13.09.2024

CHP Lideri Özgür Özel: “Hasan Bitmez Ömrü Boyunca Söylediğini Son Nefesinde Sarf Etti”

“İSRAİL’İN KARŞISINDA FİLİSTİN’İN HAKLI DAVASININ YANINDA DURDU”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmit’te katıldığı Hasan Bitmez Parkı açılışında, “Rahmetli Hasan Bitmez ömrü boyunca söylediğini, son nefesinde, son cümlesinde sarf etti. İsrail’in karşısında Filistin’in haklı davasının yanında durdu. Hasan Bitmez haklıyı temsil etmektedir. Filistin davası için, haklı bir dava için son nefesini verene kadar mücadele etmiştir” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmit Belediyesi tarafından, TBMM Genel Kurulu’nda kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Hasan Bitmez’in adının verildiği parkın açılışında konuştu. CHP lideri, Özel, “Çok saygıdeğer Bitmez ailesi, Saadet Partisi’nin Sayın Grup Başkanvekili, Genel Başkan yardımcıları ve kıymetli Kocaeli teşkilatı, yine burada birlikte olmamızdan büyük bir onur duyduğum Gelecek Partisi’nin, DEVA Partisi’nin ve Demokrat Parti’nin değerli yöneticileri, hepinizi hem şahsım hem Cumhuriyet Halk Partisi Kocaeli örgütü adına saygıyla selamlıyorum, hepiniz hoş geldiniz” ifadelerini kullandı. Özel şöyle devam etti:


“HEP SICAK BİR İLETİŞİM HALİNDE OLDUK”

“Tabii ailesi için ve dava arkadaşları için zor konuşma, zor bir gün. Biz Hasan Bitmez’i, ben kendi adıma aynı listelerden Meclise girdiğimizin birkaç gün ertesinde tanıdım. Kendisi büyük bir nezaketle bir randevu talebinde bulunup, gelip öncelikle Sayın Temel Karamollaoğlu’nun selamlarını, teşekkürlerini iletip dedi ki, ‘Biz bu süreçte, 10 milletvekili arkadaşımız var. Bizim parlamento hukuku noktasında da grupta çok deneyimli arkadaşlarımız şu an için yok ve parlamento hukuku da çok sık değişikliğe uğruyor. Bu açıdan ara ara sizi ben rahatsız edeceğim, uygun görürseniz’ dedi. O günden itibaren çok yakın bir ilişki içinde olduk. Hatta o gün elinde küçük bir not defteri vardı, duruyorsa belki o not çok tarihidir benim için. Ben dedim ki, ‘Sizler hukukçusunuz, grupta çok deneyimli hukukçular var ama müsaade ederseniz şunu arz etmeme izin verin. Ben sekiz yıldır Grup Başkanvekilliği yapıyorum, o gün itibari ile de Grup Başkanı seçilmiştim, Genel Başkanımızın milletvekili olmaması hasebiyle. ‘Her yeni gelen gruba bir oryantasyon eğitimi gibi mevcut durumu anlatırken ilk olarak şunu söylerim efendim’ dedim. “Belli belgeler okunarak öğrenilir ama bunun istisnası Meclis İçtüzüğü’dür. Meclis İçtüzüğü okumakla öğrenilmez ancak yaşanarak öğrenilir’ dedim. Dedi ki, ‘Bu çok güzel, bunu bir not alayım’ dedi, küçük defterine not aldı. Devamında Saadet Partisi’nin grup kurma çalışmalarını birlikte yürüttük. Önce üç parti bir grup oluşturulmaya gayret edildi, orada olanak olmazdı onu sağlamaya. Sonra Gelecek Partisi ile bir grup oluşturuldu. Grupiçi yönetmeliğine bizim yönetmeliğimizden hareketle, ki bizimki de daha önceki grupların, 1980 öncesi grup içi yönetmeliklerinden örnek alınarak yazılmıştı. Onun hazırlanmasını birlikte çalıştık ve grup kurulduktan sonra da yine aynı nezaketle geldi. ‘Bizim henüz grup odamız yok ama bir teşekkür etmeye geldim’ dedi. Birlikte bir kahve içtik, o günden sonra da hep sıcak bir iletişim halinde olduk.”

“KÖKÜ SAĞLAM BİR İLİŞKİ MEMLEKETİN ÇIKARI İÇİN KRİSTALİZE OLDU”

“Biraz önce Sayın Fatma Başkanımın söylediği gibi, bazı insanlarla sohbet ederken bir saat konuşursunuz, bir kitap okumuş gibi olursunuz. Hasan Bitmez birikimiyle, deneyimiyle, geçmişte yaşanmışlıklarıyla, hafızasıyla ve siyasi bakış açısıyla, nezaketiyle, gerçekten benim de, ‘Geç tanıdım’ dediğim bir isim oldu. Gerçi bunu kendisiyle de paylaşmıştım. Temel Beye de söyledim. Açık söylemek gerekirse, Saadet Partisi’nin kadrolarıyla neredeyse 60 ilde çalıştım. Gerçekten son derece uyum içinde, yaptığı işi bir görev bilinci, bir dava bilinciyle yapan, bir el sıkışıldıktan sonra o akde bir başka orada teminat aranmaksızın, sözün en büyük teminat olduğunu bilerek sahip çıkan ve ortak mücadeleye en samimi, en gayretkeş katkıyı sağlayan insanlarla biz geçen seçim sürecinde tanıştık. Bunu burada ifade etmek boynumun borcudur. Devam eden süreçte de büyük bir üzüntüyü, büyük bir yenilgiyi hep birlikte yaşamış olmakla birlikte ilk günden itibaren milletin verdiği görevi hep birlikte hazmettik. Ve daha iyisini yapabilmek için, bu ülke için yapabilmek için, biraz önce Sayın Kaya’nın dediği gibi muhalefetin sesini yükseltmenin, milletin sesini yükseltmek, mazlumların sesini yükseltmek, bugünkü şartlar altında Filistin’in sesini yükseltmek olduğunun bilinciyle hep birlikte büyük bir uyum içinde çalışmaya başladık ve devam ediyoruz. Her ne kadar zaman zaman geçmiş seçim sürecinin öncesinde yaşananlar, sırasında yaşananlar, çeşitli değerlendirmelerle yaralayıcı noktalara varabilecek bile olsa ben bunun büyük bir hüsnüniyet, büyük bir alçakgönüllülükle ve hiçbir sıkıntıya sebebiyet vermeyecek şekilde, karşılıklı olarak tolere edildiğini ve geçmişte kökü çok sağlam bir yerde olan bu güzel ilişkinin geleceğe de matuf olarak ve bir siyasi işbirliği, siyasi çıkardan çok, memleketin çıkarı, milletin çıkarı noktasında kristalize olduğunu büyük bir memnuniyetle takip ediyorum.”

“FEVKALADE İNSANİ BİR BİRLİKTELİK”

“Bizim Saadet Partisi ile olan ilişkimiz, ‘Yapılamaz’ denileni yaptıklarında büyük bir çaresizlik ortadayken 1973’te Necmettin Erbakan‘la Bülent Ecevit’in, Allah ikisine de gani gani rahmet eylesin. Bir araya gelmeleri, çok zor görünen bir birlikteliği gerçekleştirmeleri, o gün iki kutup gibi görünenlerin bir arada oturup memleket hayrına çalışabileceklerini göstermeleri, hele hele Kıbrıs Barış Harekatı gibi kolay kolay bir ülkenin tarihinde birkaç kez olabilecek, büyük kırılma noktalarından bir tanesini birlikte ve muvaffakiyetle, başarıyla aşabilmeleri bizim tarihten aldığımız çok önemli bir referanstır. 14 Mayıs’ta, 28 Mayıs’ta birlikte kaybetmeyi yaşadık, ümit ediyorum ileride birlikte kazanmayı, birlikte kazandırmayı, bu milletin derdine birlikte deva olmayı başaracağız. Bazı varlıklar sayısal toplamların üstündedir. Saadet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin, diğer ittifak ortaklarımızla, hepimizin hep birlikte oluşturduğu birliktelik, rakamların ötesinde bir birlikteliktir. Bu ilkesel bir birlikteliktir. Geçmişte bugünkü iktidarla aynı partide olanlar, yönetici olanlar, Bakan, Başbakan olanlar, geçmişte bugünkü iktidar partisi ile aynı teşkilattan yetişmiş, aynı davadan gelmiş, aynı havayı solumuş, aynı yenilgileri, aynı başarıları birlikte yaşamış olanların, bugün iktidarla yolunu ayırmaları bir menfaat ilişkisi gereği olmasa gerek. Menfaati olanların nerelerde kümelendiği ortada. O günlerde karşı karşıya duranların, bugün birlikte durması bir menfaat ilişkisi olmasa gerek. Bugün bu birliktelik fevkalade insanidir.”

“İSRAİL’İN KARŞISINDA, FİLİSTİN’İN HAKLI DAVASININ YANINDA DURDU”

“Bugün, Türkiye’deki derin yoksulluktan utananların birlikteliğidir bu. Pazarlar dağılırken çürük çarık ezilmiş sebzeyi, meyveyi yüzünü kapatarak toplayan annelerin, esas yüzünü kapatması gerekenlerin hepimiz olduğunun bilincinde olanların birlikteliğidir bu. Bu birliktelik, ülkenin içinde bulunduğu bu yoksulluğun, bu haksızlığın, bu adaletsizliğin karşısında doğruda birleşmektedir, vicdanda birleşmektir. Bu her türlü çıkar işbirliğinin üzerinde bir meseledir. Ben işin bu kısmına geleceğe yönelik, efendim son derece olumlu sinyaller alıyoruz, bütün sinyallerden, okuduğum bütün rakamlardan, okunan bütün siyasi mülahazalardan daha fazla önem atfetmekteyim. Bundan sonra da nasıl rahmetli Hasan Bitmez ömrü boyunca söylediğini, deyim yerindeyse son nefesinde, bilinci yerindeyken sarf ettiği son nefesinde, son cümlesinde sarf etti. İsrail’in karşısında Filistin’in haklı davasının yanında durdu. O yere yığılırken hala bambaşka yerlerden bambaşka husumetleri üfürenlerin o sesleri belki tutanakta yer almadı ama hepimizin vicdanlarında ve bu kainatın bir yerlerinde asılı duruyor. Hasan Bitmez’in iyi niyeti, içinden gelen sözün, içinden gelen düşüncenin, içinden gelen kanaatin ne kadar dürüst olduğu da ona oradan laf edenlerin de yapaylığı da ortada duruyor. Zaman, hiçbir zaman güçlü haklı çıkarmaz, kısa vadede, orta vadede veya bazısına uzun gelen bir vadede güçlüler öne çıkabilirler ama gerçek zamanda, yeteri kadar zaman geçtiğinde hep haklılar kazanır. Hasan Bitmez haklıyı temsil etmektedir. Haklı bir dava için son nefesini verene kadar mücadele etmiştir, Filistin davası için.”

“HATIRALARI YÜREKLERİMİZDE YAŞAYACAK”

“Ben bugün İzmir Havaalanında Ayşenur Ezgi Eygi’nin naaşını karşıladım. Didim’e yolladık, bu geceyi Didim’de geçirecek, yarın hep birlikte evladımızı defnedeceğiz. Antalyalı ve Denizlili bir anne babanın Amerika’ya göçmesi sonucunda, Amerika’da doğmuş, doğumuyla Amerikan vatandaşlığı da kazanmış bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Genç, aktivist bir kadın. 1970’lerde Deniz Gezmiş nerede duruyorsa bu davada orada duran, Filistin’e giden, Gazze’ye giden, Gazze’nin ortasında kurşunların önünde duran, Biden‘ın İsrail’i kayırmasıyla yerden seken bir kurşunla ama hattı zâtında tam da hepimizin zihnine, ‘Filistin’den yana kim düşünüyor, kim konuşuyorsa, biz onların beynine bu genç kızın beynine sıktığımız kurşunu sıkacağız’ diyecek kadar gaddar İsrail devletini suçüstü yapmıştır ölümüyle. Hasan Bitmez, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, milletin iradesinin tecelligahında, kendi ölümü ile karşısındakilerin iki yüzlülüğünü ortaya sererken, evladımız Ayşenur Ezgi Eygi de kendi ölümüyle İsrail’in caniliğini ortaya koymuştur. İkisinin de hatırası yüreklerimizde yaşayacak. Hasan Bitmez gibi birisini anmak için, her gün anmak için herhalde en güzel yerlerden bir tanesi bir çocuk parkıdır. Ümit ediyorum Sayın Bitmez’in ismini kültür merkezlerinde, kütüphanelerde de yaşatmak tüm Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin boynunun borcudur.”

“PARLAMENTONUN DEMOKRASİ ŞEHİDİDİR”

“Ben bir kez daha ilk gün telefonda konuştuğumda rahmetli babasına dediğimi tekrarlamak isterim, değerli amcama, bugün elini öpmek nasip oldu. ‘Hasan Bitmez bugüne kadar sizin oğlunuzdu; bugünden sonra hepimizin, ağabeyi, babası, büyüğü ve bu Parlamentonun demokrasi şehididir’ demiştim. Hasan Bitmez’in şahsında 1925’te Parlamento çatısı altında kaybettiğimiz Halit Karsıalan’ı, 1989’da kaybettiğimiz Abdurrazzak Ceylan’ı, 2001’de kaybettiğimiz Fevzi Şıhanlıoğlu’nu ve rahmeli Hasan Bitmez’i bir kez daha rahmetlei minnetle anıyorum. Kendileri demokrasi şehitlerimizdir. O parlamentoda birgün artık İsrail’e ticareti gizleyecek riyakarlıkta olanların takiyelerinin hüküm sürüp iktidarda olduğu günlerden Hasan Bitmez gibi samimi Filistin dostlarının bu ülkenin iktidarını değiştirmiş olmasının mutluluğunu, memnuniyetini, gururunu yaşayacağı günleri özleyerek ve o günlerde hep birlikte olmak ümidiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ruhu şad olsun, Allah gani gani rahmet eylesin.”