24.04.2023
24.04.2023
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur yavaşla birlikte bugün Uşak’ta düzenlenen Millet Buluşması’na katıldı.
CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, “Kul hakkı yiyeni, bulunduğu makamda asla tutmayacağım. Adaletsizlik yapanı, o makamda asla tutmayacağım. Onlar Beşli Çetelere çalışıyorlar, Bay Kemal sizin için çalışacak. Emekli, ev kadınları, memurlar, iş insanları, işçiler, köylüler, besiciler, apartman görevlileri, gençler, kadınlar için çalışacak. Bu ülkenin 85 milyonu için çalışacak. Söz veriyorum.” dedi.
CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Uşak Millet Buluşmasında yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu şunları söyledi :
Hepinize yürekten teşekkür ederim. Ardahan’ın ve Kars’ın size selamını getirdim.
(Kitlenin ‘Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’ sloganları üzerine) O benim elimde değil, o sizin elinizde. Sandığa gideceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız ve Türkiye’de yeni bir dönemi hep beraber başlatacağız.
Söz mü?
Ben de size söz veriyorum. Kul hakkı yiyeni, bulunduğu makamda asla tutmayacağım. Adaletsizlik yapanı, o makamda asla tutmayacağım. Onlar Beşli Çetelere çalışıyorlar, Bay Kemal sizin için çalışacak. Emekli için çalışacak, ev kadınları için çalışacak, memurlar için çalışacak, iş insanları için çalışacak, işçiler için, köylüler için, besiciler için, apartman görevlileri için, gençler için, kadınlar için, bu ülkenin 85 milyonu için çalışacak. Söz veriyorum.
Buraya taşeron işçileri de gelmek istemiş. Ama taşeron işçilerine izin vermemişler. Buradan kendilerine sesleniyorum; hiç meraklanmayın, az kaldı, göreceksiniz. Devlet, taşeron çalıştırmaz. Devlet, kadrolu işçi veya memur çalıştırır. Dolayısıyla taşeron işçiler de meraklanmasınlar, onların da gönülleri rahat olsun. İnşallah iktidara geldiğimizde, taşeron işçisi diye bir kavram devlette olmayacak. Bütün işçilerin kadroları olacak ve güven içinde çalışacaklar.
Aynı şekilde emeklilerimiz; unutmayın, sizi unuttuğumu sakın düşünmeyin. 2015’ten itibaren, emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramlarında asgari ücret kadar birer ikramiye verilmesini savundum. Önce itiraz ettiler, ‘Para yok’ dediler. Sonra mecbur oldular, ufak bir rakam verdiler. Neyse, verdiler. Şimdi biraz daha verdiler ama benim düşündüğümü, benim hedeflediğimi, benim öngördüğüm rakamı vermiyorlar. ‘Asgari ücret kadar vereceksiniz’ dedim, asgari ücret kadar vermediler. Önümüzde Kurban Bayramı var. Kurban Bayramı’nda bütün emekliler, bankaya gidecekler ve 15 bin liralarını görecekler. Yatan parayı görecekler. Hemen koro halinde bağırdılar, ‘Parayı nereden bulacaksın?’ Sen Beşli Çete’ye para buluyorsun da ben millete mi para bulamayacağım? Ayrıca hiç endişelenmeyin; o Beşli Çete’nin kaçırdığı bütün paraları geri getireceğim, kuruşu kuruşuna kadar getireceğim. Ve söyledim; kul hakkı yiyeni asla affetmeyeceğim. Paraları getireceğim ve bu milletin cebine koyacağım. Emeklinin, memurun, işçinin, sanayicinin kim üretiyorsa, kim alın teri döküyorsa ona her türlü desteği vereceğim. Bundan hiç kimsenin bir endişesi olmasın.
Çünkü Bay Kemal’in saray merakı yok, saraylara merak yok. Bay Kemal, gidecek mütevazı bir Cumhurbaşkanı gibi Çankaya Köşkü’nde oturacak. Söz veriyorum size. Yani Mustafa Kemal’in koltuğuna gideceğiz ve Mustafa Kemal’in ideallerini gerçekleştirmek için hep beraber çalışacağız.
Söz veriyorum: Bir; hiç kimsenin kimliğini sorgulamayacağız. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Kimlik, bizim şerefimizdir. Hiç kimsenin inancını sorgulamayacağız. Böyle bir yetki kimseye verilmiş değildir. Allah ile kul arasındaki ilişkiyi hiç kimse sorgulayamaz. Hiç kimsenin yaşam tarzına müdahale etmeyeceğiz. Ama bir çocuk yatağa aç giriyorsa 85 milyon açtır. Bir aile elektrik borcunu ödemedi diye elektriği kesiliyorsa 85 milyonun elektriği kesilmiş demektir. Eğer doğal gazı kesilmiş ve kışın ısınamıyorsa bir aile, o zaman hepimiz ısınamıyoruz demektir. Ne demektir bu? Tasada ve kıvançta beraber olmak demektir. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, her evde huzurun, bereketin olduğu bir Türkiye inşa etmek için yola çıktık ve yolumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz.
Şimdi bize arada bir de milliyetçilik dersi vermeye kalkıyorlar. Siz kim, milliyetçilik kim? Bizim iki kırmızı çizgimiz var. Bir; bayrağımız. İki; vatanımız. Bir daha söylüyorum, iki kırmızı çizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız; onun dışında herkes ile oturur konuşuruz. Bayrak ve vatan, bizim vazgeçilmezimizdir ve bayrağımız için de vatanımız için de gözümüzü kırpmadan ölüme gideriz. Onlar ne yaptılar? Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırdılar. Bayrağı indirdiler. Bay Kemal götürecek, Süleyman Şah’ı vatan toprağına götürecek. Oraya yerleşecek, gene bayrağımızı dikecek ve Bay Kemal başta olmak üzere herkes saygı duyacak.
Tank Palet Fabrikası… Tank Palet Fabrikası’nı Katarlılara sattılar değil mi? Bir hafta içinde, bir hafta içinde o Tank Palet Fabrikası’nı alacağım ve yeniden şanlı ordumuza teslim edeceğim. Hiç kimsenin endişesi olmasın.
Ayrıca bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, hiçbir Cumhurbaşkanı, hakaret ettiği bir ülkeye, sonra para dilenmek için gitmemiştir. Böyle bir şey bizim tarihimizde yoktur. Bizim itibarımız vardır. Çünkü biz, Milli Kurtuluş Savaşı veren bir gelenekten geliyoruz. Çünkü biz, Milli Kurtuluş Savaşı’nı vererek aynı zamanda bütün mazlum milletlere örnek olan bir ülkeyiz. O nedenle Bay Kemal, bu ülkenin, bayrağımızın, vatanımızın itibarını her yer ve ortamda koruyacak, asla ve asla egemen güçlerin karşısında diz çökmeyecektir.
Kuzey Irak’ta askerimizin başına çuval geçirildiğinde nota vermekten korkan bir kişi, Türkiye Cumhuriyet Devletinde Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamaz. Bir daha söylüyorum; Kuzey Irak’ta askerimizin başına çuval geçirildiğinde çuval geçiren ülkeye ‘Ne yapıyorsunuz, protesto ediyoruz. Nota veriyoruz’ deme cesaretini gösteremeyen birisi, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde Cumhurbaşkanlığı yapamaz. Biz, Mustafa Kemal’in geleneğinden geliyoruz. Biz, Mustafa Kemal’in ilkelerinin ne olduğunu bilen bir gelenekten geliyoruz. Biz, Türkiye’nin itibarının ne olduğunu bilen bir gelenekten geliyoruz.
Ayrıca siyasete girdiğim gün, malvarlığımı kendi internet siteme koydum. Ve bütün dünyaya dedim, ‘Benim malvarlığım budur. Alın teri ile kazandığımdır’. Mütevazı bir mal varlığım var. Eşimin yüzüğüne kadar koydum. Çünkü herkes beni bilmeli, herkes tanımalı diye. Şimdi eğer Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir kişi, Trump’ın telefonu ile ‘Bak ha beni kızdırma. Senin malvarlığını araştırırım’ dediği an ‘Araştırmazsanız namertsiniz’ diyemiyorsa o zaman oraya gebe demektir, hesabını veremiyor demektir. O nedenle söylüyorum; biz, onurumuzla gururumuzla, 85 milyonun hakkını ve hukukunu koruyarak yolumuza devam edeceğiz. Asla Türkiye Cumhuriyeti’nde hiç kimsenin başını öne eğmesine izin vermeyeceğiz. Hepimiz gurur ile yukarıya bakacağız. Bayrağımıza bakacağız, semalara bakacağız, uçaklarımıza bakacağız. Bu konuda da emin olun.
Şunu söylüyorlar; ‘Efendim bakın, yarın gelecekler, savunma sanayiini bitirecekler. İHA’ları sonlandıracaklar’. Yok, niye yapalım? Milli savunma sistemi bunlarla mı başladı? Ta 1970’lerden beri bu devam ediyor. 2000’li yıllardan itibaren ayrıca Savunma Sanayii Fonu kuruldu. Ki kuran da rahmetli Özal’dır, onu da rahmetle yad edelim. Savunma sanayii, milli bir meseledir, bir partinin meselesi değildir, milli bir meseledir. Savunma sanayiinde Türkiye ne kadar güçlü olursa o kadar masaya oturduğu zaman da gücünü gösteren bir devlet pozisyonuna gelir. Biz, bunu bilmez miyiz? Savunma sanayiinde, damat evlenmeden önce o fabrikaya gidip ilk gezen de bu kardeşinizdi. Dolayısıyla onun da hakkını teslim ediyorum. Bakın açık ve net söylüyorum; savunma sanayii milli bir meseledir, milli meseleyse sıcak siyasetin konusu olmaz, hangi görüşten olursan ol, savunma sanayiini desteklemek zorundasın. Ama desteği samimi yapacaksın. Destekliyorum deyip Tank Palet Fabrikasını Katar ordusuna vermeyeceksin. Bunların hepsini biz biliyoruz, hiç endişelenmeyin. Türkiye güçlü bir ülke, Türkiye zengin bir ülke, Türkiye kardeşçe yaşamasını bilen bir ülke. Asla ayrışmayacağız, asla kavga etmeyeceğiz. Kucaklaşacağız. Beraber olacağız, birlikte olacağız. İktidara geleceğiz; iktidar, halkın iktidarı olacak, Saray’ın değil.
Bir sözüm daha var. Bay Kemal geldiğinde, öyle 4 yerden, 5 yerden, 6 yerden maaş alacaksın, cebini dolduracaksın, üniversite bitiren gencimiz yıllardır işsiz, bekleyecek! Buna izin verecek miyiz? Asla izin vermeyeceğim, asla.
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında bütün köy okullarını yeniden açacağız ve 100 bin öğretmeni atayacağız. Köylerde, Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi öğretmen ile öğrenciyi buluşturacağız.
Sandığa gidip oyumuzu kullanacak mıyız? (Kitle ‘Evet’ diye yanıt verdi)
Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyini aşması için çaba harcayacak mıyız? (Kitle ‘Evet’ diye yanıt verdi)
Yan taraftakilere sorayım. Sizler de Mustafa Kemal Atatürk’ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlığı aşma konusunda gerekli çabayı gösterip, sandığa gidip önümüzü açacak mısınız? (Kitle ‘Evet’ diye yanıt verdi)
Burada bir pankart var, ‘Ben Kemal geliyorum’ diye. Bunu bu alan söylüyor zaten. Geliyoruz. Beraber geliyoruz, birlikte geliyoruz. Herkesin hakkını, hukukunu teslim etmek için geliyoruz. Hiç endişe etmeyin.
Ekrem Başkan ve Mansur Başkan sizlerle beraber oldular. İnşallah göreceksiniz Cumhurbaşkanı Yardımcıları olarak diğer Genel Başkanlarla birlikte Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Kavga etmeyeceğiz kesinlikle. Beraber olacağız, birlikte olacağız. Hiçbirimizin bireysel bir beklentisi yok. Hepimizin ortak beklentisi huzurlu, güçlü bir Türkiye’yi yeniden inşa etmek. Demokrasiyi bu ülkeye yeniden getirmek.
Bakınız, et dışarıdan geliyor, canlı hayvan dışarıdan geliyor, arpa dışarıdan geliyor, mercimek dışarıdan geliyor. Her şey dışarıdan geliyor, yemi dışarıdan geliyor, gübresi dışarıdan geliyor. Cennet gibi bir ülkemiz var cennet gibi. Bunların hepsini üretebiliriz. Çiftçiyi toprağa küstürdüler. Çiftçiyle toprağı barıştıracağız. Hiçbir çiftçinin zarar etmediği bir düzeni inşa edeceğiz. Kırmızı mazotu vereceğiz, ucuz mazotu vereceğiz, KDV’siz, ÖTV’siz mazotu vereceğiz, esnafı destekleyeceğiz. Esnaf desteklendiği zaman göreceksiniz orta direk daha güçlü olacak.
Ev hanımları, sizin de derdinizi biliyorum. Bakınız, Aile Destekleri Sigortasıyla geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan bütün hanelere destek vereceğiz. Sizin banka hesabınıza para yatacak ve siz memur gibi, işçi gibi, emekli gibi gideceksiniz her ay devletin size sağladığı desteği alacaksınız. Yani sağ elin verdiğini sol el asla görmeyecek. İnancımız da bunu öngörüyor bundan emin olmanızı isterim. Ayrıca bazı hanım kardeşlerim dediler ki, ‘Bize altın hesabı açabilir misiniz?’ Evet onlara da söz verdim, nakit para olmazsa arzu ederseniz size altın hesabı da açarız, bankada altınınız da birikmiş olur. Bunun da sözünü veriyorum.
Neden? Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye… Hiçbir evin elektriklerinin kesildiği bir Türkiye’yi istemiyorum. Suyunun kesildiği bir Türkiye’yi istemiyorum. Doğalgazının kesildiği bir Türkiye’yi istemiyorum. İnsanların susuzluğa, insanların soğuğa mahkûm edildiği bir Türkiye’yi istemiyorum. Kimse keyfinden elektrik parasını ben ödemiyorum demez. Kimse keyfinden ben doğalgaz parasını ödemiyorum demez. Demek ki, bir sorunumuz var. Sosyal devlet sizin yanınızda olacak. Devlet kadınların da garantörü pozisyonunda olacak. Dolayısıyla meraklanmayın bu sorunu elbirliği çözeceğiz. Zaten ilk çıkaracağımız kanunlardan birisi Aile Destekleri Sigortası olacak. Böylece aileler güçlü pozisyonlarını korumuş olacaklar. Çünkü bir toplumun temeli ailedir.
Ayrıca bir şey daha. Bu ülkede uyuşturucu baronlarının yaşamaması için, uyuşturucu baronlarıyla mücadeleyi sonuna kadar yapacağım. Uyuşturucu baronlarıyla fotoğraflar çektiriyorlar. Gencecik evlatlarımızı zehirliyorlar. Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım bu ülkede. Öyle siyasetle, öyle birileriyle kol kola girecek, ondan sonra yargı onları serbest bıkacak Bay Kemal de bunu seyredecek. Hayır efendim! Onları Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarında asla ve asla yaşatmayacağım. Herkesin bilmesini isterim.
Beşli çeteler seferber oldular, beşli çeteler çalışıyorlar Kılıçdaroğlu’nu nasıl seçtirmeyiz diye. Ya sizin feriştahınız gelse Bay Kemal sizden korkar mı? Bay Kemal sizden çekinir mi? Bizim verilmeyecek hesabımız yok ki kardeşim. Hiç meraklanmayın hepsini halledeceğiz. Birlikte halledeceğiz, beraber halledeceğiz. Beraber Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız, hiç endişe etmeyin, hiç ama.
Suriyeli kardeşlerim için de söyleyeyim. En geç iki yıl içinde bütün mültecileri kendi ülkelerine göndereceğim. Yerlerini yurtlarını yaparak. Suriye sınırına gittim, televizyonlar oradaydı. Arkamda da Suriye toprakları vardı. Orada da söz verdim. Yetki vereceksiniz, en geç iki yıl içerisinde ben bütün Suriyelileri kendi topraklarına göndereceğim. Oturacağız konuşacağız, Suriye yönetimiyle oturacağız karşılıklı büyükelçilikler açacağız. Bizim Hatay’ın dokusu değişti, olacak şey değil. Kilis’te Suriyeli nüfusu bizim nüfusumuzu aştı, akıl alacak şey değil.
Bunların tamamını düşünüyorum hiç endişe etmeyin, hiç ama. En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün sorunlarınızla ilgileneceğiz. Bütün sorunlarınızı çözeceğiz. Çünkü bizim bir beklentimiz yok. Platon ne demiş? Önemli bir şey söylemiş Platon 2400 yıl önce söylemiş, ‘Ülkeyi yönetenler ülkeyi yönetirken mal mülk edinirlerse, zenginleşirlerse halkın haklarını değil, kendi servetlerini korurlar’ demiş. Doğru mu? Doğru. Biz halkın hakkını savunacağız. Siyaset zenginleşme aracı değildir ve yeni bir Türkiye’yi, yeni bir iklimi beraber kuracağız, beraber oluşturacağız.
Ekrem Başkan ne diyordu? Her şey… ? (Kitle ‘Her şey çok güzel olacak’ diye yanıt verdi)
Ne diyordu? (Kitle ‘Her şey çok güzel olacak’ diye yanıt verdi)
Hiç endişe etmeyin her şey ama her şey o kadar güzel olacak ki, güzel ve huzurlu bir Türkiye’de yaşayacaksınız. Evlatlarınız güzel ve huzurlu bir Türkiye’de yaşayacak. Anneler, babalar çocuklarını okula gönderirken acaba beslenme çantasına ne koyacağım diye düşünmeyecekler. Çünkü anneler, babalar çocuklarını okula gönderdiklerinde suları hazır olacak, sütleri hazır olacak, yemekleri hazır olacak, akranlarıyla beraber şarkılar söyleyecekler, türküler söyleyecekler, yemeklerini yiyecekler, evlerine tok gelmiş olacaklar. Annelerin, babaların gözü arkada kalmayacak. Her şeyi ama her şeyi inanın son noktasına kadar düşündük. Bu ülkede hepimizin mutlu olacağı o kadar güzel imkânlar var ki. Devasa ormanlarımız var, devasa tarlalarımız var, her şeyimiz var aslında. İyi bir siyaset yok. İyi bir siyaset olduğu zaman kısa sürede zenginleşmenin, kısa sürede büyümenin, kısa sürede güçlü bir ülke olmanın önündeki bütün engeller kalkmış olacak. Yeter ki, siyasetçi dürüst ve namuslu olsun.
Sizden bir şey daha istiyorum. Kul hakkı yiyenlere oy verecek misiniz? (Kitle ‘Hayır’ diye yanıt verdi)
Asla oy vermeyelim. Günaha asla ortak olmayalım. Evet yine söylüyor ‘Ben Kemal geliyorum’. Az kaldı, biz Kemal geliyoruz. Hepiniz Kemal, geliyoruz. Biz Kemal geliyoruz.
Hepinize en içten sevgiler, saygılar sunuyorum. ‘Yiğitler’le beraber alana çıktık ve her şeyi çözeceğiz, her sorunu çözeceğiz.
Hepinize şükran borçluyum. Hepinize teşekkür ederim. Hepiniz sağ olun, hepiniz var olun.
13.10.2024
13.10.2024
13.10.2024
13.10.2024