07.02.2025
07.02.2025
“BAŞKA PROJELERİN TOKİ’LERİNİ DEPREM KONUTU DİYE SAYIYORLAR”
“HATAY VALİSİNE, ‘YAPTIĞIN BU İŞLERİ UNUTURSAM NAMUSSUZUM’ DİYORUM”
“HATAY, İLK GENEL BAŞKANIN DA SON GENEL BAŞKANIN DA ŞAHSİ MESELESİDİR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 6 Şubat 2023 depremlerinin 2’nci yıl dönümünde Hatay’ın Defne Belediyesini ziyaret etti. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, “Defne’nin güzel insanları, gözleri ışıl ışıl, yüreklerinde vatan, millet, bayrak, Hatay ve Atatürk sevgisi olan yiğit insanlar bir kez daha büyük deprem felaketinin ikinci yıldönümünde kayıplarınıza, şehitlerimize Allah’tan rahmet, her birinize de ayrı ayrı başsağlığı dileyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum. Burada hemşehriniz, Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke başta olmak üzere Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Gökan Zeybek, genel başkan yardımcılarımız, grup başkan vekilimiz, milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimiz, il ve ilçe belediye başkanlarımız var. Hepsi adına, Cumhuriyet Halk Partisi adına burada sizlerin karşısındayım. Ayrıca daha önce bizim yanlarına gittiğimiz ve seslerini duyurmaya çalıştığımız, bugün de bize misafir gelmiş olan Yolbulan işçileri var. Grevlerinin 233’üncü gününde ‘Direne direne kazanacağız’ yazdıkları dövizleri ile birlikte çok zor şartlar altında, çok ağır bir işkolunda emekleri sömürülerek çalışıyorlar. Onların grevine karşı işveren, İş Kanunu’nu yok sayarak, başka yerlerden ürün temin etmeye çalışarak ya da grev kırıcılığın her yoluna tenezzül ve tevessül ederek onların bu haklı mücadelelerini yarıda bırakmaya, onları zorlayarak mücadelelerinden alıkoymaya çalışıyor. Biz emeğin partisi olarak, emekçilerin partisi olarak Yolbulan işçilerinin, sendikalı Yolbulan işçilerinin bu büyük mücadelelerinde sendikalarının da her birinin de ayrı ayrı arkasındayız, Özçelik-iş Sendikası’nın, HAK-İŞ’in ve orada örgütlü bu kıymetli işçilerin mücadelesini selamlıyorum” ifadelerini kullandı. Özel, şunları söyledi:
“HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ KONUŞAN BİR İKTİDAR…”
“6 Şubat depremin üzerinden iki yıl geçti. Resmi rakamlara göre 53 bin 537 canımızı kaybettik. Hatay’da bu rakam 24 bin 147. Yani neredeyse ölümlerin yarısı Hatay’dan, yıkımın yarısı Hatay’dan. Tabii bu rakamların üzerinde rakamların da herkes doğru olduğunu biliyor ama resmi rakamlar bunlar. Biz çağrımızı bugün bir kez de şehitlerimizi ziyaret ettiğimiz kabristanda, şehitlikte ifade ettik. Hatay’da en çok üzerinde durulan konulardan biri de rakamlara güvenmemek, verilen rakamlara inanmamak. Bunda da hiç haksız değil Hataylılar. Birazdan depremin bir başka konusunda rakamları irdelerken bunu hep beraber göreceğiz. 21 yıldır tek başına bir iktidarın döneminde bir deprem yaşandı. 21 aydır görevde olsalardı, 21 gündür görevde olsalardı ancak bu kadar kendilerini meselenin dışında tutabilirlerdi. Bir özeleştiri yapmak, bir istifa, bir özür yerine sanki hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam eden, hiçbir şey olmamışçasına konuşan, bazen bizim duymaya utandığımız sözleri söyleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Tam donanımlı, bir düdükle ayağa kalkacak, bir sirenle ayağa kalkacak, dakikalar içinde hazır olacak, genç, diri, teçhizatı tam ordu kışlasında üç gün bekleyip enkazların altından sesler gelirken gerekli vinci, gerekli dozerleri, kepçeleri organize edemeyip… Bir yerde kepçe var; operatörü yok, öbür tarafta operatörler var; kepçe yok. Genç kuvvete ihtiyaç var, işgücüne ihtiyaç var. Asker kışlada bekliyor, millet enkaz altında inim inim inliyor. Öyle bir süreci yaşadık. Sonra aletler geldi, askerler geldi ama artık enkazların altından ses gelmemeye başlamıştı”.
“SIKINTILARI HEP BİRLİKTE YAŞADIK”
“O süreci en yakından hep birlikte burada yaşadık, takip ettik. Depremden saatler sonra Ankara’da Seyit Torun, Selin Sayek Böke ve ben milletvekillerimizi, partimizi ve belediye başkanlarımızı koordine eden bir masayı kurmuştuk. Hızlı bir kararla öğlen saatlerinde tüm milletvekillerimizi ilk buldukları vasıtayla bölgeye ulaşmaları noktasında talimatlandırıldık. Biraz önce İlçe Başkanımız Ozan Öfkeli Başkanımızın söylediği gibi gözlerini açtığında insanlar karşılarında CHP milletvekillerini, Cumhuriyet Halk Partisi’nin büyükşehirlerinin, ilçe belediyelerinin araçlarını, ekipmanlarını ve bizzat belediye başkanlarının kendilerini burada gördüler. Ben geçen dönem görev yapan 27’nci dönemdeki başta Hatay, çünkü onlar burada çok önemli bir görev yaptılar ve tüm Türkiye’den buraya gelen şu an görevde olan, olmayan bütün milletvekillerimize, bütün belediye başkanlarımıza sizlerin huzurunda emekleri için özellikle teşekkür ediyorum. Bunun dışında ayrıca depremin öncesinde bu iktidarın 21 yılda 40 milyar dolar deprem vergisi tahsil ettiğini, toplam 3 trilyon dolar vergi topladığını, sekiz kez imar affı çıkardığını, 26 milyar lira da sadece imar aflarından para topladığını, ama bu depremin öncesinde de deprem sırasında ve sonrasında da bugünlere gelindiğinde de bu yüksek maddi kaynağın doğru yerde harcanmamasının verdiği bütün sıkıntıları hep birlikte yaşadık. Günlerdir deprem bölgesinde depremzedelerin sorunları dışında hiçbir sorunu konuşmamaya gayret ediyorum. Bu iktidarın verdiği sözleri ve ne noktada olduğumuzu bir bir konuşmaya, anlatmaya çalışıyorum. Bu iktidar, daha 6 Şubat pazartesi günü deprem oldu, çarşamba günü Erdoğan ilk kez televizyonların karşısına çıktı ve arama kurtarma ile ilgili sözün söyleneceği yerde, hatta televizyonlara bir şey söylemenin dışında doğru işlerin hızla yapılması gerektiği zaman siyaset yapmaya gelişti. Dedi ki, ‘Kimse korkmasın. Bu depremin altında hükümetimizin kalacağını düşünüyorlar. Kalmayacağız. Size söz veriyoruz. 11 ilde 650 bin konut yıkıldı, bir yıl içinde 650 bin konutu yapacağız. Depremin sene-i devriyesi gelmeden evlerinize girmiş olacaksınız.’ Bunu 6 Şubat‘ta söyledi, 8 Şubat‘ta cuma çıkışında söyledi, bütün kampanyası boyunca söyledi. ‘Bir yıl içinde evlerinize gireceksiniz’ diye.”
“HATAYLI ‘AYRIMCILIK VAR’ DEMESİN DE KİM DESİN?”
“Birinci yılda, geçen sene buradaydık ve 18 bin 19 ev teslim edilmişti bütün Türkiye’de. Yüzde 2,7. Bugün ikinci yıl bitti. Bakın ‘Bir yıl’ diye söz vermişti, sözünün yüzde 3’ünü tuttu. 100 depremzedeler 97’si ya çadırdaydı ya konteynırdaydı ya da gurbete gitmişti. Ama Adana’da, Mersin’de. Ama Türkiye’nin dört bir yanında gurbete gitmişti. Bu sene ikinci yıl tamamlandı. Ben de o da aynı rakamları konuşuyoruz. Çünkü ben resmi rakamlara doğru olmasa manipülatif olsa dahi en kötü ihtimalle, yani onlar açısından en iyi ihtimalle, en yüksek rakama değiniyorum. Kendisi de tekrar ediyor. ‘Resmi rakam 201 bin konut yaptık, teslim ettik’ diyor. O teslim etme işine şimdi değineceğim de 201 bin yapıp teslim etmiş olsa rakam Türkiye çapında yüzde 30. ‘Birinci yılda yapacağım’ dediği söz, ikinci yılın sonunda yüzde 30’u olmuş, yüzde 70 yine dışarlarda. Hele hele gelelim Hatay’a. Bakın siz deyince bazıları diyor ki, ‘Acaba Hataylılar fazla mı alınganlık gösteriyorlar? Acaba Hataylılar fazla mı şikayet ediyorlar?’ diye. Hatay ne diyor? ‘Geç kaldınız’ dedi değil mi Hatay? ‘Gelmediniz’ dedi, ‘Geç geldiniz’ dedi devlete. ‘Arama kurtarmada geciktiniz’ dedi. Geriye dönük bütün rakamlar Hatay’ın doğru söylediğini söylüyor. Türkiye’de 53 bin kişi vefat etmiş, bunun 24 bin 147’si Hatay’da. 11 ilde deprem oluyor, merkez üssü Kahramanmaraş’ta. Hatay‘dan Kahramanmaraş’a yakın bir çok kalabalık il var, yıkım var ama her iki ölümden biri Hatay’da. Bu bile bütün meseleyi anlatmaya yeter. Bütün meseleyi. Şimdi gelelim Hatay’a verilen söze. Hatay’da 650 bin konutun 254 bini Hatay’da mıydı? ‘Bir yılda vereceğim’ dedi mi? Bir yılı bırakın, iki yılın sonunda bugün kendi açıkladıkları rakam 46 bin 167 konut. Yani yüzde 18. Türkiye ortalaması 30, Hatay 18. Hatay’ı çıkarırsan diğer illerinin ortalaması yüzde 39. Bir yerde diğer 9 ilde ortalama yüzde 39, Hatay’da yüzde 18. Bu kadar net bir fark var. Evlerin yapımına başlamasında da Hatay’ın evlerinin bir an önce hazırlanmasında da. Öbür taraflarda devlet sözünü tutamadı, eksik. Ama burada durum rezalet. Bir yerde 100 konuttan 40’ı verilmiş, bir yerde 18 tanesi verilmiş. Bu şehirde yaşayanlar ‘Ayrımcılık var’ demesin de, ‘Ağırdan alıyorsunuz’ demesin de, ‘Bizi sona bırakıyorsunuz’ demesin de kim desin? Bunu açıklıkla ifade ediyorum.”
“KONTEYNERDEN ÇIKAN KİŞİ SAYISI SADECE 58 BİN”
“Şimdi gelelim beyefendilerin konut teslimi ile ilgili sözlerine. AFAD’ın raporu, ‘395 konteyner kentte 649 bin kişi yaşıyor’ diyor. Şu anda, bugün. Deprem sonrası bu rakam kaçmış? 707 bin diye açıklamışlar. Yani ‘Türkiye’de konutların yüzde 30’unu bitirdik, 201 bin konut verdik’ diyor. Türkiye’de konteynerden çıkmış kişi sayısı sadece 58 bin. Ya bir yanda 201 bin konut veriyorsun, konteynerden çıkan kişi sayısı 58 bin. Her kişi bir evde kalacak olsa yine dört kişiden biri konteynerden çıkmış, eve yerleşmiş, diğer üçü ne? Bir de bu haneler dört kişiden oluştuğuna göre her 16 evden birine konteynerden çıkan biri yerleşmiş. Bu nasıl rakam? Bu nasıl hesap? Hatay’da deprem sonrası konteynerde yaşayan kişi sayısı 230 bindi. Bugün açıkladılar, AFAD’ın rakamı; konteynerde yaşayan kişi sayısı 218 bin. Hatay’da hesapta 46 bin konut teslim etmiş, konteynerden çıkan kişi sayısı 12 bin. 4 kişilik bir aile dersen 3 bin eve konteynerden çıkanlar girmiş, 43 bin evin ne olduğu belli değil. Bu 43 bin eve çıkanlar ya hepsi şehir dışındaydılar ya sokakta yaşıyorlardı. Nereden geldi bu insanlar? Demek ki ‘Yaptım’ dediğin konutu yapmış değil, ‘Teslim ettim’ dediği konu teslim etmiş değil. ‘Konutu aldım’ diyenin içine girmiş hali yok. Bir, konut vermeden önce senet koyuyor. Şimdi kulakları çınlasın Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Ben konutlardan para almayacağım’ dediğinde laf ediyorlardı. Şimdi görsünler. Konutu bitmiş anahtarı gösteriyor senedi koyuyor. Senedin üstünde ne yazıyor? Hiçbir şey yazmıyor. Sonradan dolacak. Ne ödeyeceğini bilmeden, yarın karşına ne çıkacağını bilmeden önüne senet koyuyor, ona göre veriyor. İki, ‘bitti’ dedikleri evler natamam, içleri tamam değil. Üç, eskiden deprem olmadan önce ‘İlk Evim, Benim Evim’ projeleri vardı. 100 bin kişiye konut, başvuru 250 bin. 500 bine çıkardık. Onun için planlanan yüz binlerce konutu hiç o projeyi kapattılar, bu konutlara sayıyorlar. Doğru yerde mi? Hak sahibinin istediği yerde mi belli değil. ‘Bitirdik’ dedikleri 201 bin konutun içinde gerçekten de deprem konutu olarak planlanan, tasarlanan, etüdü yapılan, depremzede için hazırlanan konut sayısı fevkalade tartışmalı. 100 bini geçer mi o bile belli değil. Başka başka projelerin TOKİ’lerini bu projeye, deprem konutu diye sayıyorlar. Kimse de onların o dedikleri yere gitmiyor. Bazıları da zaten hiç ihtiyaç olmayan yerdeler. Bunları da görmek lazım.”
“HAVADAN ATTIKLARI RAKAMLARLA SAHA GERÇEK DEĞİL”
“Biri çıksın bana Hatay’da 230 bin depremzededen sadece 12 bininin iki yılın sonunda konteynerden ayrılıp, 218 bininin hala konteynerde yaşıyor olmasını açıklasın bakalım. Öyle havadan attıkları rakamlarla saha gerçek değil. Doğru değil. Ben soruyorum Defnelilere, sokakta aranızda, Hatay’da AK Partili milletvekili görüyor musunuz? Gelip geziyorlar mı? Hatır soruyorlar mı? Sorulara cevap veriyorlar mı? Bir sokağa çıksınlar. Bunların genel başkanı salon adamı oldu. Sıcak salon seviyor. Kendisini atadıklarına alkışlatıyor. O alkışları kendisine milletin teveccühü sanıyor. Ey Erdoğan, il kongresinde, kadın kolları kongrelerinde, kendi atadıklarınla doldurduğun sokaklarda, salonlarda devletin parasıyla ısıttığın salonlarda kendini alkışlatıp da milletin teveccühü var sanma. Milletin teveccühü yok. Milletin sabrı tükendi. Millet sandık istiyor, sandık. Senden kurtulmak için. Ayrıca 2 bin 31 soruşturma var. Bin 397’sine iddianame hazırlanmış. Yani üç suçludan birisi daha savcı yüzü görmemiş. Hakkı aranması gereken üç depremzededen birinin daha failleri savcının karşısına çıkmamış. Bu kadar dosyadan karara bağlanan sadece 75. Yani 100 aileden 97’si adalet beklemeye devam ediyor.”
“REZERV ALANDA HAKSIZLIK YAPANLARDAN HESAP SORACAĞIZ”
“Bir rezerv alan rezaleti var. En çok da Hatay’da var. Diğer şehirlerde de var ama burada bir rezalete dönüşmüş durumda. Elbette bazı alanların bilimsel kriterlere göre objektif şekilde rezerv alan ilan edilmesi gayet normal bir şey. Ama Hatay’da bunun objektif, bilimsel, hakkaniyetli, hak yemeden, ranta döndürmeden yapıldığına inanan bir kişiyi daha görmedim. Hatay bu sorunu sürekli dile getiriyor. Servet Vekil de Mehmet Vekil de, Nermin Milletvekilimiz de bu konuyu sürekli gündeme getiriyorlar. Bu rezerv alan meselesinde yaşanan rezaleti ve haksızlığı dile getirmeye, takip etmeye ve süreç içinde haksızlık yapanlardan hesap sormaya son derece kararlıyız.”
“DEVLET ANLAYIŞI İLE UYUŞAN BİR DURUM DEĞİL”
“Mücbir sebep meselesini söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü Van depreminde 5,5 yıl uygulanmış mücbir sebep. Böylesi bir depremde iki yıldan önce defalarca sonlandırmaya çalıştılar. Son gayretlerle 31 Mayıs’a uzattılar. Ama 2,5 milyon gibi bir şart getirdiler. Bu da şehrin ekonomisi açısından da vatandaşlarımızın ciddi şekilde itiraz ettiği bir husustur. Ayrıca hem konteyner kentlerden elektrik parası alınmasıyla ilgili niyetler. Hem 31 Mayıs’tan itibaren şurada çorap satıp geçinmeye çalışan esnafa ‘Beyanname ver’ demek, devlet anlayışı ile uyuşan bir durum değildir. Bunu da dile getirmek isteriz. Yerinde dönüşüm kredisi, yerinde dönüşüm doğru bir iştir. Ama 750 bin lira kredi, 750 bin lira hibe son derece yetersizdir. Biz bunun hiç değilse 1,5’er milyon lira olmasını savunuyoruz. Bununla ilgili kanun tekliflerini verdik. Bu beklentinizi de dile getirmeye devam edeceğiz.”
“KANSER TEHLİKESİ KAPIDA”
“Hatay’da inanılmaz bir asbest soluma sorunu var. İstanbul Teknik Üniversitesi ile Çevre Mühendisleri Odası Hatay’dan alıp test ettiği enkaz numunelerinin çok önemli bir kısmında asbeste rastladı. Hatay Tabip Odası, böbrek ve karaciğer yetmezlikleri ve akciğer kanseri tehdidinin kapıda olduğunu, rakamların alarm verdiğini, geleceğin çok kaygı verici olduğunu ifade ediyor. 210 okul yıkıldı ya da ağır hasar aldı Hatay’da. ‘110 okul açtık diye övünüyorlar 110 okulun 88’i konteyner.’ Konteyner okullara ‘Okul açtık’ diye övünülmez. O geçici dersliktir. Okul dediğin planına, projesine göre, temeliyle, duvarıyla, tuvaletiyle dört dörtlük bir yer yaparsan ‘Okul yaptım’ dersin. 110 yeni okul açıldığı yalandır. Bunlardan sadece 22’si binadır. 88’i konteynerdir. Üç okulu birleştirip bir okula sıkıştıranların, ders saatlerini 40 dakikadan 30 dakikaya indirenlerin, derslik yetmediği için öğrenciyi hızlı hızlı evine, evine de değil yaşadığı konteynere yollayanların ‘Hatay’ın eğitim sorunlarını çözüyoruz’ demeye hakkı yoktur. 70 bin insan koruyucu sağlık hizmetlerine Hatay’da ulaşamamaktadır. Aile sağlık merkezi, hekim, bilhassa uzman hekim, hemşire ve yoğun bakım yetersizdir. Hastalar acil servislerde, yoğun bakım sevki beklerken hayatlarını kaybetmektedirler. Yıkılan 56 aile sağlığı merkezi hala yapılmamış. 71 aile hekimliği kadrosu halen boştur. Bunlarla ilgili bir ilerleme bir türlü sağlanamamaktadır.”
“YAPTIĞIN BU İŞLERİ UNUTURSAM NAMUSSUZUM”
“Hatay’da vatandaş toz, toprak, asbest içinde. Bakanlar gelecek diye iki, üç gün önce yol asfaltlıyorlar. Yol, bakanların katılacağı ama tören için barikatlanmış yere doğru yapılıyor. Sessiz yürüyüş yapmak isteyenlerin gözaltına alındığı, ‘Yasımızı tutmayı bile bize çok sayıyorlar’ diye Hataylıların isyan ettiği bir yönetim var. Hatay’ın iradesini çalmak için bile işbirliği yapan, iktidar partisinin aparatına dönüşmüş olan, vicdansız bir partinin il başkanından daha il başkanı olan Hatay Valisi’ne söylüyorum: Seni de ben unutmadım, unutmayacağım, seni unutturmayacağım. Bugünler dönecek. O seçim akşamları yaptıkları da geçen sene anmada yaptıkları da, bu sene Hataylılara yaptığı da, partizanlığı da hepsi aklımda. Hiç hani diyeceğim ki ‘Dua et şöyle olsun.’ Senin ne ettiğin dua kabul olur. Bu kadar insanın ahı varken, sen milletin yanında değil de ona zulmedenlerin yanında bulunmaya devam et. Senden de hesap sormak Özgür Özel’in boynunun borcu olsun. Şimdi mutlaka İstanbul’dan harekete geçer. Kendisini Türkiye Başsavcısı sanıyor. Doğrusunu yapsınlar, doğru yerden dava açsınlar. Kamu görevlisini tehdit suçundan bana tekrar dava açsınlar. Ben Hatay Valisi’ni tehdit etmiyorum. Ben Hatay Valisi’ne tembih ediyorum. ‘Yaptığın bu işleri unutursam namussuzum’ diyorum.”
“BAŞKANIMIZIN TAMAMEN YANINDAYIZ, ARKASINDAYIZ”
“Ayrıca bugün burada tabii ki Defne’deyiz. Belediyemizin önündeyiz. Halil İbrahim Özgün Başkanımız güzel bir konuşma yaptı. Bizim Defne’ye de Hatay’a da bir özür borcumuz var. Türkiye rekoru kırdığımız bir ilçede biz geçmişte doğru olmayan bir görevlendirme yapmışız. Bu, Defne’de bizi mahcup eden bir dönem yaşattı bize. Sonrasında doğru bir aday belirledik. Sizler iki kişiden birinin oyunu vererek adayımızı seçtiniz. Ama o da ‘And olsun ki Defne’yi ayağa kaldıracağım, Hatay’ı ayağa kaldıracağım’ diyor. Başkan ilk günden bugüne yaptığı işlerle, bütün imkansızlıklarla, bütün sorunlara rağmen önemli bir hareketlenmeyi yarattı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Ekrem Başkanımız Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı sıfatıyla, Mansur Başkanımız Tarihi Kentler Birliği Başkanı sıfatıyla, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı sıfatıyla, SODEMBEK’teki Sosyal Demokrat Belediyeler Eşgüdüm Konseyi’ndeki her birimiz, Halil İbrahim Özgün Başkanımızın yanı başındayız. Tamamen arkasındayız. Onun yapacağı güzel işler için ona sonuna kadar destek olacağız, biz de ona söz veriyoruz.”
“İLK ÇORBAYI ONUN ELİNDEN İÇTİM”
“Buradan önce birkaç kişiyi hatırlayalım. İlk gün Malatya’daydım. Ardından dağ yollarından Kahramanmaraş’a ulaştım. Kahramanmaraş’ta bulundum ikinci gün. Üçüncü gün akşam vakitlerinde Arsuz’da, İskenderun ile Arsuz arasında, Arsuz sınırları içinde bir karayolları şantiyesinde bir seyyar mutfağın önünde bir kuyruk gördüm. Seyyar mutfak Bodrum Belediye Başkanlığınındı, başında şimdiki Muğla Belediye Başkanımız Ahmet Aras vardı. Burada mı? Ahmet Aras vardı. Ben ilk çorbayı onun elinden içtim. Sonra orası müthiş bir hizmet alanına döndü. Yakınındaki konteyner kentlerin ve tüm depremzedelerin sıcak yemeğe, sıcak ekmeğe ulaşmasını sağladı. Yolda gelirken konuştuk. Ben de Harbiye’deki büyük mutfağı söyledim. Gökan Zeybek dedi ki ‘Biz de ilk gece ilk çorbayı oradan içtik.’ Harbiye’deki seyyar mutfağı kuran Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımıza, Mansur Yavaş’a buradan bir selam olsun. Antalya Belediye Başkanımız, Uğur Mumcu’da bir seyyar mutfak kurdu. Aylarca orada çalıştılar. Son derece önemlidir. Yine geçtiğimiz Hatay ziyaretimde konusu olan bir mevzu vardı. Burada Ulu Camii yıkılmıştı. Antakya sınırlarında ama Defne’ye çok yakın yerde. Ulu Camii’ye geçmiş dönemde bir protokol yapılmıştı. Bir işler yapılmış ama doğru düzgün yapılmamıştı. Diyorlardı ki ‘Bursa’yı CHP kazandı. Ulu Camii projesi yattı.’ Mustafa Bozbey ben buraya gelirken ‘Ben de orada olacağım. Protokolü yenileyeceğim. Doğru bir iş yapacağım. İhale edeceğim. Hızla yapacağım’ diyordu. Bugün geldik ve gördük ki Mustafa Bozbey sözünü tutmuş. Ulu Camii yükseliyor. Buradan hem sözü buraya verip de tutmayanlara, hem de onu bir ara diline dolayan Recep Tayyip Erdoğan’a diyorum ki ‘Bursa Büyükşehir Belediyesi Ulu Camii yapıyor.’ Biz bugün cumada Reyhanlı’daydık. Ama ilk cumasında Antakya Ulu Camii’de olacağız. Hepinizi bekleriz. Verdiği sözü tutan Mustafa Bozbey’e de teşekkür ediyorum.”
“SONUNA KADAR ARKASINDAYIZ”
“Halil İbrahim Özgün Başkan 200 yeni imar yolu açmış, 212 ton stabilize serimi, üç ton asfalt serimi, 13 bin metrekare kilit parke taşı yapmış. Günlük 350 ton evsel atık ve moloz temizliği yapıyor. Belediyeler Birliği’nden çöp kamyonunu, kepçesini, ekskavatörünü almış. Kredi kullanarak beş çöp kamyonu, bir damperli, iki tane kırkayak, iki kepçe, iki çift kabin kamyon belediye filosuna eklemiş. İlçeye iki yeni park, bir kütüphane kazandırmış. Üç yeni parkın yapımını sürdürüyor. 9 bin ilkokul öğrencisine çanta ve kırtasiye malzemesi dağıtmış. Konteyner kentlerde 5 bin aileye gıda, oyuncak, hijyen desteği sağlıyor. Kurulan etüt merkezinde 500 öğrenciye ücretsiz dershane hizmeti veriyor. Sanatçılara ücret ödemeden, yurttaşlar için çok sayıda dayanışma konseri yaptı. Kreş, kent lokantası, misafirhane, kent lokali ile asfalt ve plent tesisinin de yapımı sürüyor. İki kreş, Hanna Çayı Bisiklet ve Yürüyüş Yolu, Döner Cam Teras ile Dursunlu Sosyal Tesisleri, mahallelere çok amaçlı salonlar, gençler için kütüphanelerin ve kafelerin yapımı da 2025 yılında bitecek. Halil İbrahim Özgün’e bu iyi, bütün yokluklara rağmen sıkı ve hızlı başlangıç için teşekkür ediyorum, sonuna kadar arkasındayız.”
“EMEKÇİLER TAKDİR EDİYOR”
“Dörtyol Belediye Başkanımız Bahadır Bey var. Bugün Hatay’da bir toplantıdaydık. Kendisi başka bir yerde oturuyor, arkadan bir Dörtyollu kalktı, kendisinden razılığını ifade etti. Belediyenin ihtiyaçlarını da saydı. ‘Başkanımıza destek olun, güzel çalışıyor. Bunları da istiyoruz’ dedi. Ben de dedim ki ‘Başkan hizmet etmek için lazım olan araçlara istemek için yaratıcı bir yol bulmuş.’ Bütün salon alkışladı. Şimdi de burada Yolbulan işçileri kendisine tezahürat edince hemen diyor ki ‘Ben yapmadım, ben yapmadım.’ Ben oradakinin de buradakinin de gönülden olduğunu biliyorum. Sizin Dörtyol‘daki emeklerinizi, gayretinizi, ahali, halk, hemşerileriniz ve emekçiler takdir ediyor, ben de sizi takdir ediyorum.”
“HATAYLILARIN GÖZÜNÜN İÇİNE BAKARAK SÖYLÜYORUM”
“Son sözüm şudur. Erdoğan bir şeye güveniyor, bir şeye inanıyor. Diyor ki, ‘Devletin televizyonu bende, ajansı bende. Efendim merkez medyayı sindirdim, günde beş kere konuşsam beni canlı veriyor. Gece uykumda konuşmaya başlasam yine bütün kanallar canlı yayına geçiyor. Ben gerçekleri sapıtırım, Türkiye’nin yüzde 100’ü duyar. Onlar düzeltir, çok daha azı duyar. Kalanlar bana yeter. Kandırdıklarımın yanlış bilmesi bana yeter.’ İşte bunu böyle yapıyor pek çok konuda. Ama en son şöyle söyledi, ‘Cumhuriyet Halk Partisi’nin ne yapmış depremde?’ dedi. ‘Önceki genel başkanları geldi fotoğraf çektirdi gitti. Şimdiki de gelmiş iki yıl sonra Hatay’a deprem bölgesine hiçbir şey yapmadılar, taş üstüne taş koymadılar’ dedi. Ben bu yalanı duymaya utandım o atmaya utanmıyor. Şimdi Hataylıların gözüne bakarak… Adıyaman’da yaptık, Kahramanmaraş’ta yaptık, bugüne kadar yapmıyorduk ama böyle bir büyük yalan, toplum hafızasını yanıltmaya çalışmanın sonunda şunu söylemek durumundayım. Türkiye’de 9 bin 600 araç, 28 bin 500 personelle deprem bölgesindeydik. Bakın 9 araç demiyorum, 9 bin 600 araç. 7 bin 200 TIR, dört uçak, altı gemiyle gıdadan sağlık malzemesine, çadırdan sobaya kadar her türlü yardımı bölgeye taşıdık. 155 mobil mutfak kurduk. 163 ikram aracı, 18 mobil fırın, 3 milyon battaniye dağıttık. 266 bin ısıtıcı ve soba, 50 bin çadır, bin 810 tane de konteyner kurduk. Hatay’a, Hataylıların gözüne bakarak söylüyorum. 4 bin 65 araç, 14 bin 600 personelle geldik. 3 bin 246 TIR ve kamyonla yardım ulaştırdık. 85 mobil mutfak kurduk Hatay’a. Adresleri tane tane belli. Hafızamdakileri ben saydım, hepsi Hataylıların bilgisi dahilinde. Altı tane mobil fırın, 25 ikram aracı, 1 milyon 313 bin battaniye, 106 bin 684 ısıtıcı, 20 bin çadır, 893 konteyner, bin 188 jeneratör, 897 mobil tuvalet ve duş, 2 milyon 387 bin hijyen paketi Hatay’a ulaşanlar. Hatay’daki kalıcı hizmetler, Hatay Büyükşehir AK Partili, Altınözü AK Partili, Antakya AK Partili, Belen MHP’li, Hassa AK Partili, Kırıkhan AK Partili, Payas AK Partili, Reyhanlı AK Partili, Samandağ TİP’li, Yayladağ AK Partili olmak üzere dört de bizim belediyemize; Arsuz, Defne, Dörtyol ve Erzin’e 23 araç, bin çöp konteyneri hibe ettik. Türkiye Belediyeler Birliği AK Parti’de iken CHP’ye böyle bir süpürge vermiyorlardı. Biz hiç ayırmadan hepsine eşit dağıttık. Kırıkhan‘a inşa ettiği İBB Emekçileri Lisesi’nde eğitim başladı İstanbul Büyükşehir’in. Kırıkhan‘dan kim var? Başladı mı ablacığım eğitim? Başladı. Yine İBB Antakya’da bin kişilik geçici yaşam alanı kurdu. Bursa Büyükşehir, Ulu Cami yapıyor. Antalya Büyükşehir, 800 kişilik çadır kent kurdu. ASAT ekipleri Hassa ve Kırıkhan‘a içme suyunu getirdi. Mersin Büyükşehir, bin 500 kişilik çadırkent, 300 kişilik konteyner kent kurdu. Bodrum Belediyesi Arsuz‘a 290 konteyner kurdu ve Bodrum Dostluk Kenti adını verdi. Gemlik Belediyesi İskenderun‘a 100 konteyner gönderdi. İzmir Büyükşehir, 200 konteyner kent kurdu. Eskişehir Büyükşehir, konteynerlerin içme suyu sistemini kurdu. Büyükçekmece, Samandağ’a 40 prefabrik konut yaptı. Beylikdüzü, İskenderun‘a bin 337 çadır, 46 konteyner kurdu, Ankara Büyükşehir mobil su arıtma testi kurdu. Antalya ve Mersin Büyükşehirlerimiz, Hatay’daki tüm defin işlemlerinin üstlendi. Bunları geçmişten bugüne hiç söylemedik biz. Ama döndü, ‘Bir çöp yapmadılar, bir taş koymadılar, taş üstüne taş koymadılar’ diyor. Herkes Cumhuriyet Halk Partisi’nin nereye ne yaptığını görüyor. Son olarak biz 413 belediye kazandık, belediye ziyaretleri dışında kazanmadığımız her yere daha da çok önem vermemiz lazım. Bugün buradaydık. Geçtiğimiz iki gün Kahramanmaraş’ta ve Adıyaman’da bugünkü programda ve Reyhanlı‘dan başlatıp buraya geldik. Programımız burada, Antakya’da devam edecek. Ama gönlümüz hep Samandağ‘da. Samandağ’a bundan sonraki ilk Hatay ziyaretimizde oldukça önemli bir zaman ayıracağız ve Samandağ’ı hep birlikte kucaklayacağız.”
“HATAY’DA ÖZELEŞTİRİ YAPIYORUM”
“Buradan şunu söyleyerek bitirelim. Bu partinin ilk genel başkanının ‘Şahsi meselem’ dediği Hatay, tüm genel başkanlarının ve son genel başkanın da şahsi meselesidir. Hatay’a kırılmak, küsmek mümkün değil. Hataylılar ne diyorsa eleştirmek için, hak ediyoruzdur. Çünkü Hatay gibi bir kente ne yapılsa azdır. Ben Türkiye’nin dört bir yanında AK Parti’den kazandığımız yerlerde büyük bir keyifle 31 Mart’ı anıyorum. 31 Mart akşamı tek kaybettiğimiz büyükşehir belediyesinin sınırları içindeyiz. Biz o kayıpta payımıza düşen neyse, seçimdeki büyük yolsuzlukları, büyük haksızlıkları sayım dökümdeki biliyorum. Ama 20 bin, 30 bin, 50 bin fark yapsaydın bir önemi kalmazdı biliyoruz. Aday belirleme sürecindeki gecikmeleri, türbülansları biliyoruz. Doğrusunu yapalım diye, ankette doğrusunu bulalım diye üzerine titredik. Ama sonuçta seçimi kaybedecek bir yanlışın içinde olduk demek ki, Hatay böyle takdir etti. Ben partinin Genel Başkanı olarak Hatay Büyükşehir seçimleri için Samandağ seçimleri için, kazanmamız gerekip de kazanamadığımız tüm ilçe seçimleri için Genel Başkan sıfatıyla Hatay’da özeleştiri yapıyorum, özürlerimi diliyorum. Bundan sonraki süreçte Hatay’ı Cumhuriyet Halk Partisi’nin kalesi, Türkiye’nin gözbebeği yapacağıma söz veriyorum. Bütün Türkiye’de kazanırken kaybettiğimiz Hatay’a, senin kazanç gecen, bu iktidarın değişeceği Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk seçimlerinde bir Cumhuriyet Halk Partili Cumhurbaşkanı seçeceğimiz ve iktidara geldiğimiz gün Hatay’ın kazandığı gün olacak, söz veriyoruz hepinize. Hepinize sevgiler saygılar sunuyorum, sizi seviyoruz, çok daha güzel günlerde birlikte olacağız. Direne direne kazanacaksınız, sonuna kadar arkanızdayız.”
07.02.2025
07.02.2025
07.02.2025
07.02.2025