16.09.2021

CHP’DEN İSTANBUL’DAKİ SURİYELİ SIĞINMACILAR RAPORU

Suriyeliler ne düşünüyor, nerede yaşamak istiyor?
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi, İstanbul’da yaşayan Suriyeli sığınmacılarla yüz yüze görüşerek “İstanbul’daki Suriyeli Sığınmacılar, Geri Dönme Eğilimleri ve Beklentileri” başlıklı bir rapor hazırladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na sunulan raporda, farklı sosyal sınıf, eğitim, siyasi tercih ve ekonomik durumdan sığınmacı ile görüşülerek, İstanbul’daki Suriyeli sığınmacıların geleceklerini hangi ülkede aradıkları, Suriye’ye dönme eğilimleri, CHP’ye yönelik düşünceleri ve beklentileri, Türkiye’deki sıkıntı ve sorunları, sorgulandı.
 Çalışmanın amacını “Suriyeli sığınmacılarla ilgili, hepimiz çözüm önerilerimizi sunuyoruz. Bu çalışmanın amacı, konunun öznesi olan sığınmacıların ürettiğimiz çözüm önerilerine nasıl yaklaştığını, neler düşündüklerini tespit etmekti” diye açıklayan Akkuş İlgezdi, Suriyeli sığınmacıların, tavan yapan işsizlikten, her geçen gün derinleşen yoksulluktan ve ekonomik krizden bunalan kitlelerin hedefi haline geldiğini belirterek “Sığınmacılar artan milliyetçiliğin baskısı altında yaşıyorlar” diyor.
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin bugün AKP’nin Batı ile pazarlığının öznesi durumunda olduğunun altını çizen Gamze Akkuş İlgezdi, AKP’nin Suriyeli sığınmacılar sorununu insani ölçekler içerisinde uluslararası toplumun gündemine taşımadığını, aksine Avrupa Birliği’ne karşı siyasi, sosyal, ekonomik koz olarak kullandığını ifade ediyor.
Raporunda, Suriyeli sığınmacılar konusunu tüm boyutları ile ele almak, sığınmacıları da kucaklayan bir dille soruna çözüm bulmak gibi büyük bir görevle karşı karşıya olduklarını, belirten Gamze Akkuş İlgezdi, “Öncelikle AKP’nin dış politika, sınır güvenliği ve asayiş alanlarında ülkemizi büyük bir felaketle yüz yüze bırakan politikalarını acımasızca eleştirirken, sığınmacıları araçsallaştırmamaya ve onları ırkçı tepkilerin hedefi haline getirmemeye özen göstermeliyiz” diyor.
Akkuş İlgezdi, Suriye’den kitlesel göçün en son 2016 Aralık ayında Halep’te yaşanan savaşla meydana geldiğini hatırlatarak, 2017’den itibaren Türkiye’ye gelenleri ekonomik göç olarak kabul etmek, savaş ve siyasi nedenlerle ülkemizde misafir olanlarla, ekonomik nedenlerle gelenleri birbirinden ayırmak gerektiğini belirtiyor.
Akkuş İlgezdi’nin önerileri arasında, sığınmacılarla ilişkin politika geliştirirken, özellikle Suriyeli aydın kesimlerle temas etmek gerektiği de yer alıyor.
Büyük çoğunluk geleceğini Suriye’de arıyor
Farklı toplumsal kesimlerden sığınmacıların yaşadıkları sorun ve beklentilere yer verilen raporda, Türkiye’deki yaygın kanının aksine, Suriyeli sığınmacı toplumunun homojen bir yapıya sahip olmadığı, modern, eğitimli ve devlet himayesine ihtiyaç duymayan çok sayıda sığınmacı olduğu belirtiliyor.
 “Suriyeli sığınmacıların önemli bir bölümü geleceğini Türkiye’de aramıyor” diyen Gamze Akkuş İlgezdi, sahaya ilişkin izlenimlerini şöyle sıralıyor:
Sığınmacıların önemli bir çoğunluğu, Suriye’de barış ortamı sağlanıp, demokratik bir düzen kurulduğunda ülkesine dönmek ve ülkelerindeki demokratik dönüşümün parçası olmak istiyor. Geleceğini Suriye’de arayanlar, İstanbul’da yaşayan sığınmacıların en eğitimli kesimlerini oluşturuyorlar.
Bu kesimler, ya seküler siyasi partilere üye olarak ya kurdukları sivil toplum kuruluşları aracılığıyla, hem Suriye’deki gelişmeleri yakından izliyorlar hem adil, demokratik, laik bir rejim için kafa yoruyorlar
Suriyeli sığınmacıların eğitim durumları ile ilgili kamuoyu araştırmalarına baktığımızda %10’u bulan üniversite ve üstü eğitim alanlarla % 17 civarında lise mezunu olanların büyük çoğunluğu yaşamlarını göçmen olarak sürdürmek istemiyor.
Kapılar açılsa sığınmacıların %90’ı Batı’ya göç eder
Sığınmacıların önemli bir bölümü ise geleceğini Kanada veya Avrupa ülkelerinde arıyor. Türkiye’de iş kuramamış, çocukları doğru düzgün eğitim alamayan Suriyeliler Batı’ya göç etmek istiyor. Türkiye’de iş sahibi bir Suriyeli sığınmacıya göre “Türkiye kapıları açsa Suriyeli sığınmacıların %90’ı Batı’ya gider.
Suriye’de bir meslek sahibiyken, dil sorunu yüzünden Türkiye’de ucuz ve sigortasız çalışmak zorunda kalanlar da yüzlerini Batı’ya çevirmiş durumdalar. Dil bilmemeyi “uyum” için en büyük engel olarak gören bu kişiler, gitmek istedikleri ülkenin dilini bilmemelerine rağmen gitmek isteme gerekçelerini “Oralarda uyum devletin desteği ile sağlanıyor. Dil öğrenene kadar devlet günlük yaşamı sürdürecek kadar da olsa destek veriyor. Burada ya çalışıp karnınızı doyuracaksınız, ya dil öğreneceksiniz” diye açıklıyorlar.
2020 verilerine göre Türkiye’de 182 ülkede 27.606 Suriyeli öğrenci bulunuyor. Görüştüğüm üniversite öğrencileri de okul biter bitmez Batı’ya gitmek istiyor. Gerekçe olarak da Türkiye’de iş imkanlarının sınırlı olmasını gösteriyorlar. Gıda Mühendisliği okuyan Amir “Üniversitede okuyan Türk arkadaşlarımın çoğu da Avrupa’ya gitmek istiyor. Sadece biz değil. Onlar için yeterli iş imkanı olmayan bir ülkede biz nasıl iş bulabiliriz” diyor. 
İş kuranlar ve Türkmenler yerleşik
Göç Araştırma Raporu’na göre İstanbul’da yaşayan Suriyelilerin % 8’i kendi işini kurmuş. Ticaret Bakanlığı’nın açıklamasına göre, 26 Şubat 2019 itibariyle en az bir ortağı bulunan Suriye uyruklu şirket sayısı 15.159.   
TEPAV’ın Türkiye’de Suriyeli Girişimciliği ve Mülteci İşletmeler” araştırması da bu işletmeler Suriyeli müfusun % 7’sine iş imkanı sağlıyor.
Türkiye’de yerleşik bir düzen kurmayı başarmış, kendi işini kurmuş olanlar bundan böyle Türkiye’de yaşamak istiyor. Geleceğini Türkiye’de kurmak isteyen bur başka grup ise Türkmenler. Dil ve kültür benzerliği nedeniyle burada kendilerini daha rahat hissediyorlar.
İki ayda 17.672 ekonomik nedenlerle geldi
Savaştan kaçan, siyasi nedenlerle Suriye’den gelenlerin dışında Suriye’den azımsanmayacak sayıda ekonomik göç var. Resmi rakamlara göre Ağustos 2021’de ülkemizdeki Suriyeli nüfus Haziran ayına oranla 17.672 kişi artarak 3 milyon 584 kişiye ulaştı. İki ayda sınırlarımızdan giren 17.672 kişinin hemen hepsi ekonomik nedenlerle geldiler. Burada kayıt dışı işlerde çalışıp, kazandıkları parayı Suriye’deki ailelerine gönderiyorlar. Her bayram sınırda tanık olduğumuz, bayramlaşmaya gidenlerin önemli bölümünü bunlar oluşturuyor.
Sığınmacı dosyası AKP’nin elinden alınmalı
Gamze Akkuş İlgezdi, Raporun ilerleyen bölümlerinde, Suriyeli sığınmacıların taleplerini anlatıyor.
Görüştüğü, her sosyal sınıftan Suriyelinin “Sığınmacı dosyasını AKP’nin elinden alın. Siyasetin malzemesi olmaktan çıkartın” dediğini aktaran Akkuş İlgezdi izlenimlerini şöyle aktarıyor;
“ Siyasi partiler ve STK’lar aracılığıyla örgütlenen Suriyeli laik demokratik muhalif kesimler iktidarın Suriye’ye dönük ve Suriyeli göçmenlere ilişkin politikalarını sorunlu buluyor. Suriyeli toplumun aydın ve entelektüel kesimleri, sığınmacı konusunun AKP’nin kararı ve vicdanına bırakılmaması gerektiğini düşünüyor. Suriyeli sığınmacılar, Türk hükümeti tarafından adeta esir alındıklarını düşünüyorlar. Ne Avrupa’ya gitmeleri için kapılar açılıyor, ne burada insani koşullarda yaşamalarının koşulları yaratılıyor. Üstelik horlanıyor, aşağılanıyor, geri gönderilme korkusuyla yaşıyor ve gayri insani koşullarda çalışıyorlar.”
40 milyar dolar nereye harcandı?
İlgezdi sığınmacıların talep ve önerilerini şöyle sıralıyor:
Sığınmacılar, Türkiye’nin sığınmacıların koşullarını iyileştirmek için AB’den para desteği almasına rağmen, bu paraların nereye harcandığının denetlenmemesinden yakınıyorlar.
Muhalefet partilerinin Tayyip Erdoğan’ın, Suriyeliler için harcadığını söylediği “40 milyar $’ın nereye harcandığının” sorulmasına devam etmelerini istiyorlar. “Bunu kimse bilmiyor. Üstelik bu gerçekmiş gibi kabul edilip, Türkiye toplumu Suriyelilere karşı düşmanlaştırılıyor” diyorlar.
Muhalefetin, Suriyelileri geri göndereceğiz söylemini, tehlikeli buluyorlar. Bu söylemin, sığınmacıların tedirginliğini artırdığı gibi, toplumun Suriyelilere karşı tepkisini beslediğini söylüyorlar.
Suriyelilerin Suriye’ye dönmesini sağlamak için öncelikle Suriye’de demokratik bir rejimin tesisi için çaba harcamak gerektiğini, belirterek “Türkiye muhalefeti BM’nin 2245 sayılı kararına sahip çıkmalı. Bunun hayata geçirilmesi için çaba sarf etmeli” diyorlar.
KUTU 1
İstanbul’daki Gettolar
Raporda, İstanbul’un Fatih, Esenyurt, Küçükçekmece, Bağcılar, Başakşehir, Sultangazi, Esenler gibi ilçelerinde gettolar oluştuğu belirtiliyor
Ve bu gettolardaki duruma ilişkin izlenimler şöyle sıralanıyor:
2013 ve 2014’de savaştan, 2016’da Halep’teki sıcak çatışmalardan kaçıp gelenlerin yanı sıra, daha sonraki yıllarda ekonomik nedenlerle göç edenler bu gettolara sığınmış durumda.
Bu gettolarda Suriyeli göçmenlerin arasında etnik köken farkı olmaksızın sıkı bir dayanışma gözleniyor. Türkmenler, Araplar ve Kürtler birbirini kolluyor ve gözetiyorlar.
Dil nedeniyle daha az zorluk yaşayan ve etnik kökenleri nedeniyle Türkler tarafından daha kolay kabul edilen Türkmenlerin Arap ve Kürt komşularını himaye ettiklerini söylemek yanlış olmaz.
Rojava yerine Türkiye’ye gelmeyi tercih eden Kürt kökenli sığınmacılar da Türkiyeli Kürtler değil Arap ve Türkmenler tarafından dayanışma görüyorlar.
Geçen yıl Küçükçekmece’de Mehmet Akif Caddesi’nde bütün Suriyelilerin dükkânlarının tahrip edilmesinden sonra daha da fazla içe kapanma yaşanmaya başlamış.
Mümkün olduğunca ortalıkta görünmemeye çalışanların sayısı hiç de az değil.
Suriyeliler genellikle AKP’lilerin yoğun olarak yaşadığı ilçeleri tercih ediyorlar. Bu siyasi bir tercih değil çoğunlukla. Bu çevreler tarafından “din kardeşliği” gerekçesi ile daha az dışlanıyorlar ve daha az horlanıyorlar.
İktidarın kimi ilçelerde muhtarlara, Suriyelilere kolaylık gösterin, talimatı verdiği öne sürülüyor.
Özellikle Küçükçekmece, Esenyurt, Esenler ve Sultanbeyli ilçelerindeki kimi mahallerde yerleşimin teşvik edildiği belirtiliyor.
Bu mahallerin de özellikle Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı bölgeler olduğu, buralarda demografik bir değişiklik yaratmak istendiği iddia ediliyor. Bu mahallerde yaşayan Kürtlerden biri: “Suriyeliler geldi, biz horlanmaktan kurtulduk. Şimdi onlar ikinci sınıf insan muamelesi görüyor. Türkler bizim kıymetimizi anladı” diyor şaka yollu.
KUTU 2
Suriyeli öğretmenlere devlet eliyle ayrımcılık
Gamze Akkuş İlgezdi, Suriyeli öğretmenlerin sığınmacılar içinde en avantajlı gruplar içinde yer aldığını belirterek, vatandaşlığa kabul edilenler arasında azımsanmayacak sayıda öğretmen olduğu belirtiliyor.
Suriyeli öğretmenlerin de devlet eliyle ayrımcılığa uğradığını öne süren Akkuş İlgezdi şunları söylüyor:
“2014 yılı Kasım ayından bu yana Maaşları UNICEF tarafından ödenen Türk ve Suriyeli öğretmenler, Suriyeli çocukların eğitim ihtiyacının karşılanması için görevlendirildiler.
Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunu Destekleme Projesi PİKTES kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı, 12.000 Suriyeli öğretmen ile 6300 Türk öğretmen çalıştırıyor. 
Türk öğretmenler görevlerine devam ederken, Temmuz ayında Bakanlık, 12.000 Suriyeli öğretmenle çalışmayı sonlandırıyor. Bunu da bir yazı ile kendilerine bildiriyorlar. Gerekçe olarak da “Türk Kızılay’ı ile iş birliği yaparak yeni bir programa geçilmesi planlanmıştır” deniyor.
Ülkelerinde fizik, kimya, matematik, İngilizce öğretmenliği yaparken, burada geçici eğitim merkezlerinde çalışan öğretmenler aynı programda çalışan Türk öğretmenlerden daha düşük ücret aldıkları gibi, sigortasız çalıştırılıyorlar. Suriyeli öğretmenlerin maaşları postanelerden “sosyal yardım” adı ile yatırılıyor.
Şu anda 14.000 Suriyeli öğretmen ve aileleri büyük bir belirsizlik içinde yaşıyor.