22.08.2025
22.08.2025
“50’NCİ EYLEMİ ÇARŞAMBA GÜNÜ BEYOĞLU’NDA YAPIYORUZ”
“SİVAS’TA DOĞDUĞUMUZ, BÜYÜDÜĞÜMÜZ YERDEYİZ”
“BİZ ‘FAKİR’ DEYİNCE BİR - İKİ ZEVZEK, ‘HAKARET’ DİYOR, BU MEYDANDA 86 BİNDEN FAZLA MAAŞ ALAN KİMSE YOK’
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ YÖNETENLER BİZİ PERİŞAN ETTİLER”
“NE MAHKEMEDE, NE GELİRDE ADALET VAR; SADECE İKTİDARI DEĞİŞTİRME UMUDUNA DARBE VAR”
“TÜRKİYE GÜÇLÜ BİR ÜLKEDİR, YETER Kİ SIRTINDAKİ ASALAKLARDAN KURTULSUN”
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ İKTİDAR OLACAK, EKONOMİYİ DE DEVLETİ DE BUNLARDAN DAHA İYİ YÖNETECEK”
“CESARETİ OLAN YAZABİLİYORSA İDDİANAMEYİ YAZIN, MAHMEKEYİ TRT’DEN YAYINLAYIN”
“ERDOĞAN, ‘KİMSE FİLİSTİN HASSASİYETİMİ SORGULAYAMAZ’ DİYOR, OLMAYAN ŞEY SORGULANAMAZ”
“İSRAİL’DEN HESAP SORMAK İÇİN TBMM’Yİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANTIYA ÇAĞIRIYORUZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Sivas’ta gerçekleştirilen Millet İradesine Sahip Çıkıyor Mitingine katıldı. Burada konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Bir kimse kimseye kötülük etmez. İlim hakikattir, yollar Sivas’ta. Alevisi, Sünnisi, Kürt’ü kin gütmez. Ayrım yapmayan kullar Sivas’ta. Bozkırdan yapılmış bağı, bahçesi. İlim kazanında döner kepçesi. Özgedir lisanı, candır lehçesi, baldan daha tatlı diller Sivas’ta. Kızılırmak’tan İç Anadolu'ya, Yeşilırmak’tan Karadeniz'e, Karasu’dan Doğu Anadolu’ya Hititlerden Cumhuriyet’e uzanan tarihin beşiği Sivas’tayız. Hepiniz hoş geldiniz. Hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi. Özel, şöyle devam etti:
“DOĞDUĞUMUZ, BÜYÜDÜĞÜMÜZ YERDEYİZ”
“Sivas’a hemen her yıl bir kez, iki kez geliyoruz. Sivas’ta mitinglere geliyoruz. Bu meydanda tüm siyasi partilerin yaptıkları mitingleri biliyoruz. Sivas’ta bir ölçü var, bir sınır var, oradaki çeşmeyi görüyoruz, eğer çeşmeye kadar varırsa meydanda kalabalık, o parti geliyor demektir. Bugün Sivas’ta çeşmeyi ikiye katladınız, tarih yazıyorsunuz. 4 Eylül 1919’da Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderinin yazıldığı yerdeyiz. Mandacıların karşısına dimdik geçenlerin, ‘Tam bağımsız Türkiye’ diyenlerin, Mustafa Kemal Paşa ile birlikte esarete itiraz edenlerin, mandayı reddedenlerin, ‘Boyun eğeceksin’ diyenlere bir büyük mücadeleyi nasıl başlatılacağını haykıranların şehrindeyiz. Yiğidoların şehrindeyiz. Hepiniz hoş geldiniz. Sivas Kongresi, Anadolu’da mücadele eden tüm yapıları Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri diye bir çatının altında topladı. Sonra bu çatı Cumhuriyet Halk Fırkası’na dönüştü. Sivas’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin, Milli Mücadelenin fitilinin ateşlendiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı bu güzel şehir aynı zamanda Cumhuriyet Halk Partisi’nin de kurulduğu şehirdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta Sivas’ı, Sivas Kongresi’ni Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilk kongresi kabul etmiştir. Bunun için doğduğumuz yerdeyiz, büyüdüğümüz yerdeyiz. Sizinle birlikte tarih yazdık, tarihi tekrar yazmaya devam edeceğiz.”
“YARINLARIN UMUDUNU GÖRÜYORUM BU MEYDANDA”
“Drone kullanan kardeşim beni çekme, ta meydanın sonuna kadar git, kimsenin gidemediği o yere git. Çek bakalım. Sivas Meydanında bugün kimler var, nasıl bir kalabalık var. Tüm Türkiye görsün. Biz Sivas’ta çok partili sistemde 15 kez belediye başkanlığı seçimlerine girdik. Bu seçimlerde 6 kez Sivas’ı yönettik. Maalesef 1977 sonrası Sivas’ta parlak sonuçlar alamadık. Maalesef yüzde 4 aldığımız da oldu, 8 aldığımız da. Ama asla Sivas’a küsmedik. ‘Artık Sivas bize oy vermiyor’ demedik. Kusuru kendimizde gördük. Bir büyük mücadeleyi hep beraber verdik. sizi duyduk, sizi dinledik. Sizinle birlikte bugünlere geldik. Yarınların umudunu görüyorum bu meydanda. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarını görüyorum bu meydanda. Divriği ve Deliilyas’ta verilen emanet başımızın üzeridir. Bundan sonra ilk seçimlerde Sivas’ta Cumhuriyet Halk Partisi’ni birinci parti yapmak için, Türkiye’de iktidar yapmak için, ilk yerel seçimlerde Sivas Belediyesi’ni almak için kararlıyız, azimliyiz, sizin yanınızdayız, sizinle birlikteyiz.”
“SİVAS’I ÇANTADA KEKLİK BİLDİLER”
“Şimdi hazır televizyonlar yayındayken, tüm gözler Sivas’tayken, kulaklar bu meydandayken birazcık Sivas’ın dertlerinden konuşalım. Cumhuriyet Sivas’a büyük yatırımlar yaptı. Sivas gelişmişlikte Türkiye’de 8’inci sıradaydı. Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinden beri Sivas’tan oy aldı, destek aldı. Ama maalesef seçimde yüzünü döndüğü Sivas’a seçimden sonra hep sırtını döndü. Sivas’ı çantada keklik bildiler. Sivas’tan kepçe ile aldılar, çay kaşığı ile verdiler. En nihayetinde 8’inci sıradaki Sivas’ı 45’inci sıraya kadar gerilettiler. Bugün bu güzel kentin 23 yıl önce Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinde 755 bin olan nüfusu 118 bin kayıpla 637 bine düştü. Türkiye 60 milyondan 85 milyona giderken, Türkiye 25 milyon kalabalıklaşırken, Sivas’ın 1 milyonu geçmesi beklenirken, büyükşehir olması gerekirken maalesef Sivas’ı 600 binlere doğru gerilettiler. Yurtdışında ya da başka illerde 7 milyon Sivaslı yaşıyor. Hepsi gözbebekleri memleketlerini özlüyor. Sıla hasreti çekiyor. İmkan olduğunda koşup geliyor ancak işsizlik yüzünden, geçim sıkıntıları yüzünden, yatırım eksikliği yüzünden, AK Parti’nin oy alırken yüzünü dönüp sonrasında sırtını döndüğü bu kenti küçültüyorlar, geriletiyorlar. Çevre illerde altıncı bölge teşviki varken, Sivas’ta yok. Hastaneler yetersiz, millet Ankara’ya, Kayseri’ye tedavi olmaya gidiyor. Hızlı treni yıllarca söz verdiler, yapmadılar. Nihayet bitti, 1 saat 50 dakika dedikleri yolu 3,5 saatte gidiyor tren. 15 senede bitirebildikleri treni şimdi de olması gerektiği gibi işletemiyorlar. Geminbeli Tüneli 12 yıldır bekliyor. Kızıldağ geçidi 11 yıldır bekliyor. Bugün kendim bizzat gördüm, bir taraftan Divriği’ye gittim, bir taraftan diğer yoldan döndüm. Yüzlerce köyün arasından geçtik, cep telefonlarının çekmediği, internetin çalışmadığı köyler var hala daha Sivas’ta. Buradan Sivaslıların huzurunda şunu ifade ediyorum. 4-9 Eylül arası Cumhuriyet Halk Partisi bütün Türkiye'den topladığı verilerle, örgütlerinin yapmış olduğu danışma kurullarının raporlarıyla, şehirlerin sanayi ticaret odalarının, esnaf odalarının, üniversitelerin raporlarıyla, akademisyenlerin çalışmalarıyla, partinin görevlendirdiği arkadaşlarımızın il raporları ile bir Cumhuriyet Halk Partisi Program Kurultayı’nı gerçekleştirecek. Kuruluş haftamızda Sivas Kongresi’nin 4 Eylül’ünden alıp, İzmir’de düşmanı denize döktüğümüz 9 Eylül’e; partimizi kurduğumuz 9 Eylül’e, ikinci kez Cumhuriyet Halk Partisi’ni açtığımız 9 Eylül’e atfen 4-9 Eylül arası. ‘Parti iktidara gelince sorunları nasıl görüyor, çözümlerine ne öneriyor? Sivas’ın sorunlarını nasıl çözecek? Türkiye’nin sorunlarını nasıl çözecek, yüzleri nasıl güldürecek? Şehirleri nasıl kalkındıracak?’ Bunların hepsinin çalışmalarını tamamladık. Artık yazma ve ilan etme aşamasına geldik. Buradan bu kente, partimizi borçlu olduğumuz bu kente, Cumhuriyet’i borçlu olduğumuz bu kente söz veriyorum partinin Genel Başkanı olarak. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında Sivas geride bırakılmışlığını telafi edecek, Sivas kalkınacak, Sivas güçlenecek, Sivas zenginleşecek, Sivas’ı ayağa kaldıracağız, Sivas’ı hak ettiği yere geri getireceğiz. Sivas’ı seviyor musunuz? Cumhuriyet halk Partisi’ne güveniyor musunuz? Ant olsun ki Sivas’ı ayağa kaldıracağız.”
“BUĞDAYIN KİLOSU 12 LİRA, BİR TEK EKMEK 15 LİRA”
“Yabancıların iki gün, yerlilerin bir gün kalıp terk ettiği bir şehir değil; turizmiyle, ticaretiyle, kentsel yaşamıyla hak ettiği günleri geri kazanacak bir Sivas için hep birlikte çalışacağız. Sivas’ın yüzde 30’u ekilebilir alan ama maalesef ekilemiyor. Üretim maliyetleri kat kat artarken ürünleriniz para etmiyor. Çiftçiyi bu sene hem don vurdu, diğer taraftan kuraklık vurdu. Dondan kaynaklanan zararların karşılanmasında halen daha ayak sürüyorlar, oyalanıyorlar. Ben 30 yaşlarında Hasan Koç adında bir çiftçi kardeşimizin Genel Merkezimize yaptığı başvuruyu önüme getirdiler. Hasan kardeşim, burada çiftçilik yaparak geçinmek için memleketine gelmiş 30’lu yaşlarında. Benim geleceğimi duymuş, Genel Merkez’e başvurmuş. Diyor ki ‘Buğday ektim, arpa ektim, nohut ektim. Gübre, ilaç, mazot, işçilik için 752 bin lira bir yılda para harcadım. Aldığım bütün ürünümü gittim ve sattım. 655 bin lira para aldım. Tam 97 bin lira zarar ettim. Bir sene boyunca çalıştım, alın teri döktüm. 97 bin lira zarar ettim.’ Buğdayın kilosu 12 lira, bir tek ekmek 15 lira. Bir kilo buğday satarak, bir ekmek alınamayan günlerdeyiz. Bir çiftçinin bir yıl uğraşıp 100 bin lira zarar ettiği günlerdeyiz. Hasan’ın köyü burada yazıyor; Mağara Köy. Mağara Köy 300 haneden düşmüş 30 haneye, doğru mu? Çünkü maden şirketi tarım arazilerini yok ediyor. Kangal’da termik santral çiftçiyi bezdirdi. Zorunlu olan filtreyi takmıyor. Santralden kül boşalıyor, köylüler nefes alamıyor. Bütün Türkiye’deki şap hastalığı sorunu Sivas’ta da hayvancılığı vurdu. Hayvan pazarları üç-dört aydır kapalı. Bir yandan et krizi geliyor. Aşılar geç oldu. Ayrıca etkisiz ve yetersiz. Büyük bir facia var ama kimse hayvancılıkla uğraşanların sesini duymuyor. Derdini dinlemiyor, çare üretmiyor.”
“ERDOĞAN BU İNSANLARI FAKİRLEŞTİRDİ”
“Size, Sivas’a artık bu sonuncusu gibi şikâyet edince çiftçilere ‘Al ananı da git’ diyen bir Cumhurbaşkanı değil; birincisi gibi ‘Çiftçi milletin efendisidir’ diyen bir Cumhurbaşkanı lazım. Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı Adayı birincisinin peşinden giden, birincisinin partisinden olan, ‘Çiftçi milletin efendisidir’ deyip, yine onu milletin efendisi yapacak olan Ekrem İmamoğlu’ndan başkası değildir. İnşallah hep beraber partimizi iktidara taşıdığımızda Sivas’ın çiftçisinin de, hayvancılıkla uğraşanın da, sanayicisinin de, emeklisinin de, asgari ücretlisinin de, öğrencisinin de, esnafının da yüzünü güldüreceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi bu iktidar gibi, Sivas’ı ve Türkiye’yi perişan edenler gibi, onlara sırtını dönen değil; onları duyan, dinleyen, anlayan ve çözüm üreten bir iktidarın sahibi olacak. Milletin iktidarının, halkın iktidarının sahibi olacak. Çünkü buradaki sorun, ülkede siyaset öncelik belirlemek için yapılır. Birilerinin önceliği başkaları, bizim önceliğimiz başkaları. Bu meydana sorayım. Recep Tayyip Erdoğan sizi seviyor mu? Seviyor mu? Sevmiyor. Niye sevmiyor? Çünkü siz fakirsiniz kardeşim. Fakir. Recep Tayyip Erdoğan fakiri sevmiyor, zengini seviyor. Şimdi biz ‘fakirsiniz’ deyince AK Parti’den bir iki zevzek çıkmış ‘Millete hakaret ediyor, fakir diyor’ diyor. Kardeşim resmi rakam Türkiye’de yoksulluk sınırı 86 bin lira. Bu meydanda 86 bin liradan yüksek maaş alanlar elini kaldırsın. Kaldır, çekinme kaldır. Alkışlatacağım. Bak, bu meydanda 86 binden fazla evine maaş giren, gelir giren kimse yok. Tayyip Erdoğan bu insanları fakirleştirdi. Yoksulluk sınırının altında çalışana, altında maaş alana yoksul denir, fakir denir. Bu iktidar geldiğinde orta direk vardı. Memurlar vardı, fakir değildiler. Esnaf fakir değildi. Hayvancılıkla uğraşan fakir değildi. Köylüler fakir değildi. Ama bugün bu ülkede emekliler 16 bin 800 lira alıyor. En düşük emekli maaşı. 16 bin lira alanlar el kaldırsın göreyim. Bak meydana bak. 16 bin lira alıyor bu insanlar. Asgari ücret 22 bin lira. 22 bin lira ve altında maaş alanlara el kaldırsın, göreyim. Bak meydana. Bugün ve memur maaş 47 bin lira ya, memur maaşı, en düşük memur maaşı 47 bin lira. Bugün yoksulluk sınırı 86 bin lira, memur 47 bin lira maaş alıyor. O yüzden bugün artık memurlar fakirdir, asgari ücretliler fakirdir. 86 bin liranın altında maaş alan herkes fakirdir. Bizi bu hale bu iktidar getirdi. Ama o, zengin firmaların vergi borçlarını bir gecede siler. Yandaşlarına teşvikleri bir gecede imzalar, verir. Onun yanında Beşli Çeteler, onun yanında 40 Haramiler var. Buradan Sivas meydanından Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan’a sesleniyorum. Bu meydan, Sivas kararını vermiş. Kimin gideceği de belli, kimin geleceği de belli. Ant olsun ki AK Parti’nin iktidarı bitiyor, gidiyorsunuz. Ve bakan evlatlarının dönemi kapanıyor, vatan evlatlarının dönemi başlıyor. Vatan evlatlarının.”
“SİVAS’IN KADERİNE MÜDAHALE ETMEYE GELİYORUZ”
“Ekonomide bir de şöyle bir yalan var. Çok söylenen, çok tekrarlanan ve insanları kandırmaya çalışan bir yalan. Şükür Sivas’ın dünyanın dört bir yanında hemşerileri var, biliyorsunuz. Bunu en yakından bilenler burada. Diyorlar ki, ‘Türkiye’de ekonomi kötü ama dünyada da kötü. Enflasyon var ama dünyada da var.’ Vallahi de yalan billahi de yalan. Buradan söylüyorum. Avrupa’nın en yoksul ülkesiyiz. 38 OECD ülkesi arasında genel enflasyonda birinciyiz. Gıda enflasyonunda birinciyiz. Avrupa’da ortalama yıllık enflasyon yüzde 2, Türkiye’de yüzde 33.27 Avrupa Birliği ülkesinde toplam işsiz sayısı 13 milyon, Türkiye’de tek başına 13,5 milyon. Yani bütün Avrupa’dan daha fazla işsiz bizde var. O yüzden ‘Türkiye’de kriz var ama dünyada da var’ diyenlere inanmayın. Aksine Akdeniz ülkeleri son iki yılı çok iyi geçirdiler, güçlendiler. Ama Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenler maalesef bizi perişan ettiler. Türkiye’de en zengin yüzde 20, toplamın yüzde 90’ını alıyor. Ama geri kalan yüzde 80 bu meydan. Emeklisiyle, emekçisiyle, çiftçisiyle, hayvancısıyla, esnafıyla bu meydan yüzde 80. Ama Türkiye’deki toplam servetin sadece yüzde 10’unu alıyor. İşte bütün mesele buradadır. İşte bütün mesele önceliğin kimde olacağındadır. Bunun için Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu memlekette yoksulluğu bitirmek için, gelir adaletsizliğini bitirmek için, enflasyonu bitirmek için, faizleri düşürmek için bu iktidarı değiştirmeye, bu ülkenin kaderine, Sivas’ın kaderine müdahale etmeye geliyoruz. Hazır mısınız? Var mısınız bu iktidarı değiştirmeye? Kararlı mısınız? İnanıyor musunuz? Buradan haykırıyoruz, buradan tüm Türkiye’de olduğu gibi Sivas’tan da söylüyoruz. Memur kurtulmadan işçi kurtulmaz. Emekli kurtulmadan esnaf kurtulmaz. Polis kurtulmadan öğrenci kurtulmaz. Hemşire kurtulmadan hasta, hasta kurtulmadan doktor kurtulmaz. Astsubay kurtulmadan hayvancılıkla uğraşan kurtulmaz. Çünkü kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Hepinize teşekkür ediyorum.”
“GENÇLERLE TÜRK POLİSİ OMUZ OMUZA HALAY ÇEKECEK”
“Muhteşem bir koro. Biz bu şarkıyı söylerken bir annemizin tansiyonu düştü. Hemen sağlık çalışanları koştular, müdahale ettiler. Onları böyle görünce şunu hatırlayalım. 2019 yılının sonunda Covid diye bir bela geldi, çok canımızı aldı ve 200 binden fazla vatandaşımızı Türkiye’de biz kaybettik. Dünyada milyonlar gitti. Ve o günlerde canını hiçe sayan, kendi hayatını ortaya koyan bizi yaşatanlar vardı. Şimdi onlar burada yine aynı şeye ulaşıyorlar, Tayyip Bey de onlara o günlerde ‘Hakkınız ödenmez’ demişti. Hakikaten haklarını ödemedi. Perişan etti hepsini. Bütün sağlık emekçilerine yürekten bir alkış. Bir duyayım. Ayrıca hem bu mitingde güvenliğimizi sağlayan hem gece gündüz çalışan, mesai almayan, 2- 3 kere şark görevine giden, çocuğundan, ailesinden ayrı yaşayan, maçta çalışan, seçimde çalışan, mitingde çalışan kahraman Türk polisine de bir kuvvetli alkış alayım. Çok net bir şey söylüyorum. Seçim gecesi olacak ya, seçim gecesini bekliyor musunuz? Seçim gecesinde bu iktidar gidince, bu iktidarın her fırsatta karşısına polis diktiği, gaz sıktırdığı, zulmettiği gençlerle kahraman Türk polisi omuz omuza halay çekerek kutlayacak o geceyi. Söz veriyoruz.”
“ÇİFTÇİYE VERİLEN PARANIN 100 KATINI DARBEYE HARCADILAR”
“Milletin artık dayanacak gücü kalmadı. Asgari ücrete mutlaka ara zam yapılmalıdır. En düşük emekli maaşı bir asgari ücret olmalıdır. Çiftçilere kanunda yazan destekler verilmeli, memurlara hak ettiği zam verilmeli, atanmayan öğretmenler atanmalı, staj, çıraklık mağdurları emeklilikte adalet bekleyenlerin sesleri duyulmalı, artık toplumun tüm kesimlerinin sorunları çözülmelidir. Bunların hiç birisini bu iktidar yapamaz, yapmayacak. Bu iktidar gönderilmeli, Cumhuriyet Halk Partisi gelmeli, bu söylediklerinin hepsini yapmalıdır. Hepsini biz yapacağız. Biz bunları söyleyince diyorlardı ki eskiden, ‘Para yok, kaynak yok.’ Ama 19 Mart darbesi gösterdi ki bir anda 160 milyar doları harcayacak kadar rezervleri bir anda yaktılar. Bu emeklilere yapılan zammın 150 katıdır. Asgari ücretin 30 bin lira olması için aradaki artışı esnafa, KOBİ’ye vermek için gerekli kaynağın 120 katıdır. Bu çiftçiye bir yılda ödenen toplam desteğin 100 katıdır. Yanlış duymadınız. Çiftçiye verilen paranın 100 katını, emekliye verilenin 150 katını, asgari ücretliye verilmesi gerekenin 120 katını sadece Ekrem Başkan’a darbe yapmak için harcadılar. Bu Türkiye’nin bundan sonra hiç kimse dönüp de kaynak sorunu var demesin. Ülke zengindir, topraklar verimlidir, denizlerimizden karamıza, her taraftan bereket fışkırmaktadır. Halkımız gençtir, gençlerimiz çalışkandır, Türkiye çalışarak kazanabilecek güçlü bir ülkedir. Yeter ki sırtındaki asalaklardan kurtulsun. Kurtulacağız. Bu ülkeyi hak ettiği gibi en iyi şekilde yöneteceğiz.”
“MİLLET SANDIK İSTİYOR”
“Daha bu ay Türkiye’de kredi kartlarının yüzde 48’i, iki kişiden biri kredi kartını tam borcunu ödeyememiş. Ya hiç ödememiş ya da minimum tutarı yatırmış. İki kişiden biri kredi kartı borcundan bu ay faiz yiyor. Kişi başına düşen kredi kartı borcu, 5 asgari ücret arttı. Türkiye’de kredi kartı borçlarının tamamını, hepimize bölünce kişi başına 112 bin lira kredi kartı borcu düşüyor. Bunun için bu ülkedeki herkesin rahat bir nefes alması için hep birlikte söylüyoruz. Ey Erdoğan, ben halkım. Ben milletim. Ben milli iradeyim. Adayımı bırak, sandığı getir. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum. Artık erken seçim istiyorum. Kaçma, hodri meydan. Hodri meydan. Hodri meydan. Ey Erdoğan, Sivas’ı görüyor musun? Sivas’ı duyuyor musun? Millet sandık istiyor, hodri meydan diyor. Kaçma getir sandığı, kararı millet versin. Arkadaşlar Tayyip Erdoğan’ın en sevdiği slogan. ‘Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek’ deyince, gel bak böyle yanındakini dürtüyormuş. ‘Çok iyi oldu, çok iyi oldu’ diyormuş. Niye? ‘12,5 milyon üyemiz var’ diyormuş. ‘Millet kayıtlı’ diyormuş. ‘Bunlar AKP halka hesap verecek deyince, aç millet korkar, yoksul ama korkar, işsiz ama korkar. CHP gelince benden hesap soracak der, aç karnına bize oy verir’ diyormuş. Onun için Sivas’tan bütün AK Partililere sesleniyorum, bütün MHP’lilere sesleniyorum. Kiminizi sosyal yardım vereceğiz diye kaydettiler, kiminizin çocuğu işe girecek diye, kiminin torununun mülakatı için, kiminin köye hizmet gelmiyor, muhtar topladı kimlikleri herkesi AK Parti'ye kaydetti. Bunların hiçbirisi, hiçbir AK Partili eğer çalmadıysa, çırpmadıysa, yolsuzluk yapmadıysa, zulmetmediyse, hiçbirisi iktidar değiştiğinde hesap vermeyecek. Biz sadece CHP’lileri değil AK Parti’nin, MHP’linin yoksulunun da cebine para koymaya, onun da ürününü para ettirmeye, onun da evladına iş bulmaya geliyoruz. Tayyip Erdoğan’a inat kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya geliyoruz.”
“TÜRKİYE’NİN UMUDU KARDEŞLİKTEDİR”
“İşte bu yüzden Sivas böyle bir şehir. Bir yanda kutuplaşma siyasetiyle Sivas’ın bir kısmını ötekileştirenler, kutuplaştıranlar, karşı kutbu şeytanlaştıranlar, kendi arkasını kalabalıklaştıranlar var. Ama kutuplaşma değil kucaklaşma, şeytanlaştırma değil kardeşleştirme deyince avazı çıktığı kadar bağırıp, alkışlayıp destek olan Sivas’ın güzel insanları var bu meydanda, Sivas’ın güzel insanları. Türkiye’nin umudu bu meydandadır. Türkiye’nin umudu kardeşliktedir, birliktedir, beraberliktedir. Türkiye’nin umudu 100 yıl önce olduğu gibi 100 yıl sonra da Cumhuriyet Halk Partisi’nin, yetmez, Cumhuriyetçilerin, bütün Atatürkçülerin, bütün vatanseverlerin, bütün demokratların, sosyal demokratlar yetmez, Türkiye’nin bütün demokratlarının, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, liberal demokratların, bütün demokratların bir araya gelmesindedir umut. Türkiye’nin umudu, Türkiye İttifakındadır. Bunun için kimse bu iktidarın gitmesinden korkmasın. Bir avuç zengin, bir avuç çıkarcı, bir avuç imtiyazlı dışında bu iktidarın gitmesi kimseye zarar vermeyecek. Ama Sivas’ın tüm yoksullarına, bütün çiftçilerine, Sivas’ın bütün canlarına, hangi görüşten olursa olsun bütün Sivaslılara iyi gelecek. Çünkü bakan evlatlarının devri bitecek, vatan evlatlarının devri başlayacak.”
“TÜRKİYE’NİN GELECEKTEKİ İKTİDARINA DARBE VAR”
“Niye bu haldeyiz? Çünkü ne mahkemede adalet var, ne gelir adaleti var, ne sosyal adalet var. Sadece ve sadece varsa yoksa Türkiye’nin gelecekte, ilk seçimde iktidarı değiştirme umuduna darbe var. Türkiye'nin gelecekteki iktidarına darbe var. Türkiye’nin gelecek Cumhurbaşkanına, milletimiz takdir ederse Ekrem İmamoğlu’na darbe var. Bunun dışında bu iktidarın meşgul olduğu hiçbir şey yok. Tam 156 gün geçti. İddianame olmadan arkadaşlarımız hapiste. Suç belli değil. Yargılama yok, yargısız infaz var. Delil yok, ispat yok, iftira var, tehdit var. Bundan 156 gün önce Tayyip Erdoğan demişti ki ‘Göreceksiniz, bir ay içinde insan içine çıkamayacaklar, birbirlerinin gözünün içine bakamayacaklar.’ Bu sözden 30 gün sonra değil 156 gün sonra Sivas’tayım. Sivaslıların gözünün içine bakıyorum. Bütün Türkiye’nin gözünün içine bakıyorum. Diyorum ki; Ekrem İmamoğlu masumdur. Arkadaşlarımız masumdur. Atılan iftiradır. Cesareti olan yazabiliyorsa iddianameyi yazsın. Mahkemeyi TRT’den yayınlayın, hodri meydan.”
“BİR BÜYÜK TEŞEKKÜRÜ SİVASLILARA EDİYORUM”
“Değerli Sivaslılar bugün bu otobüsün üstünde olması gerekip de olmayanlar var. Öncelikle bu güzel miting için Sivas’taki emekler için. Bugün köyleri gezdim, ilçelere uğradım. Oradaki yüksek enerji için, bütün örgütümüze, örgütümüzün tamamı adına il başkanımız Gazi Doğan’a teşekkür ediyorum. Sağ olsun, var olsun. Bütün ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına teşekkür ediyorum. Ama bir büyük teşekkürü bütün Sivaslılara ediyorum. Parti en zor günündeyken, bize yol arkadaşı olan, partinin birinci parti olması için çıktığı yolda yol arkadaşım, Genel Başkan Yardımcım, sizin evladınız, gölge kabinenin Ulaştırma Bakanı çok sevgili kardeşim Ulaş Karasu için teşekkür ediyorum. Türkiye’nin dört bir yanında Sivas’ın çok değerli evlatları var. Keçiören’de, Ankara’da evladınız Mesut Özarslan var. Kadıköy’de Mesut Kösedağ var. Didim’de Hatice Gencay var. Her birisi Sivas’ın kıymetli evlatları.”
“MECLİS ÜYELERİMİZİN İRADESİNE ÇARPTILAR”
“Ama bugün bu otobüsün üstünde olması gerekip de olmayanlar var. Örneğin İstanbul İl Başkanımız Özgür Çelik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanvekilimiz Nuri Aslan. Niye yok bu ikisi? Çünkü bugün Beyoğlu Belediyesi’nde başkanvekili seçimi vardı. Çünkü Sivas’ın evladı, dedesi Beyoğlu Belediyesi’nde süpürge işçisi, babası Beyoğlu Belediyesi’nde şoför, kendisi Beyoğlu Belediyesi’nin garajında büyümüş sizin evladınız. Bizim evladımız. Partinin gençlik kollarından gelen, Beyoğlu ilçe başkanlığı yapmış, Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan kardeşimizi, İnan evladımızı aldılar. Maalesef İnan’ı Beyoğlu’ndaki yaptığı bir icraatla değil, yıllar önce Beşiktaş Belediyesi’nin bir iştirakinde yönetim kurulunda diye, Aziz ihsan Aktaş denen iftiracının iftiralarıyla onu Beyoğlu’ndan kopardılar. Amaçları 16’ya 14 Beyoğlu Belediyesinde bir belediye meclis üyemizi kandırıp, Beyoğlu’nu, sandıkla alamadıkları Beyoğlu’nu oyunla, hileyle, rüşvetle almaya kalktılar. Bunun için bugün Özgür Çelik, Nuri Aslan oradaydılar, biraz önce seçim sonuçlandı. Hilebazlar avuçlarını yaladılar. Aydın’ı hileyle, desiseyle, şantajla alanlar alamadıkları yere milletin vermediği belediyeye hileyle çökmeye çalışanlar bugün Beyoğlu Belediyesi’ndeki her birisi canımızın içi, aslan gibi dürüst, namuslu belediye meclis üyelerimizin iradesine çarptılar. Beyoğlu da bizimdir, İstanbul da bizimdir. Buradan hem Avcılar Belediye Başkanımız, çok değerli kardeşim Utku Caner Çaykara’ya hem de Beyoğlu Belediye Başkanımız İnan Güney’e Sivas meydanından güçlü bir dayanışma alkışı alalım. Buradan açıkça söylüyoruz. Bugün burada 49’uncu buluşmayı yaptık. Burası malum bir miting değil. Mitinge mi geldiniz? Neye geldiniz? Eyleme geldiniz. Biz adalet için, eşitlik için, kardeşlik için, özgürlük için ve artık bu ülkede bir dönemin kapanıp, bir dönemin açılması için 49’uncu kez meydandayız, alandayız, Sivas'ta eylemdeyiz. Gelecek hafta çarşamba günü akşam Beyoğlu’nda İnan Güney’e özgürlük için, İmamoğlu’na özgürlük için, bütün arkadaşlarımıza özgürlük için 50’nci eylemi Beyoğlu’nda yapıyoruz. Bütün İstanbul’u, bütün Sivaslıları, bütün demokratları Beyoğlu’na davet ediyorum. İnan’a özgürlük. İnan size güveniyor. Dün yanındaydım, o kararlı duruşuyla o da hemşerileriyle gurur duyuyor. Biz de kardeşimizle, İnan Güney’le gurur duyuyoruz.”
“DAHA İSRAİL’LE TİCARETİ KESEMEYEN BİR İKTİDAR VAR”
“Değerli Sivaslılar, bir yandan bizim gördüğümüz zulüm bir yanda ama bir yanda 680 gündür İsrail’de katliam var, Gazze’de katliam var. Maalesef bu katliamlara sessiz kalan, İsrail ile ticareti sürdüren, tüm uyarılara rağmen bunu yapmayan, bazen bunu yasaklayacak anlaşmaya imza atmayan, yakalanınca yalan atan, suçüstü yakalanan bir iktidar var. ‘Gazze’yi boşaltacağız’ diyorlar, tık yok. ‘Oraya otel yapacağız, kumarhane yapacağız’, tık yok. ‘Filistinlileri başka ülkelere süreceğiz’, tık yok. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, varsa yoksa TikTok. TikTok çekiyor. Diğer taraftan Erdoğan Trump’a ağzını açmıyor. Daha dün deniz ticaretiyle uğraşan firmalara sözlü konuşuyorlar. Yazı yazmaya korkuyorlar. İsrail’in eline geçer, Amerika’nın eline geçer diye. Daha yeni söyledikleri şu: ‘İsrail’e giden gemilerde patlayıcı olmayacak, silah ve mühimmat gitmeyecek.’ Demek ki düne kadar gidiyordu. Ya da silah, mühimmat yoksa halen daha gidecek. Halen daha İsrail’le ticareti kesemeyen, İsrail’e sesini yükseltemeyen bir iktidar var. Biz bugün Divriği’den tüm Türkiye’ye duyurduk. Önümüzdeki hafta Filistin’e sahip çıkmak için, İsrail’den hesap sormak için, nasıl mücadele edileceğini kararlaştırmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni olağanüstü toplantıya çağırıyoruz. Diğer yandan Erdoğan’a sesleniyorum. Sadece Netanyahu'yla kayıkçı kavgası yapmakla olmaz. Bu planın sahibi Amerika’ya karşı durabilmek, Trump’a karşı durabilmek lazım. Kimin gibi? Partimizin üçüncü Genel Başkanı, Türkiye’nin Başbakanı, 1974’ün Kıbrıs Fatihi Karaoğlan gibi. Bülent Ecevit’in Yaser Arafat’a destek olduğu gibi Filistin’e destek olmanın zamanıdır ve Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin’e sahip çıktığı gibi Filistin’e sahip çıkma zamanıdır. Biz kararlılıkla Tayyip Erdoğan gibi… Bana diyor ki ‘Efendim kimse benim Filistin hassasiyetimi sorgulayamaz.’ Sorgulamıyorum, olmayan şey sorgulanamaz. Sende Filistin hassasiyeti yok. Trump hassasiyeti var, Trump korkusu var. Allah korkusu yok, Trump korkusu var.”
“BU İKTİDAR YAŞLANMIŞTIR, GERİ GERİ GÖTÜRMEKTEDİR”
“Değerli Sivaslılar, Cumhuriyet Halk Partisi olarak dış politikada onurlu, dirayetli, kararlı bir politikanın, iç siyasette eşitlikçi politikaların, halktan yana politikaların takipçisiyiz. Artık Türkiye’nin koşan, çalışan, enerjisi yüksek, milleti düşünen bir iktidara ihtiyacı var. Türkiye’nin demokrasiye, kardeşliğe, barışa, eşitliğe ihtiyacı var. Bu iktidar yaşlanmıştır, bu iktidar yorulmuştur. Bu iktidar artık koşmak bir yana; geri geri gitmekte, geri geri götürmektedir. Millet takdir ederse Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olacak, ekonomiyi de devleti de bunlardan çok daha iyi yönetecek. Siz bir iktidar değişimine hazır mısınız? Bu iktidarı değiştirmeye kararlı mısınız? Bu yolda hep birlikte çalışmaya, gençler için torpili bitirmeye, liyakati getirmeye, Türkiye’de yasakları bitirmeye, özgürlükleri getirmeye, Türkiye’yi yasaksız bir Türkiye, Avrupa’yı vizesiz bir Avrupa haline getirmeye, Türkiye’yi Avrupa’nın, çağdaş dünyanın bir parçası yapmaya hazır mısınız? Bunun için değerli Sivaslılar buradan soruyorum. Yasaksız bir Türkiye, vizesiz bir Avrupa’ya var mısınız? Herkesin hakkını aldığı bir Türkiye’ye var mısınız? Kısa çöp uzun çöpten hakkını alacak mı? Sivas, uzun adamdan hakkını alacak mı? Sivas halkçı, milletini düşünen bir iktidarı kuracak mı? Bunun için yürümeye hazır mısınız? Birlikte yürüyecek miyiz? O zaman yürüyelim arkadaşlar. Şimdi Sivas’tan Türkiye’ye sesleniyoruz. Biz Türkiye İttifakı’yız ve renklerimizi ay-yıldızlı al bayrağımızdan alıyoruz. Kırmızı, beyaz. Kırmızı, beyaz. En büyük; Türkiye. Türkiye İttifakı kazanacak, Türkiye kazanacak. Hep birlikte kazanacağız. Yürüyelim arkadaşlar.”
22.08.2025
22.08.2025
22.08.2025
22.08.2025