MI?
İkinci soru, hatta gerekli bakım ve yenileme çalışmaları yapıldı mı? Buna cevap aramaya çalıştık raporda. Yapıldıysa araziye, meteorolojik şartlara uygun teknik analizler yapıldı mı? Yapılan çalışmalarda bu analizler gözetildi mi? İş teslim alınırken gerekli kontroller yapıldı mı? Uzmanlar bu konuda ciddi sıkıntıların olduğunu söylüyorlar. Bu sorular sadece kaza yeri için değil hattın tamamı için geçerli. Bu nedenle hatta yeni kazaların yaşanması riski olduğunun da altını çiziyorlar. Bundan önceki Ulaştırma Bakanı diyor ki, yıllık kontroller daha Nisan ayında yapıldı. Kazayla ilgili soruşturma dosyasında da bunu doğrular bir bilgi var.
KAZANIN GERÇEKLEŞTİĞİ YERDE EN SON BAKIMI, YOLU YA DA YENİLENMEYİ NE ZAMAN KİM YAPTI
Demiryollarının Birinci Bölge Müdürlüğü Çorlu Savcılığına çok ivedi kaydıyla bir yazı gönderiyor ve deniyor ki, Nisan ayının 13’ünde yol muayene makinesiyle yolda kontrol yaptık. O halde hangi hataları belirlediniz? Bunun cevaplandırılması gerekiyor ama biraz önce siz açıkladınız, aynı yazının sonrasında bir ifade daha var. Yolda bakımı yapılması gereken menfezleri gösteriyor burası ve kazanın vuku bulduğu menfezde bakım öngörülmemiştir listede bulunmamaktadır deniyor. Şimdi demek ki o rayların havada durduğu menfezde o görüntüler hep aklımızda bakım ihtiyacı yokmuş. Bu menfezin 1800’lerin sonunda Fransızlar tarafından yapıldığı ifade ediliyor. Belki bu menfezin daha önce bakımı yapılmıştır diye diğer ihale dosyalarına bakma ihtiyacı hissettik ve açık söyleyeyim değerli basın mensupları böyle bir bakımla ilgili ifade bulamadık. Menfez o ihalelerin içinde yok. O zaman tabi soruyoruz kazanın gerçekleştiği yerde en son bakımı, yolu ya da yenilenmeyi ne zaman kim yaptı, işin kabulünü kim yaptı, kim denetledi?
TANIDIK MÜTEAHHİTLER İŞ YAPIYORLAR
Yine bu alanda demiryollarında faaliyet gösteren sendikacılar özellikle tren yollarında bakım onarım işlerinin son kesime bırakıldığını, bundan sonrada yapılan işlerin kalitesiyle ilgili çok ciddi sorunların olduğunu söylüyorlar. Kazanın daha çok yol, daha çok kar mantığının denetimsizlikle birleşmesinin doğal sonucu olduğunu ifade ediyorlar. Bir başka iddia da tren yolunda yapılan işlerde liyakatin değil hükümete yakınlığın önemli bir kriter olduğu yönünde. Bakıyoruz hep buralarda tanıdık müteahhitler iş yapıyorlar. Hattın kontrolü ve güvenliği nasıl sağlanıyor dediğimizde elektrik mühendisleri hattın elektronik vagonla kontrol edilmeye başladığını ama bunun haftada iki günle sınırlı tutulduğunu öğrendiklerini söylüyorlar. Bunu da rapora koyduk. Bu da dikkatle incelenmesi gereken bir husus.
Diğer taraftan yine buradaki yaptığımız görüşmelerde görgü tanıkları bize şunu söylediler; “Bu tren kazasından çok çok önce bu bölgede hattın etrafında biz düdük sesleri duyardık, yine dolaşan bekçileri görürdük, kulübede insanlar dururdu. Ama bu kazanın olmasından çok çok önce burada düdük sesleri kesildi” diyorlar. Peki yani bu nedir diye baktığımız zaman sendikacıların ifadesiyle burada yol bekçileri var. Bu yol bekçileri, yağmur yağarsa nereyi kontrol etmek gerektiğini avuçlarının içi gibi biliyorlar. Hatta raylarda kaç tane somun olduğunu bile bildiklerini söylüyorlar. Bu ray bekçileri son dönemde büyük oranda emekli edilmiş ve emekli olanların yerine yenisi alınmamış. Bu sabah yine milletvekili arkadaşlarımızdan birinin yaptığı tespite göre 1200 tane bu ray bekçisi kadrosu var. Bugün bu sayı 39’a inmiş. Yani dolayısıyla, demiryolu bakım servis müdürlüğünün biraz önce Sayın Genel Başkanımızın söylediği yazısı çerçevesinde yerinde bekleyerek olayları gözleme hususunun da yerine gelmediği anlaşılıyor.
Son olarak kaza gerçekleştikten sonra haber alma ve kurtarma faaliyetleri konusunda da aksaklıklar dikkati çekiyor. İlk geldiğimizde Büyükşehir itfaiye müdürümüzle yapmış olduğum konuşmada bana ifade edilen şuydu, biz haberi vatandaştan aldık.
Şimdi değerli basın mensupları, bir demiryolu işletmesinden bahsediyoruz. Bir demiryolu işletmesinin nerede, nasıl, hangi anda kaza olduğunu derhal haber alabilmesi ve bu çerçevede de o bölgede acil yardım ekiplerini harekete geçirmesi gerekiyor. Ama bunu demiryolları yapmıyor bunu vatandaş yapıyor.
Şimdi haberi vatandaş veriyor, itfaiye ekiplerimiz hemen harekete geçiyor, 32 dakika içinde haberi aldıktan sonra yani kurtarma açısından altın saatler olarak bilinen zaman diliminde bölgeye ulaşıyorlar. Ardından iş makinaları da geliyor. Ama bu daha önce ulaşılsaydı ve bu müdahaleler daha bilinçli bir şekilde yapılsaydı, belki bugün çok daha fazla canı kurtarmak bugün o bir takım kopan, yitirilen uzuvlar var, o uzuvları yerine dikmekte mümkün olacaktı. Biraz önce Sayın Genel Başkanımızın söylediği gibi burada görevini bir tek yapan Balabanlı, Kırkpenekli ve Sarılar köylerimiz, Sarılar mahallelerimiz, onların vatandaşları, yaşayanları, sakinleri. Dolayısıyla bende izninizle Sayın Genel Başkanım buradaki mahallelerimizin halkına teşekkür etmek istiyorum.
TAŞIMACILIK YAPAN KAMU KURUMLARININ BİR ACİL EYLEM PLANI YOK MU?
Şimdi kazadan sonra bir demiryollarının ilk tespit raporu kamuoyuna yansıdı. Gerçi demiryolları dedi ki, “Bu raporu teşekkülümüz tarafından kamuoyuna açıklanan bir rapor yoktur, ama raporu reddetmedi” Bu raporda bir şey deniyor, “Ülkeyi diyor bir örümcek ağı gibi ören sinyalizasyon sistemimiz var, sinyal sistemimiz var, ama kazada vagonlar devrilirken, raylar kopmadığı için sinyal sistemi bize uyarı vermedi. Böyle bir gerçekçe olamaz. Yani bugün en basit arabalarda dahi yukarıdan izleme sistemi var. Araba durmaması gereken bir yerde durduğu zaman anında bir alarm sistemi tetikleniyor. Dolayısıyla burada da çok ciddi bir eksikliğin olduğu ortada.
Şimdi bir başka bir şey daha söyleniyor, arazi yağış nedeniyle çok yumuşaktı araçlar giremedi. Peki o zaman yani buna karşı bir demiryollarının veya diğer kamu müesseselerinin, taşımacılık yapan kamu kurumlarının bir acil eylem planı yok mu? Yağmur olması halinde nasıl kazazedelere ulaşılacağı konusunda? Yani bu kurtarma faaliyetlerini organize etmeyle ilgili önceden hazırlanmış bir plan yok mu? Bütün bunların hepsine tek tek bakılması lazım.
TESPİTLERİMİZE GÖRE CİDDİ İHMAL VE DENETİMSİZLİK VAR
Bize öyle geliyor ki, tren kazasının sebebini bu rapordan tespitlerimize göre ciddi ihmal ve denetimsizlik var. Bu nedenle hem sorumluların tespiti, hem de bu olayların tekrar yaşanmaması için biraz önce Sayın Genel Başkanımız açıkladı bir meclis araştırması yapılması lazım. Şimdi şunu derlerse bize yani meclis araştırmasına gerek yok çünkü biz burada adli ve idari soruşturma yapıyoruz bu da titizlikle yapılacak. Bu şuanda yaşananlar bu kazanın boyutunu aşmış durumda. Bu Türkiye’deki tüm demiryollarındaki can ve mal güvenliğiyle ilgili siyasetin yani işletmecilik esaslarının, kurtarma esaslarının, erken haber alma esaslarının hepsinin birden ele alınıp gözden geçirilmesi gerekiyor. Bence yüce meclisin milletimize karşı en önemli sorumluluklarından biride bu. Böyle bir araştırma komisyonunun kurulması bundan böyle bu tür kazaların yaşanmasının önüne geçecektir diye düşünüyorum.
Çok teşekkür ediyorum.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Değerli basın mensupları, az önce açıkladığım belge bu raporda yok yer almıyor ama o belgeyi arzu eden arkadaşlarımıza dağıtacağız, çoğaltıp vereceğiz.
Teşekkürler arkadaşlar.
Faik ÖZTRAK- Şimdi bu firmanın adı basında çıkmıştı, hatırlayacaksınız o firma bir açıklama yaptı, bu bölümle benim ilgim yok dedi. Onun için yani o firmanın orada olması önemli. Çünkü bir şeyi var, belli ilişkileri var. Ama yani firma o bölgede sorumlu olmadığını ifade etti.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Araştırmayı da bunun için istiyoruz.
Faik ÖZTRAK- Zaten orada söyledik. Yani buradan sonraki hattın sorumlusu kimdir belli değil. Niye belli değil bunu soruyoruz. Açıkça biraz önce bende ifade ettim.
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024