27.03.2024
27.03.2024
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sarıyer’de halk buluşmasında yaptığı konuşmada, “Şimdi çıkmış Çalışma Bakanı diyor ki ‘Emekliler için çalışıyoruz, kart çıkaracağız. Türk Havayolları’nda yüzde 10 indirim yapacağız. PTT kargo ve AVM’de indirim yapacağız.’ Yahu İstanbul’dan Malatya, Sivas, Erzurum’a gidiş geliş, uçakla 20 bin lira. Bu emeklinin maaşı 10 bin lira. Sen 20 bin değil 18 bin alsan ne? Buradan anlaşılıyor ki temel kaide belli. Tok açın halinden anlamıyor. Hükümet vatandaşın halinden anlamıyor. Vatandaş 31 Mart günü bu hükümete eğrisini de gösterecek, doğrusunu da gösterecek. Emekliler gücünü gösterecek. Göstereceğiz gücümüzü” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Sarıyer’de halk buluşmasına katıldı. Özel, “Türkiye’nin en önemli üniversitelerini barındıran, bu üniversite kentinde, bu güzel Sarıyer’de çok sayıda genç arkadaşım var. Onların yükleri çok ağır. Ben partinin Genel Başkanıyım. Benim yüküm onlar kadar ağır değil. Partinin kurucusu Türkiye’yi kurtardı. Cumhuriyet’i kurdu, sonra Cumhuriyet’i kendinden sonraki genel başkanlara, milletvekillerine, belediye başkanlarına emanet etmedi. Kendi askerdi ama askerlere bile, genelkurmay başkanlarına dahi emanet etmedi. Dedi ki ‘Gençler Cumhuriyet’i biz kurduk, onu yüceltecek ve yükseltecek olan sizlersiniz.’ Görev sizde arkadaşlar. Sizin güzel sesinize, tekneden cevap geliyor. Buradan denizdeki dostları selamlıyoruz. Onların şahsında Sarıyer’deki bütün balıkçılara, ekmeğini denizden çıkaran herkese rastgele diyoruz” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
“DEDESİ ÇANAKKALE’DE KEFENSİZ YATANLAR KURTARIR BU MEMLEKETİ”
“Beka sorunu diyorlar ya, vaktiyle oldu bir beka sorunu. Osmanlı’nın yükselme döneminde padişahlar, örneğin Fatih 6 yabancı dil biliyordu, mühendisliğe meraklıydı, dünyanın en iyi mühendislerini getirdi, topları döktürdü, gemileri karadan yürüttü, akılla, bilimle, fenle çağ kapattı ve çağ açtı. Ama son döneme gelince 200 yıl matbaayı beklettiler. Donanmayı 33 sene Haliç’te çürüttüler. O sırada o dış güçler dedikleri, güçlendi, bilimle, fenle ileriye gittiler. Anadolu’yu işgale kalkıştılar. O zaman donanma geldi, dedim ya denizden birileri gelince tavırlar belli olur. Tayyip Bey’in çok sevdikleri kırmızı halılar serdiler, buyur ettiler. Başları sıkışınca Yıldız Sarayı’nın arka iskelesinden İngiliz zırhlısına binip gittiler. Oysa peşinden gittiğimiz, kurucumuz, partimizin kurucusu, ülkenin kurtarıcısı o işgal donanmasını görünce yanındaki yaverine dedi ki ‘Korkma çocuk, geldikleri gibi gidecekler.’ Birisi Yıldız Sarayı’nın arka iskelesinden İngiliz zırhlısına binerken, bizimkisi Bandırma Vapuru’na binip Samsun’a gidip, önce memleketi kurtardı, sonra Cumhuriyet’i kurdu. O yüzden beka sorunu dediklerinde, beka sorunu yokken onun siyasetini yapmak değil de olduğunda ne yapacağına bakmak lazım. Yarın yine dış güçler, dış güçler. Öyle bir şey olsa emin olun Tayyip Erdoğan gelirken havaalanına ciplerle giden, ayağında pahalı ayakkabılar, kotlar, üstünde markalı sweatshirtler olanlar, Tayyip Bey çağırdığında oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale’de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi.”
“MUSTAFA KEMAL GENÇLERİNİ, EVLATLARINI MÜCADELEYE ÇAĞIRIYOR”
“Ama bir yandan da şöyle bir zorluk var. Onların anlatmasına göre Türkiye’nin beka sorunu dış güçlerin gelip Türkiye üzerinde hayal kurmaları, hesap yapmaları. Esas beka sorunu nedir biliyor musunuz? Dünyanın diğer ülkelerinin gelip dünyanın en güzel ülkesinde hayal kurmaları değil, bu ülkenin dünyanın en güzel ülkesinin gençlerinin dünyanın öbür ülkelerinde hayal kurmasıdır. Bizim bununla mücadele etmemiz lazım. O yüzden bütün genç arkadaşlarıma özel olarak seslenmek istiyorum. Gençler enseyi karartmayın, umudu kaybetmeyin, özgürlükleri kısıtlayanlara, festivalleri, konserleri yasaklayanlara, gelecek ümidinizi kıranlara teslim olursanız işte o zaman onlar kazanır. Biz beka sorununu, umudunuzu kaybederseniz yaşarız. Biz sizinle birlikte ülkeyi bu hale getirenlere mücadelemizi yükseltirsek, bir arada olursak, özgürlüğü, demokrasiyi savunursak, biz size emanet edilen bu güzel ülkeye, burayı size emanet eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sine sahip çıkarsak bizi tank da top da yıkamaz. Hiçbir şey yıkamaz. Mustafa Kemal gençlerini, evlatlarını, Cumhuriyet’in kızlarını ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye slogan atan sizleri mücadeleye çağırıyor. 31 Mart Pazar günü sandıklara sahip çıkmaya, geleceğinize sahip çıkmaya çağırıyor.”
“SEN EMEKLİYE BUNLARI REVA GÖRÜYORSAN, KIŞKIRTACAĞIM”
“1,5-2 aydır meydanlarda diyorum ki, ‘Emekliler gelin, sesimize kulak verin, sesimize ses verin, birlikte mücadele edelim. Sizin sesinizi bütün Türkiye’ye duyuralım.’ Azdılar önce gitgide arttılar. Geldiler mücadeleye katıldılar. Herkes emekliden konuşmaya, bütün partiler emekliyi konuşmaya başladı. Tayyip Erdoğan önce ‘Türkiye büyüyor, herkesin keyfi yerinde, emeklileri kışkırtamazsın Özgür Efendi’ dedi. O gün dedim ki bu şartlar altında sen emekliye bunları reva görüyorsan, bana bu düşüyorsa vallahi de kışkırtacağım, billahi de kışkırtacağım. Beraber olduk, omuz omuza, kol kola girdik. Sizlerle birlikte şimdi bütün Türkiye, televizyonlar, gazeteler emeklileri konuşuyor. Önce ‘dertleri yok’ dedi, sonra ‘çalışma yapıyoruz’ dedi. Sonra ‘para yok’ dedi, sonra ‘emekli kart’ dedi. Sonra ‘promosyon’ dedi. Dün de dedi ki ‘Yahu emekliye enflasyon yüksekken ne versem kör kuyuya gidiyor’ dedi. Ey Tayyip Erdoğan sen bakanlarına ikişer, üçer maaş verirken, sen adamlarına beşer maaş verirken, yandaş müteahhitlerine bol keseden dağıtırken, milletvekili maaşına zam yaparken, kendi maaşına kendi kendine zam yaparken, kör kuyuya gitmiyor da emekliye verince mi kör kuyuya gidiyor? Böyle hesabın yere batsın. O yüzden hakkınızı mutlaka alacağız.”
“EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI 2002’DE 2 TANE KURBANLIK KOÇ ALIYORDU”
“Şunu hiç unutmayın, Türkiye’de her hesap şaşar, altın hesabı şaşmaz. AKP’nin geldiği gün en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Şimdi Tayyip Erdoğan ilk geldiğinde en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücret. Yani ne yapıyor? Hiç sizinle ilişmese, uğraşmasa, bugün 1,5 asgari ücret 26 bin lira yapıyor. Geldi ne dedi, ‘Ben zammı TÜİK’e göre yapacağım, emeklimi enflasyona ezdirmeyeceğim dedi, TÜİK’e göre hesap yaptı. Ne demek TÜİK, Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu. Tayyip’i üzmedi ama bütün emeklileri üzdü ve perişan etti. Bugün 26 bin lira olacak maaş, kaç para en düşük emekli maaşı, 10 bin lira. O gün en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu, bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. O günden bugüne 5,5 çeyrek altın kayıp. Bakın 8’ken 5,5’a düşmemiş, 8’miş, 5,5 eksilmiş ve 2,5 çeyrek altına düşmüş. 3 Kasım 2002’de 8 çeyrek altın alan en düşük emekli maaşı bugün 2,5 çeyrek altın alıyor. Emekli ikramiyesine bakınca eğer, Ramazan Bayramı geliyor. 2018’den beri emekliler bayramda ikramiye alıyorlar. 2018’de bin liraydı, biz bir emekli maaşı ikramiye dedik, onlar bin lira verdi. Bizim o beğenmediğimiz bin lira, 2018’de sadece 6 yıl önce tam 24 kilo kıyma alıyordu. Şimdi aldığınız, alacağınız 3 bin lira sadece 6 kilo kıyma alıyor. Emeklinin Ramazan, bayram sofrasında, mutfağından, dolabından, çoluğunun çocuğunun, torunun kursağından tam 18 kilo kıymayı sadece bayram ikramiyesinden çaldılar. 1 kilo kıyma için insanlar sabahleyin sıraya giriyor, yarı fiyatına 1 kilo kıyma almak için. 18 kilo kıymanız kayıp. Cebinizden bir çeyrek altın düşürseniz, bütün gün ararsınız. Birer emekli değil her emekli. Bir sefer değil her ay, bir çeyrek altın değil 5,5 çeyrek altın kaybediyor. Her bayram ikramiyesinde 18 kilo kıyma kayıp. En düşük emekli maaşı 2002’de 2 tane kurbanlık koç alıyordu, şimdi kurbanlık koyun 15 bin lira. Emekli maaşı 10 bin lira. 2 kurbanlık alan emekli şimdi kurbanın kafası ile iki kolunu butları dışarda kalıyor. Emekliyi bu hale getirenlere yazıklar olsun. Şimdi size soruyorum. Bir şey kaybedildiği yerde bulunur. 5,5 çeyrek altını, 18 kilo kıymayı, 1,5 kurbanlık koyunu nerede kaybettik biz? Sandıkta. Nerede arayacağız? Ne zaman? 31 Mart Pazar günü hep beraber arayacağız hakkımızı.”
“SİMİT SAT DİYORSUN YA SEN BU PAZAR GÜNÜ BU EMEKLİDEN OY BEKLEME”
“Şimdi Tayyip Bey dipsiz kuyuya atıyoruz diyor. Dün ona söyledim. ‘Emekliyi kör kuyularda, merdivensiz bıraktın sen’ dedim. ‘Büyük bir haksızlık yaptın sen’ dedim. Ama Tayyip Bey’in adamları boş durmuyor. MHP’nin Aksaray Milletvekili, demiş ki ‘Eskiden emekliler ek iş yapardılar. Simit satardılar. Her şeyi devletten beklemesinler. Simit satsınlar’ demiş. Kulağını açsın ve dinlesin. Emekli dediğin ömrü bu devlete, bu millete hizmet için geçmiş. En rahat edeceği zaman hayatı çileye dönmüş. Şimdi devletten bekleme simit sat diyorsun ya sen bu Pazar günü bu emekliden oy bekleme kardeşim. Hesabını soracağız bunun sana.”
“31 MART GÜNÜ BU HÜKÜMETE EĞRİSİNİ DE, DOĞRUSUNU DA GÖSTERECEK”
“Alman devleti emeklisi Hans’ın cebine Euroları koyuyor. İstanbul’a tatile yolluyor. Sarıyerli emekli Hasan Amca Hans’ın yemek yediği dükkânın önünden geçemiyor. 2 kişi yemek yese bir aylık maaşı bırakacak. Hans’ı İstanbul’un güzelliklerine yollayan Alman devletinin emeklisine yaptığına bak, bizim ülkeyi yönetenlerin Hasan Amca’ya reva gördüğüne bak. Şimdi çıkmış Çalışma Bakanı diyor ki ‘Emekliler için çalışıyoruz, kart çıkaracağız. Türk Havayolları’nda yüzde 10 indirim yapacağız. PTT kargo ve AVM’de indirim yapacağız.’ Yahu İstanbul’dan Malatya, Sivas, Erzurum’a gidiş geliş, uçakla 20 bin lira. Bu emeklinin maaşı 10 bin lira. Sen 20 bin değil 18 bin alsan ne? Buradan anlaşılıyor ki temel kaide belli. Tok açın halinden anlamıyor. Hükümet vatandaşın halinden anlamıyor. Vatandaş 31 Mart günü bu hükümete eğrisini de gösterecek, doğrusunu da gösterecek. Emekliler gücünü gösterecek. Göstereceğiz gücümüzü.”
“ÖĞRETMENLERDEN, AİLELERİNDEN, GENÇLERDEN OY MOY YOK”
“Birkaç husus var. Bir tanesi, öğretmenlerin oyu mülakata hayır diyene. Burada iki husus var anlatayım. Bir, ilk iktidara geldiklerinde Ecevit’e diyordu ki ‘Kardeşim 80 bin öğretmen var. Madem bunları atamayacaksın niye mezun ettin’ diyordu. 22 yıl iktidar oldu. Şu anda 1 milyon öğretmen var. Atanmayan öğretmenlerin adını değiştirdi, atanamayan öğretmen diyor. Sanki kusur kendindeymiş gibi. Geçen seçimlerden önce hep birlikte konuştuk mülakatı. Söz verdi. Dedik ki mülakat partizanlıktır. Mülakat adam kayırmaktır. Mülakat kul hakkı yemektir. Ayrımcılık yapmaktır. Gençler isyan etti. Dedi ki mülakatı kaldırıyorum. Seçim bitti, dedi ki mülakatı kaldırmıyorum. Şimdi öğretmenler, 80 bin mülakatsız atama istiyorlar. Ona da olmaz diyor. Mülakatı kaldıracağız diye söz verip de kaldırmayanlara, öğretmenlerden, ailelerinden, gençlerden oy moy yok kardeşim. Bir de staj mağdurları var, çıraklık mağdurları var. Genç yaşlarında staj yapmışlar, çıraklık yapmışlar. O yaşlarında sigortaya kayıt olmuşlar. Belli bir primleri ödenmiş, EYT çıkmış. Emekli olmak isteyince işe giriş tarihini staj tarihi kabul etmiyorlar. Buna staj mağdurları isyan ediyor. Ayrıca 9 Eylül 1999’dan öncesi EYT oldu, sonrası olmadı. 18 gün geç işe başlayıp, 18 yıl fazla çalışmak kabul edilemez. Emeklilikte adalet istiyoruz, emeklilikte mutlaka kademe istiyoruz. 9 bin gün mağduru Bağ-Kurluların da SSK’lılar gibi erkeklerin 7 bin 200, kadınların 5 bin günde emeklilik hakkını vereceklerini söyleyip unutturanlara inat bir kez daha hatırlatıyoruz. Atanmayan öğretmenin de kademeli emekliliğin de staj mağdurlarının da sorunlarının yanındayız. Arkasındayız.”
“DÖRT DÖRTLÜK BİR BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OKTAY AKSU”
“Şimdi gelelim bugünün en önemli konusuna. Burada bir belediye başkan adayımız var. İsmi Oktay Aksu. Sarıyer’in bir evladı. 15 sene İBB’de belediye meclis üyeliği yapmış, iyi bir yerel yönetici. Belediye başkan yardımcılığı deneyimi ile tamamen hazır. Sarıyer’in sevdalısı. Eğitimi, kişiliği, partililiği ile dört dörtlük bir belediye başkan adayı Oktay Aksu. Önce Oktay Başkanımı bütün Sarıyerlilere emanet ediyorum. Bir kişinin ne kadar partili olduğuna göreve geldiği gün değil görevden gittiği gün, aday yapıldığı gün değil yapılmadığı gün bakacaksın. Şimdi bazıları diyor ki ben yıllarca bu partinin adayı oldum. Çok iyi. Hadi o zaman gençleşme zamanı. Hadi o zaman değişim zamanı. Hadi bakalım sen tecrübeni başka tarafa akıt. Gel burada yeni bir heyecanı başlatalım. Olmaz. Ben partinin adayıysam partideyim. Yoksa karşıdayım. Ben rozeti çıkarırım, çekmeceye atarım. Bir de diyormuş ki ben de partiliyim. Sonra partiye geri gelirim. Partinin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Bakın partinin adı belli. CHP. Bayrağı belli. Amblemi belli. Kurucusu belli, kim kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Mevcut Genel Başkanı belli, Özgür Özel. Partinin adayı da belli, Oktay Aksu. Bu partinin nasıl kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’se, amblemi altı oksa, Genel Başkanı Özgür Özel’se bu partinin Sarıyer adayı da Oktay Aksu’dur. Efendim, ben aday olayım, seçilirsem geri geleyim. Şu anda CHP’nin adayının karşısında adaylaştığınız için AKP’nin gelme tehlikesi var. Sen hem partiye Sarıyer gibi bir yere AKP’li birini getirmeye, bu riske alet olacaksın, hem günü gelince partiye döneceğim diyeceksin. Yok öyle yağma.”
“SARIYER’E AKP KORKUSU YAŞATANLARI SON KEZ UYARIYORUM”
“Buradan son çağrımdır. Partinin Genel Başkanı olarak, geçmişte aradım. ‘Yapma başkanım’ dedim. ‘Yapma büyüğümüzsün’ dedim. ‘Gel Genel Merkez’de birlikte çalışalım’ dedim. Şimdi iş geldi son 4 güne. Kapıda AKP tehlikesi. Kazanma ihtimali sıfır. Oktay Aksu kazanıyor. AKP tehdit ediyor. Eğer gerçekten bu partiye gönül verdiysen, bugün yarın açıklamanı yaparsın. Çekilirsin, Pazartesi günü gelirim rozetini kendim takarım. Yok, şimdi çekilmedin. Pazar’a getirdin. Bize korkulu rüyayı gördürttün, Pazar günü seçimi kazandık, ondan sonra döneyim deme. Vallahi kusura bakma affedemeyiz. Affedemeyiz. Çok açık ve net söylüyorum. Bu güzel öğrencilerin hatırına. Ya buraya AKP gelirse. Neler yapacak bu kampüslere? Boğaziçi’nin içinde kayyum var, dışında da mı kayyum olsun? Olur mu? Bu öğrencilerin burnundan getirirler, hepimizin canını okurlar, bu esnafın burnundan getirirler. O yüzden Sarıyer’e AKP korkusu yaşatanları son kez uyarıyorum. Sarıyer’deki bütün Atatürkçülere, bütün cumhuriyetçiler, demokratlara sesleniyorum. Sarıyer’de Oktay Aksu’da birleşelim. Korkulu rüya görmeyelim.”
“MUHAFAZAKÂR DEMOKRATLARIN OYUNU İSTİYORUZ”
“Son olarak şunu söyleyeyim. Biz CHP olarak karşımızdaki tehdit, korku, şantaj ittifakına karşı umudun ve sevginin ittifakıyız. Sadece Sarıyer’de sosyal demokratların değil Sarıyer’deki milliyetçi demokratların, gözünde ve gönlünde güneş olan iyi insanların, haram ve yalandan bıkmış muhafazakâr demokratların, Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’i ile benim gibi göçmeniyle Sarıyer’deki bütün vatandaşların oyunu istiyoruz. İttifakımızın adı Sarıyer ittifakıdır. İstanbul ittifakıdır, Türkiye İttifakı’dır. Türkiye İttifakı gücünü milletimizden, renklerini ay yıldızlı al bayrağımızdan alır. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Oktay Aksu kazanacak Sarıyer kazanacak. Ekrem İmamoğlu kazanacak İstanbul kazanacak. Ekrem Başkan ile birazdan iftarda buluşacağız. Ekrem Başkan’a selam var mı? Ekrem Başkan’a atılan her oydan bir tane de Oktay Başkan’a var mı? Sizi seviyorum, size güveniyorum. Size inanıyorum. Adaylarımızı size sizi de Allah’a emanet ediyorum.”
12.10.2024
12.10.2024
12.10.2024
12.10.2024