24.10.2025

CHP Lideri Özgür Özel: “Kurultay Davası Sonuç Odaklı Değil Süreç Odaklı Davaydı, Amaç; CHP’yi Tartıştırmaktı”

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ BİRLİK VE BERABERLİK İÇİNDE”

“BÜNYEYE MİKROP SOKMAYA ÇALIŞTILAR; PARTİNİN GÜÇLÜ BÜNYESİ NE HASTALANDI, NE GÜÇ KAYBETTİ, BU İŞ DE TAMAMEN ORTADAN KALKTI”

“YAPILACAK İLK SEÇİMDE DE DEMOKRASİ KAZANACAK, OTOKRASİ KAYBEDECEK”

“İŞTE ‘FAŞİZAN ZİHNİYET’; BU PARTİ DAHA BİRKAÇ SAAT ÖNCE ELİNİZDEN KURTULDU”

“BİZ BU FİLMİ ÇOK GÖRDÜK; FETÖ, CASUSLUK DAVASI AÇARDI”

“HAKAN FİDAN BU ÜLKENİN BÜTÜN DEĞERLİ BİLGİLERİNİ ÇALDIRDI”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Genel Merkezinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, partisinin 38’inci Olağan Kurultayı’nın iptali istemiyle açılan davada ret kararı verilmesinin sorulması üzerine, “Arkadaşlar herhalde bu soruyu siz göreviniz gereği onlarca kez sordunuz. Onlarca kez verdiğim cevabın, bugün beni mahcup etmemesinden büyük memnuniyet duyuyorum. Bu dava sonuç odaklı bir dava değildir, süreç odaklı bir davadır. Sonuç alınması mümkün değildir. Amaç; Cumhuriyet Halk Partisi’ni tartıştırmak, Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir tartışma varmış görüntüsünü vermektir” dedi. Özel, şöyle devam etti:


“BİR TAKIM APARATLAR BULDULAR”

“Davayı açan kişi partiden atılmış biridir zaten, davaya taraf olamaz. Taraf olabilecek kişilere de dilekçeler verdirdiler. Mahkeme esastan kararını verdi ve davanın konusuz olduğunu söyledi. Ben bunu aylardır söylüyorum. Cumhuriyet Halk Partisi, 31 Mart seçimlerinde 47 yıl sonra Türkiye’nin yeniden birinci partisi olmasıyla, belediyelerde yüzde 65’lik bir nüfusun yaşadığı belediyeleri kazanmasıyla, o günden bugüne Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm anketlerde açık ara birinci parti olmasıyla birlikte ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ni normal siyasi yollarla yenemeyeceğiz, nasıl yenebiliriz? Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir iç karışıklık çıkaralım. Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir ikilik yaratmaya çalışalım’ dediler. Buna alet edebilecekleri bir takım aparatları buldular. Bizi hasta etmeye çalıştılar. Hastalık yapmak için mikrop lazım. Mikrop arayıp mikrop buldular. Bünyeye onu sokmaya çalıştılar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin güçlü bünyesi birlik ve beraberlik içinde. Ne hastalandı, ne güç kaybetti, ne de bu mikropları kabul etti. Artık bu iş bugün tamamen ortadan kalktı. Böyle olacağını biliyorduk ama CHP’yi tartıştırmak istediler, bugüne kadar geldiler.”

“ARTIK TARTIŞMALAR GERİDE KALDI”

“Bundan sonra artık bu tartışmalar da geride kalmıştır. Buradan iki büyük teşekküre ihtiyaç var. O da şudur: Bu süreçte, bu davalar olduğunda İstanbul’a kayyım atandığında, bir takım olumsuz senaryolar konuşulduğunda Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul il delegeleri harekete geçtiler ve karşı tarafa prim vermeden, hep beraber kongre istediler, yaptılar ve il başkanımız ile yönetimini yeniden seçtiler. Bu sefer hep birlikte. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurultay delegeleri yarışmalı bir kurultayda, hatta ikinci turda sonuç alınabilmişken, o günün kurultay delegeleri… Bunlar umdular ki bizi birbirimize düşürecekler, harekete geçtiler. Ben burada rakamları kendi ağzımla söyledim. Bin 40 kişi noterlere koşup 1,5 gün içinde kurultayı yeniden istediler. O bin bin 40 kişinin içinde İstanbul delegeleri olmadığı için ve doğal delegelerimiz olmadığı için bin 40 kişi. Neredeyse imza vermesi gereken herkes, koştular ve kurultayı yenilediler. Bugün mahkeme de ‘Zaten bu iddialar konusuz kaldı’ diyor. Kurultay, irade yeniden oluştu ve o delegeler ‘Bizim irademiz budur’ dedi. Bu birlik ve bütünlüğü gösteren herkese, sarayın planlarının, AK Parti’nin yargı kolları başkanının planlarının, talimatlarının aksine ne İstanbul’da kayyıma, ne burada başka bir olasılığa ihtimal vermeyip, birlik ve beraberlik halinde davranan, Atatürk’ün emanetine hep birlikte sahip çıkan başta delegelerimiz, üyelerimiz, seçmenlerimiz, tüm sevenlerimiz ve tüm demokratlara teşekkür etmek lazım. Burada Türkiye’nin bütün muhalefet partilerinin liderleri gelip dayanışma gösterdiler. Bu salonda birlikte basın toplantıları yaptık. Nezaket ziyaretleri yaptılar. Yani bir yanda sandığa leke sürmeye çalışan ve sandığı ortadan kaldırmaya çalışan, demokrasiyi hedef almış iktidar anlayışı; bir tarafta ona karşı mücadele veren bütün demokratlar. Ne mutlu ki demokratlar bizim tarafımızda, biz demokrasi tarafındayız. Otokrasinin ve otokratın tarafında olanlar kaybetmiştir. Demokrasinin tarafında olanlar kazanmıştır. Yapılacak ilk seçimde de demokrasi kazanacak. Otokrasi kaybedecektir.”

“25 KURUŞA SİMİT VARDI, ŞİMDİ 20 TL”

Genel Başkan Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘CHP’nin iktidara gelmesi durumunda Adalet ve Kalkınma Partilileri Yassıada benzeri bir yargılamaya tabii tutacağı’ iddialarının sorulması üzerine şu değerlendirmeleri yaptı:

“Sayın Erdoğan uçaktayken, uçarken iyice uçuyor. 25 kuruşa simit vardı. Kendi iktidara geldiği gün simit Ankara’da 25 kuruş, İstanbul’da 20 kuruştu. 25 kuruşa simit vardı, şimdi simit 20 lira. Bunu yapan Erdoğan’ın kendisi. Ben uzun uzun düşünsem taşınsam, ‘Erdoğan için en fena hatırlatma ne olur?’ desem, herhalde ‘25 kuruşa simit kalmadı, yok öyle 25 kuruşa simit’ derdim. Vatandaşa sen zaten bunu diyorsun. ‘Yok öyle 25 kuruşa simit. O benden önceki hükümet zamanındaydı. Şimdi simit 20 lira oldu’ diyorsun. Erdoğan, Ömer Çelik’in kulak zarı biliyorsunuz, hasta. Çok üzgünüm kendisi için. Seçici geçirgen bir kulak zarı var; işine geleni iyi duyuyor, işine gelmeyeni duymuyor. Ben dört aydır söylüyorum bunu. Bu mikrofonların, bu kameraman arkadaşların, buradaki değerli muhabir arkadaşlarımın hepsi şahittir ki ben dört aydır ‘İddianameyi bekliyoruz, yargılanmak için değil yargılamak için’ diyorum. İddianame bomboş bir iddianame çıktı. Kanıt yok. Bunun üzerine de dedik ki ‘Biz İBB iddianamesini de bekliyoruz. O iddianame ile biz yargılanmayacağız, biz yargılayacağız.’ Buradan Yassıada, massıada.

“ALTINDA İMZAMIZ, OYUMUZ, SÖZÜMÜZ VAR BİZİM”

“Sayın Erdoğan da bugün demiş ki ‘Yaslıada yaptık.’ Onun altında imzam var benim. Plan ve Bütçe Komisyonu’na özel kanun geldi. Ben Cumhuriyet Halk Partisi grup başkanvekili olarak ve biz gittik orada o kanuna. Bütün partiler hep birlikte katkı verdik. Ben katıldım görüşmelere. O kanunu biz destekledik. Türkiye Cumhuriyeti devletinin 1960 darbesinde yaşanan mağduriyetlere karşı çıkardığı o kanunun altında imzamız var, oyumuz var, sözümüz var bizim. Tutmuş halen daha ‘Yassıada.’ Bir de şöyle düşünün birazcık utanma olsa. ‘Efendim iktidara geldiklerinde bizi yargılayacaklarmış, işte faşizan zihniyet.’ İktidara geldiniz, bizi yargılıyorsunuz. İşte faşizan zihniyet. Bu parti daha birkaç saat önce elinizden kurtuldu. Bu partinin yaptığı kongreyi iptal etmekten medet uman zihniyetsiniz siz. İstanbul il binamıza dava açtınız. İl kongremize dava açtınız. İl başkanımıza dava açtınız. İşte faşizan zihniyet. İstanbul’un üç kez üst üste seçtiği ve her seçimde; birincide hazımsızlıkla mazbata iptal ettirdiniz. Büyük bir farkla, 806 bin farkla seçti İstanbullu. Beş yıl yapmadığınız zulüm kalmadı, 1 milyon 100 binin üstünde farkla seçti İstanbullu. Hazmedemediniz. Cumhurbaşkanı adayımızı Silivri’ye koydunuz, onu yargılıyorsunuz. Bir de diyor ki ‘faşizan zihniyet.’ Biz geldiğimizde suç işleyen varsa özgür, adil yargı karşısında hesap verir. O benim işim değil. Ben seni bu iftiraların ortaya çıktı diye siyaseten yargılıyorum. Yassıada’dan rahmetli Menderes’in mağduriyetinden kendine siyasi rant çıkarmaya çalışıyor. Başka kapıya. Dediği gibi ‘Simit yok öyle 25 kuruşa.’ Erdoğan, simidi 20 lira yaptı çünkü.”

“KONGRE KARARININ ARDINDAN BORSA YÜKSELDİ”

Genel Başkan Özgür Özel, “Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen casusluk suçlaması, İBB’ye kayyım atanma riskini ortaya çıkarır mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Çıkarmaz. Açıkçası şunu söyleyeyim. Bu kayyım tartışmasını köpürtmeye çalışanlar var tabii, oradan ne ümit ediyorlarsa. Zaten Ekrem İmamoğlu bir terör suçlamasıyla tutuksuz olarak yargılanıyor. Bırakın yargılanmayı, daha doğrusu iddianame bekliyor. Soruşturma terörden açıldığı anda, kayyım atama imkanı her zaman var tabii biliyorsunuz. Ve oradan bir kayyım atama niyeti, bu milletin vicdanından öyle bir geri döndü ki ona cesaret edemediler zaten. Yapacaksa her zaman kayyım atayabilir ama bugün Cumhuriyet Halk Partisi’nin kongresini yok sayma girişimi ortadan kalkınca, borsa yüzde 5 yukarı fırladı, görmüyor musun? Bir de İstanbul Büyükşehir gibi dünyanın en bilinen metropolüne, 1 milyon farkla kaybettiğiniz şehre böyle bahane bulup kayyım atamaya kalktığınızda Türkiye’ye ne yaptığınızın farkında mısınız siz? O yüzden buna kimse ne ekonomik olarak ne siyasetten hiç bir şekilde cesaret edemezler, edemediler, edemeyecekler. Bu millet onlara bunu yaptırmaz. Saraçhane’deki o milyonluk gece fotoğrafları niye var? Hadi bir kişi, iki kişi, 10 kişi, 10 bin kişi getirirsin. Ama vapurları bağlamışlar, köprüleri kaldırmışlar, metroları kapatmışlar, gecenin bir yarısında 1 milyon 150 bin kişi Saraçhane’nin etrafında. Drone’un çekemediği mesafeden, drone menzil dışına çıktı arkadaşlar hepiniz oradaydınız. O yüzden kolay değil öyle o işler. Ama büyük bir utanmazlıkla karşı karşıyayız. O da şu: Ekrem İmamoğlu’nu terörle ilişkilendirdiler. Millet ‘Olmaz öyle şey’ dedi. ‘Yolsuzluk’ dediler, bütün anketlerde, bütün kamuoyu araştırmalarında iddiaları siyasi bulanların oranı yüzde 60’ın altına düşmüyor arkadaşlar. Yüzde 20’si ‘Yolsuzluk var’ diyor, yüzde 20’si - 25’i… Bu kadar kara propagandaya rağmen. Geri kalan yüzde 15’i de ‘Kararsızım’ diyor. Niyetini söylemeye belki de insanlar çekiniyor. Toplumun yüzde 60’ının - yüzde 65’inin siyasi bulduğu bir soruşturmayla, ‘yolsuzluk, hırsızlık’ dediler ispat edemediler. Şimdi utanmadan ‘casusluk’ diyorlar.”

“EN KOLAYI: CASUSLUK İDDİASI AT, ALGI YARAT”

“Biz bu filmleri çok gördük. Bu FETÖ hiçbir şey beceremediğinde döner casusluk davaları açardı. Ne oldu İzmir askeri casusluk davası? Ne oldu İstanbul askeri casusluk davası? ‘Casus’ dedikleri kahraman Türk askerlerinin hepsi beraat etti. Peki, Kavala yargılandı. ‘Türk milleti adına’ dediler, hep birlikte ayağa kalktık salonda, Silivri’de. Her ne kadar bunlar iddia edildiyse de, ki FETÖ’cülerin hazırladığı iddianamelerdi başta. Sonra onu kopyalamışlardı. Gezi davasından herkes beraat etti gözümüzün önünde. Herkes sevindi, tahliyeler oldu. Bir kişiyi bırakmadılar ne yaptılar arkadaşlar Kavala’yı? Erdoğan’ın aklında beraat edemediği için, yargıda beraat etsen Türk milleti adına verilen kararı olmuyor. Sayın Kavala’yı casusluktan o gün tutukladılar. O günden beri hâlâ içeride. Dikkatimizden kaçmasın, Sayın Kavala casusluktan beraat etti. Ama o gün casusluktan tutuklayıp, sonra başka dava açıp, o davadan mahkum ettiler. Bunlar hiçbir şey yapamadıklarında en kolayı ne? ‘Casusluk iddiasını at, onun üzerinden bir algı yarat. Sonra arkasını toparlarsın.’ Kime casus dediniz de siyaseten ispat ettiniz? Hepsi beraat etti. Ama ayıptır ya. Yazıktır günahtır. İnsanlara atmadık leke kalmadı, bir de ‘casusluk’ diyor.”

“HAKAN FİDAN BU ÜLKENİN BÜTÜN DEĞERLİ BİLGİLERİNİ ÇALDIRDI”

“Neden casusluk diyormuş arkadaşlar? İstanbul’un verileri varmış da bunlar paylaşılmış. Yurtdışına yollanmış falan. Arkadaşlar lütfen açsın 23. Ankara Ağır Ceza, 28. Ankara Ağır Ceza, 33. Ankara Ağır Ceza ve 27. Ankara İdare Mahkemesi’ndeki davalara bir bakın. Bilhassa 28’incisinin tarafı MİT’tir. Hakan Fidan zamanında MİT’in, eş zamanlı olarak Sağlık Bakanlığı’nın, Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, İçişleri Bakanlığı’nın vatandaşlık hizmetlerinin, yani herkesin nüfus bilgileri, bunun yanında SGK‘nın bütün bilgileri çalınmıştır. Hakan Fidan döneminde çalınmıştır. Hakan Fidan bunun üstüne gitmeye korkmuştur üstüne kalacağını bildiği için. İbrahim Kalın gelince yaptığı ilk iş, bu konuda gerekli hassasiyeti göstermektir. Araları da o yüzden bozuktur zaten. Hakan Fidan bu ülkenin bütün değerli bilgilerini çaldırdı. Söylediğim mahkemelerdeki dosyalara bakarsanız, bu bilgilerin tamamının, örneğin böyle isim isim veriyor neyse, kimseye yol göstermeyelim. Halen daha erişimde olan bazı yerlerde bu bilgiler satılıyor arkadaşlar. Hepimizin bilgisi. Sayın Erdoğan Erdoğan’ın TC numarası bile konu olmadı mı arkadaşlar? Sayın Erdoğan’ın TC numarasına kadar çaldırdılar. Hepimizin TC’sini çaldırdılar. Hepimizin sağlık bilgilerini, sosyal güvenlik bilgilerini… Gelir idaresinin bilgileri çalındı. Hepimizin vergi bilgileri, gelir bilgileri yabancı hacker’ların elinde. Davaları görülüyor bunların. Neymiş? İstanbul’dan bilgi toplamış da bilmem ne yapmış. Bir de başında şey diyor. ‘2019 seçimleri öncesi.’ 2019 öncesi İstanbul’u siz yönetiyordunuz. Kampanyada İstanbul’la ilgili seçmen analizi yapıldıysa bundan en çok AK Parti övünüyor arkadaşlar. ‘Mahalle mahalle, sokak sokak, ev ev seçmeni tanıyoruz, analiz ediyoruz, bilgileri var, şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz.’ Buna yabancılar ‘canvassing’ diyor, kapı kapı çalışmaya ve AK Parti bununla övünüyor. Bütün partiler bunu yapabildiği ölçüde başarılı oluyor. 2019 sonrası İstanbul Senin projesi ile bilgi toplanmış da. Bilmiyorum ama seyirden bakıyorum, yabancı bir server, ıvır zıvır böyle bir casusluk meselesine bulaştırabilmek için 50 tane takla atmışlar. Ne yapacaklar? Yeni bir yargılama yapacaklar. Milleti bu sefer de böyle ikna etmeyi deneyecekler. Çünkü işin içine casusluk koydun mu, bir casus olursa bu Türkiye’ye büyük kötülük yapan bir adamdır, kimse casus sevmez. Son çare yani, FETÖ’den aldıkları son mirasla akıllarında kalan ‘Hırsız dedik olmadı, yolsuz dedik olmadı, çaldı dedik millet inanmadı. Terör dedik, millet ayaklandı. Dur bir de casus diyelim bakalım.’ Bu kadar olmaz yani, bu ayıp ayıp. Tenezzül meselesi diyorum ya buna da tenezzül ettiler. Ekrem İmamoğlu’na casus diyecek adamın bütün Trabzon alnını karışlar. Bütün İstanbul alnını karışlar. Bu millet alnını karışlar. Ayıptır artık ya.”

“TELE1’İN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, TELE 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın casusluk suçlaması ile gözaltına alınması hakkındaki soruya ise şu yanıtı verdi:

“Bunu söyleyenin de hakikaten yatacak yeri yok. Şu Merdan Yanardağ’ı bir kere de bir şeye bulaştırmayın kardeşim. Bu adama her seferinde, nasıl yaptığı gazetecilikle rahatsızlık yaratıyorsa Merdan Yanardağ ve TELE1 kadar imkânsızlıklarla o sanayi sitesinin içindeki o küçücük yerde onurlu bir gazetecilik çabası var, hepimiz görüyoruz. Nasıl bir mücadele var. Nasıl bir rahatsızlık yaratıyorsa her meseleye bir de Merdan Yanardağ koysunlar. İşte dört gün tutsunlar bıraksınlar, alıp bir yıl yatırsınlar bıraksınlar. FETÖ de bununla uğraşıyordu. Daha sonra bambaşka sebeplerle de uğraştılar. Halen de uğraşılıyor. Merdan Yanardağ için de herhalde koleksiyonuna bu parçayı da eklemiş oluyor. Namuslu bir gazeteciye sürmedikleri leke kalmadı ama birini de ispatlayamadılar bugüne kadar. TELE1 ailesine de geçmiş olsun diyoruz. Dayanışma duygularımızı zaten ilettik. Yanlarında olmaya devam edeceğiz.”


CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI