03.05.2023
03.05.2023
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu:
-“Buradan taşeron işçilerine selamlarımı gönderiyorum; hiç meraklanmayın hepinize kadro vereceğim, öyle onlar gibi değil herkese kadro vereceğim. Devlet taşeron işçi çalıştırmaz, devlet kadrolu eleman çalıştırır.”
-“Devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde; devlet olmaz, bereket olmaz, hukuk olmaz. Adaletin olmadığı beşli çeteler, uyuşturucu baronları cirit atar. Beşli çeteleri de, uyuşturucu baronlarını da bu ülkeden göndereceğim.”
-“Bana diyorlar ki, ‘niye soğanla, patatesle uğraşıyorsun?’ Yani ‘bununla niye politika yapıyorsun?’ Evin kadını gidecek, pazardan alışveriş yapacak, soğanın kilosu olmuş 30 lira. Senin mutfaktan haberin var mı? Mutfakta yangın var, senin haberin var mı? Sarayda otuyorsun, keyfin yerinde, bir elin yağda bir elin balda, beşli çeteler var para aktarıyorsun. Bir yerden, üç yerden, beş yerden aylık alanlar var, yiye yiye doymadılar; ‘niye soğanı siyasette kullanıyorsun?’ diyorlar. Ne yapayım arkadaş, mutfakta yangını çıkaran ben değilim ki, yangını çıkaran sensin! Ama o yangını söndürecek olan da benim.”
-“ Beslenme çantası uygulamasını kaldıracağız. Çocuk okula gittiğinde suyunu içecek, sütünü içecek, yemeğini yiyecek, arkadaşlarıyla oynayacak eve tok dönecek. Dolayısıyla bu ülkedeki bütün evlatlarımız, ilköğretimde yemeklerini arkadaşlarıyla beraber okulda yiyecekler ve huzur içinde gelecekler. Siz beslenme çantası diye bir şey düşünmeyeceksiniz.”
-“Bana kimse milliyetçilik edebiyatı da yapmasın. Milliyetçi olan, tank palet fabrikasını, askerin fabrikasını Katar ordusuna satmaz. Alacağım, tank palet fabrikasını Katar ordusundan alacağım, şerefli, şanlı ordumuza teslim edeceğim.”
-“Sözüm var, Sinan Ateş'in katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim. Gaffar Okkan'ın katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim.”
CHP Genel Başkanı ve Millet İttifak Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu,”Bana diyorlar ki, ‘niye soğanla, patatesle uğraşıyorsun?’ Yani ‘bununla niye politika yapıyorsun?’ Evin kadını gidecek, pazardan alışveriş yapacak, soğanın kilosu olmuş 30 lira. Senin mutfaktan haberin var mı? Mutfakta yangın var, senin haberin var mı? Sarayda otuyorsun, keyfin yerinde, bir elin yağda bir elin balda, beşli çeteler var para aktarıyorsun. Bir yerden, üç yerden, beş yerden aylık alanlar var, yiye yiye doymadılar; ‘niye soğanı siyasette kullanıyorsun?’ diyorlar. Ne yapayım arkadaş, mutfakta yangını çıkaran ben değilim ki, yangını çıkaran sensin! Ama o yangını söndürecek olan da benim.”dedi.
CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Sinop Boyabat’ta miting düzenledi.
Mitinge Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da katıldı. CHP lideri ve Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu, Boyabat Mitinginde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Efendim hepinize yürekten teşekkür ederim. Boyabatlılarla benim güzel bir sohbet yapmam lazım. Güzel bir sohbeti gerçekleştireceğim.
Sadece gençlerin değil bütün Türkiye'nin sorunlarını çözmeye ahdettim. Yaşlısı, genci, engellisi kim olursa olsun bu topraklarda yaşıyorsa söz verdim, bütün sorunlarını çözeceğim.
Beni dikkatle dinlemenizi isterim Sevgili Boyabatlı kardeşlerim. Beşinci kezdir geliyorum Boyabat’a. Benim kadar gelen ikinci bir Genel Başkan yoktur. Boyabat'a niye geliyorum? Boyabat'ta oylarımız düşük. Soru: Kabahat kimde? Kabahat Boyabatlılar da mı? Kabahat bizde mi? Kabahat bizde Boyabatlılarda değil, bunu da açık ve net söylüyorum. Bugüne karar oturup konuşmadık, dertlerimizi anlatmadık, vatandaşın derdini dinlemedik. Oturduk Ankara’da tumturaklı laflar söyledik, bize oy verin dedik. Vatandaş haklı, niye oy vereyim diyor; gel buraya, oturalım konuşalım diyor. O nedenle beşinci kezdir geliyorum ve Boyabatlılara şunu söylüyorum. Başka bir Genel Başkan gelmedi, beşinci kezdir geliyorum ve sadece bir şey istiyorum; Allah rızası için kul hakkı yiyene oy vermeyin diyorum. Kul hakkı yiyene oy vermeyin, bu kadar açık.
Ben buranın çeltiğini de biliyorum. O tarlalarda çalışanı da biliyorum. Alın teri dökenleri biliyorum. Yeteri kadar kazanamadıklarını biliyorum. Yeteri kadar hak ettikleri ücreti alamadıklarını biliyorum. Taşeron işçileri biliyorum. Onlar da buraya gelecekmiş ama izin vermemişler. Buradan Karayollarının taşeron işçilerine selamlarımı gönderiyorum; hiç meraklanmayın hepinize kadro vereceğim, öyle onlar gibi değil herkese kadro vereceğim. Devlet taşeron işçi çalıştırmaz, devlet kadrolu eleman çalıştırır. Devlet ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen diye öğretmenler arasında ayrımcılık da yapmaz. Öğretmen öğretmendir. Bizim evlatlarımızı yetiştiriyor. Birisi alıyor 100 lira, birisi alıyor 250 lira, birisi alıyor 1000 lira. Nasıl olur? Böyle bir haksızlık olur mu? Böyle bir haksızlık olmaz. Öğretmen öğretmendir, kadrosu varsa, kıdemi varsa herkes kadrosuna, kıdemine göre aylığını alır.
Yine gençlere sözüm var. Gençler size sözüm var, torpili bitireceğim. Bu ülkede siz KPSS sınavına gireceksiniz, arkasından… Bakın dün baba geldi, ‘oğlum Türkiye ikincisi oldu KPSS’de fakat elediler sözlü imtihanda’ dedi. Bu şimdi hak mıdır Allah aşkına?
Yuh çekmeyin, sandığa gidip oy kullanacaksınız. Tepkinizi sandıkta göstereceksiniz. Oy vermeyerek göstereceksiniz.
Bakınız, devletin dini adalettir. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. Adaletin olmadığı yerde bereket olmaz. Adaletin olmadığı yerde hukuk olmaz. Adaletin olmadığı beşli çeteler cirit atar. Adaletin olmadığı yerlerde uyuşturucu mafyaları, uyuşturucu baronları koşar, eğlenir, gezer, onlarda tur atarlar. Ve bizim küçük evlatlarımızı, gencecik fidan gibi çocuklarımızı zehirlerler. Benim sözüm var, beşli çeteleri de, uyuşturucu baronlarını da bu ülkeden göndereceğim. Hiç endişe etmeyin.
Bana soruyorlar, diyorlar ki, ‘niye soğanla, patatesle uğraşıyorsun?’ Yani ‘bununla niye politika yapıyorsun?’ Evin kadını gidecek, pazardan alışveriş yapacak, soğanın kilosu olmuş 30 lira. Senin mutfaktan haberin var mı? Mutfakta yangın var, senin haberin var mı? Sarayda otuyorsun, keyfin yerinde, bir elin yağda bir elin balda, beşli çeteler var para aktarıyorsun. Bir yerden, üç yerden, beş yerden aylık alanlar var, yiye yiye doymadılar; ‘niye soğanı siyasette kullanıyorsun?’ diyorlar. Ne yapayım arkadaş, mutfakta yangını çıkaran ben değilim ki, yangını çıkaran sensin! Ama o yangını söndürecek olan da benim. Açık ve net söylüyorum, yangını da ben söndüreceğim.
22 yıldır iktidardalar. Eskiye bakın, yeniye bakın Allah aşkına. Bizim tarihimizde soğan bu kadar zamlandı mı? Bizim tarihimizde bu kadar büyük zamlar oldu mu Allah aşkına? Millet perişan oldu. Düzelteceğim; yukardan alacağım, aşağıya vereceğim. Beşli çetelerden alacağım, halka vereceğim. Uyuşturucu baronlarını kovacağım. Tam 20 yıldır bu ülkeyi sömüren, yurtdışına götürülen 418 milyar doları da alacağım, bu millete teslim edeceğim. Hiç endişe etmeyin.
Benim saraylarda oturma gibi bir düşüncem yok. Saray meraklısı da hayatım boyunca hiç olmadım. Sizin gibi yaşadım, sizler gibi yaşadım, mütevazı olmaya çalıştım. Beyler çocuklarını paralı askerliğe gönderirken, ağayla paşayla gönderirken, bu kardeşinizin, bu dedenizin, bu amcanızın, bu yeğeninizin oğlu paralı askerlik yapmadı, gitti normal vatandaşın çocuğu gibi askerlik yaptı.
Bana kimse milliyetçilik edebiyatı da yapmasın. Buranın milliyetçi damarının güçlü olduğunu da biliyorum. Güzel… Milliyetçi olan tank palet fabrikasını, askerin fabrikasını, Katar ordusuna satmaz. Öyle değil mi, satmayacaksın. Alacağım, tank palet fabrikasını Katar ordusundan alacağım, şerefli, şanlı ordumuza teslim edeceğim. Hiç kimse endişe etmesin.
Her aşamada sorunumuz var bunu biliyorum. Sorunların çözülmesi lazım bunu biliyorum. Sizden tek isteğim var, az önce söyledim, sandığa giderken elinizi vicdanınıza koyun. Ya bu kadar kavga yetmedi mi Allah aşkına? Kamplaşma yetmedi mi?
Devlette liyakati sağlayacağız. Bakın liyakat ne demek o konuda da bir örnek vermek isterim. Liyakat şudur, devlette adalet ama liyakat olması lazım, liyakat işi ehline teslim etmek demektir. İşi ehline teslim etmezseniz o zaman tam bir felaket çıkar ortaya. Yani yolsuzluklar çıkar, yani kul hakkı yiyenler öncü olarak toplumun önüne gelirler ve yürümeye başlarlar. Toplumu kandırırlar. Liyakat şudur; devlette en küçük kademe şeftir. Şef olmak için önce KPSS sınavına gireceksin, sınavı kazanacaksın, devlet memuru olacaksın, devlet memuru olduktan sonra bir süre geçecek, sonra sınava gireceksin ve şef olacaksın. Ama bakan olmak için iki şeye ihtiyaç var, iyi hal kağıdı ve ilkokul diploması. Demek ki devlette liyakat önemlidir ve liyakatin mutlaka sağlanması lazım.
Şundan da emin olmanızı isterim. ’Sınır namustur’ der, bütün askerlik yapmış olan herkes bilir, sınır namustur. 3 milyon 600 bin Suriyelinin bizim ülkemizde ne işi var? 3 milyon 600 bin Suriyeli buraya niye geldi? 3 milyon 600 bin Suriyeliyi niye tutuyorlar? Söz verdim, en geç 2 yıl içerisinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi Suriye’ye uğurlayacağım, hiç endişe etmeyin. En geç iki yıl içerisinde onları da göndereceğiz, hiç endişe etmeyin.
Kadın kardeşlerim, hanım kardeşlerim, hayat pahalılığının bütün acısını çeken sizsiniz. Evde eğer mutfakta doğru dürüst bir şey yoksa çocuğunuzu okula gönderirken beslenme çantasına doğru dürüst bir şey koyamıyorsanız o acıyı en çok anneler çeker. Dolayısıyla anneler size sözüm var. Bütün köy okullarını açacağım, bir. 100 bin öğretmen ataması yapacağız. Öğretmenler ve çocuklar, Ferhat ile Şirin’in buluştuğu gibi buluşacak, köylerde çocuklar okula gidecek. Ama bir şey daha yapacağız. Beslenme çantası uygulamasını kaldıracağız. Çocuk okula gittiğinde suyunu içecek, sütünü içecek, yemeğini yiyecek, arkadaşlarıyla oynayacak eve tok dönecek. Dolayısıyla bu ülkedeki bütün evlatlarımız, ilköğretimde yemeklerini arkadaşlarıyla beraber okulda yiyecekler ve huzur içinde gelecekler. Siz beslenme çantası diye bir şey düşünmeyeceksiniz.
Emekliye gelince; ta 2015 yılından bu yana, ‘emeklilere Ramazan Bayramında, Kurban Bayramında asgari ücret kadar birer ikramiye verin’ dedim. Her seferinde itiraz ettiler. Önce ‘parayı nereden bulacaksın?’ dediler. Çok ısrar ettim, sonunda emeklilere belli bir miktar parayı verdiler. 1000’er lira verdiler ikramiye. Sonra tekrar seçim geldi, şimdi bir miktar artırmışlar. Benim sözüm var, Bay Kemal’in sözü var; Allah nasip eder sizin oylarınızla iktidar olduğumuzda, Kurban Bayramında emekli kardeşimiz bankadan para çekmeye gidince orada 15 bin lira parayı görecek. Anasının ak sütü gibi alacak ve o parayı kullanacak, harcayacak. Bunun için de söylemeye başladılar ‘parayı nereden bulacaksın?’ diye. Sen parayı beşli çetelere buluyorsun, sarayın oligarklarına buluyorsun, yolsuzluk yapanlara buluyorsun, hakkı, hukuku yiyenlere parayı buluyorsun. Sen yandaşların için çalışıyorsun, Bay Kemal de vatandaş için çalışıyor. Size bulacağım, size vereceğim. Öyle 4 yerden aylık alacaksın, 5 yerden aylık alacaksın, 7 yerden aylık alacaksın; vatandaşın oğlu işsiz gezecek. Yer mi Bay Kemal? Yemem. Bulacağım o parayı ve emekliye vereceğim, işçiye vereceğim, memura vereceğim, halka vereceğim.
Aile Destekleri Sigortasıyla göreceksiniz, bu sigorta dalı, evlerinde kadınların da güvencesi olacak. Her kadının evine, en az asgari ücret kadar her ay para girmiş olacak. Hesap? Kadının banka hesabına yatacak. Gideceksiniz, parayı sizler çekeceksiniz. Bunu niye yapıyoruz? Fakirin fakirliğini, yoksulun yoksulluğunu afişe edemezsiniz, insan onuru vardır. Dolayısıyla sağ elin verdiğini sol el görmeyecek, biz öyle yapacağız. Siz gideceksiniz, sosyal devletin güvencesi altında aylığınızı alacaksınız, çoluk çocuğunuzun rızkını sağlayacaksınız. Bunların tamamını yapacağız, hiç endişe etmeyin.
Bir şey daha ifade edeyim. Bu milliyetçilik konusunda bir sürü laf ediyorlar bize, ‘yok masanın altında, yok masanın üstünde, yok masanın yanında, yok masanın bilmem neresinde…’ Boyabat’tan söylüyorum, bütün Türkiye duysun. Diğer yerlerde de söyledim. Bizim iki kırmızıçizgimiz var; vatanımız ve bayrağımız. Nokta.
Ayrıca sözüm var, Sinan Ateş'in katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim. Gaffar Okkan'ın katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim. Adalet diyorsanız herkes için adalet olacak. Herkes için yapacağız bunu.
Buraya gelirken, ‘çeltikle ilgili sorunlar var’ dediler. Onlara kırmızı mazotu, gübreyi vereceğiz. Üretecek Türkiye. Bakın, buğday dışarıdan geliyor, çeltik dışarıdan geliyor, yulaf dışarıdan geliyor, mercimek dışarıdan geliyor, canlı hayvan dışarıdan geliyor, et dışarıdan geliyor. Ya bu ülkenin bereketli toprakları var, niye biz üretmiyoruz? Çiftçiyi niye toprağa küstürdüler? Tamamını düzelteceğim, sözüm var.
Buranın bir başka özelliği daha var. Kurulduğu tarihten bu yana, asbestli borularla su geliyor evlere. Yani kanser üreten borularla geliyor. Değişmesi lazım. Göreceksiniz, değiştireceğiz, tamamını değiştireceğiz. İnsan sağlığı her şeyin üzerinde.
Takriben 10 yıldır çevre yolunun yapılmadığını söylediler. O da yapılacak. Huzur evinin temelini atmışlar ama bir türlü bitmiyor bu temel. Buradan söz veriyorum, o temeli bize devretsinler; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Antalya, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı, kimi istiyorlarsa; huzur evini bize teslim etsinler yapacağız ve Boyabatlılara armağan edeceğiz. Bu kadar açık, net söylüyorum. Yapamıyorlar, beceremiyorlar çünkü paraları birilerine aktarıyorlar, yandaşlara aktarıyorlar. Çözeceğiz, çözeceğiz.
Bizim Ekrem Başkanın söylediği güzel bir şey var. Her şey çok güzel olacak. İnanın her şey çok güzel olacak. Sandığa gittiğiniz zaman göreceksiniz. İnanın; bu ülkeye huzuru, bu ülkeye bereketi getireceğim. Bu ülkede hiç kimse kimliğinden, hiç kimse inancından, hiç kimse yaşam tarzından ötürü sorgulanmayacak. Herkes komşusunun kimliğini sorgulamayacak. Baymayacak bile. ‘Komşu komşunun külüne muhtaçtır’ anlayışını, sevecenliği, dostluğu, kardeşliği bu topraklara getireceğiz. Ve beraber getireceğiz.
Hepinize tekrar en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun diyorum.
26.12.2024
26.12.2024
26.12.2024
26.12.2024