27.04.2023
27.04.2023
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bize arada bir milliyetçilik dersi vermeye kalkıyorlar, ‘Yok şu terör örgütü, yok bu terör örgütü, yok şu, yok bu…’ Açık ve net söylüyorum, Tekirdağ’dan söylüyorum, Mısır’daki sağır sultan da duysun. Terör bir insanlık suçudur ve kimden gelirse gelsin teröre karşıyız. Teröre lanet olsun, terör örgütleriyle kucak kucağa olanların da Allah bin belasını versin. Gideceksin, mektubunu getireceksin okutacaksın, bana da oturacaksın milliyetçilik dersi vereceksin; sen kim, milliyetçilik kim! Bakın, şu altı okumuzdan birisi milliyetçiliktir. Allah aşkına bana söyler misin, ‘Bu can bu bedende kaldıkça papazı size vermem’ diyen kimdi? Sıkıyı görünce papazı teslim eden kimdi? Türkiye’nin onurunu ayaklar altına alan kimdi? Şimdi kalkmış bana milliyetçilik dersi veriyor. Sen kim, milliyetçilik kim!" dedi.
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte Tekirdağ Cumhuriyet Meydanı'nda yapılan mitinge katıldı. CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Üç Kemallerin kentindeyiz. Muazzam bir kentteyiz, kadim bir kentteyiz. Tekirdağ’dayız.
Gençler, slogan çok güzel. Bakın size bir rakam vereceğim. Tekirdağ’da bu seçimlerde ilk kez sandığa gidip oy kullanacak olan gençlerin sayısı 61 bin 262 kişi. Rakam fena değil. Demek ki, 61 bin 262 kişi, Tekirdağ’da genç arkadaşımız sandığa gidecek ve oyunu kullanacak. Türkiye genelinde de 5 milyonu aşkın genç ilk kez sandığa gidecek oy kullanacak ve Türkiye’nin kaderini değiştirecek.
Gençler, Türkiye’nin kaderini değiştirecek olanlar sizlersiniz. Türkiye’ye aydınlığı ve demokrasiyi getirecek olan sizlersiniz. Türkiye’ye özgürlüğü getirecek olanlar sizlersiniz. Türkiye’de torpili bitirmek için yeni bir iktidarı getirecek olan sizlersiniz. Türkiye’de, devletin bozulan kolonlarını yeniden inşa etmek üzere demokrat bir iktidarı iktidara getirmek için, demokrat bir yönetimi iktidara getirmek için en büyük güç sizin elinizde ve bekliyoruz.
Gençler için söyledim. Şimdi bakın bir şey söyleyeyim, özellikle 6 partinin yöneticilerine, gençlik kollarına, kadın kollarına seslenmek istiyorum. ‘Nasıl olsa geldik…’ Sakın ha o havaya kapılmayın. Son ana kadar, sanki bir kişilik fark varmış gibi son ana kadar çalışacağız, son ana kadar mücadele edeceğiz, son ana kadar kul hakkı yiyenleri iktidardan götürmek için mücadele edeceğiz. Son ana kadar.
Söz mü? Çok teşekkür ederim.
Ben de size söz verdim, biliyorsunuz değil mi? Bay Kemal sözünden dönmez. Dönmeyeceğim.
Gençler, ufkunuzu açacağım. Gençler, torpili kaldıracağım. Gençler, KPSS sınavına gireceksiniz, mülakat denen bir ucube garabet olmayacak, kazanacaksınız ve atamanız başlayacak.
‘Mimarlar da atama bekliyorlar’ deniyor. Mimarlar bekliyor, veteriner hekimler bekliyor, pek çok kişi atama bekliyor, ben bunun farkındayım.
Ama şunu yapacağız, köy okullarını yeniden açacağız, 100 bin öğretmenin, Türkiye Cumhuriyetinin 100. yılında 100 bin öğretmenin atamasını gerçekleştireceğiz. Yani Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi öğrenciyle öğretmeni buluşturacağız. Hiç endişe etmeyin bunu yapacağız. Çünkü eğitim bir topluma sınıf atlatan en önemli faktördür. Özellikle kız çocuklarının, kızların eğitimi aynı zamanda toplumun eğitimi demektir, ailenin eğitimi demektir. O nedenle eğitim konusu bizim önceliklerimiz arasındadır. O nedenle bütün köylerdeki okulları yeniden açacağız 100 bin öğretmen gidecek, bu okullarda pırıl pırıl evlatlarımızı yetiştirecek, Mustafa Kemal’in hedefiyle yetiştirecek.
Tabi bu arada hayat pahalılığının da farkındayım. Hayatın pahalı olduğunu da biliyorum. Evlerde çocuğuna yeteri kadar beslenme imkânı sağlayamayan annelerin dramını da biliyorum. Somun ekmeğinin arasına salça sürüp çocuğuna yediren anneleri de biliyorum. Okula evladını gönderirken acaba beslenme çantasına ne koyayım diye düşünen ve ne olacak bu halimiz diye düşünen anneleri de biliyorum. O nedenle her birimizin görevi var. Eğer bu acıları ben yüreğimde hissediyorsam her birimizin de tek tek bu acıları hissetmesi lazım. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa aslında hepimizin evladı yatağa aç giriyor demektir. Eğer bir evde elektrik kesiliyorsa 85 milyon insanın elektriği kesilmiş demektir. Eğer bir evde kışın soğuğunda doğalgaz kesiliyor ve ısınamıyorsa aslında hepimiz soğukta kaldık demektir. O nedenle hepimiz beraber, müşterek bir değişime imza atmak zorundayız. Altını çiziyorum, bir değişime imza atmak zorundayız. 22 yıldır yönetiyorlar, memleketin hali meydanda. 22 yıldır Türkiye’yi hangi noktaya getirdiler!
Şimdi bakın, eskiden Merkez Bankası bir dolar kuru açıklardı. Şimdi Merkez Bankasının dolar kuru var, döviz büfesinin dolar kuru var, bankaların dolar kuru var, kapalı çarşının dolar kuru var. Hangisi geçerli belli değil. Kimin ne yaptığı belli değil. Kredileri de kesmişler; esnaf, sanayici kredi alamıyor. Ekonomi tam bir felaket pozisyonunda, onun da farkındayız, nasıl bir miras devralacağımızın da farkındayız. Ama Türkiye bu cenderenin dışına çıkmak zorunda. Türkiye yeniden şahlanmak zorunda ve bir değişime Türkiye imza atmak zorunda. İmzayı nerede atacağız? Sandıkta atacağız. Sandığa gideceğiz, oylarımızı kullanacağız ve gençler Türkiye’nin kaderini değiştirecekler.
Gençler, o nedenle bütün umudum sizde, bu ülkenin geleceği de sizde. Unutmayın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyetini sizlere, yani gençlere emanet etmiştir, unutmayın sakın.
Emeklilerin durumunu da biliyorum. Emekli dediğimiz kişi kimdir anlatayım. Emekli dediğimiz kişi çalışan, üreten, alın teri döken, Türkiye’nin kalkınmasına katkıda bulunan, primini ödeyen, yeri zamanı gelince de emekli olan kişidir. Ve emekli olan kişi, bütün bu alın terinin karşılığı olarak emekli aylığı alır. Ama aldığı emekli aylığıyla geçinemiyorsa, ciddi bir sorun yaşıyorsa o zaman Türkiye’nin yönetiminde bir sorun var demektir. Bunun mutlaka çözülmesi lazım. Emeklilere 2015 yılından beri ‘Ramazan ve Kurban Bayramında asgari ücret kadar birer ikramiye verilsin’ diye defalarca söyledim, dillendirdim. Önce dediler ‘Para yok’, sonra baktılar ki, bu Kılıçdaroğlu’nun dilinden kurtulamayacağız bari 1000’er lira ikramiye verelim dediler. Şimdi seçim geldi, biraz daha yükselttiler. Ama dediğim olmadı. Asgari ücret kadar vereceksiniz dedim.
Önümüzde seçimlerden sonra Kurban Bayramı var, gideceksiniz, bankada Bay Kemal’in yatırdığı 15 bin lirayı göreceksiniz. Ananızın ak sütü kadar helal olsun o para size.
Şimdi bunu söyleyince tekrar ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın…’ Bana anlatıyorlar. Sen Beşli Çeteye çalışırsın, Bay Kemal vatandaşa çalışır. Sen uyuşturucu baronlarına çalışırsın Bay Kemal vatandaşa, emekliye, işçiye, memura onlara çalışır. Yani halka çalışır. Sen yandaşların için çalışırsın, Bay Kemal yandaş değil vatandaş için çalışır.
Memlekette para var aslında. Dünyanın parası var, imkânımız var. Ama birilerine peşkeş çekerseniz, birilerine verirseniz, Beşli Çetelere verirseniz, avroyla, dolarla oturup kalkarsanız, Türk lirasını yerlerde süründürürseniz, bir de milliyetçi diye ahkâm kesmeye kalkarsanız kusura bakmayın söyleyecek çok sözümüz var. Türkiye’yi bu hale getirdiler. Türkiye’yi bu halden kurtarmamız lazım. Türkiye’yi yeniden aydınlığa çıkarmamız lazım ve bunun için de kadınlar size de güveniyorum, size de inanıyorum. Çünkü evde en büyük sıkıntıyı yaşayan sizlersiniz. Mutfağın bir numaralı sorumlususunuz. Dışarıda çalışırsınız, yeri gelir evde çalışırsınız. Sizin sosyal güvenliğiniz yok ama bu kardeşinizin sözü var, herkesin en az asgari ücret kadar, her evin en az bir aylığı olacak asgari ücret kadar. Para kadının banka hesabına yatacak. Bazı kadınlar diyorlar ki, katılım bankalarında altın hesabı açsanız da bizim adımıza oraya asgari ücret kadar altın yatırabilir misiniz? Bay Kemal evet dedi, yatırabiliriz, alabilirsiniz hiç endişe etmeyin. Paranın miktarı değişmediği sürece bütün bu sorunların tamamı çözülecektir, bundan da hiç kimsenin endişesi olmasın.
Türk lirasını perişan ettiler bunun farkındayız. Yerlerde süründürdüler bunun da farkındayız. Ama değiştirecek olan biziz, güçlendirecek olan biziz. Türkiye’yi zenginleştirecek olan biziz. Yeniden Türkiye’nin üretmesi lazım.
Bakın burası yani Tekirdağ aynı zamanda bir üniversite kentidir. Tekirdağ aynı zamanda bir tarım kentidir, bir sanayi kentidir. Ve tarım kenti olan Tekirdağ’da bakıyorsunuz buğday dışarıdan, arpa dışarıdan, yulaf dışarıdan, et dışarıdan, canlı hayvan dışarıdan. Ama bizim üreticilerimiz kazanmıyor, bizim üreticilerimiz perişan vaziyette. O nedenle çiftçi kardeşim üzülme, yata hangi fiyattan mazotu veriyorlarsa aynı fiyattan mazotu size vereceğiz. Kırmızı mazotu vereceğiz, ucuz mazotu vereceğiz, alacaksın ve tüketeceksin.
Başka bir şey daha. Kırsalda çalışan gençlerin ve bütün kadınların sosyal güvenlik primini devlet olarak biz ödeyeceğiz. Kırsalda gençler çalışacak, kadınlar çalışacak, yeri geldiğinde de bunların tamamı emekli olacaklar. Emeklilik haklarına kavuşacaklar. Kırsalı yani köyleri gerçekten de yaşanabilir mekânlar haline dönüştüreceğiz.
Bir şey daha, ondan sonra sözlerimi bitireyim. Bize arada bir milliyetçilik dersi vermeye kalkıyorlar, ‘Yok şu terör örgütü, yok bu terör örgütü, yok şu, yok bu…’ Açık ve net söylüyorum, Tekirdağ’dan söylüyorum, Mısır’daki sağır sultan da duysun. Terör bir insanlık suçudur ve kimden gelirse gelsin teröre karşıyız. Teröre lanet olsun, terör örgütleriyle kucak kucağa olanların da Allah bin belasını versin.
Gideceksin, mektubunu getireceksin okutacaksın, bana da oturacaksın milliyetçilik dersi vereceksin; sen kim, milliyetçilik kim! Bakın, şu altı okumuzdan birisi milliyetçiliktir. Allah aşkına bana söyler misin, ‘Bu can bu bedende kaldıkça papazı size vermem’ diyen kimdi? Sıkıyı görünce papazı teslim eden kimdi? Türkiye’nin onurunu ayaklar altına alan kimdi? Şimdi kalkmış bana milliyetçilik dersi veriyor. Sen kim, milliyetçilik kim!
Bizim parti adına gidiyorlar gençlik kollarına, o gencecik fidan gibi evlatlarımıza; alıyorlar diyorlar ki ‘Sen sahte bir CHP broşürü bastır, biz gelince teröristleri affedeceğiz de…’ Matbaada bastırıyorlar. Canan Başkan da şahin gibi, hemen buluyor Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Başkanı, şahin gibi gidiyor hemen buluyor, adamı yakalıyor. Matbaayı buluyor, ‘Kim yaptı bunu’ diyor. Savcılığa verdik. Dolayısıyla eğer mücadele edecekseniz, yiğit adamlarsanız, kendinize güveniyorsanız çıkacaksınız karşıma, beraber hesaplaşacağız, millet görecek; kim vatansever, kim başka birisi görecek bunu.
Ayrıca bir şey daha. Ya arkadaşlar, Suriye’de Rusya havadan vurdu, 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya, şehit olan bizim askerimiz. Bakıyorsun bu ülkenin Cumhurbaşkanı koşa koşa Putin’in ayağına gitti. Niye gidiyorsun? Şehit olan senin askerin, vuran onlar. Koşa koşa gitti, Putin aldı bunu kapının önünde bekletti, kronometreyi açtı, kaç dakika orada ayakta tuttuğunu yazdı, çizdi, dünyaya gösterdi, ondan sonra içeriye aldı, oturabilirsin dedi. Bu mudur Türkiye’nin itibarı, bu mudur milliyetçilik, bu mudur vatana saygı? Bay Kemal bu tür şeylere asla izin vermez. Bizim iki kırmızıçizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız, bayrağımız ve vatanımız… Bayrak ve vatan bizim için vazgeçilmezdir.
Patates kısmını bilmiyorum ama soğan kısmında kesinlikle haklısınız, soğana bile muhtaç ettiler bizi. Akıl alacak şey değil gençler. Ama siz gençler dersini vereceksiniz, ben buna inanıyorum dersini vereceksiniz.
Nasıl yapacağız? 6 lider bir aradayız… Birleşe birleşe kazanacağız. Nasıl kazanacağız? Birleşe birleşe kazanacağız. Ve Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Beraber, birlikte, birleşe birleşe bu ülkeye demokrasiyi, bu ülkeye aydınlığı, bu ülkeye bereketi, bu ülkeye huzuru getireceğiz.
Bereket dedim. Yağmur ne kadar güzel değil mi? Yağmalı, çiftçi memnun olmalı, tarlalar yağmurla buluşmalı ve tarlaların tümü bereketli olmalı. Çiftçimiz kazanmalı çünkü alın teri dökenlerin kazanması kadar değerli bir şey yoktur. Onlar kazandıkça Türkiye kazanacaktır. Onlar kazandıkça hepimiz kazanacağız. Bundan da hepinizin emin olmanızı isterim.
Güzel bir slogan birleşe birleşe kazanacağız. Birleşeceğiz, beraber sandığa gideceğiz ve bir otoriter yönetimi demokratik yollarla değiştirmiş olacağız.
Gençler şuna inanın, dünya siyaset tarihine güzel bir armağan bıkacaksınız. Diyecekler ki dünya siyaset tarihini yazanlar, Türkiye’de otoriter bir yönetim vardı ve Türkiye’nin gençleri sandığa gittiler, demokratik yollarla otoriter bir yönetimi değiştirdiler. Bu başarı bile sizin tarihinize, sizin hanenize yazılacaktır. O açıdan gençler, size olan güvenim sonsuzdur, buna inanın.
Staj mağdurları var biliyorum, sorunların çözülmesi gerekiyor. Mimarlar atama bekliyor, veteriner hekimler atama bekliyor. Mühendislerin ve mimarların aylıklarında ciddi sorunlar var.
Söz mü diyor? Söz, söz, söz… Çözeceğiz, hepsini çözeceğiz.
Ekrem Başkanın güzel bir sözü var. Her şey çok güzel olacak. İnanın her şey çok güzel olacak. İnanın bu ülkeye baharlar gelecek. İnanın bu ülkede huzurlar olacak. İnanın buna, inanın. Beraber, birlikte, bu ülkeye baharı getireceğiz. Bu ülkenin caddelerinde, bu ülkenin sokaklarında, bu ülkenin parklarında huzur içinde gezeceğiz. Birbirimizi tanımasak bile selam vereceğiz. Ve üstelik gülümseyerek. Baharı getireceğiz, baharı. Baharımız gelecek ve her şey çok güzel olacak.
26.12.2024
26.12.2024
26.12.2024
26.12.2024