01.11.2025
01.11.2025
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına tepki göstererek, "Sayın Bakan’a buradan bir kez daha sesleniyorum: Donu, savaşı, kuraklığı bahane etmeyin. Bu millet artık bahane değil, çözüm istiyor. Çiftçi üretmeye hazır, yeter ki siz yönetmeyi bilin" dedi.
CHP Tarım ve Orman Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıklamalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. "Gıda enflasyonunu donla, savaşla, kuraklıkla açıklamak gerçekleri gizlemektir. Asıl neden yanlış yönetimdir" diyen Adem, şunları kaydetti:
"Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek’in, son dönemde artan gıda fiyatlarını 'zirai don, savaşlar ve kuraklık' gibi sebeplere bağlayan açıklaması, ne yazık ki halkın yaşadığı ekonomik gerçekleri perdelemeye dönük bir girişimdir. Bu açıklama, hükümetin yıllardır tarım sektörünü görmezden gelen, üreticiyi kaderine terk eden ve ülkemizi gıda krizine sürükleyen yanlış politikalarının üzerini örtme çabasından başka bir anlam taşımamaktadır. Türkiye bugün tarımsal potansiyeli son derece yüksek bir ülkedir. Fakat bu potansiyel, kötü yönetim, plansızlık ve tarıma bakıştaki vizyonsuzluk yüzünden heba edilmektedir. Tarımsal üretim, maliyet baskısı altında ezilmekte; üretici kazanamaz, tüketici de uygun fiyatla gıdaya ulaşamaz hale gelmiştir. Gerçekler ortada: Çiftçi kazanamıyor, tüketici ödeyemiyor.
"GIDA ENFLASYONUNUN NEDENİ DOĞA DEĞİL, YÖNETİM ANLAYIŞINIZDIR"
Bugün pazarda bir kilo domatesin, biberin, soğanın, patatesin fiyatı el yakıyor. Ama aynı ürün, tarlada üreticinin elinde maliyetini bile karşılamayacak fiyatlardan satılıyor. Çünkü üretimden pazara kadar uzanan zincir plansız, kontrolsüz ve adaletsizdir. Üreticiye gereken destek verilmemekte, tarım girdilerindeki fahiş artışlar karşısında çiftçi yalnız bırakılmaktadır. Mazot, gübre, tohum, ilaç, yem, sulama elektriği… Her biri katlanarak artarken, çiftçinin ürünü değerinde alıcı bulamamaktadır. Üretici emeğinin karşılığını alamazken, tüketici ise market raflarında aynı ürüne beş katı bedel ödemektedir. Peki bu fark nereye gitmektedir? Bu fark, plansızlıktan, aracılık sisteminden, tarımda kooperatifçiliğin zayıflatılmasından, üreticiyi koruyacak fiyat mekanizmalarının olmamasından kaynaklanmaktadır.
Sayın Bakan’a sormak istiyoruz: Eğer bugün gıda fiyatları böylesine artıyorsa, bunun tek nedeni gerçekten don, savaş ve kuraklık mıdır? Yoksa sizin uyguladığınız ekonomik politikalar mı bu tabloyu yarattı? Yıllardır çiftçinin desteklenmesi gerektiğini söyledik. Ancak siz destekleri budadınız, tarımsal kredileri ulaşılamaz hale getirdiniz. Tarımsal üretim planlamasını yapmadınız, ithalatı çözüm zannettiniz. Bugün geldiğimiz noktada, Türkiye kendi kendine yeten bir ülke olma özelliğini kaybetmiştir. Gıda enflasyonunun nedeni doğa değil, yönetim anlayışınızdır.
"DOĞA OLAYLARINI BAHANE EDEREK SORUMLULUKTAN KAÇMAK KOLAYDIR"
Doğa olaylarını bahane ederek sorumluluktan kaçmak kolaydır. Ancak unutmamak gerekir ki, her ülke dönem dönem don, kuraklık veya küresel krizlerle karşılaşır. Fark, bu süreçleri nasıl yönettiğinizdedir. Gelişmiş ülkeler, bu tür risklere karşı üreticisini koruyacak sigorta sistemleri, afet fonları ve destek programları oluşturur. Bizde ise üretici don olduğunda kaderine terk edilir, borcunu ödeyemediği için tarlasını kaybeder.
Kuraklık yaşandığında sulama yatırımları yapılmadığı için üretim düşer, ama Bakanlık hâlâ 'iklim koşullarını öngöremedik' diyerek açıklama yapar. Çözüm: Üretimi güçlendiren, planlı ve adil bir tarım politikasıdır. Türkiye’nin gıda krizini çözmenin yolunun, bahane üretmekten değil üretimi güçlendirmekten geçtiğini söylüyoruz.
Biz biliyoruz ki bu ülkenin çiftçisi üretmek istiyor. Ancak üretimden kazanamadığı, emeği değersizleştirildiği için toprağını bırakmak zorunda kalıyor. Bizim çözümümüz açık ve nettir:
"TARIMSAL SİGORTA SİSTEMİ ETKİNLEŞTİRİLECEK"
Tarımsal üretimde planlama zorunluluğu getirilecek. Üretici ile tüketici arasındaki zincir kısaltılacak, aracılık sistemi denetim altına alınacak. Mazot, gübre, tohum ve yem gibi girdilerde çiftçiye doğrudan destek sağlanacak. Kooperatifçilik yeniden güçlendirilecek, üretici pazarlama gücüne kavuşacak. Tarımsal sigorta sistemi etkinleştirilecek, çiftçi don, kuraklık ve afet karşısında yalnız kalmayacak. İthalata dayalı tarım politikası sona erecek, yerli üretim stratejik öncelik haline getirilecek.
Biz, Türkiye’yi yeniden kendi kendine yeten, üreticisiyle gurur duyan bir ülke haline getireceğiz. Çünkü tarım sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda ulusal güvenlik meselesidir. Sayın Bakan’a buradan bir kez daha sesleniyorum: Donu, savaşı, kuraklığı bahane etmeyin. Bu millet artık bahane değil, çözüm istiyor. Çiftçi üretmeye hazır, yeter ki siz yönetmeyi bilin."
02.11.2025
02.11.2025
02.11.2025
02.11.2025