28.06.2025
28.06.2025
“TÜRK HALKI DEMOKRASİDEN VAZGEÇMEYECEĞİNİ BUGÜN YİNE GÖSTERMEKTEDİR”
“BU ZOR KOŞULLARDA BİLE UMUTLUYUZ; HALKIMIZ DİRENMEKTEDİR VE DEMOKRATİK GÜÇLER YÜKSELİŞTEDİR”
“BÖLGEMİZDE KALICI ATEŞKESİ, BARIŞ VE İSTİKRAR ORTAMINI ARZULUYORUZ”
“AVRUPA’NIN GÜVENLİ OLMASI İÇİN TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİ OLARAK GÜÇLENMESİ ÖNEMLİDİR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Berlin’de Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) Kongresi’ne katıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, burada yaptığı konuşmada, “Sevgili Barbel, Sevgili Lars, değerli yoldaşlar, kardeş partimiz SPD’nin kongresinde, yoldaşlarımıza ikinci kez seslenmekten mutluluk duyuyorum. Sizleri sevgi, saygı ve dayanışma duygularımla selamlıyorum. Dün SPD Eş Genel Başkanları olarak seçilen sevgili yoldaşlarım Lars ve Barbel’i tebrik ediyorum. Genel Başkan seçildiğim Kasım 2023’teki kurultayımızdan bir ay sonra Aralık 2023’te yine bu salonda sizlere hitap etmiştim. Aradan geçen sürede, partim CHP ile SPD arasında yeni ve güçlü ilişkiler kurmuş olmaktan memnuniyet duyuyorum. 30 Ekim 2024’te imzaladığımız Mutabakat Metni, bu iş birliğimizin somutlaşmış halidir. Bu işbirliğinin artarak devam etmesini diliyorum” dedi. Özel, şöyle devam etti:
“YÜKSELİŞİMİZ İKTİDARI BÜYÜK BİR PANİĞE SEVK ETTİ”
“Aralık 2023’te buradaki konuşmamda Partimiz CHP’deki değişimden bahsetmiştim. Partimizin bu değişim talebi, söylemde kalmadı. Partimiz, Mart 2024 yerel seçimlerinde, 47 yıl aradan sonra Türkiye’nin birinci partisi oldu. Partimiz, Türkiye’nin yedi bölgesinde nüfusun yüzde 65’ini, ekonomik büyüklüğün yüzde 80’ini kapsayan belediyeleri yönetme yetkisi aldı ve o günden bugüne yapılan tüm anketlerde partimiz açık ara Türkiye’nin birinci partisi olmayı sürdürüyor. Partimiz böylesi olumlu bir değişimden geçerken, maalesef geçen zamanda gerek Türkiye’de gerekse bölgemizde olumlu gelişmeler yaşanmadı. Partimizin yükselişi ülkemizdeki iktidarı büyük bir paniğe sevk etti. İktidar, geçtiğimiz ekim ayından itibaren hem partimize hem de toplumsal muhalefete yönelik baskı ve saldırılarını çok yönlü olarak artırdı. Bu saldırıların son aşaması, demokrasimizi ve halk iradesini hedef alan 19 Mart darbesidir. 18 Mart günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı için gerekli olan 31 yıllık üniversite diploması iptal edildi. 19 Mart’ta sabahın erken saatlerinde yüzlerce polisle gözaltına alındı ve 15,5 milyon yurttaşımızın oyuyla Cumhurbaşkanı Adayı olarak belirlendiği gün tutuklandı. Bugün Ekrem İmamoğlu dışında 10 belediye başkanımız, bürokratlarımız, gazeteciler, avukatlar, sivil toplum temsilcileri ve iktidara itiraz eden çok sayıda vatandaşımız hapse atılmış durumdadır.”
“UMUTLUYUZ; ÇÜNKÜ HEM HAKLI, HEM DE GÜÇLÜYÜZ”
“Siyasi tarihimizde, demokrasiye dönük en ağır saldırılardan biri yaşanmaktadır. Ancak on milyonlarca yurttaşımız bu baskılara rağmen demokrasiye ve iradesine sahip çıkmaktadır. 19 Mart’tan bu yana İstanbul’un ilçelerinde ve diğer illerimizde toplam 29 miting yaptık. Halkımızla birlikte haksızlıklara karşı, her çarşamba ve her hafta sonu tepki göstermeyi sürdürüyoruz ve asla vazgeçmeyeceğiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Türkiye’deki siyasal rejim daha da otoriterleşirken kardeş partimiz SDP’nin bizlerle gösterdiği dayanışmayı çok değerli buluyoruz ve bunun için teşekkür ederiz. Bu dayanışma yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi’ne değil, Türkiye’de demokrasiye en güçlü şekilde sahip çıkan on milyonlarca yurttaşla demokrasi dayanışmasıdır. Dünyanın demokratik güçleri, sosyal demokrat partileri arasındaki dayanışma, sağ popülistlerin arasındaki dayanışmadan daha az olamaz, olmamalıdır. Değerli yoldaşlar, biz bu zor koşullarda bile umutluyuz. Çünkü hem haklıyız hem de güçlüyüz. Umutluyuz; çünkü artık Türkiye’de demokratik güçler yükseliştedir. Bunun liderliğini de partimiz yapmaktadır. Umutluyuz; çünkü halkımız demokrasi talebini daha yüksek sesle dile getirmektedir. Umutluyuz; çünkü gençlerimiz, işçilerimiz, emeklilerimiz, kadınlarımız iktidarın bütün yıldırma ve korkutma pratiklerine rağmen sokakta ve direnmektedir.”
“PARTİMİZ HALKIMIZA UMUT VERMEKTEDİR”
“Değerli yoldaşlar, parti olarak, Avrupa Birliği’ne tam üye olmayı hedefliyoruz. Amacımız; Türkiye’nin demokratik, insan haklarının ve hukukun üstünlüğüne dayanan, istikrarlı, kalkınmış ve gelirin adil dağıtıldığı bir ülke olmasıdır. Ülkemizi, Almanya’nın yakın bir dostu, ortağı, müttefiki ve Avrupa ailesinin bir parçası olarak görüyoruz. Türkiye çok dinamik bir ülkedir. Ülkemizde önemli toplumsal ve siyasal değişimler yaşanmaktadır. Türk halkı ve başta genç kitleler, değişim ve demokrasi talebini daha yüksek sesle duyurmaktadırlar. Partimiz canlı ve enerjik muhalefet tarzıyla halkımıza umut vermektedir. Şu anki siyasal iktidar Türkiye’de yükselen değişim dinamiğine karşı kendi varlığını korumaya çalışmakta, partimiz ise yenilenmiş liderliğiyle ve gençlerle Türkiye’nin geleceğini temsil etmektedir.”
“ULUSLARARASI HUKUKA AYKIRI MÜDAHALELER TEKRARLANMASIN”
“Değerli yoldaşlar, dünya bir belirsizlik sürecinden geçiyor ve demokrasi her yerde saldırı altında. Jeopolitik gerilimler yükseliyor, bölgesel çatışmalar artıyor. Gazze’de katliamlar sürüyor. 8 Ekim 2023’ten bu yana 55 binden fazla insan öldürüldü. Bunların çoğu kadın ve çocuk. Kuzeyimizde, Ukrayna’da on binlerce cana mal olan kanlı çatışmalar sürüyor. Güneyimizde Suriye’deki istikrarsızlıklar devam ediyor. İsrail’in İran’a saldırısıyla başlayan, ardından Amerika’nın müdahalesiyle farklı bir boyuta ulaşan çatışmaların tüm bölge için büyük bir tehdit yarattı. Tüm tarafları sağduyulu davranmaya davet ederken, kalıcı bir ateşkesi, barış ve istikrar ortamını arzuluyoruz. Bir daha uluslararası hukuka aykırı müdahalelerin tekrarlanmamasını diliyoruz.”
“DEMOKRATİK TÜRKİYE, AVRUPA’YI DA GÜÇLENDİRİR”
“Değerli yoldaşlar, Avrupa’nın güvenlik kaygılarını paylaşıyoruz. Avrupa’nın güvenli olması için Türkiye’nin bir demokrasi ve hukuk devleti olarak güçlenmesi önemlidir. Çünkü Türkiye’nin demokratik olması, Avrupa’nın demokratik kesimlerini de güçlendirecektir. Türkiye ile ilişkilerde; demokrasi yerine sığınmacı pazarlığını, demokrasi yerine kısa vadeli ekonomik ve güvenlik çıkarlarını tercih etmek, her iki taraf için de yapılabilecek en kötü tercih olacaktır. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerindeki gelişmelerden bağımsız olarak Türk halkı demokrasiden vazgeçmeyeceğini defalarca göstermiştir, bugün yine göstermektedir. Bu demokrasi mücadelesini birlikte ve dayanışma içinde yaparsak daha güçlü oluruz. O yüzden Almanya’nın çıkardığı en önemli sanatçılardan biri olan Bertolt Brecht’in Türkiye’de bir slogan olarak kullandığımız sözünü burada da seslendirmek istiyorum: ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.’ Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Dostlukla, dayanışmayla, umutla. Çok teşekkür ederim. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.”
28.06.2025
27.06.2025
27.06.2025
26.06.2025