23.02.2022

Engin Altay: “Fahiş Fiyatla Mücadele Yüzde 127’lik Zammı Geri Alarak Olur”

-“ERDOĞAN’IN YENİ REHBERİ YELİZ KAFASI, AKBAŞOĞLU MATEMATİĞİ”

-“14 MART TIP BAYRAMI’NA KADAR ÖZLÜK HAKLARI VE SAĞLIKTA ŞİDDET İLE İLGİLİ DÜZENLEMELERİ TBMM’DEN GEÇİRMELİYİZ”

-“10 MİLYAR TL’LİK PROJEYİ İHALESİZ VERMEK ÇÜRÜMÜŞLÜK ”

-“TV’LERE, ELEŞTİRENLERE VERGİ İNCELEMESİ GÖZDAĞIDIR”

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın günlerdir elektrikzamlarıyla ilgili açıklama yaptığını ancak bir adım atılmadığını belirterek, “Bir gecede Cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlı zammını yaptılar, 2 aydır indirim için çalışıyorlar. Erdoğan’da her gün fahiş fiyatla mücadeleden söz ediyor. Fahiş fiyatla mücadele yüzde 127’lik zammı geri alarak olur” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Altay, şu değerlendirmelerde bulundu:

14 MART’A KADAR DOKTORLARA SÖZÜMÜZÜ TUTALIM

“Doktorlarımız ve sağlık çalışanlarımız darda, zorda. Koruyamıyoruz onları, ülkede tutamıyoruz, karınlarını doyuramıyoruz; 36 saat nöbet tutuyoruz, günde 90 hastaya baktırıyoruz ve maalesef doktora, sağlık çalışanına şiddetin önüne de geçemiyoruz. Güya geçtiğimiz aylarda bir bu konuda bir yasal düzenleme de yaptık. Caydırıcılık bakımından yeterli olmadığını o zaman söyledik. Her zaman olduğu gibi AK Parti bizi dinliyor ama geç dinliyor. Simdi dün aksam da Sağlık Bakanı ne demiş? ‘Yasal düzenleme yakın’ demiş. Günaydın Sağlık Bakanı, günaydın. Doktor Ebru Ergin dün gece şiddete maruz kaldı, tedavi görüyor. Doktorumuza saldıran salıverilmiş. Bu nasıl bir iştir, bu nasıl bir kafadır, bu nasıl bir yönetimdir? Komisyon üyesi arkadaşlarımız, hem doktorlarımızın özlük hakları bakımından, hem de maruz kaldıkları şiddetle ilgili Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu toplantıya çağırıyor ama sonuç yok. Ben de buradan sesleniyorum: Komisyon Başkanı Sayın Recep Akdağ; tıp adamısın, tıp insansın. Sağlık Bakanlığı yaptın bu ülkede. Doktorlarımız biraz önce söylediğim gibi kötü bir tabloyu, kötü bir iklimi yaşıyor. Gel kardeşim her şeye saraya bakmayın ya. Yani hapşırmak için saraya bakıyorsunuz ya; toplu komisyonu. arkadaşlarımız Fikret Şahin, Ali Şeker, Ali Fazıl Kasap, Burhanettin Bulut, Ünal Demirtaş, Kani Beko komisyonu üyelerimiz sürekli bu çağrıyı yineliyor. Doktoruna, sağlık çalışanına saygısı olmayan bir yönetim, onları koruyamayan bir yönetim olur mu? Şubatın son günlerindeyiz, Mart geliyor. 14 Mart Tıp Bayramıdır. Şimdi, 14 Mart'tan önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yapması gereken 2 mühim iş var: Birincisi, doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın hani şu Aralık'ta verdiler, geri çektiler, kıvırdılar; özlük haklarıyla ilgili yasal düzenlemeyi, bütün sağlık çalışanlarını memnun edecek bir yasal düzenlemeyi derhal Meclis'e getirin. İkincisi; sağlık çalışanlarımızı, özelde de doktorlarımızı şiddete karşı tam güvence altına alan bir yasal düzenlemeyi de derhal çıkaralım.

EYT’LİLER MAĞDUR

Dün Meclis'te EYT'liler vardı. Daha öncede AK Parti Grup Başkan Vekili, ‘EYT’ ile ilgili bir çalışma yapılıyor’ dedi. Yetmez, bakan da söyledi. Sonra ne oldu? Bakanı ve AK Parti Grup Başkan Vekilini Bakanlık Basın Müşavirliği yalanladı. Böyle devlet olur mu? Böyle şey olur mu? Böyle yönetim olur mu? İşte Türkiye'nin yönetimi bu. Sayın Genel Başkanımız boşuna demiyor, ‘Türkiye yönetilmiyor, savruluyor’ diye. Ak Partili siyasetçilere sesleniyorum: Lütfen EYT'lilerin umutlarıyla oynamayın, çaresizlikleriyle dalga geçmeyin kardeşim. EYT'liler çaresizdir, EYT'liler mağdurdur; EYT'liler yaşam mücadelesi, geçim mücadelesi, açlık mücadelesi veriyorlar. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu duruma seyirci kalıyor. Asla kabul edilemez.

VERGİ İNCELEMELERİ GÖZDAĞI

Ak Parti'nin kendisine karşı olanı, kendisine muhalefet edeni bölücülükle, teröristlikle suçladığını, kriminalize ettiğini biliriz. Mantık bu, kafa bu... Yeni bir şey başladı şimdi. Yetmedi bu kesmedi, şimdi üç örnek vereceğim: Halk TV, Mustafa Sönmez. ENAG. Biri bir televizyon kanalı. Mustafa Sönmez ekonomi yorumcusu, ENAG da Enflasyon Araştırma Grubu. Bunun kurucusu olan beyefendiye, Veysel Bey'e Maliye yazı gönderiyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı. ‘hesaplarını inceleyeceğiz’ diye yazı gönderiyor. Ya incele tabi, yani herkesinkini incele. Hele ayrıcalıklı müteahhitleri de bir incelesen ama onun için Cumhurbaşkanı'ndan imzalı, ıslak imzalı belge isterseniz; Bu ayıptır, bu kokuşmuşluktur. Bu devleti küçümsemek, devleti küçük düşürmek, devletin itibarına halel getirmektir. Bu muhalefete gözdağının, muhalefeti sindirmenin, muhalefetin burnunu sürtmenin yeni bir yoludur. Herkesin biraz daha kararlı, sabırlı ve umutlu olmasını bekliyoruz. Medyanın cesurca, ekonomi yorumcularının cesurca, Enflasyon Araştırma Grubu gibi gurupların cesurca gerçekleri kamuoyuyla paylaşmasını bekliyoruz.

RTÜK KILICINI İNTERNET SİTELERİNE SALLIYOR

Yetmedi bunlar vergi incelemeleri, şu, bu yetmedi; davalar, soruşturmalar, kovuşturmalar dijital mecraya daldılar. Yabancı medya kuruluşlarına diyor ki: ‘Gel benden lisans al’. Ya yerlilere demiyorsun mesela. Şimdi internet sitelerine RTÜK kılıcını yukardan giyotin gibi sallandırıyorlar. Bu da Türkiye'de basın özgürlüğünün artık sıfır noktasına geldiğinin yeni bir göstergesi ve kabul edilebilir değil. Böyle devlet yönetilmez. Böyle toplum sadece ayrışır, kutuplaşır. Doğru işler yaparsanız oradaki, posttaki, tahttaki, neyse saraydaki siyasi ömrünüzü uzatabilirsiniz. Yanlış üstüne yanlış yaparak, tahtta ve posttaki siyasi ömrünüz uzamaz. Vergi incelemesi silahıyla muhalefeti sindirmeye çalışmak, en hafif deyimle aymazlıktır ve edep dışıdır, gayri ahlakidir.

B PLANI VAR MI?

Ukrayna ile ilgili gelişmeleri CHP olarak biz de endişeyle izliyoruz. Umarım ve dilerim ki Erdoğan'ın bu kendince ürettiği kehanetler, dünya lideri olma fantezisi, bölge lideri, bölge ağabeyi olma fantezisi Türkiye'nin başına yeni sorunlar açmaz. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik hamlesini kabul etmiyoruz ve kınıyoruz. Şimdi tabii bu böyle inşallah kan akmadan, can yanmadan, insanlar yerinden yurdundan olmadan çözülür. Türkiye burada inşallah bu beceriksizlikle, bu savrulmayla, bu fantezi dünyasıyla hazırlıksız yakalanıp, Türkiye'nin başının ağrıyacağı sorunlarla da karşılaşmaz. Bunu umuyoruz ve bunun için de uyarıyoruz. Mesela karakışa en hazırlıksız yakalandık, inşallah bu krizin sonuçlarına da hem enerji hem de buğday gibi ihtiyaçlar için hazırlıksız yakalanmış olmayız. Ukrayna sürecinde izlenecek politikanın da mutlaka ama mutlaka Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülerek hayata geçirilmesi lazım. Öyle yanına Dışişleri'nden yetkili almadan, oturup liderlerle konuşarak bu işler olmaz Erdoğan. Bunu da bil. Türkiye'nin başını belaya sokma, Türkiye'yi gereksiz riske atma. Bir çakıl taşı için hepimiz riske gireriz hep söylüyoruz ama Türkiye'yi gereksiz yere ‘kendim fantezi yapacağım, dünya lideri olacağım, masada yer bulacağım’ diye Türkiye'yi anlamsız riske ve gereksiz sorumluluğa da sokmaması peşinen tavsiye ediyoruz.

ZAM BİR GECEDE İNDİRİM 2 AYDA

Cumhuriyet tarihinde tek seferde yapılan en büyük zamdır elektrik zammı; tek seferde yapılan en büyük zam, yüzde 127. Şimdi bir gecede cumhuriyet tarihinin en büyük zammını yapmayı becerdiler, 2 aydır biraz indirim yapacaklar, nasıl yapacaklarını beceremiyorlar. Ya bir gecede en büyük zammı yaptın kardeşim. Bir gecede yaptığın beceriksizliğin yarattığı sonuçları biraz telafi etmek için 2 aydır ne düşünüyorsun Erdoğan? Yapacağın belli, zammı geri alacaksın kardeşim. ‘KDV indirdim’ yetmez. ‘Efendim STK'ları konut şeklinde değerlendireceğiz, tarifesini değiştireceğiz’ yetmez. ‘Esnafa yüzde 25 indirim yapacağım’. Yapsan ne olur, yapsan ne olur? Adam 4000 lira kira ödüyor. 4700 lira elektrik faturası gelmiş, yüzde 25'ini indirsen ne olur? Yüzde 102'si ne olacak? Yetmez Erdoğan, yetmez. Bu zamları geri çekeceksin, bu zamlar büyük oranda geri çekeceksin.

CEMEVİ İBADETHANE

‘Cem evlerini STK statüsüne alacağız’ diyorlar. Saygı duymuyorsun, bari saygısızlık yapma. Yani cemevi ibadethanedir kardeşim. Caminin elektrik faturasını, benim gittiğim caminin elektrik faturasını hangi yolla tahsil ediyorsan, cemevini de öyle yapacaksın. İkisinde de aynı Allah'a dua ediliyor, aynı peygambere salavat getiriliyor. Birini STK, birini ibadethane; olur mu böyle iş? Cemevinin elektrik parasını, camininkini kim ödüyorsa o ödeyecek. Nokta. Yani ‘cemevini de STK statüsü de sayacağım’ falan diyerek bu işler olmaz.

YELİZ KAFASI AKBAŞOĞLU MATEMATİĞİ BATIRIR

Erdoğan, ‘fahiş fiyatla mücadele’ diyor, ‘KDV’ diyor, ‘cezaları artıracağım, depolara baskın’ diyor. Fahiş fiyat noktasında mücadele edeceksen, Tayyip Erdoğan olarak Recep Erdoğan'la mücadele edebilirsin mesela. Ya da Recep Tayyip olarak Sayın Erdoğan'la mücadele edebilirsin. Çünkü Türkiye'de fahiş fiyatın ağababası fahiş fiyatın mesulü, müsebbibi Recep Tayyip Erdoğan'dır. Bir gecede yüzde 127 fahiş değilse, ne fahiş? ‘Milletin sesine kulak veriyoruz’ diyorsun, vermiyorsun. Bazen ‘kandırıldım, Allah affetsin’ diyorsun. Tutturdun bir Allah affetsin, gidiyorsun. Allah seni affeder, affetmez bilmem ama millet ilk sandıkta seni affetmediğini gösterecek. Ama gittikçe denge daha çok bozuluyor gibi geliyor bana. Yani sık Merkez Bankası başkanı değiştirdin, bir ara damadı kendini ekonomide rehber yaptın, onun masallarını dinledim. Ya şimdi neredeyse Erdoğan'ın inandığı rehberlik noktasında damadı mumla arayacağız ha. Çünkü Erdoğan'ın yeni rehberi şu: Akbaşoğlu matematiği, Yeliz kafası... Şu anda ekonomiyi ve Türkiye'yi böyle sevk ve idare ediyor. Gel etme Erdoğan; Akbaşoğlu matematiği seni de batırır. Senin batman benim umurumda değil ama ülke batar. Yeliz kafası da seni de batırır. Yeliz kafası bir şey daha yapar, partini de batırır. Aklında bulunsun, benden sana söylemesi. Gel akla, bilime, kendini bunları kendine rehber et. Akbaşoğlu matematiği seni kurtarmaz.

İHALESİZ 10 MİLYAR TL’LİK İŞ

Enerji alanındaki şirketlere EPDK cezalar yazıyor. Bu şirketler ki, hem otoyollarını, hem bu şehir hastanelerini yapan şirketler -hani dediğimiz o ayrıcalıklı müteahhitler- hem de hepsi bir tane dağıtım şirketi almış, hepsi. Bu şirketler için kesilen 3 milyar 848 milyon TL ceza var. Kesilmiş de, ne kadarı tahsil edilmiş; 152 milyonu tahsil edilmiş, devletin kasasına girmiş. 3 milyar 700 milyon tahsil edilmemiş. Peki Erdoğan, 3 milyar 700 milyon alacağın var almıyorsun X şirketinden ama sen ona garanti ödemeni her ay, her yıl düzenli yapıyorsun. 3 milyar alacağım var benim. Erdoğan senin babanın parası değil, benim de değil, devletin parası, 84 milyonun parası. Almıyorsun, niye?

İki hafta önce söyledim... 21-B'ye kızıyorduk, 21-B'ye kurban olalım. Erdoğan diyor ki: ‘Şununla oturun, bu işi halledin’ diyor. Bu noktaya geldi iş. Yani bir cumhurbaşkanı diyor ki ilgili bakana: ‘Şu firmayla otur, bu işi halledin, müzakere edin, yapıverin. 127 kilometrelik otoban, bir şey değil canım.’ Ne kadar? 10 milyar, 10 milyarlık iş... Bırak ihaleyi, bırak 21-B'yi, ‘hallediverin canım’ diyerek bir firmaya veriliyorsa, işte o fena, o çürümüşlük, o devleti peşkeş çekmektir. Bunlara müsaade etmeyeceğiz.

SARAY ADAYIMIZI MERAK EDİYORSA SEÇİM KARARINI AÇIKLASIN

Altay, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili bir soru üzerine de, “CHP’ye oy veren, CHP üye olan herkesin gönlündeki aday, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'dur. İşin diğer kısmı, başından beri Sayın Genel Başkanımız bu işin kendisinin verebileceği ya da Cumhuriyet Halk Partisi'nin vereceği bir karar olmadığını, olmayacağını, Millet İttifakı bileşenleriyle bu işin oturulup konuşulacağını beyan etmiştir. Biz aynı noktadayız. Vakti zamanı geldiğinde bu açıklanacaktır. Ama çok merak ediliyorsa ve saray da bunu çok merak ediyorsa öğrenmenin bir yolu var. Seçim tarihini bugün açıklasın, yarın adayımızı açıklayalım. Hadi bakalım” yanıtını verdi.