01.07.2024
01.07.2024
CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL: “ÇÖZÜM ÜRETİLMEZSE SOSYAL PATLAMA OLUR”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, sığınmacı sorununun çözülmek zorunda olduğunu vurgulayarak, “Biz Esad ile görüş deyince, bizim ne teröristliğimizi bırakıyordu, ne başka bir şey söylüyordu. Çok sert ifadelerini hatırlatmak istemiyorum. Diyalog kanallarını açık tutmak, duruma çözüm bulmak zorundayız. Ama gün Özgür Özel ile Erdoğan’ın kavga günü değil, Esad ile Erdoğan’ın diyalog günüdür. Başka çaresi yoktur. Masa kurulacak, sorun konuşulacak. Çözüm üretilecek. Aksi takdirde dün yaşadığımız olaylar ve devamındaki sosyal patlamalar olur” dedi. Özel, orman yangınları hakkında ise “TBMM’yi geçtiğimiz hafta orman yangınlarının sebepleri, sonuçları ortadan kaldırılması, geri kazanım meselesine ilişkin kapsamlı bir önerge verdik ki hatırlarsanız, Diyarbakır - Mardin arasında bölgede 15 vatandaşımızın da hayatını kaybettiği bir büyük felaketten sonra. Ancak nedense Meclis’in bu konuda bir komisyon kurması, tüm partilerin siyaset üstü ya da siyasetin tam içinde ama siyasi rekabeti dışlayan bir çalışma yürütmesi, AKP ve MHP oyları ile reddedildi” ifadesini kullandı.
“BİRKAÇ GÜN İÇİNDE YENİDEN ZİYARET EDECEĞİM”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’in Selçuk ilçesinde orman yangınlarının yaşandığı bölgeyi ziyaret etti. Yangından zarar gören yurttaşlarla bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, Torbalı’da yaşanan patlamaya dikkati çekti. Özel, “Şu anda İzmir ile Aydın’ın il sınırında, önce İzmir sınırlarında, Selçuk’ta başlayıp, sonra Aydın, Kuşadası’na sirayet eden, ilk belirlemelere göre en az 350 hektar orman alanını kaybettiğimiz cumartesi günkü büyük orman yangının olduğu bölgedeyiz. Öncelikle dün İzmir Torbalı’da yaşanan patlama sonucunda hayatını kaybeden 5 vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Tedavisi sürenlere acil şifalar diliyoruz. Torbalı Belediye Başkanımız, ben aradığımda olay bölgesine intikal etmişti. Gün boyunca, gece boyunca kendisiyle irtibat halinde olduk. Sayın İzmir Valimizle, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızla takip ettik. Oradaki olayı, tüm soruşturmayı tüm boyutları ile takip edeceğiz. Hem de vatandaşlarımızın bundan sonraki süreçte hem tedavileri, hem de yaraların sarılması için elden ne gerekiyorsa CHP’li belediyeler tarafından da yapılacak. Olayın da tekrarlanmaması için hem adli soruşturmayı, hem teknik soruşturmayı çok dikkatli bir şekilde takip ediyor arkadaşlarımız. Bugün Torbalı sürecini henüz daha kriz anı yatışmadığı için, oradaki çalışmalara engel olmamak amacıyla bu büyük kalabalıkla oraya gitmedik. Orayı birkaç gün içinde yeniden ziyaret etmeyi düşünüyorum. Bütün deliller toplandıktan ve oradaki çalışmalar normalleştikten sonra” dedi.
“TÜM CANLI YAŞAMINI KAYBEDİYORUZ”
Özel, “Cumartesi akşamüstü saat 17.00 gibi ortaya çıkan, gece boyunca süren yangına başta İzmir Büyükşehir, Aydın Büyükşehir Belediyelerimizin İtfaiye Daire Başkanlıkları, bütün ekipmanları, personeli ile cansiperane gayret gösterdiler. Ege’nin neredeyse tüm illerinden, Manisa, Denizli, Muğla’dan buraya çok önemli yardımlar geldi. Önemli bir dayanışma gösterildi. Sabaha karşı kontrol altına alındı. Halen daha soğutma çalışmaları sürüyor. İçinde bulunduğumuz yer bir orman kampı. Bu bölgedeki vatandaşların nefes aldıkları, piknik yaptıkları bir bölge. Her bir ağaç kayıp. Çünkü ağaçların dışında 350 hektardaki tüm canlı yaşamını kaybediyoruz. Hayvanlar, böcekler, bitkiler ölüyor. Bir daha buraya, böyle bir kızılçam ormanının bu hale gelmesi 50 yıl sonra, 2075 yılında belki yangından bir gün önce ancak dönebilmiş olacağız. Bunu şunun için ifade etmek istiyoruz ki her bir vatandaşımızın orman yangınları konusunda bireysel sorumluluğu var. Bu yangını biri cumartesi günü Menderes’te olanı. İzmir’de 14 farklı yerde sekiz farklı ilçede orman yangınlarına müdahale ettik” ifadesini kullandı. Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“TEDBİR, ÖNLEM VE ÖNGÖRÜ”
“Örneğin Çeşme’de yoldan geçen birinin sigara izmaritinden, Menderes’teki bir hobi bahçesinden çıktı. Burada daire başkanlarımız araştırmaların çok yönlü devam ettiğini ifade ediyorlar. Doğal yollarla mı oldu, yoksa yine insan mı ama daire başkanımızın ifadesi ve raporda bu tip yangınların yüzde 98’i insan kaynaklı oluyor. Öncelikle her bir vatandaşımızı böyle büyük acıları yaşamamak için dikkatli olmaya, sorumlu olmaya davet ediyoruz. Ayrıca biz tabi yangını söndürürken büyük dayanışma içindeyiz ama sonuçta kriz belediyeciliği. Kriz ortaya çıktıktan sonra bununla mücadele etme... Ama bundan sonraki süreçlerde bütün belediyelerimizin, yerel yönetimlerin, genel yönetime bağlı orman işletme müdürlüklerinin tedbir, önlem ve öngörü ile bir çalışmayı yürütmemiz gerekiyor. Ege ölçeğinde, Ege Belediyeler Birliği bünyesinde hem daire başkanlarımızın büyükşehirler için, diğer şehirler için itfaiye müdürlüklerimizin, hem ilgili belediye başkan yardımcılarının, büyükşehirler için genel sekreter yardımcılarımızın katılımıyla Ege’deki orman yangınlarına nasıl daha ciddi önlemler alınabilir? Nasıl bundan sonraki süreçlerde hem önlemede, hem söndürmede, hem geri kazandırmada neler yapabiliriz? Bunu çalışacağız.”
“AKP – MHP OYLARIYLA REDDEDİLDİ”
“Yapılması gereken çok şey var. Buradaki orman bölge müdürlüğü için demiyorum ama geçen sene 2021’de 350 bin hektar, yani buradakinin bin katı orman kaybettiğimiz 2021 yılında deneyimimiz var. Yerel yönetimleri bu işlerin dışında bırakmaya çalışan birtakım yaklaşımlar vardı. Geçen cumartesi biz bunu burada görmedik. Bundan dolayı memnunuz. Ama merkezi yönetimin alması gereken çok tedbir var. Üç yıl öncesine kadar bize helikopter lazım değil yaklaşımının ne kadar yanlış çıktığını, bize nelere mal olduğunu görmüştük. Tüm bunları konuşmak için TBMM’yi geçtiğimiz hafta orman yangınlarının sebepleri, sonuçları ortadan kaldırılması, geri kazanım meselesine ilişkin kapsamlı bir önerge verdik ki hatırlarsanız, Diyarbakır - Mardin arasında bölgede 15 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bir büyük felaketten sonra. Ancak nedense Meclis’in bu konuda bir komisyon kurması, tüm partilerin siyaset üstü ya da siyasetin tam içinde ama siyasi rekabeti dışlayan bir çalışma yürütmesi, AKP ve MHP oyları ile reddedildi. Dedik ki milletvekillerimize, herkesin orman mühendisi milletvekilleri var. Bu teknik anlamda donanımlı yerel yönetimlerden gelen milletvekillerimiz var. Kurulacak komisyon kimi çağırsa, Meclis çağırdığı zaman seferber oluyorlar. Bundan önce birçok rapor oluşurken oldu ama bu bilgiyi elde edelim, çalışalım, ortak çalışalım yaklaşımımız yine tuhaf anlayışla Cumhur İttifakı tarafından reddedildi. Ege’de gerçi belediyeleri, büyükşehir ya da il belediyeleri olmamakla beraber biz nerede bu konuda bir çalışma yaparsak, AKP ve MHP’li arkadaşlarımızın kıymetli görüşlerine başvuruyoruz. Çünkü bu işler ortak akıl ve irade ile yönetilecek işlerdir. Ayrıca bir ilave bilgi olarak, tabi bu sadece orman yangını ile mücadele değil orman alanlarının korunması, kent suçlarına karşı ormanların korunması noktasında, Sabancı Üniversitesinden çok değerli bir akademisyenimiz, çok uluslu bir dergide ve hakemli dergilerde yayınlanan makalesi, şu anda dünyanın gündeminde. Türkiye çok fazla bunu tartışamadı. Ama AKP’nin göreve geldi yerlerdeki, göreve geldiği gün ve bıraktığı gün arasındaki uydu görüntüler, uydu fotoğraflarında her yüzde 1’lik alanlardaki yönetimi devralmalarında orman varlığında yüzde 3,6’lık gerileme oluyor. Bu inanılmaz bir korelasyon.”
“ORTAKLAŞMADAN KORKMAMAYA DAVET EDİYORUZ”
“Kente karşı suçlarda alınacak tedbirlerin alınmasında, orman varlıklarını korumaya yönelik çevreci, yeşil bir bakış açısından ülkeyi yönetenler ve onların yöneticileri, yerel yöneticileri mahrum durumdalar. CHP’nin bu konudaki en üst düzeyde kararlılığını buradan partinin Genel Başkanı olarak, iki yanımda 350 hektar orman yanarken ciğerleri yanmış Kuşadası ve Selçuk Belediye Başkanlarım. Yine iki yanımda Muğla, Aydın büyükşehir belediye başkanlarım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ankara’da ama vekili burada. Onlarla birlikte ifade etmek istiyoruz ki her bir metrekare yeşil alan hepimizin bu millete namus borcudur. Her bir çam ağacı, her bir makilik arazi, her bir maki bu memlekete bizim borcumuzdur. O yüzden hem imar planlarında, hem genişleme, şehirlerin büyüme perspektiflerinde, hem orman alanlarının artırılması, orman yangınlarına karşı tedbir ve yangın sırasındaki mücadelede pozisyonumuz kırmızı alarm pozisyonudur. Pozisyonumuz kente, doğaya, çevreye saygılı bir pozisyondur. Bunu buradan partinin genel başkanı sıfatıyla, yanmış bir ormanda, yüreği yanmış değerli yöneticilerimin varlığında bir kez daha ifade etmek istiyorum. Gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ediyoruz. Bu tip konularda basın, yerel basın olsun, ulusal basının siz değerli yerel temsilcileri olsun, konuya verilen değer ve önem hızla haber verilmesi son derece hem toplumsal duyarlılık açısından, hem kamusal denetim göreviniz açısından önemlidir. Hepinize çok teşekkür ediyoruz. Bir daha böyle olayların yaşanmaması için herkesi bilhassa merkezi idaredeki muhataplarımızı birlikte çalışmaya, gayret vermeye ve ortaklaşmadan korkamamaya davet ediyoruz.”
“BUNUN SORUMLUSU SENSİN”
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorusunu yanıtlayan Özel, Kayseri’deki olaylarla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefeti hedef alması hakkında, “Nefret siyaseti, ayrımcı dil, muhalefetin zehirli dili diye hangi muhalefeti kastettiğini bilmiyorum. Ama CHP’nin böyle bir ithama muhatap olamayacağı açık. Kimi söylüyorsa Sayın Cumhurbaşkanı, bir bütün olarak muhalefet deyip de bir genelleme yapmak durumunda değil. Net söylesin. Kime söylüyorsan, ondan cevabını alsın. Ama dün yaşanan olaylar, Türkiye’deki sığınmacı sorunu varsa, ben iktidar sorumludur dediğimde herhalde Sayın Erdoğan ben değil diğer iktidar odakları diyemeyecek. Bir iktidar var. Ne diyor, her şeyin sorumlusu benim ben diyor. O zaman bunun da sorumlusu sensin. Ülkeyi yöneten iktidar tutup da her şeyi muhalefete yükler mi? Elbette bazı muhalefet figürlerinin bazı söylemleri son derece sert olabilir. Bizim hatalı bulduğumuz ifadeler olabilir ama doğru olan bir şey var. Bu ülkenin kurucusu sana bir vasiyet bıraktı. Üçlü sac ayağı. Komşunun iç işlerine karışma, toprak bütünlüğüne saygılı ol, komşundaki devlet dışı unsurları muhatap alma. Sen Özgür Suriye Ordusuna Kuvayı Milliye dersen, getir, eğit, donat, savaşsın dersen. Komşunun iç işlerine saygılı oluyor musun olmuyor musun? Emevi Camii’nde namaz kılmaya giderim üç saatte dersen, komşunun toprak bütünlüğüne, hükümdarlık hakların saygılı mısın değil misin? Efendim bilmem kaçıncı paralelin bu tarafında Rusya ile bu tarafında ABD ile devriye gezmeye kalkarsan, o zaman bu komşunun toprak bütünlüğünden bahsedebilir misin? O yüzden Türkiye’de resmi rakamlara göre 4,6 milyon, yaygın kanıya göre 10 milyonu aşan sığınmacı sorunu varsa, tek sorumlusu AKP’nin yıllardır yaptığı kötü dış politikadır” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:
“DÜŞMAN OLMAK KOLAY”
“Sığınmacılara düşman olmak kolay. Biz sığınmacı yaratan politika ve politikacıların karşısındayız. Komşunda iç savaş kışkırtıcılığı yaparsan, bu kadar sığınmacıyı da bu memleketin başına musallat edersin. Nokta. Buna itiraz eden varsa çıksın karşımıza konuşalım. Bu kadar sığınmacının gelmesinde hangimizin suçu var? Biz Esad ile küfürleşme, Esad’ın adını değiştirip Esed deyip dün tatil yaptığını bugün düşman belleme. Otur, konuş ve işbirliği yap. Bu iç savaşı durdur derken sen ateşe benzinle gittin. Ondan sonra göç dalgaları oldu. Bunları hiçbirimiz unutmayalım. Bugün biz dedikten sonra, Esad ile görüşeceğim dedim, arabuluculuk teklif edeceğim dedim. Bir şekilde masaya oturalım ve bu sığınmacılar gitsin dedim. Buna sadece diplomasi dışı, daha doğrusu arka kapı diplomasisi ile Suriye yönetimiyle değil. Bütün Avrupa Birliği ülkelerinin liderlerinin yüzüne söylüyorum. Üç aydır. Bütün Avrupa Birliği büyükelçilerine söyledim. Bir başka yolu yok, Esad ile oturulup konuşulacak. Suriye’de huzur sağlanacak. Avrupa Birliği elini cebine atacak, hepimiz elimizi taşın altına koyacağız. Bu sığınmacılar Suriye’ye gidecekler. Esad da bu noktada üzerine düşeni yapacak. Bu noktada hep birlikte çalışacağız. Ama sen biz bunları diyene kadar, en sert söylemlerle tırmandır. Şimdi diyor ki eskiden tatil yapıyordum, yine yaparım. Yahu sen tatil yap da Türkiye’nin tatil yörelerinde denize girecek sahil kalmadı. Sen keşke o tatili hiç bozmasaydın Esad ile hiç bozuşmasaydın. Olur olmaz heveslere ve hayallere kapılmasaydın. Evli evinde, yerli yerinde, yurdu yurdunda kalsaydı herkes. Buraya bunlar geldi, dilimizde tüy bitti.”
“ÇÖZÜM BULMAK ZORUNDAYIZ”
“Biz Esad ile görüş deyince, bizim ne teröristliğimizi bırakıyordu, ne başka bir şey söylüyordu. Çok sert ifadelerini hatırlatmak istemiyorum. Diyalog kanallarını açık tutmak, duruma çözüm bulmak zorundayız. Ama gün Özgür Özel ile Erdoğan’ın kavga günü değil, Esad ile Erdoğan’ın diyalog günüdür. Başka çaresi yoktur. Masa kurulacak, sorun konuşulacak. Çözüm üretilecek. Aksi takdirde dün yaşadığımız olaylar ve devamındaki sosyal patlamalar olur. Sorumluluğumuz gereği bir daha söylüyorum. Herkesi sağduyulu davranmaya davet ediyoruz. Birtakım manipülatif haberler oluyor. Birtakım çok can yakan işler oluyor ama bizim adımıza silahı taşıyan polistir, jandarmadır. Bizim adımıza gücü kullanacak olan polistir, jandarmadır. Bizim adımıza cezayı verecek olan hakimdir. Cezayı çekileceği yer cezaevidir. Cezayı kendin vermeye çalışırsan, polisin ve jandarmanın yerine güç kullanmaya çalışırsan, haklıyken haksız duruma düşülür. Bugün çok sayıda vatandaşımız gözaltında. Hakim karşısına çıkacak. O yangınlarda çok suçsuz insanlar ölebilir. Vatandaşlarımız hayatını kaybedebilir. Küçücük çocuklar, sabiler ölebilir. O yüzden dün sabaha kadar gözümüze uyku girmedi, yüreğimiz ağzımızda, telefonun ucunda Kayseri takip ettik. Bu tip olayların olmaması lazım ama bu olayların olmaması için de bir an önce bu sığınmacı sorununun çözülmesi lazım. Çözümün adresi, şifresi bellidir. İkimiz de birer koltuğunda oturuyoruz. Ben CHP Genel Başkanlığındayım, siz Cumhurbaşkanlığı. O koltukların ilk sahibi bize formülü söylemiş. Yurtta barış, dünyada barış. Nokta. Onla atışa, bunla atışa, kapışa kapışa bu hale geldik. Komşularla sorunlar giderilecek. Evli evine ve yerli yerine gidecek. Bu kadar basit. Bunun için de bütün dünya ve Avrupa seferber edilecek. Bu konuda ben en üst düzeyde, işi gücü bırakıp bu işle uğraşmaya hazırım. Gerekli ifadeleri de kendilerine kullandım. Süreci de bundan sonra en yakından takip edeceğiz.”
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024