25.10.2025
25.10.2025
“BİRLİKTELİĞİMİZ, OTORİTERLİĞE KARŞI ENTERNASYONAL DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRİYOR”
“MÜLTECİ PAZARLIKLARINA NASIL KARŞI ÇIKTIYSAK GÜVENLİK VE DEMOKRASİNİN PAZARLIK KONUSU YAPILMASINA DA ÖYLE KARŞI ÇIKIYORUZ”
“NEREDE OTORİTERLİK YÜKSELİYORSA ONUN KARŞISINDA DEMOKRASİ İÇİN OMUZ OMUZA MÜCADELE EDENLER DİKİLMELİ”
Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, İsviçre Sosyal Demokrat Partisi Kongresi'nde konuştu. Genel Başkan Özel, Almanca yaptığı konuşmasında, “Yoldaşlarıma hitap etmekten son derece mutlu ve onurluyum. Ayrıca modern Türkiye’nin kuruluşunda büyük bir değeri olan Lozan Anlaşması’nın ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin imzalandığı ülkede olmaktan çok memnunum. Sözlerime başlamadan önce beni ana konuşmacı olarak buraya davet etme nezaketinde bulunan Sayın Cédric Wermuth’a, kıymetli Eş Başkan Mattea Meyer’ya teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun ve hukuksuz bir biçimde hapiste tutulan diğer belediye başkanlarımızın selamlarını iletmek istiyorum. Bu kongre vesilesiyle buradaki birlikteliğimizin dünyada yükselen otoriterliğe karşı enternasyonal dayanışmayı güçlendirmek adına çok değerli olduğunu düşünüyorum” dedi. Genel Başkan Özel, şunları söyledi:
“DEMOKRASİ Mİ GÜVENLİK Mİ?”
“Değerli yoldaşlar, lideri olduğum parti, modern Türkiye’nin kurucusu ve en köklü partisi. Genel Başkan seçildiğim ilk günlerden itibaren partimi temsilen Avrupa’daki ve dünyanın farklı yerlerindeki yoldaşlarımızla görüşüyorum. Yaptığımız siyasi temaslarda demokrasi ve güvenlik konularında artan kaygılara tanıklık ediyorum. Sahip olduğu jeostratejik önemin yanı sıra derinleşen güvenlik ve demokrasi kriziyle beraber Türkiye’ye olan ilgi artıyor. Artan bu ilgiyle beraber Avrupa’dan Türkiye’ye bakanlar… İktidar partisinin ana muhalefet partisine, daha önemlisi geleceğin iktidar partisine darbe yaptığı demokrasi kriziyle karşı karşıya olan bir Türkiye var. Diğer yanda ise askeri anlamda muazzam bir güvenlik kapasitesi ve savunma sanayisine sahip olan bir Türkiye var. Dolayısıyla da Avrupa’nın yeni güvenlik mimarisi inşa edilirken bu mimarinin dışında düşünülmesi mümkün olmayan bir Türkiye var. Bu iki manzara, Avrupalı dostlarımızın kafasında kaçınılmaz olarak son derece önemli bir soruyu tetikliyor. Demokrasi mi, güvenlik mi? Bu iki ilgiyi esas alarak bir yol haritası çıkarmaya çalışanlar unutuyor. Türkiye’de muazzam bir halk desteği ve kararlılığıyla ilk seçimlerde hem ‘güvenlik’ hem ‘demokrasi’ diyen bir iktidar, CHP iktidarı iş başına gelecektir.”
“İLK SEÇİMLERDE İKTİDARDAYIZ”
“Değerli yoldaşlar, biz ilk seçimlerde Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar olacağını biliyoruz. Tüm kamuoyu araştırmalarında birinci parti olarak çıkmamız, iddiamızı doğruluyor. Dahası her hafta ülkemizin farklı şehirlerinde ve İstanbul’un farklı ilçelerinde olmak üzere büyük mitingler yapıyoruz. Bu mitinglerde halkımızın demokrasiye olan inancını ve bağlılığını çok net şekilde görüyoruz. Biz, demokrasinin yalnızca bir ülkenin değil tüm dünyanın temel meselesi olduğunu bilerek siyaset yapıyoruz. Her fırsatta demokrasi için küresel dayanışmanın önemine vurgu yapıyoruz. Dayanışırsak tüm dünyada otoriterliğin yıkılacağını, dağılırsak tüm dünyada otoriterliğin galip geleceğini de biliyoruz. Bu gerçeği otoriterler de çok iyi bildiği için birbirlerini destekliyorlar. Birbirleriyle ittifak halinde hareket ediyorlar. Güvenlik söz konusu olduğunda demokrasinin önemsiz olduğu fikrini kabul ettirmeye çalışan da bizzat otoriterler ve onların arasındaki ittifaktır. Biz ise demokrasinin, istikrarın, güvenliğin el ele olması gerektiği görüşündeyiz. İç politikada istikrarsızlık yaratan esas etkenin otoriterlerin kutuplaşma siyaseti olduğunu biliyoruz. Dış politikada kurumların ve diplomasinin yerini alan şahsileştirilmiş dış politika anlayışının istikrarsızlık ve öngörülemezlik yarattığını da görüyoruz. İstikrar ile güvenlik arasındaki yakın ilişkiyi de elbette tespit ediyoruz ancak demokrasi olmadan bu ikisinin de mümkün olamayacağını ısrarla dile getiriyoruz. Değerli yoldaşlar, dünyanın pek çok yerinde ekonomik kriz ve göç sorunu, otoriter akımların, sağ popülizmin yükselişine neden oluyor. Bu iki önemli sorun bir araya geldiğinde sağ popülist akımlar, toplumun tepkisini manipüle ediyor ve böylelikle güçleniyorlar. Türkiye’de ise Cumhuriyet Halk Partisi içeride otoriterliğe direnmekle kalmıyor, geniş bir demokratik ittifakla beraber hareket ediyor. Büyütüyor. Partimiz ekonomik krize ve diğer tüm sorunlara sosyal devletin ve kapsayıcı kalkınmanın önemini vurgulayan bir ekonomi programıyla çözüm önerileri sunuyor. Otoriterliğe başka bir otoriterlik önerisiyle değil, kapsayıcı bir demokrasi anlayışıyla cevap veriyor. Türkiye’de dünyadaki eğilimin aksine alternatif olarak sosyal demokrasi güçleniyor.”
“AVRUPA İLE İLKELİ İLİŞKİ”
“Değerli yoldaşlar, Avrupa’da Ukrayna savaşıyla birlikte büyük bir güvenlik endişesi yaşandığını gözlemliyoruz. Biz başta Ukrayna ve Filistin olmak üzere tüm savaş ve çatışmaların sona ermesini kararlılıkla savunuyoruz. Avrupa ile Türkiye’nin güvenliğinin birbirine son derece bağlı olduğunu biliyoruz. Biz Türkiye’yi Avrupa’nın doğal parçası olarak görüyoruz. Avrupa Birliği’ne tam üyeliği savunuyoruz. ‘Avrupa güvenlik mimarisi’ bağlamında bizler birer eşit ortağız. Türkiye’nin yalnızca bir güvenlik sağlayıcı olarak görülmesini asla kabul etmiyoruz. Biz, yaşamsal meselelerin pazarlık konusu yapılmasına karşıyız. Dün mülteci pazarlıklarına nasıl karşı çıktıysak bugün de güvenlik ve demokrasinin pazarlık konusu yapılmasına karşı çıkıyoruz. Türkiye ve Avrupa ilişkilerinin ilkeli şekilde yürütülmesi gerektiğini savunuyoruz.”
“KURTULUŞ YOK TEK BAŞINA”
“Değerli yoldaşlar, Avrupa denildiğinde bizim aklımıza gelen kurucu üyesi olduğumuz Avrupa Konseyi’dir. Avrupa Konseyi, bu kıta üzerindeki tüm devletleri içine alan bir iradeyi temsil ediyor. O irade, hukuksuzluğa, otoriterliğe karşı güçlü şekilde ses çıkarmak için vardır. ‘Avrupa’ denildiğinde bizim anladığımız Avrupa Birliği’dir. Avrupa Birliği, evrensel demokratik ilkeleri sahiplendiği ölçüde anlamlı bir birliktir. Biz CHP olarak o evrensel demokratik ilkelere sonuna kadar sahip çıkıyoruz. Biz ‘Avrupa’ denildiği zaman parçası olduğumuz bir coğrafyayı anlıyoruz. Avrupa’nın güvenliğinden bahsederken biz bizzat kendi güvenliğimizden, yani hepimizin güvenliğinden bahsediyoruz. Değerli yoldaşlar, nerede otoriterlik yükseliyorsa onun karşısına demokrasi için omuz omuza mücadele edenlerin dikilmesi gerektiğini savunuyoruz. Korkuyu körükleyenlerin karşısında umudu, savaş isteyenlerin karşısında barışı, neoliberal vahşetin karşısında sosyal devleti, kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınmayı, yoksulluğun karşısında sosyal adaleti savunmaya devam edeceğiz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının ardından İsviçre Sosyal Demokrat Partisi Kongre üyeleri tarafından ayakta alkışlandı.
25.10.2025
25.10.2025
25.10.2025
25.10.2025