03.07.2024
03.07.2024
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, seçimsiz geçeceği öne sürülen dört yılda iktidarın vatandaşa “acı reçete” içirmesinin kabul edilemeyeceğini bildirerek, “Eğer sen asgari ücrette zammı vermezsen, geçim olmazsa, seçim olur diyoruz. Ben demiyorum, meydanlar seçim seçim diye bağırıyor. Meydandaki işçiler, emekliler erken seçim diye bağırıyorlar. Rahatlamıyorlar. Çünkü seçim yok diye siz onları geçinemez bir halde bıraktınız” ifadesini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, 3’üncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın kızı, eski Adalet Partisi Milletvekili Nilüfer Gürsoy için TBMM’de düzenlenen cenaze törenine katıldı. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın erken seçim konusundaki sözleriyle ilgili soruya, “Erken seçimle ilgili Cumhurbaşkanının yaptığı teknik değerlendirme doğrudur. Çünkü erken seçim diye bir şey söz konusu değil. Seçimlerin yenilenmesi ya kendi kararı ile olur, o durumda bir daha aday olamıyor. Ya da Meclis’te 360 milletvekilinin kararı ile olur. O durumda geçen sefer YSK’nin verdiği karar ile bu dönemi ikinci dönem kabul edildiği için son bir kez aday olabiliyor. Bu yüzden Meclis’in bir karar alması, 360 milletvekili ile karar alması durumunda seçimler yenilenebilir” dedi. “Bu ne zaman olsun derseniz, bizce yarın karar alalım. İki ay sonra hemen seçim olsun. Ama kendisinin yaptığı teknik değerlendirme ne kadar isabetliyse, yaptığı siyasi değerlendirme de o kadar isabetsizdir” diyen Özel, ayrıca şunları söyledi:
“4 YIL BOYUNCA ACI REÇETE”
“Diyor ki dört yıl seçim yok. Herkes hesabını buna göre yapsın. Seçim yok diye asgari ücrete zam yok. Seçim yok diye en düşük emekli maaşı 10 bin lira. Geçen sene asgari ücrete üç ayda bir zam yapmayı konuşanlar, şimdi bu maaşla altı ay daha geçinsinler diyor. Bugünkü 17 bin lira, Ocak’taki 13 bin liraya denk geliyor. Altı ay daha zam vermeyelim diyor. Bu durumda herkes hesabını buna göre yapsın. Hadi 17 bin lira sen al bakalım. Hesabını buna göre yap. Böyle bir hesap olmaz. AKP’li olsun, MHP’li olsun, bütün seçmenler, bütün emekliler, asgari ücretliler, bütün çiftçiler ve bütün esnaflar perişan durumda. Nasıl yapacağız hesabımızı buna göre? Seçim senesi parayı bol bol dağıtıp seçim ekonomisi uygulayıp, sonra dört sene millete ıstırap çektirmenin, acı reçete içirmenin nasıl savunulabilir bir tarafı var? Biz hesabımızı, kitabımızı millete göre yapıyoruz. Biz Kocaeli Gebze’ye gidiyoruz, 100 bin kişi geliyor oraya. Biz orada diyoruz ki geçinebiliyor musunuz, hep bir ağızdan geçinemiyoruz diyorlar. Zam istiyor musunuz, istiyoruz diyorlar. Eğer sen asgari ücrette zammı vermezsen, geçim olmazsa, seçim olur diyoruz. Ben demiyorum, meydanlar seçim seçim diye bağırıyorlar. Erken seçim gündemini konuşana kadar meydandaki işçiler, emekliler erken seçim diye bağırıyorlar. Rahatlamıyorlar. Çünkü seçim yok diye siz onları geçinemez bir halde bıraktınız. Meselenin özü budur. Ben kendisi ile yaptığım görüşmede de bu dört ana başlığı söyledim. Çarelerini de söyledim. Bunun dışında ülkede demokrasiye yönünde atılması gereken adımları da söyledim. O adımlar atılacak olursa, milletin sıkıntılarına bir nebze olsun çare olabilecek adımlar atılırsa, söyledim. 31 Mart seçim sonuçlarını gerekçe yapıp, ben birinci partiyim, hadi seçim demeyeceğim. Ama millet isterse ne yapalım? Senin zam yapmadığın emekli, ürününü değerinde almadığın çay üreticisi, buğday üreticisi isyan ediyorsa, seçim istiyorsa bunda bizim ne günahımız var? Tek günah sizin. Yaymak isterim. Sizin gibi sorumluyu Mehmet Şimşek göstermek isterim ama vallahi ben de sizin yalancınızım. Öyle yapıyordunuz. ‘Her şeyin sorumlusu benim ben.’ Her şeyin sorumlusu sensen, o zaman birazcık bu konularda vatandaşın sesini duyman lazım.”
“YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”
“Sizin memleketten bağırdılar. Rize’den bağırdılar, geçinemiyoruz diye. Türkiye’nin dört bir yanı yoksulluktan perişan olmuşken bu kadar duyarsızlık olmaz. Biz hesabımızı, kitabımızı millet neye göre yapıyorsa ona göre yapacağız. Kimse kusura bakmasın. Onun dışında seçimle ilgili başka başka gündemlerden bahsediyor da vallahi bugün ülkenin gündeminde konuşulan mesele, CHP olsa sen haklısın. Ama bugün her yerde yoksulluk, işsizlik, açlık, verdiğin sözleri tutmaman konuşuluyorsa, senin gündemini karıştırmaya çalışman başka bir şey. Bunu bir görmek lazım. Biriniz yoksulluk konuşulmasın istiyorsunuz, öbürünüz de Sinan Ateş. Pazartesi günü oradaydık, yarın yine orada olacağız. Takip edeceğiz yakından. Biraz önce Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu salona uğurladık. Biz bütün CHP, MYK’den en az iki kişi ile takip ediyoruz. 10 milletvekili ile. Ama siz duymuyorsunuz o çığlığı. Başkentin ortasında bir Ülkü Ocaklarının önceki genel başkanın cenazesi siyaseten duruyor. Ortağın ‘Elleme’ dedi diye ellemiyorsun. Oraya adalet götürmüyorsun, sonra da muhalefeti suni gündem yaratmakla... Sinan Ateş suni gündemse, yoksulluk, işsizlik suni gündemse nedir senin gündemin? Bana bir onu söyle. Söyle senin gündemini konuşalım. Biz vatandaşın, milletin, halkın gündemini konuşmaya devam edeceğiz. İstedikleri kadar rahatsız olsunlar. Üslubumuzu bozmayız, hakaret etmeyiz ama kimse kusura bakmasın. Şimdi nasıl döndünüz, normalleşme diyorsunuz. Çünkü görüyorlar ki onlar vatandaşa zulüm ettikçe muhalefette yumuşama filan olmaz. Hiç öyle bir şeye niyetimiz yok. Ama normali şudur, vatandaşın gündemi neyse benim gündemim o. Benimle kavga etmeyi istedikleri kadar istesinler ben vatandaşın kavgasını vereceğim.”
“BUNUN CEZASINI CUMHUR İTTİFAKI ÇEKECEK”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, TÜİK’in açıkladığı 2024 yılının altı aylık enflasyon verilerine ilişkin soruya, “Tayyip Beyi üzmeyen istatistik kurumunun verilerine göre dahi asgari ücret şu ana kadar 3 bin 850 lira ermiş durumda. Yarından itibaren düşecek diyorlar, sanki böyle petrol, maden bulundu, altın bulundu da düşecek. Geçen sene bu sıralarda öyle bir saçmaladınız ki aylık enflasyon çok yüksekti, bu ay yine enflasyon yüksek ama baz etsiyle gelecek aydan itibaren biraz düşük görülecek. Bununla vatandaşı kandırmaya çalışıyorlar. Baz etkisini, vatandaşı yolunacak kaza çevirmişler kaz etkisi gibi anlatmaya çalışıyorlar. Yok öyle bir şey. Geçen seneki ağustos verisi çok daha yüksekti. Bu sene ağustos daha düşük gelecek diye görün dezenflasyon süreci başladı. Enflasyon artı olduğu sürece hayat pahalılığı artıyor demektir. Enflasyon yüzde 50’yse gelecek sene fiyatlar bugünden itibaren yüzde 50 artar. Enflasyon 25 ise 25 artar ama artar. Fiyatların düşmesi için eksi enflasyon lazım. Siz yüzde 12’lerdeki enflasyonu, sırf seçimde tüketici güven endeksi artsın, piyasada para bollaşsın diye olmadık saçmalıklarla, yüzde 80’lere kadar getirdiniz. Bugün Türkiye, AKP’nin kıl payı da olsa bir seçim daha kazanmak için Türkiye’ye yaptığı kötülüğün bedelini ödüyor. Yoksuldan alıp zengine verdiniz ve bugün o bedeli ödüyoruz. Enflasyon ile ilgili alınması gereken gerçek tedbirler yerine suya sabuna dokunmayan, sadece vatandaşa kemer sıktırtan tedbirler alınıyor. Bunun cezasını da ceremesini de siyaseten Cumhur İttifakı çekecek” yanıtını verdi.
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024