04.03.2024
04.03.2024
“TÜRKİYE İTTİFAKI, GÜCÜNÜ TÜRKİYE’DEN ALAN BİR İTTİFAKTIR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Kırklareli’nde sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, “31 Mart seçimleri sadece yerel seçimler değil. Yerel seçimler vasıtasıyla iktidara sarı kartın gösterileceği, ‘dur’ deyip kırmızı ışığın yakılabileceği, hangi siyasi görüşten olursa olsun iktidarın yaptığı bu pervasızlıklara ‘dur’ denilebileceği seçimlerdir. O yüzden önemlidir, kıymetlidir. 1 Nisan milletin sandıktan umudunu kesmediğini göstereceği seçimlerdir. 1 Nisan seçimleri 8 ay, 10 ay sonra yeniden sandık karşısına çıkan iktidarın karne alacağı seçimlerdir” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Kırklareli’nde sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle buluştu. “Emeklinin hakkını alacağız, emekçinin hakkını alacağız, örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıracağız, işçi sınıfıyla dayanışma içinde olacağız, büyük çiftçi mitinglerinin öncüsü, katılımcısı, destekçisi olacağız” diyen Özel, “Türkiye İttifakı, zamma, zulme karşı birleşenlerin ittifakıdır. Türkiye İttifakı renklerini ay yıldızlı al bayraktan alan, Türkiye İttifakı gücünü Türkiye’den alan bir ittifaktır. Özgür Özel, CHP’nin Genel Başkanı’dır ama Türkiye İttifakı’nın lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye İttifakı, Atatürk’ü sevenlerin ittifakıdır. Türkiye İttifakı ay yıldızlı al bayrağı gönlere çekenlerin ittifakıdır. Türkiye’nin dört bir yanında Türkiye İttifakı’nın Türkiye’nin geleceğine sahip çıkacağını görüyorum” dedi.
“BİR BELEDİYEYİ BİLE KAYBETMEK AKLIMIZIN UCUNDAN GEÇMİYOR”
“Yaklaşık bir saat kadar sonra kent meydanında bir halk buluşması, bir miting gerçekleştireceğiz. Bugün Kırklareli’nin çok kıymetli 2 ilçesinde mitinglerimizi gerçekleştirerek geldik. Adaylarımızı tanıtarak geldik. Kırklareli’nde önemli bir heyecan var. 8 belediyeden 4 tanesi CHP’de ama bütün belediyeleri ilçe bazında almak istiyoruz” diyen Özel, “Belde belediyelerinde de yarısı bizde, diğer yarısını almak istiyoruz. Bir belediyeyi bile kaybetmek aklımızın ucundan geçmiyor” dedi. Özel, “Tabii seçmen geçtiğimiz yerel seçimlerden bugüne ne değişti, bu seçimler hangi atmosferde gerçekleşiyor, onu gördüğü için seçim sonuçları ile ilgili önemli hassasiyetler barındırıyor. 2019 seçimleri, 2018 yılında daha önce kendisine OHAL ortamında yapılan bir referandum sonucunda değişen ve yeni OHAL şartlarında yapılan genel seçimlerin üzücü sonuçlarından sonra, tek adam rejiminin hayata geçtiği 2018 seçimlerinden aynı bu sefer olduğu gibi 10 ay sonra, 31 Mart tarihinde yapılmıştı. 2019 seçimlerinde seçmen çok önemli bir mesaj verdi. Dedi ki ‘Yerel seçimler, benim yeniden düşündüğüm, yeniden karar verdiğim, kenti kimin yöneteceğine karar verdiğim, ayrıca da merkezi yönetimi bir dengeleme ihtiyacı varsa onu da belirlediğim seçimlerdir.’ 2018 seçimlerini 2019 yılında o zaman Millet İttifakı’nın belediye başkan adaylarına önemli bir destek vererek, Türkiye’nin 11 büyükşehir belediyesini CHP mensubu belediye başkanlarına yönetme talimatı vererek, Türkiye nüfusunun yüzde 55’ini bir CHP’li belediye başkanının hizmet alanına bırakarak, yerel dengesi kurmuştu. O seçimlerin sonuçları, Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, İzmir, Eskişehir’de CHP’li büyükşehir belediyelerini göreve getirirken, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ’a CHP’nin Trakya’daki süren iktidarlarının da belediye başkanlarının hizmetlerinden memnuniyetleri tescil edercesine tekrar sosyal demokratlar görevde kalmışlardı” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
“İNSANLARIN EN MAHREM BİLGİLERİNİ YSK’YA BAVUL BAVUL TAŞIDILAR”
“Ancak hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan, ‘İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder’ ifadesiyle İstanbul’un seçim sonuçlarını kabul etmemiş, Türkiye’yi dünyaya mahcup edecek, dünyanın neresinde olursa senelerce unutulmayacak ayıplı bir iş yapmıştır. Avrupa Birliği’ne girmenin ve hatta vizesiz dolaşım ön şartlarından birisi olan Kişisel Verilerin Korunma Kanunu ortada dururken, İstanbul’daki bütün hastanelerin psikiyatri bölümlerinden insanların raporlarını, reçete örneklerini alıp, hepinizin bildiği gibi 4 koca bavula doldurup, YSK’ya onları götürmüştür. İstanbul’da oy kullanan seçmenin oy kullanma ehliyeti olmadığını ifade ederek, bütün psikiyatri hastalarını, bütün psikiyatri ilacı kullanan insanları sanki akli yönden kısıtlıymış gibi gösterecek bir ayıbı, bu insanların en mahrem sağlık bilgilerini YSK’ya bavul bavul taşıyarak, tarihi bir rezalete imza atmıştı. Daha kötüsünü YSK’nın mensupları yaptılar. Bu başvuruyu temelsiz şekilde oyçokluğu ile kabul ederek, temelsiz şekilde kabul ettiler. Birinci seçim 13 bin farkla bitmişti, ikinci seçim 806 bin farkla bitti. Yani Türkiye’deki insanlar dediler ki, benim verdiğim karar AKP’ye verilirse milli irade, baş tacı. AKP’ye verilmezse Binali Yıldırım’ın deyimiyle mundar, birilerinin dediği gibi bu milli irade değil kirli irade. Alaşağı edilebilecek sonuçlar diye görenlere, Hanya’yı da Konya’yı da gösterdi. 806 bin farkla Haziran’da ‘Osmanlı tokadı geliyor’ diyenlere demokrasi tokadı atarak. MHP’nin o çok gürültülü, çakarlı, mehter marşlı Boğaz Köprüsü görüntülerine iki gün sonra İzmir Marşı ile geri gönderen, sokakta hiçbirinin yüzüne bakmadan önemli bir mesajı vermişti.”
“ÇİRKİN SİYASETİ SÜRDÜRMEYE DEVAM ETTİLER”
“Bugün 2018-2019 dengelemesinden sonra 2023 yılında yapılan Cumhuriyet’in 100’üncü yılında yapılan, hepimizin çok umutlu olduğu, çok önemli bir başarı elde etmek istediğimiz, sonuçlarında da başarıya çok yaklaştığımız ancak hem seçimin öncesinde, sırasında, sonrasında yaşanan haksızlıklar, adaletsizlikler. Ama iğneyi başkasına, çuvaldızı kendimize batıracaksak, seçimin öncesinde hem kendimizi ittifak ortaklarımızla birlikte yaptığımız eksiklikler, hataların sonucunda Cumhuriyet’in 100’üncü yılında çok yaklaşmamıza rağmen Cumhuriyet’e yakışır, Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yakışır, Cumhuriyet’in kurucu kadrolarına minnet duyanların iktidarı yerine husumet duyanların iktidarına belli bir süre devam etme mecburiyeti ortaya çıktı. O seçimlerde seçimi kazananlar, devletin ajansını kendi ajansı gibi kullandılar. Devletin televizyonunu parti televizyonuna çevirdiler. Hatta ve hatta öyle işler yaptılar ki, MİT’ten tutun da devletin bütün kurum ve kuruluşlarını bir partinin hizmetine sundular. O kadar kötüleştiler ki dağdaki teröriste montaj film yaptırarak, sanki CHP’yi, sanki Millet İttifakı’nı destekliyormuşçasına görüntüler sergilediler. İnsanlara şunu söylediler. ‘Açsın, güvencesizsin, işsizsin, yoksulsun ama tehlike büyük oyunu bize vermelisin’. Elbette büyük toplum yığınları bunun ne büyük bir sahtekârlık olduğunu biliyordu. Ama çok küçük bir kesimi dahi ikna etseler bu kadar kritik bir seçimin sonucunu manipüle etmeye yetti. Dürüstlük üzerine yemin eden, Anayasa üzerine yemin eden, tarafsızlık üzerine yemin eden birisi ‘montajsa montaj’ diyerek işin içinden çıkmaya, montaj olduğunu kabul etmeye ama bu çirkin siyaseti sürdürmeye, sonuçlarından yararlanmaya devam etti.”
“MİLLET SANDIKTAN UMUDUNU KESMEDİ”
“Maalesef, Cumhuriyet’in 100’üncü yılında şu anda Cumhuriyet’in son seçimlerini kaybetmiş, Cumhuriyet’in yapılacak ilk yerel seçimlerine hazırlanan ve ilk genel seçimleri için hep birlikte yeniden yerel, genel dengesinin kurulmasına ihtiyaç duyulan bir süreçteyiz. 31 Mart seçimi elbette CHP’nin adayları açısından önemlidir. Ama daha önemlisi örneğin, ‘28’inde fiyatların belini kıracağım, enflasyonu durduracağım, faizleri düşüreceğim, dövizi dizginleyeceğim’ diye yetki isteyen birinin 19 liralık mazotu 42 lira yapması sürecini yaşıyoruz. Mazota ve benzine zam gelince iğneden, ipliğe her şeye zam geliyor. Mazota ve benzine gelen zam bugün TÜİK’in açıkladığı rakamla yüzde 4,5’luk bir aylık enflasyon sonucunu doğurdu. Bundan sonra 1 Nisan’dan itibaren acı reçetenin içirileceğini, 1 Nisan’dan itibaren kemer sıkma politikalarının gündeme geleceğini, 1 Nisan’dan itibaren bundan sonraki süreçte 1 Nisan’dan itibaren bu toplumun en ağır bedelleri ödeyeceğini hepimiz biliyoruz. Peki, ne yapmak lazım? 1 Nisan olduysa, bu hükümet gerekli dersi almadıysa, emekli, esnaf, memur, çiftçi gerekli mesajı sandıkta vermediyse, 2 Nisan’da yapacak bir şey yok. 2 Nisan’dan sonra kemer sıkılacak, 2 Nisan’dan sonra acı reçeteye razı olunacak, 2 Nisan’dan sonra seçimsiz bir 4 yılda başına geleceklere razı olunacak. 1 Nisan’ın ertesi günü yapacak bir şey yok. Ama 1 Nisan’ın önceki günü yapacak bir şey var. 31 Mart seçimleri sadece yerel seçimler değil. Yerel seçimler vasıtasıyla iktidara sarı kartın gösterileceği, ‘dur’ deyip kırmızı ışığın yakılabileceği, hangi siyasi görüşten olursa olsun iktidarın yaptığı bu pervasızlıklara ‘dur’ denilebileceği seçimlerdir. O yüzden önemlidir, kıymetlidir. 1 Nisan milletin sandıktan umudunu kesmediğini göstereceği seçimlerdir. 1 Nisan seçimleri bir 8 ay, 10 ay sonra yeniden sandık karşısına çıkan iktidarın karne alacağı seçimlerdir. Yüzde 106’lık mazot zammı, yüzde 97’lik benzin zammı, yüzde 75’lik yapılan vergilerin, harçların, devletin otoyolları, geçiş ücretlerine yaptığı zam. 31 Mart’ta milletten vize alırsa vay milletin haline. Ama millet, örneğin 28 Mayıs günü yüzde 51 oy verdiğine, 31 Mart’ta yüzde 30’larda bir oy verirse toplamda, herkes milletin gücünü gösterdiğini, itirazını dile getirdiğini, bundan sonraki süreçle ilgili milletin denetiminin hükümet üzerinde olduğunu ifade edecek, biz de milletle birlikte gerek miting meydanlarında, gerek sokaklarda, gerek yapılan her türlü olumsuz tutum karşısında demokrasinin barışçıl yollarla tepki ve protesto rejimi olduğunu göstereceğiz.”
“EMEKLİNİN VE EMEKÇİNİN HAKKINI ALACAĞIZ”
“Emeklinin hakkını alacağız, emekçinin hakkını alacağız, örgütlenmenin önündeki engelleri kaldıracağız, işçi sınıfıyla dayanışma içinde olacağız, büyük çiftçi mitinglerinin öncüsü, katılımcısı, destekçisi olacağız. Bu milletin hakkını aramasının önündeki bütün engelleri kaldıracağız ama bunun için bu yeni, bu dinamik, hak arayan siyasetin önünü açmak için milletin buna sandıkta vize vermesi, destek vermesi lazım. Eğer, bu kadar zamma, zulme, yasağa rağmen sendikalara güç veren, sivil toplum örgütlerine güç veren, meslek örgütlerine güç veren ve muhalif siyasete güç veren bir anlayış ortaya çıkmazsa bu yapılanların hepsinin meşru olduğu kabulü ile baskı da, zam da, yoksulluk da, güvencesizlik de artacak. İşsizliğe karşı yapılacak bir şey olmadığı, bundan sonraki süreçte artık ne yapılırsa yapılsın, milletin buna ses çıkarmadığı kabulü ile birlikte iktidarın pervasızlığı artarken, muhalefetin de bölünmüşlüğü birilerine cesaret verecek.”
“MUHALEFETE MUHALEFET ETMEK, İKTİDARIN EKMEĞİNE YAĞ SÜRER”
“Biraz önce bir eski ittifak partimizin değerli sözcüsü, bazı değerlendirmelerde bulunmuş. Ben biliyorsunuz, muhalefete muhalefet etmenin iktidarın ekmeğine yağ sürmekten başka, iktidarın zulmünü artırmaktan başka bir işe yaramayacağını biliyorum. O yüzden bir yanda Cumhur İttifakı var. Cumhur İttifakı her gün birbirine biraz daha benzeyen, tehdit dilini, şantaj dilin kullanan, geçmişte vermediği oylar yüzünden Hatay’da depremzedeyi cezalandırdığını itiraf eden, gelecekte oy vermezse hizmet etmeyeceğinin tehdidi, şantajı ile oy toplamaya çalışan, yeni bileşenleri de domuz bağcılar olan, yeni bileşenleri kadınları affedersiniz sanki sokak hayvanlarıymış gibi görecek bir zihniyetin ürünü, onları sahiplendirmek lazım, bekâr kadınları diyen. Geçmişte Hizbullah davasının avukatlarının şimdi milletvekilliğine taşındığı bir süreci yaşayan bir korku, tehdit, şantaj ittifakıdır. Ama karşısında ‘gelin ittifak olalım’ deyince, biz tek başımıza gireceğiz diyenlerin ‘seçim sonuçlarında kimseye kaybettirmek niyetimiz yok’ derken bir yandan karşımızdaki Cumhur İttifakı’nın karşısındaki adaylarımıza kaybettirecek potansiyele ulaşmamaları gerekmektedir.”
“TÜRKİYE İTTİFAKI; ZAMMA, ZULME KARŞI BİRLEŞENLERİN İTTİFAKIDIR”
“Onun için Cumhur İttifakı’nın karşısına bir büyük Türkiye İttifakı’nı kurma zarureti vardır. Türkiye İttifakı CHP’den ibaret bir ittifak değildir. Türkiye İttifakı geçen seçimlerde saraya itiraz edenlerin itirazının ortadan kalkmadığını görenlerin ittifakıdır. Türkiye İttifakı geçen seçimde MHP’ye seçim kurultayını sarayla anlaşarak iptal ettirmeyenlerin, sarayla anlaşıp MHP kurultayının iptaline isyan edenlerin ortadan kalkmadığını gören bir ittifaktır. Türkiye İttifakı, zamma, zulme karşı birleşenlerin ittifakıdır. Türkiye İttifakı renklerini ay yıldızlı al bayraktan alan, Türkiye İttifakı gücünü Türkiye’den alan bir ittifaktır. Özgür Özel, CHP’nin Genel Başkanı’dır ama Türkiye İttifakı’nın lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye İttifakı, Atatürk’ü sevenlerin ittifakıdır. Türkiye İttifakı ay yıldızlı al bayrağı gönlere çekenlerin ittifakıdır. Türkiye İttifakı, Türkiye’yi kapsayan, Mîsâk-ı Millî sınırlarını koruyan, Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne saygı duyan, milli takım gol atınca sevinen, yenilince üzülen, Filenin Sultanları dünya şampiyonu olunca onlarla birlikte gözyaşı dökenlerin ittifakıdır. Türkiye İttifakı Türkiye’nin yarınlarına inananların, elbette sosyal demokratların ama milliyetçi demokratların, muhafazakâr demokratların ittifakıdır. Türkiye İttifakı, Türk’ü, Kürt’ü ayırmayanların, Türkiye İttifakı Alevi’yi, Sünni’yi ayırmayanların, kimseyi mezhebinden, doğduğu yerden, etnisitesinden dolayı ötekileştirmeyenlerin, hepsini birden kucaklayanların ittifakıdır. Türkiye İttifakı, bizim ittifakımız Türkiye’nin yarınlarının ittifakıdır.”
“TÜRKİYE İTTİFAKI TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKACAK”
“Ben Türkiye İttifakı’na sahip çıkan herkesin, Türkiye’ye sahip çıkacağını, Kırklareli’nde Mehmet Kesimoğlu’na sahip çıkacağını, Babaeski’de biraz önce birlikte tanıttığımız, elini kaldırdığımız kadın adayımıza sahip çıkacağını, İstanbul’da Ekrem İmamoğlu’na, Ankara’da Mansur Yavaş’a sahip çıkacağını, Türkiye’nin dört bir yanında Türkiye İttifakı’nın Türkiye’nin geleceğine sahip çıkacağını görüyorum. Birileri istedikleri kadar bize kaybettirmek için karşımızda çok geniş bir cephe kurmaya çalışsınlar. Herkes meselenin farkındadır. Tayyip Erdoğan’ın adaylarının ne niyette olduğunun farkındadır. Ankara’yı parsel parsel satanların İstanbul’da kupon arsaları Arap şeyhlerine, Katar emirlerine ayıranların yeniden geriye gelmemesi için ne yapmasının gerektiğinin farkındadır. Biz Türkiye İttifakına sahip çıkıyoruz, Türkiye’nin yarınları için Kırklareli’yi de Türkiye’yi de sizlere emanet ediyoruz.”
10.12.2024
09.12.2024
09.12.2024
09.12.2024