29.10.2025

CHP Lideri Özgür Özel: “Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Demokrasi, Yaşasın Yarınlardaki Özgür, Zengin ve Güçlü Türkiye”

“CUMHURİYET, ZENGİNİN İMKANINDAN YOKSULUN ÇOCUĞUNUN MAHRUM KALMASINA İSYAN EDEN REJİMİN ADIDIR; BİZ DE BU İSYANIN PARTİSİYİZ”

“TAM BİR YILDIR DARBECİLERİN KUŞATMASI ALTINDAYIZ”

“BU ESERLERİ ÇOK ZOR ŞARTLARDA HAYATA GEÇİRİYORUZ, BELEDİYELERİMİZ MADDİ-MANEVİ BASKI ALTINDA”

“AVRUPA GİBİ YÖNETİLEN VE AVRUPA’DAN DAHA ZENGİN, DAHA GÜÇLÜ BİR ÜLKEYİ HEP BERABER İNŞA EDECEĞİZ”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Tuzla Belediyesi’nin kültür, sanat ve yaşam merkezi Tuzla Yaşam Aydınlı’nın açılış törenine katıldı. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Değerli Tuzlalılar, Aydınlı Mahallesi’nin çok değerli sakinleri, hepiniz saygı ile selamlıyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Ben bugün buraya Anıtkabir’den geldim. Ebedi Önderimiz, Cumhuriyetimizin ve partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurundaydık. Şimdi Cumhuriyet’in 102’nci kuruluş yıldönümünde bir açılış töreni için İstanbul’da Tuzla’dayız” dedi. Özel, şunları söyledi:


“CUMHURBAŞKANI İLE BAHÇIVAN TORUNUNU YAN YANA OTURTAN; CUMHURİYET’TİR”

“102 yıl önce bugün Birinci Dünya Savaşı’ndan çıkmış, dört tarafı düşman işgaline uğramış, büyük bir mücadele sonrası küllerinden doğmuş, bağımsız bir ülke kuruldu; Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. 102 yıl önce kayıtsız şartsız millete teslim edilen en büyük irade, kısa zamanda her alanda kalkınmayı sağladı. Bugün Tuzla’da özgürce belediyeyi kimin yöneteceğine karar verebiliyorsak, seçimlerde Tuzlamızı, İstanbul’u kimin yöneteceğine karar verebiliyorsak ve bizim verdiğimiz kararla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sıraları oluşuyor, milletvekilleriyle doluyorsa, sizlerin vekillerinizle, bunların hepsini yani egemenliğin kayıtsız, şartsız millete ait olmasını şüphesiz Cumhuriyet’e ve onun kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz. Ben 2011 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gtitim. Yemin töreni için sıraya oturdum. Yanımda Gülsün Bilgehan oturuyordu; İsmet İnönü’nün torunu. Ülkenin Garp Cephesi Kumandanı’nın, ülkenin ikinci Cumhurbaşkanı’nın torunu ile 104 yaşında hayatını kaybetmiş, 99 yaşına kadar pazarlarda kendi ürettiği sebzeleri satmış bir bahçıvanın, Abdullah Ağa’nın torununu Meclis’te yan yana oturtabilen gücün adı Cumhuriyet’tir. Buna öyle sahip çıkmamız lazım. Cumhuriyet, seçkinleri reddeder. Cumhuriyet, bütün vatandaşların eşit haklarda olmasını; herkesin, tüm çocukların hayata gelirken eşit şartlara doğmasını; kimsenin çocuğunun hayata kapatamayacağı kadar bir farkla geriden başlamamasını; babadan - anadan, oğula - kıza yoksulluğun miras kalmamasını savunan, hedefleyen rejimin adı Cumhuriyet’tir.”

“BİRİLERİNİN 11 YILDIR TUTMADIĞI SÖZÜ O 1,5 YILDA TUTTU”

“İşte o Cumhuriyet rejimi bugün Tuzla’da sizlerin iradesiyle, Aydınlı Mahallesi’nin oylarıyla Tuzla Belediyesi’ne 32 yaşında pırıl pırıl bir evladımızı, Eren Ali’yi oturtmuştur. Tuzla, 1992 yılında ilçe oldu. O gün daha Eren Ali doğmamıştı. Belki de o günlerde annesinin karnında doğmayı bekliyordu. Aynı bundan üç hafta sonra dünyaya gelecek kendi oğlu gibi. O gün annesinin karnında olan Eren Ali, bugün Tuzla’ya hizmet ediyor, durmadan ve yorulmadan çalışıyor. Bugün Yaşam Aydınlı Kültür Merkezi’ni açıyoruz. Bu merkez, biraz önce bütün detaylarıyla kendisi anlattı ama kısa yoldan ben ifade edeyim. 2014 yılında müjdelendi buranın açılacağı. 11 yıllık bir hikayesi var. Ancak 2018’de seçimlere doğru giderken temeli atıldı. Yıllarca terk edilmiş bir halde burada kaldı. Eren Ali geldiğinde burasının üçte biri bitmişti, bitmemişti. Yüzde 35-40’lar seviyesindeydi inşaatı. Biraz önce videolarda izledik. Bu mahalleye geldiğinde burayı bitireceğini söylüyordu ama onu dinleyen bu mahallenin çok değerli hanımefendileri hem ümit ediyorlardı, ama bir yandan da ‘11 yıldır bitmemiş şeyi sen mi bitireceksin genç oğlan?’ diye bakıyorlardı. Bugün Eren Ali bu mahallenin huzuruna, birilerinin söz verip de üzerinden geçen bunca yıla rağmen tutmadıkları o sözü 1,5 sene içinde tutmanın gururuyla geldi. Ben de kendisini kutluyorum.”

“EMEKLİYE 2 ÇEYREK ALTINI ÇOK GÖRENE İSYAN EDEN PARTİYİZ”

“Burası her yaştan yurttaşımızın faydalanacağı, çok yönlü bir yaşam merkezi olacak. En önemlisi 0-3 yaş için bilimsel temelli erken çocukluk programlarının yürütüleceği Akademi Bebek var burada. Bu şu açıdan önemli. Türkiye’de imkanı olan olanlar çocuklarını üç yaşında kreşe, yuvaya, daha sonra anaokuluna yolluyorlar. O çocuk el becerisini erkenden kazanıyor. Zihinsel yetenekleri erkenden gelişiyor. Konuşması erkenden gelişiyor. Tut ki bir harfi yanlış söylüyor, fark ediliyor hemen uzmanına yollanıyor. Ya da tut ki el becerisinde bir sorun var, hemen bakılıyor. Ama uzmana, ama doktora, hastaneye derken hızla bu eksiklikler gideriliyor. İmkanı, parası olmayanın çocuğu yedi yaşında öğretmenin karşısına gidince, bazen iş işten geçmiş oluyor. O söyleyemedi ‘R’ harfini ömrü boyunca söyleyemiyor. Diyorlar ki ‘İlk konuşurken getirecektiniz ya. Üç yaşında getirseydiniz hallolurdu’ diyorlar. O yüzden 0-3 yaş arası burada bu hizmetin verilecek olmasını her şeyden önemli görüyorum. Çünkü biraz önce söyledim, Cumhuriyet; zenginin çocuğunun yakaladığı imkanları, babası yoksul diye bazı çocuğun mahrum kalmasına isyan eden rejimin adıdır. Biz bu isyanın partisiyiz. Birileri sarayda keyif çatarken Anadolu’da tebaa diye görülenlerin tremordan, hastalıktan kırılıp, sıtmadan kırılıp, tremordan gözleri kör olup, Doğu’da bazı illerimize ‘körler şehri’ adı konulacak kadar sıkıntılar varken, birilerinin bir eli yağda, bir eli balda, ‘Akşam ne yiyeceğim?’ ‘Lüfer balığının yanağını yapıyorum sana padişahım’ diyenler dururken, öbür taraftaki yoksulluğa isyan eden partiyiz biz. Onun için Cumhuriyet Halk Partisi’yiz. Bugün de iktidara geldiklerinde emekli maaşı sekiz çeyrek altınken, emeklimize bugün iki çeyrek altını bile çok gören, 1,5 çeyrek altınlık maaş verenlere isyan eden partinin adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu mahallede asgari ücret 22 bin lira ile ev geçindirmeye çalışan bir sürü emekçi oturuyor bu mahallede. Bu iktidar geldiğinde asgari ücret yedi çeyrek altındı. 11 bin lira bugün çeyrek altın. Bu iktidar gelmeden önce 77 bin lira olan asgari ücreti, bugün 22 bin lira yaptılar ya, buna isyanın adı Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Ve size söz veriyorum. Nasıl Eren Ali ‘1,5 yılda bu işi halledeceğiz’ deyip de bugün alnı açık, başı dik buraya gelip çıkıp konuştuysa Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Yaşam’lıdaki, Aydınlı’daki bütün vatandaşlar insanca bir yaşama, insanca maaşa ve onurlu bir Cumhuriyet yurttaşı olmanın gururuna kavuşacaklar. Söz veriyoruz hepinize.”

“BURADA FIRSAT EŞİTLİĞİ, HAKKANİYET VAR”

“Aynı zamanda 4-14 yaş arasındaki çocukların eğitimle, kültürle buluşacağı Akademi Çocuk, yine kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmak için meslek edinecekleri Akademi Kadın, kütüphane, kent tiyatrosu, sergi salonu, nikah salonu, belediye veznesi, sosyal buluşma alanları, iletişim merkezlerinin olduğu, kısacası içinde; bebeğin olduğu, çocuğun, gençliğin, kadınların, eğitimin, üretimin, paylaşımın, kültürün, sanatın olduğu dört dörtlük bir merkez açılıyor. Burada eşitlik var, fırsat eşitliği var. Hakkaniyet var. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Hepinize hayırlı uğurlu olsun. İyi günlerde, güzel günlerde bu merkezden yararlanın. Biz bu eserleri inanın çok zor şartlarda hayata geçiriyoruz. Neden? Bundan önce Tuzla Belediye Başkanının keyfi yerindeydi. İktidar kendi partisinden, SGK parasını yatırır yatırmaz. Vergiyi yatırır, yatırmaz. ‘Ne olacak?’ diyordu, sadece bu değil bütün AK Partili belediyeler. ‘İcra mı gelecek yani? Ne yapacaklar yani? İcra mı yollayacaklar?’ deyip bütün imkanları istediği gibi kullanıyordu. Biz geldik, Sayın Erdoğan canlı yayında hepimizin önünde dedik ki ‘Silkeleyin bunları.’ O gün bugün bizi silkeliyorlar. Ne yapıyor? Bizden önceki belediyenin ödemediği vergileri, ödemediği SGK’ları hepsini birden, faiziyle bizim alacaklarımızdan kesiyorlar. Yani eskiden bir eli yağda, bir eli balda her imkanla 11 yılda yapmadıkları burayı, onların borçlarını ödeyen Eren Ali kardeşim 1,5 yılda yaptı. Bir de böyle bakmak lazım buna.”

“ESENYURT’A KAYYIM ATAMALARININ ÜSTÜNDEN BİR YIL GEÇTİ”

“Tam bir yıldır bir darbeci kuşatma altındayız biz Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak. Yarın 30 Ekim. Yarın bir yıl olacak. Türkiye’nin en büyük ilçesine, nüfusu 1 milyonun üzerindeki Esenyurt’a kayyım atadıklarının, belediye başkanını alıp tutukladıklarının üstünden bir yıl geçti. O günden bugüne 12’si İstanbul’da, 18 belediye başkanım cezaevlerinde. Üç belediyemize kayyım atadılar ve tüm belediyelerimizin üzerinde maddi - manevi tahrik var, maddi - manevi baskılar var. Madden ve manen silkeliyorlar. Ama Allah’a şükür aslanlar gibi milletimizle birlikte direnmeye devam ediyoruz. Seçimle göreve gelenin, seçimle gitmesi esastır. Aydınlı Mahallesi’nin gözünün içine bakarak söylerim. Sayın Erdoğan 15 Temmuz günü ülkenin başındaydı. Cumhurbaşkanıydı o gün. Ve geçmişte Erdoğan’la arası iyi olanlar o gece ona darbeye kalkıştılar. Meclis kapalıydı, birileri darbenin sevincini yaşıyordu. ‘İktidar değişecek, kurtulacağız’ diyorlardı. O gün biz Meclis’i kuran parti olarak bunları aradık, ‘Meclis’i açın’ dedik. ‘Darbeye birlikte direnelim’ dedik. ‘Millet yetkiyi kime verdiyse yetkiyi o kullanır. Seçilmiş Meclis’in, demokrasinin arkasındayız. İlk seçimlerde millet bize başka bir görev verene kadar biz ana muhalefet partisiyiz. Milletin verdiği yetki bir yanda dururken demokrasiye şaşı bakmayız. Yan gözle bakmayız. Fırsatçılık yapmayız’ dedik. Şimdi birileri o günlerde bize teşekkür ediyorlardı. ‘Büyük demokratlık gösterdiniz’ diyorlardı. Şimdi birileri İstanbullu’nun helal oylarıyla seçtiği 13 bin 600 farkla seçtiği Ekrem İmamoğlu’na ‘13 bin farkla seçim mi kazanılır?’ deyip 31 Mart 2019’da mazbatasını alacak seçimi kazandığı halde 19 gün önce vermeyip, hepiniz biliyorsunuz. oyları baştan saydırdılar. Baktılar Ekrem İmamoğlu önde. Bu sefer mazbatasını iptal edip, ‘Seçim yeniden yapılacak’ dediler. Siz sandığa gittiniz, 806 bin farkla seçimi Ekrem İmamoğlu’na kazandırdınız. Yani diyorlardı ki tekrar seçimde ‘Osmanlı tokadını vuracağız’, onlara demokrasi tokadını vurdunuz. İstanbul’u Ekrem İmamoğlu’na teslim ettiniz. Beş yıl boyunca Ekrem Başkan çalıştı, birileri hasetlik yaptı. Efendim belediye otobüsünün çalışmadığı gün özel halk otobüsünü kiraladılar, ‘Film çekiyoruz’ diye yalandan yaktılar, ‘İBB’nin, İETT‘nin otobüsleri yanıyor’ dediler. Efendim gittiler metrolarda çalışan yürüyen merdivenlere taş soktular. ‘Merdivenler durdu, çalışmıyor’ dediler. Öyle gün geldi, efendim ‘İspark‘ta PKK’lılar var’ diye yalan attılar. Bu kadar kötülüğün sonunda Ekrem Başkan’ın mesela oturacağı sandalyesinin bacağını kırıp, sarayda bütün belediye başkanları otururken onu düşürmeye çalışıp alay etmeye kalktılar. Ama İstanbullu dostunu, dost olmayanı ayırdı. 31 Mart 2024’te tekrar sandığa gittiniz. Bu sefer onun sandalyesinin ayağını kırıp onla alay etmeye çalışanlara bir demokrasi tokadı daha vurup 1 milyon 150 bin farkla Ekrem Başkan’ı yeniden seçtiniz. Bunların hepsini hatırlıyor muyuz?”

“O SANDIK, ATATÜRK’TEN EMANET”

“Şimdi yeni kötülükler yapıyorlar. Yani size diyor ki ‘İstanbul’u kimin yöneteceğine siz karar veremezsiniz, ben karar veririm’ diyor. Ekrem Başkan’ı Silivri’ye koyuyor, onun yerine kayyım atamaya niyetleniyor. Ama bu sefer de İstanbullu çıkıyor Saraçhane’ye, milyonlarca kişi o öyle bir direnç, öyle bir dayanışma, öyle bir mücadele gösteriyor ki, geri adım atmak zorunda kalıyorlar. Bakın ‘sabır’ diyoruz, sabır çekiyoruz. Sandığı bekliyoruz. O sandık, Atatürk’ten emanet o sandık. Cumhuriyeti var eden o sandık gelecek ve Aydınlı Mahallesi, Tuzla, İstanbul ve Türkiye gerçek patronun kim olduğunu bu darbecilere gösterecek. Bu açıdan ben sizlerin vicdanına güveniyorum. Bana diyorlar ki, ‘Çok cesursun.’ Vallahi hiç cesur değilim. Hiç cesur değilim. Özgür Özel iki emekli öğretmenin çocuğu, bir bahçıvanın, bir memurun torunu. Öyle cesur falan değil. Zoru gördün mü, dizi titrer. Ama ben gücümü Atatürk’ün partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı olmaktan ve Cumhuriyet’i savunan sizlerden alıyorum. Sizlerin demokrasiye olan inancından alıyorum. Demokrasiye sahip çıkın. Cumhuriyet’e sahip çıkın. Seçme ve seçilme hakkınıza sahip çıkın. Seçtiklerinize sahip çıkın. Göreceksiniz her şey çok güzel olacak. Her şey. Kalkınma demokrasi ile olur. Yoksulluk demokrasi ile gider. Avrupa’da olmayan yoksulluğu, dünyanın en zengin, en avantajlı, en iyi ülkesine yaşatanlara karşı; göreceksiniz en kısa sürede Avrupa gibi yönetilen ve Avrupa’dan daha zengin ve daha güçlü bir ülkeyi hep beraber inşa edeceğiz. Buna yürekten inanıyorum. Tuzla’nın Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın yarınlardaki özgür, zengin ve güçlü Türkiye’miz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”


CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL İSTANBUL’DA