30.08.2024

CHP Lideri Özgür Özel: “Ülkenin Ana Muhalefet Partisine Gerekli Saygı ve Hürmeti Gösterecek Olgunlukta Olmaları Lazım”

“GERGİNLİKTEN MEDET UMANLAR BUGÜN DE BURADA GERGİNLİK İSTİYORLAR”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Dumlupınar Belediye Başkanlığı’nı ziyaretinde “Gerginlikten medet umanlar bugün de burada gerginlik istiyorlar. Vallahi bu fırsatı onlara vermeyeceğim” dedi. Özel, Dilruba Kayserilioğlu’nun tahliyesine ilişkin olarak, “Dilruba’nın gözaltına alınması bile yanlıştı. Hadi ifadesini aldınız, bırakın mahkeme açılması yanlıştı. Hadi açtınız, dava açtınız. Tutuklu yargılanması dünyanın en saçma şeyiydi. Yani bir gün yatarı olmayan bir suçtan nasıl oluyorsun da sen 33 yaşında genç bir kadını yaşlı annesinden, hasta annesinden ayırıp Aliağa Cezaevi’ne koyuyorsun. 20 gün orada tutuyorsun. Dün de söyledim. Tutuklanma ne kadar yanlışsa bu serbest bırakılma o kadar doğru” ifadesini kullandı.

Dumlupınar Belediye Başkanlığı’nı ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Ben Dumlupınar’a 30 Ağustoslarda, 26 Ağustoslarda Afyon Kocatepe’ye çok kez geldim. Geldiğimde hep içim buruk olurdu. Hem bu Kurtuluş Savaşı’nın kahramanı, Başkomutan’ın kumanda ettiği orduların kazandığı bir zaferdir. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk der ki ‘İki büyük eserim var, bunlardan birisi Cumhuriyetse, diğeri de CHP’dir’ der. Bu Dumlupınar Belediyesi’ne gelip de bir CHP’li belediye başkanı görememek, Afyon’a gidip de bir CHP’li belediye başkanı görememek, Kütahya’ya gidip bir CHP’li belediye başkanı görememek, Uşak’a gidip de görememek gerçekten yüreğimizi burkuyordu. Çok mutluyuz. Allah’a şükürler olsun ki bu saydığım belediyelerin hepsinde CHP’li belediye başkanları var” dedi. Özel şöyle devam etti:


“CHP YAPMIŞ, AKP GELMİŞ VE BOZMUŞ. CHP GELMİŞ YİNE YAPIYOR”

“Biz Dumlupınar’daki törenlere evvel ezel katılırız. Bu sene yine geldik. Ama Genel Başkan sıfatıyla gelmek benim için ayrı bir onur. Tabii çok değerli başkanımız Zekeriya Yılmaz bu seçimlerde Dumlupınar Belediyesi’ni AK Parti’den devraldı. Ondan önce burada MHP’li bir belediye başkanımız vardı. Tabii Dumlupınar’ın bir de fahri belediye başkanı var. Yenimahalle Belediye Başkanımız belediye bizde değilken, dönemin MHP’li belediye başkanı gelip de Sayın Fethi Yaşar’a ‘Dumlupınar’a insanlar geliyorlar, ellerini yıkayıp su içecekleri bir çeşme, bir tuvalet, çocuğunu emzireceği bir yer bile yok, çok zorlanıyorlar’ dediğinde o bu parti bizden değil demedi ve geldi buraya Dumlupınar’a Gazi Mustafa Kemal Atatürk sosyal tesislerini Dumlupınar Belediyesi’ne yaptı ve hediye etti. 2018 yılıydı sanıyorum. Üzerine 2019 seçimine kadar burası işletildi. Belediye başkanı o dönemki, bize karşı da son derece saygılı, hürmetkar, burada görevini yapan birisiydi. Sonra belediyeyi AK Parti’nin almasıyla birlikte tesisler kaderine terk edildi. Bakılmadı. Çatıdaki iki tane kiremit gününde aktarılmadığı için içeriyi su bastı. Kullanılmaz bir hale geldi. Fethi Başkanım da buna çok üzülüyor, dert ediyordu. Sonra sizin belediyeyi kazanmanızla birlikte tabii mekânın o günkü Dumlupınar’ımıza kazandıran projesinin sahibi belediye başkanımıza geldiniz, bizlere geldiniz. Sağ olsun o da ikiletmedi ve bir kez daha devlette, tabi böyle büyük tadilatlar yeni yatırım da kabul ediliyor. Başkanım bu sefer artık bir kez daha özenerek, biraz önce gezdik. Geçerken yolumuzun üstündeydi. Bu tesis yine hem ortak kullanım alanlarıyla, duyduğuma göre düğünler de yapılabiliyor. İhtiyaç duyulan her türlü etkinlikler burada yapılabiliyor. Büyük ve küçük salonlarıyla, ikisi engellilere ait zemin katta olmak üzere 20 tane odasıyla, misafirhanesiyle bu tesisi yeniden Dumlupınar’a kazandırdı. 40-50 kişinin misafir edilebildiği bir tesis olmuş. Bunun için kendisine teşekkür ediyoruz. Bir Türkiye klasiği. CHP yapmış, AKP gelmiş ve bozmuş. CHP gelmiş yine yapıyor. Allah genel iktidarda da bunu bize nasip edecek. Biz güçlü bir ülke kurduk, her şeyiyle. Ama geldiler, ne yapıldıysa sattılar. Ne Sümerbank bıraktılar. Ne tersane bıraktılar. Ne rafineri bıraktılar. Hepsini sattılar. Bütün tesisleri sattılar. Türkiye şu anda tekrar her anlamda zor durumda. Bir kez daha CHP gelecek. Aynı Dumlupınar’da olduğu gibi. Bir kez daha yeniden inşa edeceğiz. Başka bir çaresi yok.”

“ÜLKENİN ANA MUHALEFET PARTİSİNE GEREKLİ SAYGI VE HÜRMETİ GÖSTERECEK OLGUNLUKTA OLMALARI LAZIM”

“Tabii bugün bir başka süreç daha yaşanıyor. Biz buraya geldik, resmi törenlere katılacağız. Resmi törenlerde valilik, ısrarla gelmemizden endişe duyuyorlar. ‘Protokol konuşmalarında yer veremeyiz’. İşte, önce Spor Bakanı’nın geleceği duyuruldu. Başımızla beraber. Sayın Ali Yerlikaya apar topar gelmeye karar vermiş. Başımızla beraber. Şimdi yürütme adına protokol konuşmasında sayın bakanlar konuşsun ama genel başkan konuşmasın. Neden? Resmi törende yok. Sayın İçişleri Bakanı da teyit ediyor. Biz ülke protokolünde üçüncü sıradayız. Başbakan olmadığı için. Eğer Cumhurbaşkanı Yardımcısı da katılırsa dördüncü sıradayız. Onların protokol düzenine göre. Sayın bakanlar çok geride. Efendim ‘Bakan konuşsun, Özgür Bey dinlesin’. Vallahi ben şahsen dinlerim. Ben Sayın Bakan’a da bugüne kadar tüm görüşmelerimizde kritik bir görev yapıyor. Adeta çetelerle ilişkilenmiş bir süreçten sonra gelmiş. Hani ayrı siyasi partilerdeyiz ama Sayın Bakan’ın bu çeteleri devletten temizlemek için bir irade ortaya koyması noktasında da hep olumlu konuştuk bugüne kadar. Sayın Bakan çağırsın, oğlunun düğününe de gideriz, takımızı da yaparız. Bir tek o konuşsun onu da dinleriz. Ama ana muhalefet partisini, CHP’yi burada, bu törende siz gelin oturun, bakanlar konuşsun, siz konuşmayın. Sadece CHP’yi değil anayasal kurum olan ana muhalefet partisini ezdirmek doğru olmaz. O yüzden burada olmamıza rağmen, o niyetle burada olmamıza rağmen… İşte sabahleyin ilçe başkanlığımızı, belediyemizi gezdik. Sosyal tesisimizin yeniden yapılmış, orayı ziyaret ettik. Kütahya milletvekilimiz burada. Uşak, Kütahya belediye başkanlarımız, Kütahya, Uşak, Afyon il başkanlarımız burada. Genel başkan yardımcılarımızla önemli katılımla buradayız. Ama bu yaptıklarını milletimize, milletimizin vicdanına bırakıyoruz. Sayın Bakan bu gerçekten milletin affedemeyeceği kusuru telafi edecek olurlarsa biz törenlere katılırız. Ama görülüyor ki Sayın Bakan bu konularda şöyle ifadeler kullanıyor. ‘Efendim resmi tören bu töreni de geçelim de seneye yönetmelik düzenleyelim’. Vallahi Taksim meselesinde sorduk aynısını söylediler. Her tıkanıklıkta aynısını söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin inisiyatif kullanabilecek İçişleri Bakanları’nın, ülkenin ana muhalefet partisine -ki partinin kurucusu da Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni kazanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk- gerekli saygı ve hürmeti gösterecek olgunlukta olmaları lazım.”

“GERGİNLİKTEN MEDET UMANLAR BUGÜN DE BURADA GERGİNLİK İSTİYORLAR”

“Biz Amasya’da törenlere katıldık. Cumhurbaşkanı Yardımcısı da konuştu ve ben de konuştum. Herkes de birbirinin konuşmasından sonra diğerini ayakta karşıladı ve elini sıktı. Öyle konuşmalar oldu. Ama demek ki, bu süreçte duyduklarımız doğru. Derler ki efendim Özgür Bey 31 Mart’tan sonra seçildiği günden beri öyle gidiyor ama 31 Mart’tan sonra devlet geleneklerine, göreneklerine saygılı bir çizgi izliyor. Bu da milletimiz tarafından teveccüh görüyor. Ben hangi anlamlı gün varsa orada oluyorum. Gittiğim yerde belediye başkanın partisine bakmıyorum. Valiyi örneğin iptal edilen Doğu ve Güneydoğu ziyaretimde tüm valileri ziyaret ediyordum. Sağlık sorunları yüzünden iptal edildi. Yine gitsem edeceğim. Kütahya merkeze gitsem, Kütahya Valisini ziyaret ederim. Buradayken üzerimize düşen ne olsa yaparız. Demişler ki Özgür Bey’in normalleşme dediği mesele vatandaşta karşılık buldu ama onlara yarıyor. Biz yine eskisi gibi kavga edelim. Onlarla konuşmayalım. El sıkışmayalım. Onlara konuşma vermeyeyim. Çünkü Amasya’da siyaset yapmadık. Son derece yapıcı bir konuşma yaptık ve böyle bu işten, gerginlikten medet umanlar bugün de burada gerginlik istiyorlar. Ben gideceğim, onları bize söz vermeyip Bakan’a verecekler. Ki Bakan milletvekili olsa Meclis’ten güvenoyu almış olsa başka bir şey, yani milletin seçtiği Meclis güvenoyu veriyor. Öyle de bir şey yok. Bir kişinin dolma kaleminden çıkmış bakanın konuşacağı, son seçimlerin en çok oy almış, ülkenin de son genel seçimlerde ana muhalefet partisi olmuş, ülkenin kurucu partisi konuşmayacak. Ne olacak orada, bizim partililerimiz bunu kaldıramayacak, hazmetmeyecek. Patırtı çıkacak, gürültü çıkacak. Bu gerginlikten medet umuyorlar. Vallahi bu fırsatı onlara vermeyeceğim.”

“ALİ YERLİKAYA’YA BİR BİLEMEDİN İKİ YIL DAHA KÜRSÜLER FEDA OLSUN”

“Ben Kütahya’ya geldim. Dumlupınarlılar benim geldiğimi gördüler. Birazdan dilimiz döndüğünce varsa bir ses sistemi, bir araç veya bizim parti otobüsü iki kelime de onlara konuşuruz. Şehitlerimizi yad ederiz, şehitliğe gider, saygı duruşumuzda bulunuruz. Çiçeğimizi sunarız. Ondan sonra daha bir sene iki sene daha Ali Yerlikaya’nın olsun. Sonra millet ne yapacağını biliyor ama şunu bilsinler, Adalet ve Kalkınma Partisi şunu bilsin. Bu koltukta bir Adalet ve Kalkınma Partili oturuyordu. Sizi gördü, yaptıklarınızı gördü, onu kaldırdı. Bir CHP’liyi oturttu. Zekeriya Yılmaz’ı oturttu. Siz bugün Dumlupınar’daki resmi törenlerde Zekeriya Yılmaz’a da konuşma vermiyorsunuz. Milletin dediğine karşı devlet bir şey diyorsa millet sabreder, sadece sabreder. Devletle millet çatışmasında millet devletini sever, askere çağırır gider, vergi ister verir, saygıda kusur etmez. Devlet adamına kusur etmez ama bir gün karşısında görmeye görsün. Eğer devletle milleti yarıştırırsanız millet kazanır, devletle millet çatışırsa millet kazanır. 15 Temmuz’da devletin bir kısmını ele geçirenler ki kusurun tamamına yakını Adalet ve Kalkınma Partisi'nde. Ne istedilerse verdi. Devlet tanklarla milletin karşısına geçti, millet kazandı. 1980’de askerler bir adayı işaret ettiler. Devletin adayı diye millet Turgut Özal’ı seçti son seçimlerde. Anadolu Ajansı’nı cepheden haber yollasın diye kurulan bu ajansı devletin ajansına, partinin ajansına çevirdiler. TRT’yi AK Parti televizyonuna çevirdiler. Reklamlarımızı yayınlamadı. Sustuk. Millet de sustu, 31 Mart’ı bekledi. 31 Mart günü devletle millet yarışınca haber ajansıyla televizyonuyla ilçe başkanı yerine kaymakamıyla il başkanı yerine valisiyle, millet, milletin adaylarını seçti. Milletin adaylarından birisi de Zekeriya başkandı. Bir diğeri Kütahya Belediye Başkanı, bir diğeri Uşak Belediye Başkanı. O gece 9 ay önce yüzde 25 oy almışız, 5 parti bir başımıza yüzde 38 oy aldık. Neden aldık, millet yanımızdaydı. Türkiye İttifakı dedik. Ali Yerlikaya’ya, AK Parti'ye. Millet bilir ama bir, bilemedin iki yıl daha Kütahya’daki kürsüler feda olsun. Dumlupınar törenlerindeki bütün sözler onun olsun. Ama günü gelince buradan Parti’nin Genel Başkanı olarak söylüyorum, o gün de tekrarlarım Parti’nin Genel Başkanı olarak Cumhuriyet Halk Partili Belediye Başkanı elbet olacak. Cumhuriyet Halk Partili bakanlar olacak, Cumhuriyet Halk Partili Cumhurbaşkanı gelecek burada konuşacak. O gün başka bir partinin Genel Başkanı geliyorsa o da konuşacak arkadaşlar. CHP iktidarında Devlet Bey Allah sağlık uzun ömür versin. O gün partisinin başındaysa Devlet Bey de konuşun. Tayyip Bey ana muhalefet lideriyse o sıfatla konuşacak. Biz devleti böyle yöneteceğiz.”

“AK PARTİ'NİN BİZE YAPTIKLARINI BİZ ASLA AK PARTİLİLERE YAPMAYACAĞIZ”

“Dün akşam ‘Suavi konserini yaptırmayız’ demişler. Kalabalık gittik, yaptırdık, gıkları çıkmadı. Oradan da söyledim CHP’li belediyelerin özelliği, MHP Yenimahalle’den salon isteyince vermiyor muyuz, veriyoruz. Sanatçı getirsek dinletmiyor, muyuz dinletiyoruz. Hatta bir de sanatçıya da çiçek yolluyoruz ‘Belediye başkanımızın selamı var’ diye. Bunlar bu ülkeyi kutuplaştırıyorlar. Biz orada yokuz. Biz AK Partili’ye de MHP’liye de bu ülkenin saygın vatandaşları oldukları için saygı duyuyoruz. Partileri bize ne yaparsa yapsın. Biz geldiğimizde aynısını yapmayacağız. Buradan bir kez daha söylüyorum. Namusum ve şerefim üzerine bir kez daha tekrar ediyorum ki bu AK Parti'nin bize yaptıklarını biz asla AK Partililere yapmayacağız. O günkü yöneticilerine de, milletvekillerine de, AK Parti üyelerine de. Ama bugünkülerin yaptıklarının hesabı sorulacak mı? Kanun çerçevesinde sorulacak. Her türlü suça bulaşanlar gelmişler şimdi Atatürk’ün partisini Dumlupınar’da konuşturmayacaklar. Konuşmasını biliriz de bize yakışmaz devlet töreninde. Yoksa partililerimiz diyor ki 10 gündür diyorlar ‘Biz gidelim orada seni konuşturmasını biliriz’ Hepsi burada partilerin binlerce kişiyiz, ama bize yakışmaz onlar bunu istiyor. Tansiyon yükselsin, kutuplaşma olsun eskisi gibi aç bıraktıkları bile onlara oy versin, neden kavga var? CHP-AK Parti çatışması var. Olmayacak arkadaşlar, boşa beklersiniz. Bir bu sene konuş bakalım Ali Yerlikaya, seneye ya nasip ondan sonraki sene namümkün.”

“TUTUKLANMA NE KADAR YANLIŞSA BU SERBEST BIRAKILMA O KADAR DOĞRU”

Özel, Dilruba Kayserilioğlu’nun tahliyesine ilişkin soruya, “Dilruba’nın gözaltına alınması bile yanlıştı. Hadi ifadesini aldınız, bırakın mahkeme açılması yanlıştı. Hadi açtınız, dava açtınız. Tutuklu yargılanması dünyanın en saçma şeyiydi. Yani bir gün yatarı olmayan bir suçtan nasıl oluyorsun da sen 33 yaşında genç bir kadını yaşlı annesinden, hasta annesinden ayırıp Aliağa Cezaevi’ne koyuyorsun. 20 gün orada tutuyorsun. Dün de söyledim. Tutuklanma ne kadar yanlışsa bu serbest bırakılma o kadar doğru. Efendim işte ‘Özgür Özel ziyaret etti, serbest kaldı’. Yani bir suçsuzun, günahsızın serbest kalması için ana muhalefet liderinin ziyareti gerekiyorsa bu da başka bir çelişki, başka bir çarpıklık. 3 Eylül’de davası var. Davasını arkadaşlarımız yine aynı ciddiyetle takip edecekler. Hak yerini buldu diyemeyeceğim, haksızlık ortadan kalktı. Dilruba ile dün tanıştım. Bir Cumhuriyet kadını. Son derece iyi niyetli, son derece kibar. Dedi ki ‘Çıkayım’ dedi. ‘Kendi düşüncelerimi ben aktaracağım. Öyle bir yansıttılar ki ben sanki seçmenlere hakaret etmişim gibi oysa ben başka bir şey söyledim. Kendi aklıyla davranmayıp başkasının peşine takılan düşünmeyen demek isterken yanlış anlaşıldı’ diyordu. E bugün onları da açıklama imkânı olur. Akşam fuardayız. Fuarın açılışı için İzmir’e gideceğim. Belki bilmiyorum, ulaşılabilir mi telefonu kendinde mi? Arkadaşlara söyledim. Ulaşırlarsa fuarın açılış töreninde Dilruba’yı da bekleriz. 9 Eylül’de partinin törenine de bekliyoruz. Ayrıca geçtiğimiz günlerde baş örtüsü var diye dünya Diş Hekimleri Birliği Kongresi’nde çalışmasına izin vermedikleri Dilara ile de konuştum, inşallah kızım İpek’le birlikte İstanbul’dan onlar da törenlere 9 Eylül’de gelecekler. Cumhuriyet Halk Partisi herkesin partisi bu kadar karamsarlık, yoksulluk, sıkıntı elbette dertler çok ama hepsinin var bir çaresi, çaresi de Cumhuriyet Halk Partisi. Sağ olun” yanıtını verdi.