26.10.2022

Engin Özkoç: “AKP Bizim Dediğimiz Noktaya Geldi”

-“TTK AMASRA İŞLETMESİ  YETKİLİLERİ RESMİ ARAÇLA NEDEN ADLİYEYE GİDİP, GELİYORLAR?

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, AKP’nin, CHP’nin çizgisine geldiğini belirterek, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk imzacısı olduğu ve biz grup başkanvekilleri ve tüm milletvekillerimizin de imzasıyla 2020'de biz sicil affı istedik, 2020 istedik ve stopaj vergisinin kaldırılması için kanun teklifi verdik. O dönemlerde pandemi yaşanıyordu. AKP, buna kulak tıkadı ama nedense seçimlere 7 ay kala şimdi bizim dediğimiz noktaya geldi, sicil affı getiriyor. Neden? Çünkü bu, onlar için bir seçim yatırımı.” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. Bartın Amasra’da meydana gelen maden kazasına değinen Özkoç, “Üzerinden tam 12 gün geçti, dosyada hâlâ şüpheliler belli değil, ifadeler de bugüne kadar alınmadı. Kurum yetkilileri resmi araçla adliyeye gidip geliyorlar. Kiminle görüştün, niye görüştün? Şüpheli sıfatıyla mı ifade veriyorsun? Bilgi vermeleri gerekiyor. Açıkça bir hukuksuzluk söz konusu. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, ‘iş kazaları yaşanan ocaklarda sorumlular bu işin bedelini ödesin’ diyor; Türkiye'deki en büyük sendikalardan bir tanesinin başkanı. Oradaki sendika Türk-İş'e bağlı, ‘bu işin bedeli ödensin’ diyor. ‘O firmalara bir daha ruhsat verilmesin’ diyor. Ardından başka bir şey söylüyor arkadaşlar. ‘Başka isimler adı altında ihale alıyorlar, bakanlıkları uyarıyorum’ diyor. Bunu Türk-İş Genel Başkanı biliyor, bakanlıkların haydi haydi bilmesi gerekir. Bir suiistimal olduğuna açıkça işaret ediyor. Demek ki burada bir suiistimal söz konusu, bakanlıkların kayırdığı firmalar söz konusu. Başka isimler adı altında tekrar tekrar usulsüz yollarla açılan bu ocaklarda katliamlar yaşandığı artık açıkça gözüküyor.

KOMİSYON TARAFLI DAVRANIYOR

Meclis'te bununla ilgili bir komisyon kurduk.  Bugün saat 14:00'de bir araya gelecekler. Son anda haber veriyorlar. Böyle bir yaklaşım kesinlikle doğru bir yaklaşım değildir. Bu yaklaşım, daha şimdiden komisyonun taraflı bir davranış içerisinde olduğunu gösterir. Bundan sonraki komisyon toplantılarında daha önceden zamanında haber verilerek, birlikte sağduyu içerisinde 41 kardeşimizin hayatı düşünülerek bu çalışmaların sürdürülmesi gerekiyor” dedi. Özkoç, şöyle devam etti.

AKP İÇİN SEÇİM YATIRIMI

“Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda biz bu hafta bir torba yasa görüşüyoruz. Torba yasada Cumhuriyet Halk Partisi bugüne kadar Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin grup başkanvekilleri, vekillerinin bugüne kadar toplumumuzu rahatlatmak ile ilgili söylediği birtakım öneriler biraz daha farklı bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine getiriliyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ilk imzacısı olduğu ve biz grup başkanvekilleri ve tüm milletvekillerimizin de imzasıyla 2020'de biz sicil affı istedik, 2020 istedik ve stopaj vergisinin kaldırılması için kanun teklifi verdik. O dönemlerde pandemi yaşanıyordu. AKP, buna kulak tıkadı ama nedense seçimlere 7 ay kala şimdi bizim dediğimiz noktaya geldi, sicil affı getiriyor. Neden? Çünkü bu, onlar için bir seçim yatırımı. Karakış fonu... Genel Başkanımız tam 1 yıl önce hanelerde elektrik, doğalgaz kesintileri yaşanmasından, insanlarımızın icraya düşmeden karakış fonu uyarısını yaptı. Neden? Dar gelirli faturasını ödeyemiyor, büyük sıkıntılar yaşanıyordu. 2021 yılında doğalgazı kesilen abonelerin sayısı 1 milyon 78 bin 18 kişiydi. Bu büyüklükte bir abonede kesiklik, bu büyüklükte bir mağduriyet yaratıyordu. Elektriği kesilen abone sayısı da tam 2 milyon 970 bin kişiydi. Ekim 2021'de 3 grup başkanvekili kanun teklifi verdik; ödenmemiş elektrik, su, doğalgaz borçları yapılandırmaya tabi tutulsun dedik. Her türlü cezadan vazgeçilsin dedik. Borç 6 ay faizsiz ertelensin dedik. AKP, seçimlere 7 ay kala Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemine bu af teklifi getiriyor, ‘15 Ağustos 2022'den önce icra takibine alınan 2000 liranın altındaki elektrik, su, doğalgaz faturaları ile ilgili borçların silinmesi’ diyor.

CHP SÖYLEDİ KYK BORÇLARI AKP'NİN GÜNDEMİNE GELDİ

Faizlerin silinmesi, ertelenmesi için defalarca Cumhuriyet Halk Partisi olarak kanun teklifi verdik. AKP ne yaptı? Kulak tıkadı. Şimdi ne yapıyor? Cumhuriyet Halk Partisi'nin dediğini yapıyor. Diyor ki: ‘Vatandaşların bankalara olan borçlarının faizleri ile ilgili bir düzenleme yapılsın’.  Önceki yıllardan gelenlerle birlikte toplam icralardaki borçlar 4 milyon 153 bin kişi. Vatandaşın bankalara ve finansman şirketlerine bireysel borcu ise 7 Ekim itibariyle 1 trilyon 357 milyon TL. Arkadaşlar af konuşuyoruz, AKP teklif getiriyor, 15 Ağustos 2022 itibariyle bankaların varlık yönetim şirketlerine devirleri...  ‘2500 liranın altında olanlar’ diyor AKP iktidarı. Şimdi bütün bunlar neden yaşanıyor Türkiye'de? Bu yoksulluk, milletimizin bu borçlanması, temel ihtiyaç giderlerinin karşılanamaması neden?  AKP iktidarının politikalarından KYK borçlarıyla da ilgili yaşananlar öyle. Cumhuriyet Halk Partisi söyledi, KYK borçları AKP'nin gündemine geldi.

AKP’NİN KULLANDIĞI DİL BARIŞ DİLİ DEĞİLDİR

AKP, vatandaşını düşünen, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki birlik ve beraberliğin temel esas olarak alınmasını talep eden bir siyasi parti değil maalesef. AKP, sıkıştığı zaman milletten yana önlem almaya çalışan, kendi koltuğu ile ilgili yaşadığı sıkıntıları bertaraf etmek için tedbir almaya çalışan bir siyasi partidir. AKP'nin bugüne kadar kullandığı dil, Tayyip Erdoğan'ın kullandığı dille aynıdır, barış dili değildir. Onların dili çatışma ve ayrıştırma dilidir. AKP için özgürlük, yasaların istediği gibi çarpıtılmasıdır, mahkemelere müdahale edilmesidir, suç baronlarının özgürce kendileri tarafından savunulmasıdır, terör örgütleri ile işbirliğidir. Meslek odalarının, STK'ların, iş insanlarının, emekçilerin tehdit edilmesidir AKP için özgürlük. Haksız tutuklamalar, cezaevleri olarak AKP bu özgürlükleri kendi alanında sınırsızca kullanmıştır. İktidarları döneminde baştan itibaren cumhuriyetin değerlerini itibarsızlaştırmak, cumhuriyetin içini boşaltmak için ellerinden ne geliyorsa yapmışlardır. Kurum tabelalarında T.C.'nin kaldırılması, Atatürk ve silah arkadaşlarına ‘ayyaş’ nitelemesi, bazı yandaşların ‘keşke Kurtuluş Savaşı'nda Atatürk ve silah arkadaşları değil de Yunanlılar galip gelseydi’ diyecek noktaya kadar pervasızca yaklaşımları; ordunun, Genel Kurmay Başkanının değil, bir PKK teröristin sözüne güvenmeleri, bayrağımıza karşı saygısızlık; milliyetçiliğin, Türkçülüğün aşağılanması... Bunların hepsini yaşadık. Onlar için cumhuriyeti savunanlar ve karşısında, yani cumhuriyetin karşısında duranlar var.

SİZİN DİLİNİZ TÜRKÇE DEĞİL Mİ?

AKP iktidarı her zaman tavırları ve söylemleri ile cumhuriyetin karşısında olmuştur. En son noktayı da AKP'nin Grup Başkan Vekili Mahir Ünal koymuştur. Cumhuriyetimizin resmi dili Türkçeyi, Türk Dil Kurumu'nu hiç aklına getirmeden, yok sayarak, ‘cumhuriyet alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünce setimizi yok etmiştir’ deme cüretinde bulunmuştur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak AKP iktidarının grup başkanvekiline soruyoruz: Sizin alfabeniz Türkçe alfabesi değil mi? Sizin diliniz Türkçe değil mi? Sizin düşünce setiniz Cumhuriyet değil mi? Biz olmadığını biliyoruz. Biz ayrıştırma diline karşıyız. Biz barış dili istiyoruz. Biz kardeşlik dili istiyoruz. Biz kucaklaşma istiyoruz, değerlerimizi ve cumhuriyetimizi varsayanlarla birlikte. Türkiye Cumhuriyeti'nde AKP iktidarının 20 yıldan beri en çok zarar verdiği birlik, aile birliğidir. AKP'nin uyguladığı damattan yana, yandaştan yana, ekonomik akıldan uzak uygulamalar aile birlikteliğini maalesef paramparça etmiştir. Yatırımla uğraşan aileler, tarımla uğraşan aileler, girdi fiyatları, yabancı ülkelerden toprak kiralanması, ata tohumu, gübre, ithalata dayalı ekonomi, çiftçi ailelerini ezip geçmiştir. Tarımla geçinen aileler maalesef parçalanmışlar, kentlere akın etmişler, kapitalizmin vahşi politikalarıyla karşı karşıya kalmışlardır. Esnaf aileleri, elektrik, doğalgaz, dövizdeki öngörüsüz yükseliş, enflasyon, esnafı paramparça etmiştir. İş dünyası, dövizdeki dalgalanmalar ve öngörülebilirlik olmadığı için, dünyada eşit rekabet koşulları Türkiye'deki iş insanları için ortadan kalktığı için büyük bir sıkıntı yaşamaktadır. Artık aile birlikteliği, bütün Türkiye'de hangi işle uğraşırsa uğraşsın aile birliğini kökten zedelenme noktasına getirmiştir. Ailede birbirlerini seven karı-kocalar, maalesef ekonomik nedenlerden dolayı boşanmak zorunda kalmış, çocukları ise savrulmuştur. Boşanmaların arttığı bu ortamda fuhuş yükselmiştir, uyuşturucu yükselmiştir. Uyuşturucu ve fuhuş baronlarının ellerine düşen çocuklarımız Türkiye'de artık bir gelecek umudu yaşatmıyorlar akıllarında. Aile birliği işte böyle yok edilmiştir. Aile birliği, AKP eliyle yok edilmiştir. Aile birliği, AKP'nin ekonomik politikalarıyla yok edilmiştir.”

Gazetecilerin sorusu üzerine Özkoç, “Adli makamların yürüttüğü bu işlemleri yakından takip ediyoruz. Adalet herkese eşit bir şekilde uygulanmalı. Ancak bir sivil toplum örgütünden, bir meslek örgütünden de bahsediyoruz. Bu adli soruşturmanın yürütülmesi bahane edilerek orada bir atama yapılması, kayyum atanmasının kesinlikle doğru olmadığı kanaatini taşıyoruz. O sivil toplum örgütü kendi içerisinde ya da meslek odası kendi içerisinde kendi iç tüzüğü gereğince yapılması gerekenleri yapar” dedi.

Özkoç, bir başka soru üzerine de, “Sayın Akşener'in daha önceden de bir televizyon programında ‘masadan kalkar mısınız?’ sorusuna ‘hayır, biz kesinlikle masadan kalkmayız’ yanıtını hatırlatmak isterim. Kendisine ait bir sözdür, kendisine ait bir yaklaşım tarzıdır. Şunu da ifade etmek istiyorum değerli arkadaşlar: Biz Millet Masası'nda farklı siyasi partileriz, farklı ideolojiler olan siyasi partileriz. Bütün siyasi partilerin bizim söylemlerimizi bire bir destekliyor olması gibi bir şeyi zaten biz talep etmiyoruz. Böyle bir şeyin de doğru olduğunu da düşünmüyoruz. O zaman hepimiz aynı çatı altında toplanan, tek bir ideolojiye mensup bir siyasi parti konumuna gelirdik. O yüzden İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, diğer siyasi partiler; hepsinin kendi ideolojileri var. Sayın genel başkanlar kendi görüşlerini, kendi ideolojileri doğrultusunda ifade ediyorlar. Biz de buna saygı duyuyoruz” dedi.