20.08.2025

Gamze Taşcıer: "Memuru İlgilendiren Konuları Kapalı Kapılar Ardında Toplanan Kurul ve Heyetlere Teslim Etmek, Emeğe İhanet Etmektir"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, memur ve memur emeklilerine verilecek zammın Kamu Görevlileri Hakem Kurulunca belirlenecek olmasına ilişkin, "Milyonlarca emekçiyi, memuru, emekliyi ilgilendiren konuları iş kollarını temsil etmeyen, kapalı kapılar ardında toplanan kurul ve heyetlere teslim etmek, emeğe ihanet etmektir. TBMM milyonların ortak çıkarına yön verecek en yüksek iradedir. Gerekirse Meclis olağanüstü toplanmalı, milyonların hakkı ve emeği için adaletin sesi olacak düzenlemeleri ivedilikle hayata geçirmelidir" ifadesini kullandı.

Taşcıer, 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine ilişkin yaptığı yazılı açıklamada toplu sözleşme masasının "göstermelik" olduğunu belirterek, iktidarın kamu çalışanlarının taleplerini yok saydığını kaydetti.

Toplu sözleşme sürecinde ortaya çıkan tablonun, mevcut siyasi iktidarın emeğe ve örgütlü toplumsal taleplere yönelik umursamaz yaklaşımını bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade eden Taşcıer, "Asgari ücretliye, sabit gelirliye, memura, emekliye, emekçiye saygısı olmayan, hayat pahalılığına karşın sefalet ücretinde ısrarcı olan, çalışanın refahını artırmak yerine cebinde kalan son kör kuruşuna göz koyan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının, 'Hakem Kurulunun kararına hepimiz saygı göstereceğiz' açıklamasının ciddiye alınacak tarafı yoktur" değerlendirmesinde bulundu.

"7. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME SÜRECİNDE YAŞANANLAR HÂLÂ HAFIZALARDA"

Taşcıer, açıklamasında şunları kaydetti:

"Saygıdan bahsedebilmek için Hakem Kurulunun ve o kurulun gerçekten çoğulcu, bağımsız ve sosyal tarafları eşit biçimde temsil eden bir yapıya sahip olması gerekir. Bugünkü şekliyle Hakem Kurulu, kamuda toplu pazarlık hakkının fiilen askıya alındığı bir düzenlemeye dönüşmüştür. Hakem heyeti çözüm değil, çıkmazdır. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapısı, tarafsız ve dengeleyici olmaktan uzaktır. Çoğunluğu bizzat Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen ve Erdoğan’ın gölgesinde karar vereceği açık olan bir kurulun, kamu emekçilerinin taleplerini adil biçimde değerlendirme ihtimali yoktur. 7. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde yaşananlar hâlâ hafızalardadır; anlaşmazlık Hakem Kurulu’na taşınmış, ancak kurul hükümetin teklifini neredeyse hiç değiştirmeden aynen onaylamış ve milyonlarca memur ile emeklinin kaderi bir noter işlemiyle belirlenmiştir. Bugün 8. Dönem Toplu Sözleşme için de aynı akıbetin yaşanacağı bellidir.

"MEMUR MAAŞLARINA ÖNERİLEN ARTIŞLAR KAYIPLARI TELAFİ ETMEKTEN ÇOK UZAK"

Bugün masada kalan temel mesele, kamu çalışanlarının gelirlerinin, yaşam maliyetlerinin çok gerisinde kalmış olmasıdır. Kiralardan temel gıda maddelerine, ulaşım giderlerinden eğitim masraflarına kadar her kalemde ciddi bir artış yaşanmaktadır. Buna karşın, memur maaşlarına önerilen artışlar kayıpları telafi etmekten çok uzaktır."

Taşcıer, zam sürecinde iktidarın bin liralık taban aylığa zam teklifini de eleştirerek, "Bin liralık taban aylığı ve 2026’nın ilk yarısı için 11 puanlık artış, insan onuruna yaraşır yaşamla değil, sefaletle eşdeğerdir. Bu artışla bir ayda yalnızca 1 kilo kıyma alınabilmektedir. Dört kişilik bir aileye kişi başına günde sadece 8 gram kıymayı reva görenler, insanlık suçu işlemektedir. Toplu sözleşme masası, toplu kıyım masasına dönüşmüştür" ifadelerini kullandı.

"AK KOYUN, KARA KOYUN ORTAYA ÇIKSIN GÖRELİM"

Taşcıer, Türkiye’de emekçilerin temel talebinin yalnızca ücret artışı değil; insan onuruna yaraşır bir yaşam, toplumsal refahın adil paylaşımı ve gelir dağılımında hakkaniyeti gözeten bütüncül bir sosyal politika yaklaşımı talep ettiklerini vurguladı.

Bu talebin sosyal devletin asli yükümlülüğü olduğunun altını çizen Taşcıer, şunları kaydetti:

"Sosyal devleti dışlayan ve tek adam rejimini dayatan siyasi iradeye saygı göstermek hayatın olağan akışına aykırıdır. Taleplerin karşılanmadığı, tekliflerin sabit kaldığı ve müzakere alanının çok dar tutulduğu bir zeminde, kamu işvereni kisvesinin arkasına saklanan AKP iktidarının 'yoğun çalıştık' açıklaması, emekçiler açısından inandırıcı değildir. Hakem Kurullarına havale edilen her karar, milli iradenin devre dışı bırakılmasıdır. Milyonlarca emekçiyi, memuru, emekliyi ilgilendiren konuları; iş kollarını temsil etmeyen, kapalı kapılar ardında toplanan kurul ve heyetlere teslim etmek, emeğe ihanet etmektir. Açıkça ifade ediyoruz, bugün TBMM milyonların ortak çıkarına yön verecek en yüksek iradedir. Bu irade, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nu değiştirerek Hakem Kurulu’nu gerçek anlamda demokratik, adil ve bağımsız bir yapıya kavuşturma sorumluluğunu da taşımaktadır. Bu bakımdan gerekirse Meclis olağanüstü toplanmalı, milyonların hakkı ve emeği için, adaletin sesi olacak düzenlemeleri ivedilikle hayata geçirmelidir. Çağrımız nettir: Açın Meclis’i, karar milletin olsun. Ak koyun, kara koyun ortaya çıksın görelim."