25.06.2025
25.06.2025
“BUGÜN EKREM İMAMOĞLU ÖZGÜRLÜĞÜNE, CUMHURİYET HALK PARTİSİ DE İKTİDARINA BİR GÜN DAHA YAKIN”
“CUMHURİYET HALK PARTİSİ TARİHTE İLK KEZ ANKETLERDE YÜZDE 40 OY ORANINI GÖRÜYOR”
“EUROFİGHTER, F-35 VE AB ÜYELİĞİ İÇİN MÜCADELE EDİYORUM AMA PİSLİĞİ SAHİPLENECEK HALİM YOK”
“CUMHURBAŞKANLIĞINI KAYBETMEYE BİR GÜN DAHA YAKLAŞANLARA DERT OLSUN”
“ADALET BAKANI, BANA ŞİİR OKUMA, GEREĞİNİ YAP”
“İFADEYE GÖTÜRÜLEN İŞADAMINA, ‘EŞİN DE GÖZALTINDA, ONA GÖRE’ DENİLMİŞ”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Silivri Cezaevinde tutsak edilen isimlerle görüştü. Cezaevi çıkışında açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Yarın başlayacak olan Brüksel ve ardından Almanya seyahatimizden önce ve bu akşamki Büyükçekmece mitingimizden önce bugün cezaevinde Ekrem İmamoğlu başkanımızı, sayın cumhurbaşkanı adayımızı, Büyükçekmece Belediye Başkanımız Sayın Hasan Akgün’ü, Cumhuriyet Halk Partisi önceki dönem genel başkan yardımcısı Sayın Aykut Erdoğdu’yu, yine Beşiktaş Belediye Başkanımız Sayın Rıza Akpolat’ı, Şişli Belediye Başkanımız Sayın Emrah Şahan’ı ve gazeteci Fatih Altaylı’yı ziyaret ettik. Parti Meclisi üyem Sayın Baki Aydöner bugün bir ifade verme zorunluluğunda olduğu için kendisi ile görüşemedik. Kendisi Çağlayan Adliyesi’nde ifade vermeye gitti. Bir başka sanığın ifadesinde adının geçmesi üzerine ek ifadesine başvurulma ihtiyacı duyuldu. Onun için oraya gitti” dedi. Özel, şunları söyledi:
“BÜYÜKÇEKMECE, HASAN AKGÜN’DEN AYRI DÜŞME FİKRİNE ÇOK SOĞUK”
“Biz bugünkü bu ziyaretimizden sonra Büyükçekmece’de, Büyükçekmecelilere hitap edeceğiz. Sayın Hasan Akgün’ün bir mesajını ilçe başkanımız, büyükşehir belediye başkanımız, Cumhurbaşkanı adayımızın mesajını il başkanımız iletecek. Hasan Akgün ile ilgili şunu söyleyeyim sadece, 50 yıl 7 aydır belediyecilik yapıyor. Çok küçük yaşlarında başladığı belediye meclis üyeliğinden bizim artık ‘Hasan Bey belediye başkanlığına veda etmeli’ diye benim ve Ekrem Başkanın düşünmesine ve ona belediye başkanlarının üzerinde bir koordinasyon makamı önermemize, onun da bu çok hoşuna gitmesine rağmen bizim bırakıp Büyükçekmece’nin bırakmadığı bir belediye başkanı ile karşı karşıyayız. Büyükçekmece, anketinde ve sokağında Hasan Akgün'den ayrı düşme fikrine çok soğuk. Onun dışında orada yapabileceğimiz bir şey olmadığı için biz sözümüzden döndük, Hasan Beyi aday gösterdik. Her zaman olduğu gibi rekorlar kırdı ama birileri Hasan Beyi Büyükçekmece’den koparıp buraya getirdi. Bu olacak bir şey değil. Onun duygusallığı içindeyiz bugün hepimiz ve bu akşam bu mitingi gerçekleştireceğiz.”
“EKREM BAŞKANIMIZIN REHİN ALINAN EVLATLARLA İLGİLİ ÇOK CİDDİ RAHATSIZLIĞI VAR”
“Ekrem Başkanımızın özellikle kendisiyle ilgili değil ama çocuklarından ayrı annelerle ilgili rehin alınan evlatlarla ilgili ya da yalnız bırakılıp tehdit ve şantaj unsuruna dönüştürülen evlatlarla ilgili çok ciddi bir rahatsızlığı var. Diyor ki ‘Ben bütün yükü tek başına sırtıma almaya razıyım. Beni birkaç ay sonra bırakacaklarına şimdi hemen anneleri, evlatları bıraksınlar, biz yatarız, nasılsa masumiyetimiz ispatlanınca çıkarız…’ Bu kadar haksızlığın, hukuksuzluğun yapılmasına ciddi itirazları var. Benim Ekrem Başkanın babasına yapılanlara gösterdiğim reaksiyonu Sayın Ekrem Başkan hatırlatarak, baba ile uğraşanın, evlatla uğraşanın, evle uğraşanın aslında ne kadar çaresiz oldukları konusunda görüş birliğine vardık. Şöyle ki elde bir delili olsa bir kanıtı olsa, hani iddia ediyor ya bir görüntü çıksa bir şey yakalasalar, hani köstebek gibi kazıyorlar ya bir yerden bir para bulsalar ki bulamayacak, diyecekler ki ‘budur.’ Bulamayınca bir tane çare var. Dünya kadar masumu buraya koyuyorlar. Çocuklarıyla tehdit edip, ‘Evladına kavuşmak için dediğim gibi ifade ver…’ Maalesef artık bu ifadeleri veren veriyor, vermeyen duruyor. Kızdığını Afyon’a sürüyor, yerde yatırıyor. Düzce’ye sürüyor, yerde yatırıyor. Evladı ile tehdit ediyor. En son mesela bugün duyduğumuz bir şey artık yani vicdansızlıkta nerelere gidiyorsun? Ben daha geçtiğimiz günlerde hiç tanımadığım bir iş adamını… Tekirdağ’da miting yapıyoruz ve arkadaşlarımızı ziyaret ediyoruz. Tekirdağ’daki arkadaşlarımızı da ziyaret ediyoruz. Onu da etmiştim. Demişti ki ‘Bu CHP döneminde yapılıp da AK Parti döneminde olmayan hiçbir şey görmedim. Yani AK Parti suçluyorsa ki bizi bir şeyle ki bir suçumuz yok. Ben aynı işi bütün AK Partili belediyelerle yapıyorum. Aynı şekilde yapıyorum. Bugün bu insanları suçladıkları şeyle dönüp kendi belediye başkanını suçlasalar, onların da hepsinin gözaltına alıp tutuklanması lazım ama bir suç yok’ demişti. O kişiyi bugün almışlar, ifadeye götürürken kulağına fısıldıyorlar. Bu kulağa fısıldamak yani mafya bunlar yani mafya. Devlet filan yönetilmiyor. Kulağa demiş ki ‘Eşini de gözaltına aldık. İfadeyi ona göre ver.’ Diyor ki ‘Burada bir iftira etmezsen eşini tutuklayacağız.’ Bugün yapıyorlar bunu.”
“MİLLETİN VİCDANINA SESLENMEK DIŞINDA YAPACAK BİR ŞEY YOK”
“Gerçekten artık ar damarının çatladığı bir noktadayız. Biz duyduğumuza utanıyoruz. Duyduğumuza katlanamıyoruz. İnsanlara bunları yaşattırıyorlar. Bu şartlar altında milletin vicdanına seslenmek dışında başka yapacak hiçbir şey yok. Ama şunu söyleyeyim son olarak bu konuyla ilgili, bu açtıkları yoldan yarın başkaları yürümeye kalkarsa, dışarıda bir tane AK Partili belediye başkanı, AK Partili belediye başkanlığı yapmış bir kişi, bir tane AK Partili milletvekili kalmaz. Bırakın işin iftira boyutunu, bu ortaya koydukları ‘Onunla baz tutturdum, bununla baz çakıştırdım’ falan bu işler. Hele hele yani bizim dönemimizde asla olmayacak, Özgür Özel böyle şeylerin olmamasının teminatıdır. Biz hukuk önünde hesabını soracağız. Bu alçaklıkları yapanları, bu iftiraları atanları, attıranları tek tek yargılatacağız ama bunu yaparken kimsenin çoluğuna, çocuğuna, eşine, anasına, babasına ilişmeyeceğiz. Bunun teminatı benim. Bunu herkes bilsin ama bugün bunları yaptıranları o gizli tanıkları, gizli tanıkları azmettirenleri, ifade için tehdit ve şantaj yapanları, küçücük evladı alıp da rehin tutanları, 26 yaşında gencecik ve rahatsızlıkları olan, televizyon izlemeyen, evden uzak durmaya çalışan, o atmosferden kaçan bir evladı alıp da babasına işkence edip zorla ‘ifade ver ifade ver, iftira at’ bunları unutturmayacağız. Milletimiz bizi anlıyor. Gün itibariyle, an itibariyle 12 Haziran’da sahadan dönen ilk haziran ayının anketi gelmiştir. Kararsızlar dağıtılmadan Cumhuriyet Halk Partisi, AK Parti’nin 5,5 puan önündedir. İlk kez kararsızlar dağıtıldıktan sonra yüzde 40’ın üzerinde bir oranla Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde diyeceğim, 1977’de 41,4 var. Ama o zaman anket yok. Tarihte ilk kez ankette yüzde 40’ı görüyoruz. AK Parti ile 6 puan, 6,5 puan farkı görüyoruz kararsızlar dağıtıldıktan sonra. Dağıtılmadan öncesini söyledim. Milletimiz haklıyı ve haksızı ayırmış durumda. Bunu görmek lazım. Ben bunları burada anlattığım gibi, anlatınca kızıyorlar ama buradan söyleyeyim, yarın PES, Avrupa Sosyalist Partisi Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki bütün sol ve sosyal demokrat partilerin çatı örgütü, çatı partisi, Avrupa Birliği konseyine bir hazırlık, liderler toplantısı var. Stefan Löfven yönetiyor. Eski İsveç Başbakanı. Ülkelerinin Cumhurbaşkanları, Başbakanları, bakanları var. Örneğin İspanya’nın Başbakanı var. Almanya’nın Şansölye Yardımcısı var. Devlet Başkanları, başbakanlar ve bakanların olduğu Avrupa Birliğine üye ülkelerin sosyal demokrat partilerinin toplantısına, Avrupa Birliği’ne üye olmayıp davet edilen tek parti Cumhuriyet Halk Partisi’ni ikinci kez çağırıyorlar.”
“TRUMP’A HAD BİLDİRMEMEK BÜYÜK EKSİKLİK”
“Dünyadaki ve bölgedeki gelişmeleri konuşacağız Sayın Başbakanlarla, Cumhurbaşkanlarıyla, Cumhurbaşkanı Yardımcılarıyla ve Bakanlarla beraber. Elbette Türkiye ile ilgili özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde toplam 30 uçak girdi envantere maalesef ve son 13 yıldır bir uçak bile girmedi. F16’ımız var ama maalesef iyileştirmeleri yapılamadı. Aynı F16, Yunanistan, bizim F16 onu görmüyor, onlarınki bizimkileri görüyor. Çok büyük sıkıntımız var. F35 var Yunanistan’da İsrail'de, İsrail’in F35’i Amerika’dan üretildiğinden ileride, öyle modernizasyon görmüş F35. Biz paramızı vermişiz. Dışarıda kalmışız. F35’ten atılma sebebimiz S400. Üzerimize füzeler uçarken S400’ler hangarda. Yani birileri bir fotoğraf çektirip de Türkiye’ye ‘Efendim biz Trump ile iyiyiz.’ Bir kere Trump ile iyi olmak marifet değil. Trump’a haddini bildirmemek büyük bir eksiklik bugünlerde. Ama şunu şöyle görmek lazım. NATO’ya fotoğraf çektirmeye değil NATO’nun ikinci büyük ordusunun personel sayısı olarak, asker olarak ikinci büyük ordusunun ne hale geldiğini görmek lazım. Bu konuda adımlar atmak lazım. Biz Avrupa’da Eurofighter için yine temaslarda bulunmaya, bütün liderlere yarın kayıt altında, tutanak altında Cumhuriyet Halk Partisi’nin Eurofighter talebiyle ilgili Türkiye’nin tezini desteklediğini anlatmaya gidiyoruz. Bu F35 projesine geri dönmeli, hakkımız olan, parasını ödediğimiz uçakları bir an önce almalıyız. Altay tankının, tankı bizden motoru dışarıdan bu işin hızla çözülmesi lazım. İlk kutlama tweetini atmıştım Kaan için, 2030’da envantere girecek. Bu konuda hızlı olmalıyız. Bu konudaki desteğimizi ifade ediyoruz ama bir başarı hikayesi yazıyorlar… İş öyle övünülecek değil utanılacak bir durumdayız arkadaşlar bunu görmek lazım. Bu konuda biz Türkiye’nin bir sonraki iktidarı olarak Avrupa’daki iktidardaki akrabalarımıza bugün için muhalefetteki akrabalarımıza da Türkiye’nin ve CHP’nin tezlerine olumlu katkı için temas etmeye bunları konuşmaya gidiyoruz.”
“O ESKİ KONFORLU SİYASET KALMADI”
“Ama tabii ki gittiğimizde karşımıza yine ne çıkacak? Eskiden ki büyük haksızlıktır. Sayın Kavala çıkıyordu, Sayın Demirtaş’ın, Yüksekdağ’ın durumu çıkıyordu. Şimdi yine karşımıza Ekrem Başkanın durumu, belediye başkanlarımızın durumu, gazetecilerin durumu çıkacak. Ne diyeceğim? Türkiye’nin geçmişte en yüksek reytingli tartışma programlarını yöneten, konvansiyonel medyayı bırakıp YouTube alanına geçince her gün Türkiye rekorları kıran ve sadece siyaset yorumlayan, zaman zaman beni, partimi eleştiren, herkesi eleştiren, çok izlenen birisi; anketlerde AK Parti’nin düştüğü durum sorunca, 30’un altına düşmüşler. ‘Bu ülkenin tarihinde var bu. Ne padişahları indirdiler’ lafı. Bugün için mi diyor? Bugün için indirmiş zaten. Ankette indirmiş, onu söylüyor. Efendim Cumhurbaşkanına saldırı, fiili saldırıdan içeride gazeteci tutuyorlar. Şimdi bunu nasıl anlatacağız? Benim Almancam var da bu hikayenin Almancaya tercümesi yok. Nasıl anlatacağım bunu? İngilizcesi, Fransızcası yok. Sen bir şehre üç kez üst üste en güvendiğin kişileri, Başbakanını, Meclis Başkanını, Çevre Şehircilik Bakanını aday gösteriyorsun. O şehir önce karşısındaki İmamoğlu’nu 13 bin 600 oyla, sonra 806 bin oyla, sonra 1 milyon 100 bin oyla seçiyor. Son seçimi hazmedemiyorsun. Alıp, içeri atıyorsun. Atacağın gün, ne gün? Cumhurbaşkanı adayının belirleyeceği ön seçim günü. Ondan dört gün önce alıp, bana seçimi iptal ettirmeye çalışıyorsun. Etmiyorum, dayanışma sandığı koyuyorum, 15,5 vatandaş arkasına geçiyor adayın. Sen onu alıp Silivri’ye koyuyorsun. Bunu nasıl anlatacağız Almanca? Vallahi anlatacağız. Ben utanmayacağım, yapanlar utanacak. Sonra bana kimse çıkıp şey demeyecek, ‘Türkiye’yi yurtdışına mı şikayet ediyor?’ Vallahi Eurofighter için Türkiye’nin arkasında duruyorum, F-35 için duruyorum. Avrupa Birliği’ne tam üyelik için, özellikle gençlerimizin vizesiz Avrupa’yı dolaşması, çalışması, okuması için mücadele ediyorum. Ama bu pisliği sahiplenecek halim yok ya. Buna mı susacağım? Kadını, avukatsız çağır. ‘Avukatım nerede?’, ‘Onun yanında rahat konuşamıyorsun.’ Türkiye Cumhuriyeti’nin kaç yıllık kazanımıdır bu? Savunma hakkı, avukatsız ifade vermeme hakkı. ‘Sohbete çağırdım.’ ‘Hadi bu ifadeyi imzala, buradan evladının yanına git, Silivri’ye dönme’ diyor. Bir başka çok meşhur bir manken, model. ‘Efendim belediye sizden kamulaştırma yapmış, dava açmamışsınız. Tehdit mi edildiniz, rüşvet mi verdiniz, bilmem ne mi?’ ‘Yo hiçbiri yok, hiçbiri yok’ diyene, ‘Ya ben sizi yakından izliyorum sosyal medyadan. Siz Silivri’de hiç rahat edemezsiniz.’ Böyle tehdit mi olur ya? Böyle tehdit mi olur? İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na söylüyorum. ‘Yapmadım’ de, ‘Yapmadık’ de, ‘Yaptırmadım’ de. Defalarca söylüyorum. Bu söylediğiniz evlatla tehditleri, eşle tehditleri isim isim biliyorum. İsim isim biliyorum. Oradan SEGBİS açtırıp da ‘Hadi gel filtre kahve içelim, ifadeyi ver evine git. Yoksa beni de göremezsin evladını da göremezsin.’ ‘Yapmıyoruz’ deyin. Milletimize şikayet ediyorum, yurt dışında da bunları anlatmaya devam edeceğiz. Hiç kimsenin şüphesi olmasın. O eski konforlu siyaset kalmadı. Sen bana düşman hukuku uygula, koskoca dünyada Türkiye’nin adını bilmeyenin adını bildiği şehrin üç kere seni yenmiş belediye başkanını iftiralarla içeri at, sonra sus. Susmayacağız. Sonuna kadar mücadele. Her çarşamba İstanbul’da, her hafta sonu Türkiye’de, her fırsatta dünyada bu işi anlatmaya devam edeceğiz. Vallahi bugün Ekrem İmamoğlu özgürlüğe dünden bir gün daha yakın. Yarın bir gün daha yakın olacak. Aynı şekilde CHP de iktidarına bir gün daha az kaldı, dünden. Yarın bir gün daha azaltacak. Size dert olsun, geri sayıyoruz. Büyük bir moralle geri sayıyoruz. Bizi yıldıramayacaksınız, susturamayacaksınız, sindiremeyeceksiniz. Yarın bugünden daha yakın iktidara, yarın bugünden daha yakınız özgürlüğe. Ekrem İmamoğlu yarın bugünden daha yakın Cumhurbaşkanlığına. Cumhurbaşkanlığını kaybetmeye bir gün daha azalanlara dert olsun. Teşekkür ediyoruz arkadaşlar.”
“30 HAZİRAN’IN BENİM İÇİM BİR ANLAMI YOK”
Açıklamanın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “30 Haziran’dan sonraki süreci nasıl yöneteceksiniz, B planınız nedir?” sorusu üzerine şunları söyledi:
“30 Haziran tarihi, Genel Başkan’ın yurda dönüşünün ertesi günü olarak anlamlı bir tarih olabilir. Yurtdışı temaslarımızdan döneceğiz. Onun dışında 30 Haziran tarihinin benim nazarı itibarımda bir anlamı yok. Sonuç değil, süreç odaklı bir davayla karşı karşıyayız. CHP’yi tartıştırmaya uğraşıyorlar. CHP’nin tartışılacağı değil, şu anda CHP’lilerin dayanışma ile kol kola mücadele edecekleri bir süreçteyiz. Buna da toplum olumlu reaksiyon veriyor. Sahipleniyor, haksızlığa karşı sahipleniyor. Meseleyi oradan bakıyorum. ‘Butlan’ kelimesini bütün Türkiye’ye öğrettiler; bir şeyin bütün olarak yok olması, yok sayılması ‘butlan olması.’ Önemli olan milletin gönlünde butlan olmamak. Bir siyaset yaparsın, sana en en güvendikleri butlan kararını çıkarsınlar, milletin gönlünde, başında taç olursun. Öyle bir iş yaparsın, milletin gönlünde butlan olursun. Hiç kimseyi partililerin ve milletin gönlünde butlan olacak bir pozisyona Allah düşürmesin. Bütün siyasetçileri, bütün partilerimizi bundan sakınırım. Ben böyle bakarım meseleye.”
“MİLLETİN GÖNLÜNDE OLMAK ÖNEMLİ”
Genel Başkan Özel, “Kılıçdaroğlu, kendisiyle görüşen CHP’lilere ‘Mahkeme kararına uymak zorundayız’ açıklaması yaptı. Buna bir cevabınız var mı?” şeklindeki soru üzerine ise “Benim bundan haberim yok. Sizden duyduğum için, böyle bir şey denmiştir-denmemiştir bilemediğim için buna bir cevaba gerek yok. Dediğim gibi yani sonuçta milletin gönlünde olmak önemli. Orada butlana düşmemek önemli. Cumhuriyet Halk Partisi tarihinin en yüksek oy oranını yaşadığı bir dönemde milletin gönlünde iyi bir yerdedir. Bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“MUHALEFETİN BİRBİRİNE MUHALEFET ETTİĞİ YERDE İKTİDARIN KEYFİ YERİNE GELİR”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Muharrem İnce’ye yazdığı mektuptaki “bütünleşik muhalefet” ifadesinin sorulması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, şunları söyledi:
“Ekrem Bey’le konuştuk bunu. Hatta kendisi ‘Genel Başkanım ne büyük tevafuk olmuş’ dedi. Çünkü o mektubu yazarken tabii haberi yok. Taziye olduğu için siz biliyorsunuz ama haftalar öncesinden belli değil, o gün söylemiştik. Müsavat Bey beni ziyaret ediyormuş o sırada. ‘Tam’ diyor, ‘Mektuba bütünleşik muhalefet yazdım, bir baktım Müsavat Bey’le siz karşımdasınız. Onu da Muharrem Bey’e yolladım partiye katılımından sonra, grup toplantısından sonra tebriğim olarak kendisine. Avukatlarımız hatta hızla ulaştırmışlar öncesinde de eline geçmiş’ dedi. ‘Orada da sizi sarılırken gördüm’ dedi. ‘Öbür tarafta Zafer Partisi’nin Genel Başkanı’nı bizi savunduğunuz gibi savundunuz, onlar da şimdi bizi savunuyorlar. Zaten onlar da hiç yalnız bırakmamışlardı’ dedi. Öbür tarafta muhalefetin, yani kimseyi eksik bırakmayalım, muhalefetin Ekrem Başkan’a, bize, bizim muhalefetle kurduğumuz ilişkiye yönelik yaklaşımı şudur: Artırarak devam edeceğiz. Çünkü muhalefete muhalefet edilen, muhalefetin birbirine muhalefet ettiği yerde iktidarın keyfi yerine gelir. Oysa ki vatandaşın canına okumuş bu iktidarın keyfini kaçırmak ve onları bir an önce iktidardan uzaklaştırmak lazım ki açların da işsizlerin de yoksulların da adalete susamışların da bütün ihtiyaçlarını hızla giderebilelim. Tayyip Bey’e hep söylüyorum; birlikte oynadığımız sahayı kapatmaya, topu alıp götürmeye, müsabakaları yapılamaz hale getirmeye çalışıyor. Çünkü artık o kaybetti. O kazanırken iyiydi. O kazanırken tribünlere şeref turu atıyordu, en güzel fotoğrafları çektiriyordu, topu sektirip sektirip hava yapıyordu. ‘Hep ben kazanıyorum’ diyordu, kupaları ile övünüyordu. Şimdi kaybetti. Kazanınca iyi, kaybedince kötü. Topu kesmeye kalkıyor. Biz hep beraber Tayyip Bey’in elinden topu kurtarmaya, sahayı kapatmasına engel olmaya çalışıyoruz. Allah muhafaza her yeri kazdırdığı dozerlerle sahamızı kazdırabilir, ona engel olmaya çalışıyoruz. Sonra kendi aramızda müsabakalar yapabiliriz, kazanan yönetir, kaybeder muhalefet olur. Kazanınca iktidar olup, kaybedince darbeci olmak çok fena bir şey. Tayyip Bey kazanınca iktidar, kaybedince muhalefet değil. Kaybedince hemen gelip darbe girişimi, bir darbecilik. Bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Biz muhalefeti birlikte tutarak, ki asla muhalefete oy oranımıza bakıp da yukarıdan bakan, kibirle bakan, muhalefete abilik yapan, patronluk yapan değil, tüm eşitler içinde bir parça da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu gözle bakıyoruz. Birlikte mücadeleye devam edeceğiz.”
“ŞİİR OKUMA ADALET BAKANI, GEREĞİNİ YAP”
Adalet Bakanı’nın denetimli serbestlik uygulaması hakkındaki açıklamalarını değerlendiren Özel, şu yorumu yaptı:
“Çok duygusal, çok duygusal. Benim kıymetli asker arkadaşım duygusal. Ama o duygusal mesajı okuyup da gerçekten duygulanabilmek için o duygunun gereğini yapmak lazım. Burada çoluklarıyla, çocuklarıyla tehdit edilenler var. Adalet Bakanı aynı zamanda Hakimler, Savcılar Kurulu’nun Başkanı. Doğru değil, biz geldiğimizde öyle olmayacak ama Başkanı. O Hakimler, Savcılar Kurulu hiç duymuyor mu, buradan bir daha söylüyorum. O duygusal şeyleri yazan, söyleyen Adalet Bakanı’na söylüyorum: Sayın Tunç, ‘Benim istediğim gibi ifade vermiyorsun’ diyen savcı, ‘Dediğim gibi ifade ver, çocuğuna kavuş. Yoksa Silivri’ye dönüyorsun’ diyen savcı. ‘Avukatım niye yok?’ diyene, ‘Onun yanında rahat konuşamıyorsun’ diyen savcı. Kandıra‘dan kişiyi getirip bir başsavcı, üç savcı, dört kişi bir odaya koyup ‘Burası mahkeme değil, sohbet odası’ diyen savcıya HSK bir şey yapmayacak mı? Şiir mi yazacağım böyle? Duygusal duygusal konuşmakla oluyor mu? Onun vicdanı olsa, senin bu şiirinden etkilenecek olsa bu kadar zulmü yapar mı? Bana laf yapma, poz yapma. Bana icraat yap. HSK’da aç soruşturmayı; de ki ‘Ya Özgür Özel bir şey söylüyor. Kim bu kadınlar, kim bu çocuklar? Kim bu çocuğuyla tehdit edilenler?’ Aha da söylüyorum yolla müfettişi. Düzce’de yatıyor Pınar Hanım. Afyon’da yatıyor Elif Hanım. Kandıra’da yatıyor Fatih Keleş. Oğlunu burada 3 No’luya koydun, Fatih Keleş’in 26 yaşındaki evladı. Daha onlarcası var. Gittiği yerde yerde yatırıyorlar, yer yatağına. Burada normal, insani şartlarda kaldığı yerden 40 kişilik koğuşta, 60 kişi sırayla yerde uyumaya yolluyorsun kadını. Sonra da ‘Tercih senin, istediğim gibi ifade ver’ diyorsun. Sen bundan HSK olarak bir görev çıkarmayacaksın, bu adamlar orada duracak. Sen onunla şeyde hesaplaşacaksın. Tebrik ederim. Bu Akın Gürlek’i yenmişler HSK’ya adam sokma yarışında. Bu yetiyor size. Bize adalet lazım. Ha ben sevindim. Akın Gürlek kazanacağına asker arkadaşım kazansın da. Böyle ülke mi olur? HSK’ya Akın mı çok adam sokacak, Adalet Bakanı mı adam sokacak? HSYK’ya yüksek yargıç sokun, adaletli birileri olsun. Bu rezillikler yapılmasın. Bana martaval okuyorlar, şiir okuyorlar. Şiir okuma Adalet Bakanı, gereğini yap. Senin Ankara’daki Cumhuriyet Başsavcınla alay ediyor. Oradan Ümit Özdağ’ı alarak. Antalya’dakine küfür ediyor, orada işlenmiş suça işlem yaparak. Kayseri’deki Cumhuriyet Başsavcına ‘Sen adam mısın?’ diyor, ‘Ben yaparım oradaki işleri’ diyor. Buradaki Anadolu yakası Cumhuriyet Başsavcısı’nı bile tanımayıp onun alanına giren bir şımarık var burada. Bana şiir okuma. Gereğini yap, gereğini.”
“560 MİLYAR DEDİLER, HALA BİR KURUŞ İSPAT EDEMEDİLER”
Genel Başkan Özel, “İfadeye götürülürken kulağına eşinin gözaltına alındığı söylenen işadamından bahsetmiştiniz. Bu işadamı etkin pişmanlıktan faydalanmış mı ifade vermiş mi? Bu konuda bilginiz var mı?” sorusu üzerine, “Onu bilmiyorum. Sadece bana gelen bilgi; almışlar, götürürken kulağına ‘Eşin de gözaltında, ona göre’ demişler. Bu bilgi var. İnkar etsinler. Bugün Tekirdağ Cezaevi’nden alınıp götürülen Sayın işadamına. İtirafta bulunur, iftira atar, canına tak eder, eşini kurtarmak için… Ekrem Bey dedi; ‘Eşini kurtarmak için at imzayı, taşırım ben yükü.’ Ekrem Bey’e yapılan bir şey yok da. Bakın bu kadar iş içinde Ekrem Başkan’ın bir kuruşluk bir şeyini daha bulamadılar. ‘560 milyar’ dediler, bir lira ispat edemediler. Bu haldeler, perişan durumdalar. Neyse biz de soruları cevaplarken perişan olmayalım. Akşama daha konuşacağız. Bir mitingi de Silivri önünde bana yaptırdınız. Hepinize teşekkür ediyorum, kolay gelsin” diye konuştu.
25.06.2025
25.06.2025
25.06.2025
25.06.2025