22.10.2025

Gamze Taşcıer: “AKP, Sineği Sıkıp Yağını Çıkartıyor, Fatura Yine Dar Gelirliye”

“YAKLAŞIK 4 MİLYON EMEKLİNİN BİR YILLIK MAAŞI İŞVERENE HEDİYE EDİLDİ”

“KAYNAK VAR AMA TERCİH EMEKÇİDEN DEĞİL, SERVET TRANSFERİNDEN YANA”

CHP Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini değerlendirdi. Getirilen düzenleme ile devletin sosyal güvenlik alanından çekilmek için yeni bir adım attığını ifade eden Taşcıer, “İktidar, sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesine katkıda bulunmak için düzenle yaptığını söylüyor. Ancak sosyal güvenlik dengesini korumak yerine emekçiden tasarruf edip güvencesizliği büyütecek işler yapıyor. Milyonlarca yurttaşın emeklilik hakkına erişimini zorlaştırarak, sisteme 200 milyar liralık gelir yaratacaklarmış. Oysa önümüzdeki bütçe döneminde 3,5 trilyon lira vergi alacağından vazgeçen de AKP iktidarı. Bir yandan 2026 bütçesinin yüzde 1’ine denk gelen bir kaynak için sineği sıkıp yağını çıkarmaya çalışıyorlar diğer yandan hedefledikleri gelirin 18 katından fazla vergi alacağını affediyorlar. AKP iktidarı önümüzdeki yıl şirketlere 768 milyarlık vergi affı getirecek. Bu yaklaşık 4 milyon emeklinin bir yıllık toplam maaşına denk geliyor. Bunu resmen işverene hediye ettiler” dedi.

“HAK GASPI MEŞRULAŞTIRILIYOR”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, Meclis’e sunulan yeni düzenlemeyle borçlanma prim oranlarının tüm sigorta statülerinde artırıldığını kaydederek, “Borçlanma hakkı, milyonlarca yurttaş için emeklilik hakkına giden yolun en kritik basamaklarından biri. İktidar, özellikle kadınların, öğrencilerin, düzensiz gelirli çalışanların ve işsiz kalanların sigorta sisteminde kalmasını zorlaştırarak, emekliliğe erişimi lükse dönüştürecek. Kadınların doğum borçlanmaları haricinde çok sayıda alanda borçlanma oranlarının %45’e yükseltiliyor. Borçlanma hakkı daraltıldıkça, emekli olabilmek için ödenmesi gereken bedel artacak. Bu durum da sosyal güvenlik sistemini güçlendirmek yerine dışlayıcı bir yapıya dönüştürecek” açıklamasını yaptı.

“YAKLAŞIK 4 MİLYON EMEKLİNİN BİR YILLIK MAAŞINI İŞVERENE HEDİYE ETTİLER”

AKP iktidarının sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliğini güçlendirme bahanesiyle bir yandan Meclis’e yasa teklifi getirirken, diğer taraftan da vergi affı, teşvik ve istisnalarla sermayeye kaynak aktarmaya devam ettiğini dile getiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşcıer, şöyle devam etti: “AKP iktidarı önümüzdeki yıl şirketlere 768 milyarlık vergi affı getirecek. Bu yaklaşık 4 milyon emeklinin bir yıllık toplam maaşına denk geliyor. Bunu resmen işverene hediye ettiler. Dahası 768 milyar TL’lik vergi affı, yaklaşık 12,3 milyon emeklinin maaşını asgari ücret seviyesine yükseltmeye yetecek büyüklükte bir kaynağa denk geliyor. Bunu da yapmadılar. Ayrıca 2026’da bugün 13,5 milyon emeklinin 1 yıllık maaşına denk gelen toplam 3,5 trilyon liralık vergiden vazgeçiyorlar. Bu büyüklükteki bir kaynakla 16.881 lira olan en düşük emekli aylığıyla yaşamaya çalışan 4 milyon kişinin maaşı 1 yıl boyunca Türk-İş’in açıkladığı son yoksulluk sınırı olan 91.109 TL’ye yükseltilebilecekken tercih emekçiden değil servet transferinden yana yapılıyor. Tablo açık: kaynak var ama tercihler farklı. Kaynak emekliye, emekçiye değil, servet transferine gidiyor. Bir yandan vergi affı yapılırken diğer yandan milyonlarca yurttaşın emeklilik hakkına ek mali yük getirecek adımlar atılıyor”

“KAYIT DIŞI ÇALIŞMA TEŞVİK EDİLİYOR”

Meclis’e sunulan teklif ile emeklilik hakkının kırılgan gruplar açısından erişilemez hale getirildiğinin de altını çizen CHP Genel Başkan Yardımcısı Taşcıer, “Mevsimlik tarım işçisinden ev işçisine, part-time çalışandan isteğe bağlı sigortalıya kadar milyonlarca kişinin ödediği sigorta primlerine 1 puanlık artış getiriliyor. Rakam küçük ama etkisi büyük. Bu artış, düşük gelirli kesimler için sigorta sisteminde kalma eşiğini yükseltmek, yani fiilen sistemin dışına itmek anlamına geliyor. Özellikle kadınlar ile düzensiz gelirli ve düşük gelirli gruplar açısından prim ödeme sürekliliği daha da zorlaşacak. Gelirleri istikrarsız olan bu kesimlerin, yükselen prim oranları karşısında sigorta sisteminde kalma imkanları daralacak; bu da kayıt dışı çalışmayı artıracak, sosyal güvenlik sisteminin kapsamını daraltacaktır. İktidarın bu tercihi, sosyal güvenliği genişletmek yerine, güvencesizliği kalıcı hale getiren bir anlayışın ürünüdür. Kadın emeğini görünmezleştiren, yoksulun sigortaya erişimini kısıtlayan bu düzenleme, sosyal devletin değil piyasacı bir sigorta modelinin tercih edildiğini açıkça ortaya koymaktadır” dedi.

“YOKSULUN YAŞAMANIN BİR GRAM ALTIN KADAR DEĞERİ YOK”

SGK’ya borcu olanların gelirlerinden yüzde 25’e kadar kesinti yapılmasının önünün açıldığına da değinen CHP’li Taşcıer, ay sonunu getiremeyen milyonlarca insanın cebine el uzatıldığını söyledi. Taşcıer, “İktidar, yoksulluğu ve güvencesizliği çözmek yerine mağdurlarını cezalandırmayı tercih ediyor. Borç dediğiniz şey yoksulluktan, güvencesiz çalışmaktan, işsiz kalmaktan doğar. Bugün SGK’dan gelir ya da aylık alan kimler? Emekliler, dul ve yetimler, maluller, iş kazası mağdurları ve hak sahipleri… Yani toplumun en kırılgan kesimleri. Şimdi bu insanlara dönüp ‘Geçinemediğin için prim borcun oluştu, şimdi maaşının yüzde 25’ini keseceğim’ denecek. Milyarlarca liralık vergi borcu silinirken, diğer yandan geçim derdindekilerin maaşına göz dikiliyor. En düşük dul ve yetim aylığı 4.220, engelli aylığı 6.147 ve 65 yaş aylığı 5,133 lira. Bu aylıkların yüzde 25’ini keserseniz dul ve yetime 3.165, engelliye 4.610, 65 yaş aylığı alana da 3.849 lira kalıyor. Yani yoksulun yaşamının bir gram altın kadar değeri olmuyor. Bu insanlar nasıl hayatta kalacaklar? Bu sorunun cevabını iktidar bilmiyor değil, görmezden geliyor” değerlendirmesini yaptı.

“FATURA DAR GELİRLİYE”

Emeklilik ve sosyal güvenlik hakkının bir lüks olmadığını aksine Anayasa’nın güvence altına aldığı bir yurttaşlık hakkı olduğunu kaydeden Taşcıer, “AKP sosyal devletin bir tuğlasını daha sessizce çekip çıkartmak istiyor. Sosyal güvenlik sistemini dayanışma temelinden çıkarıp piyasanın insafına terk eden bir anlayışın ürünü olan düzenleme ile sosyal güvenlik sisteminde yük yine dar gelirli kesimlerin sırtına bindiriliyor” ifadelerini kullandı.