06.10.2024

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel: “Yaşar Kemal’in Sahip Çıktıklarını İktidara Getirmeye Söz Veriyorum”

“BÜTÜN EŞİTSİZLİKLERİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİM”

“ÇUKUROVA’DA PAMUK YENİDEN BEYAZ ALTIN OLACAK”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Yaşar Kemal’in doğduğu Hemite Köyü’nde, “Bu ülkede bütün eşitsizlikler ortadan kalkana kadar, yoksulluğu yönetmek değil yok etmek için iktidar kurup o iktidar ile yoksulluğu yok edene kadar, her türlü eşitsizlik ve adaletsizlik ortadan kalkana kadar, hiçbir suçu ve günahı olmadığı halde, hakkında mahkeme açılmadığı halde, açılıp da yargılanıp beraat ettiği halde işinden gücünden edilmişlere biz gelip sahip çıkana kadar, insanı ters dizsen düz çıkan bu güzelim Çukurova’da pamuk yeniden beyaz altın olana kadar, emekçiler, çiftçiler hakkını, alının terinin karşılığını alana kadar Yaşar Kemal cesareti ile mücadele etmeye, yapılacak ilk seçimlerde Yaşar Kemal’in sahip çıktıklarını iktidara getirmeye söz veriyorum” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Yaşar Kemal’in 101’inci doğum günü nedeniyle Yaşar Kemal’in doğduğu Osmaniye’nin Hemite köyünde düzenlenen Yaşar Kemal’i Anma Etkinliğinde “Çok iyi bir insanın 101 yıl önce doğduğu köydeyiz. Yaşar Kemal’in doğduğu, büyüdüğü Hemite’deyiz. Osmaniye’ye ikinci memleketim diyorum. Osmaniye’de Hemite Köyünde sizlerle birlikte olmak, Yaşar Kemal’in hayat arkadaşı ile birlikte güne başlamak herhalde içinde bulunduğumuz ve hepimizi çok yoran ülke gündemi içinde hepimize nefes aldıran bir etkinlikle güne başlamak hepimize iyi gelecek” dedi. “Burası 101 yıl önce Yaşar Kemal’in doğduğu, büyüdüğü bir yer” diyen Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“BUNDAN SONRA ÇOK DAHA FAZLA SAHİPLENEREK…”

“Van’ın Muradiye ilçesinden 1915’te Rus işgalinden dolayı buraya göçüp, buraya yerleşip, buranın insanlarıyla bir arada olup, buranın kültürü ile büyüyüp, kendi kökleriyle buranın kültürünü harmanlayıp, şüphesiz Türkiye’nin dünyaca en tanınmış edebiyatçısı, Türkiye’nin en önemli aydınlarından bir tanesi. Her zaman vicdanın sesi, her zaman barışın savunucusu olmuş Yaşar Kemal’in adeta yetiştiği topraklardayız. Buranın Türkiye kültürü açısından, Türk toplumu açısından, Türkiye’de yaşayan hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi mezhepten olursa olsun tüm insanlar açısından çok büyük önemi var. Böyle bir günde burada olmak çok önemli. 2013 yılında kazandırılan burası, biraz önce il başkanımın dediği gibi, Kadirli Belediye Başkanımız tarafından, meslektaşım tarafından bundan sonra daha fazla sahiplenilerek, buranın zaten aslında dünyanın Türkiye’de en çok bilinen köyünün bu namına ve gerçekliğe uygun şekilde hatırlanması gerekiyor.”

“HER SENE GELELİM”

“Yaşar Kemal’in sayısız kitabı, sayısız sayıda baskıyla, çok sayıda dile çevrildi. Yaşar Kemal, Hemite Köyünden pek çok kitabında bahseder. O yüzden Türkiye’nin dünyada en çok bilinen köyü burasıdır. Buranın daha görünür olması lazım. Başkanımız bir Yaşar Kemal Kültür Festivali başlattı. Onunla ilgili bilgileri okudum. Mutlaka bunun en önemli ayağının Hemite Köyü olması lazım. Biz buraya bundan sonra imkanımız oldukça her sene gelmeye devam edelim. Buradan Türkiye’nin genç edebiyatçılarını, dünya edebiyatının önemli isimlerini ağırlayalım. Kadirli Belediyesi’nin gücü yetmezse Adana Büyükşehir Belediyesi burada. Geçmişte Adana Büyükşehir Belediyesi, CHP’de değilken bu işler aksıyordu. Başkanım siz uluslararası festival işlerini iyi biliyorsunuz. Eczacı meslektaşım hevesli ama imkanları belki bu işe yetmez. Yaşar Kemal’in köyünün eskiden bağlı olduğu Adana ile Kadirli, Uluslararası Yaşar Kemal Kültür Sanat Festivali için el ele versinler birincisini seneye yapalım. Olur mu başkanım?”

“CUMHURİYETİN KURULDUĞU SENE DOĞDU”

“Yaşar Kemal bu köy için ‘Çukurova’nın karnına doğru yürümüş, kayalık bir dağın koyağında’ diyor. Bunu okuyunca koyak ne demek diyorsun, gündelik hayatta kullanmadığımız için. Açıp bakıyorsun. İki dağ arasındaki verimli bir araziden bahsediyor. Yaşar Kemal bir cümleyi kurarken, size sadece bir cümle kurmuyor. Bir tane kelime öğretiyor. Bir kelime öğretmiyor, bir coğrafyayı tanıtıyor. Hem merakı, hem bir edebiyatçının maharetinin nelere, ne kadar önemli sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor. Yaşar Kemal ile ilgili en takdir ettiğim emek veren insanlardan bir tanesi, bugün buraya geldiğimiz, genel başkan yardımcılarımızdan Burhanettin Bulut’tu. Kendisi Adana Eczacı Odası Başkanıyken Yaşar Kemal’i misafir etti. Onun kitabını Türkiye’deki bütün eczacı odalarına dağıttı. Onun söyleşilerine bizi davet etti. Hemşerisi Yaşar Kemal’e sahip çıkan ve onu bütün Türkiye’de gücü nispetinde tanıtan çabalar içinde olurdu. Biraz önce hanımefendi ile de o günleri hatırladık. O açıdan ben de onun altını çizmek isterim. Cumhuriyetin kurulduğu sene doğan Yaşar Kemal, benim doğduğum yıl 1974’te Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Beş finalistten bir tanesi oldu. O günün şartlarında, Kıbrıs Barış Harekatı’nın, ambargonun şartlarında bu adaylık bile muazzam bir şey, o gün tabi siyasi şartlar onun Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasına mani oldu. Ama dünyadaki pek çok edebiyatçının ve Türkiye’deki herkesin gönlünde Yaşar Kemal, aldığı ödüllerin yanında Türk insanın tamamının kalbinde tahtı olan ve ödüllerin en büyüğüne sahip olan birisidir. Kendisinin aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyorum.”

“ABDİ AĞALARA KARŞI…”

“Adana’nın siyasetçileri, özellikle muhalif siyasetçileri Türkiye’nin neresine gitseler Yaşar Kemal ile övünürler. O dört kitaplık, 32 yılda yazdığı dört kitaplık İnce Memed ile övünürler. Derler ki ‘Biz Abdi Ağalara karşı İnce Memed olmaya geldik.’ Biz de Abdi Ağaların düzenine karşı, kadın cinayetleri yaşanırken, kadınların arkasından çekilen ve İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınları savunmasız bırakan Abdi Ağalara karşı… Bugün yolda durduk, 700 derece ateşin karşısında çalışan, pandemide dünya rekorları kıran, kârların en büyüğünü elde edenler, işçisine emeğinin karşılığını vermiyor. Orada işçi ile patron karşı karşıya durduğunda bizim İnce Memedler oraya koşmuşlar. 100 gündür yanında duruyorlar. Ama patronu savunan Abdi Ağalar var. 12 bin 500 lira emekli maaşı veriliyor. İktidara geldiklerinde o emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Emekliyi ezdirmeyeceğim, enflasyona göre zam vereceğim deyip, o 1,5 asgari ücret, bugünkü fiyatla olsa 26 bin lira emekli maaşı olacakken, 12 bin 500 lira emekli maaşına, en düşük emekli maaşına insanları muhtaç eden, o gün 8 çeyrek altın alan emekli maaşını bugün 2,5 çeyrek altın düzeyine düşüren Abdi Ağalara karşı. Verildiğinde 17 bin liraydı asgari ücret, şimdi o para ile 11 bin liraya düşmüş. İnsanları bu sefalete mahkum eden Abdi Ağalara karşı dünyanın en barışçıl eylemini yapmış Tayfun kardeşimizi ve Gezi tutuklularını Silivri’de tutan Abdi Ağalara karşı. Görüşünü ve fikrini söyleyen herkesi terörist ilan eden ve Osmaniye’de belediye başkanı seçersiniz de Diyarbakır’da seçerseniz onlara oraları yönettirmem diyen Abdi Ağalara karşı Yaşar Kemal gibi olmak, onun İnce Memed’i gibi olmak durumundayız.”

“KİMSE KİMSEYİ YOK ETMEYE ÇALIŞMASIN”

“Yaşar Kemal 2014’te Bilgi Üniversitesi’ne çağırılıyor. Gidemiyor, sağlık sorunları nedeniyle. Bir mesaj yollamış. Bakın ne demiş? Benim kitabımı okuyan katil olmasın. Savaş düşmanı olsun. İnsanın insanı sömürmesine karşı çıksın. Kimse kimseyi aşağılamasın. Kimse kimseyi yok etmeye çalışmasın, asimile etmesin. Benim kitaplarımı okuyanlar yoksulluklarla birlik olsunlar. Yoksulluk bütün insanların utancıdır. Benim kitabımı okuyanlar cümle kötülüklerden arınsınlar. Yaşar Kemal kimin yanındaysa, ben, biz, hepimiz, CHP olarak Yaşar Kemal’in yanında durduğu herkesin yanındayız. Kürt’ün de Türk’ün de garibanının arkasındayız. Alevi’nin de Sünni’nin de işsizinin yanı başındayız. Bu ülkenin her etnik gruptan, her mezhepten yoksullarının, kimsesizlerinin, işsizlerinin, güvencesizlerinin, evladının geleceğinden endişe edenlerin ve memleketten, bu halinden yorulup yurtdışına gitmeyi düşünen gençlerinin, hepsinin yanındayız. Size söz veriyoruz. Yaşar Kemal’in kaleminden dökülenler hepimize hem vasiyettir, hem hepimizin tutması gereken bir sözdür. Bu ülkede bütün eşitsizlikler ortadan kalkana kadar, yoksulluğu yönetmek değil yok etmek için iktidar kurup o iktidar ile yoksulluğu yok edene kadar, her türlü eşitsizlik ve adaletsizlik ortadan kalkana kadar, hiçbir suçu ve günahı olmadığı halde, hakkında mahkeme açılmadığı halde, açılıp da yargılanıp beraat ettiği halde işinden gücünden edilmişlere biz gelip sahip çıkana kadar, insanı ters dizsen düz çıkan bu güzelim Çukurova’da pamuk yeniden beyaz altın olana kadar, emekçiler, çiftçiler hakkını, alının terinin karşılığını alana kadar Yaşar Kemal cesareti ile mücadele etmeye, yapılacak ilk seçimlerde Yaşar Kemal’in sahip çıktıklarını iktidara getirmeye söz veriyorum size.”

“BÜTÜN KATİLLERİN DÜŞMANI YAŞAR KEMAL”

“Bir de bugün Bahriye Üçok’umuzun 34’üncü ölüm yıl dönümü. Bir Cumhuriyet kadını, bir aydını, bir profesörü, hem de bir ilahiyat profesörünü sırf hurafeyi savunmayıp bilimi savunduğu için, birileri gibi dini eşitsizliklerin üstünü örtmeye araç etmeyip, aksine dinin insanların eşitliğine hizmet etmesi, yoksulluğu yenmek için her dindarın mücadele etmesi gerektiğini söylediği için, bütün yaptıkları haksızlıkları yüzlerine haykırdığı için, bir ilahiyat profesörünü Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu olmasını hazmedemedikleri için onu katlettiler. Buradan barışın savunucusu, en büyük barış savunucusu, bütün katillerin düşmanı Yaşar Kemal’in doğduğu günden Bahriye Üçok’a rahmet diliyoruz. Onu katledenleri bir kez daha lanetliyoruz. O karanlığa karşı Bahriye Üçok olmaya, Yaşar Kemal olmaya, mücadele etmeye hep birlikte bir kez daha söz veriyoruz. Hepinizi saygı ile selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”