01.09.2025

Gamze Taşcıer: “AKP İktidarında Sosyal Kırım”

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Gamze Taşcıer, memur emeklileri ve sabit gelirlilerin alım gücünün nasıl eridiğini gözler önüne seren çarpıcı bir rapora imza attı. “AKP İktidarında Sosyal Kırım” başlıklı rapora göre, 2002’de emekli olan bir memur, ikramiyesiyle 660 adet çeyrek altın alabiliyordu. Bugün aynı statüdeki bir memur, ikramiyesiyle sadece 133 çeyrek altın alabiliyor. Memurların 23 yılda 527 çeyrek altın kaybettiğini ortaya koyan Taşcıer’in hesaplamalarına göre, 2002’de emekli ikramiyesiyle 100 metrekare ev alan bir memur, bugün ancak 42 metrekarelik bir evin 9,5 metrekaresine sahip olabiliyor. AKP’nin çözüm olarak sunduğu gayrimenkul sertifikasının da fiyaskoyla sonuçlandığını ifade eden Taşcıer, %11,85 değer kaybeden sertifikalarla dar gelirlilerin hem enflasyona ezdirildiğini hem de fonlarla dolandırılarak tüketildiğini belirtti. Ev sahibi olmak isteyen bir sabit gelirlinin 5.113 gün boyunca hiçbir harcama yapmadan yaşamak zorunda olduğunu ifade eden Taşcıer, “Bu sistemin adı sosyal kıyımdır” dedi.

23 YILDA 527 ÇEYREK ALTIN BUHAR OLDU

2002’de düz lise mezunu olup, kamuda 25 yıl çalışmış ve 3’üncü derecenin 1’inci kademesinden emekli olan bir devlet memuru 18.082,33 lira emekli ikramiyesi alıyordu. Bu ikramiye ile 660 adet çeyrek altın alınıyordu. Aynı statüdeki devlet memuru bugün emekli olduğunda 974.109,68 lira ikramiye almaya hak kazanıyor. Emekli olan memur eline geçen ikramiye ile sadece 133 çeyrek altın alınabiliyor. Bu veriler, AKP iktidarının 23 yılda 527 adet çeyrek altını memurun cebinden aldığını gösteriyor.

23 YILDA 90 METREKARELİK KAYIP

2002’de bir memur emeklisi, ikramiyesi ile İstanbul Başakşehir’de 10 bin liraya 100 metrekare daire alabiliyordu. Aynı memur bugün emekli ikramiyesiyle AKP iktidarının büyük müjde olarak duyurduğu Gayrimenkul Sertifikası ile satışa sunulan ve şu an değeri 4.237.472 lira olan Damlakent Konut projesinde net kullanım alanı 42 metrekare olan 1+1 dairenin yalnızca 9,5 metrekaresini satın alabilmektedir. Bir başka ifadeyle 2002’de ikramiyesiyle ev ve yazlık sahibi olabilen bir memur emeklisi, 2025’te bırakın ev sahibi olmayı, 42 metrekarelik bir evin ancak tuvaletini satın alabilmektedir!

EV DEĞİL, HAYAL SATIYORLAR

Bugün Türkiye’de sabit gelirlilerin karşı karşıya kaldığı tablo, iktidarın emekçilere nasıl hayal sattığını gözler önüne seriyor. Ülkemizde ortalama ücret 40.699 liradır. Beyaz yakalı bir çalışan yemeden içmeden tüm geliri ile sertifika alsa ancak 10 yıl sonunda 1+1 ev sahibi olabilecektir. Ortalama memur maaşı ile 7 yılda, en düşük emekli aylığı ile 23 yılda, ortalama memur emeklisi aylığı ile de yaklaşık 15 yılda bir ev sahibi olmak mümkün olacaktır.

Tüm bu gelir düzeylerinin ortalaması alındığında Türkiye’de ev sahibi olmak isteyen bir sabit gelirlinin 5.113 gün yani 14 yıl boyunca yeme, içme, sağlık, eğitim, barınma, ısınma ve ulaşım harcaması yapmadan yaşamak zorunda olduğunu ortaya koymaktadır. İnsan ömründen ortalama 14 yılı sadece “barınma”ya ipotek eden bu düzen, adı konmamış bir köleliktir.

HAYALFLASYONLA EZDİLER, FONFLASYONLA TÜKETİYORLAR

Gayrimenkul sertifikası adı altında sabit ve dar gelirlilere ev değil, ömür boyu sürecek bir hayal satmaya çalışan AKP iktidarı, emeğiyle yaşayanları umut tüccarlığı yaparak dolandırıyor. Zira kamuoyuna kârlı bir yatırım aracı gibi sunulan gayrimenkul sertifikasının, daha bir ayını doldurmadan %11,85 değer kaybettiği görülüyor. Somut veriler, gayrimenkul sertifikası aldatmacasının nasıl bir yıkıma dönüştüğünü net biçimde gösteriyor.

Bir örnek vermek gerekirse, kâğıt üzerinde 22.105 lira geliri olan asgari ücretlinin bugün gerçek alım gücü 4.215 liraya ulaşan enflasyon kaybı nedeniyle 17.890 liradır. 17.890 TL ile 2.356 sertifika alınabilmektedir. Bu sertifikaların bugünkü değeri de borsada yaşanan %11,85’lik değer kaybı sonrasında 15.769 TL’dir. AKP’ye inanıp, sertifika alan asgari ücretlinin daha bir ay dolmadan 2.121 lira zarar ettiği görülmektedir. Emekçinin alın terini önce hayalflasyonla ezen AKP iktidarı, iktisat literatürüne adını kara harflerle yazdırdığı fonflasyonla tüketmektedir. Bir seferde emekçinin 6.336 lirasını buharlaştırmanın adı olsa olsa “çifte soygun”dur.

BU SİSTEMİN ADI SOSYAL KIYIMDIR

AKP’nin yarattığı bu tahribat, emekçinin alın terine, yıllar süren hizmetine ve yaşam mücadelesine dönük sistematik bir değersizleştirme politikasıdır. Mesele, ikramiyenin TL karşılığı değil; iktidarın, emeğe biçtiği değerdir. Memura, işçiye, ücretliye ve emekliye karşı ideolojik bir tasfiye politikası yürütülmektedir. Bu sistemin adı sosyal kıyımdır.