12.08.2025
12.08.2025
“BU MASA, ‘GELİN, DERDİNİZİ DİNLEYELİM’ MASASI DEĞİL”
“‘BEN YOKUM’ DESEK EN BÜYÜK ALKIŞI ALIRDIK, DAHA FAZLA ŞEHİT OLMASIN, KAN AKMASIN DİYE ELEŞTİRİYİ GÖĞÜSLÜYORUZ”
“SİYASİ HAYATIMA SİZİN DERNEĞİNİZLE ADIM ATTIM. BİR YANLIŞ OLURSA SON ADIMI DA ORADA ATARIM”
“KOMİSYON HERKESE, HER FİKRE AÇIK OLMALI, ŞEHİT AİLELERİ VE GAZİLERİN TEMSİLİYETİ DAİMİ OLMALI”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye Harp Malulleri, Gaziler ve Şehit Dul Yetimleri Derneği, Türkiye Muharip Gaziler Derneği ile Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanları ve üyeleriyle görüştü. Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Değerli genel başkanlarım, Türkiye’de hem devlet protokolünde yeri olan, hem de tüm siyasetçilerin kendi illerinde ve ilçelerinde temas ettikleri şehit aileleri ve gazi derneklerinin üst örgütü, çatı yapıları, meşru temsilcileri olan, on binlerce üyesi olan ve gücünü üyelerinin tamamı ya yakınlarını terörle mücadelede ve vatan savunmasında kaybettiği ya da vücutlarının bir parçasını bunun için feda ettiği kişilerden oluşan derneklerin başkanlarıyla beraberiz. Ben Mustafa Başkanıma her zamanki misafirperverliği için teşekkür ediyorum. Beyazıt Başkanımız ve Abdurrahman Başkanımız hem Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri adına hem Türkiye Muharip Gaziler Derneği adına sürekli ilişki içinde olduğumuz ve birbirimizi anladığımız, birbirimize güvendiğimiz başkanlarımız” dedi. Özel, şunları söyledi:
“İLK GENEL BAŞKANIN VASİYETİNDEN ÇIKMAM”
“Benim siyasi parti üyeliğim tabii çok daha eski ama 2009 yılında yerel seçimlerde Manisa Belediye Başkan Adayıydım. O zaman aday adaylığımı ilan ettikten sonra ilk ziyaretimi il başkanımızla, merkez ilçe başkanımızla birlikte Manisa’daki derneğimize yapmıştık. Bugün de burada yine Manisa derneğimizin başkanı hemen sağ olsunlar yanı başımıza gelmişler, ev sahipliği yapıyorlar. Türkiye’de de gittiğim her yerde fırsat bulduğumuzda, özellikle Grup Başkanvekili olduğum dönemlerde hep derneklere uğradım. Hatta Milas Derneğinin Fahri Üyesiyim. Mümkün mertebe şehit aileleri ve gazilerle kurulan temasımızı hiç kaybetmemek istedik. Çünkü şunu söylemek lazım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu partinin kurucusu ve bu ülkenin kurucusu. O, ‘Türk tarihine altın sayfalar yazdıran gazilerimiz de şehitlerimizin hatıralarını yüceltmek, onlara olan minnet ve şükran duygularımızı ifade etmek milli bir görevdir’ diyor. Ben partinin son Genel Başkanıyım, ilk Genel Başkanının vasiyeti bu zaten. Bizim bunun dışına çıkmamız mümkün değil. Nasıl askerlik yapmak milli bir görevse, devletimiz kazancımızdan vergi istediğinde bunu ödemek milli bir görevse, vatandaşlık borcuysa Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla, vasiyetleri ile sizlere sahip çıkmak, sizlerin sorunlarını çözmek, artık sorunlarının kalmamasını sağlamak, sizlerle birlikte olmak da bizim için milli bir görev. İki Genel Başkan Yardımcım bugün bana eşlik ediyor. Bunlardan biri, partimizde de ilk kez genel başkan yardımcılığı görevini ihdas ettiğimiz Gölge Milli Savunma Bakanı, Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız. Aynı zamanda Şehit Aileleri ve Gazilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu. Kendisi seçildiğimiz günden beri gerçekten yoğun bir çalışma içinde. Bugüne kadar 106 il ve ilçe ziyareti yaptı, 197 şehit ailesi ve gazi derneğini ziyaret etti. Zaten hepiniz birebir kendisine yereldeki derneklerinizde de ev sahipliği yaptınız, kabul ettiniz. Çalıştı. Diğer yanda da Sayın Murat Bakan var. O da Gölge İçişleri Bakanımız, İçişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız. Emekli Astsubay çocuğu. Hem polislerin, uzman çavuşların, uzman erbaşların, astsubayların, subayların sorunlarının dile getirilmesinde de şehit ve gazilerimizin sorunlarının dile getirilmesinde de o da Yankı Paşamızla birlikte emek veriyor, kendi görev alanı kapsamına giren yerlerde.”
“AİLELERE YAPILANLAR ZATEN GÖREVİMİZ”
“Biz seçildik ve göreve geldik, Yankı Paşa göreve geldi. 31 Mayıs 2024’te ilk iş yerel yönetimlerin vermesi gereken destekler, yatması gereken hizmetler konusunda bir genelge hazırladık ve bütün belediyelerimiz bunları yolladık. Büyükşehir belediyelerimizin neredeyse tamamında Şehit Aileleri ve Gazilerle İlişkiler Şube Müdürlükleri var, kuruldu. Bunların yaptıkları işleri anlatacak değilim, yaşıyorsunuz. Hele hele ihtiyaç sahibi şehit aileleri ve gazilere yapılanlar zaten görevimiz. Orada bir kusuru, bir ihmali, bir eksiği katiyetle kabul etmiyoruz. Bunun yanında işte su faturaları, toplu taşıma, sosyal tesis kullanımları ile ilgili yapılan çalışmalar, indirimler, örneğin bugün içinde bulunduğumuz mekan için Sayın Mansur Yavaş‘ın yapmış olduğu bu güzel proje gibi projeler hepinizin malumu. Ama biz meselenin kapsamlı ve kalıcı olarak çözülmesi için çok bütünleşik sorunların olduğunu, çok haklı beklentilerin olduğunu ve bu meselenin öyle parça parça, parça parça çözülemeyeceğinin bilinciyle 22 Mart 2024’te İzmir’de bir toplantıyla başlattığımız bir süreçle biliyorsunuz… Bilmeyenler için; yani dernekler ve yöneticileri için değil ama kamuoyu için hatırlatmak lazım. 11-12 Haziran 2024’te İstanbul’da Kahramanlara Vefa Çalıştayı düzenledik. İki gün sizler çalıştığınız, son gün kapanış oturumuna ben geldim. Dinledik. O çalıştay ortak akılla bütün sorunları döktü ve 18 kanun teklifi hazırlandı. Meclis’e verildi bunlar. Bu kanun teklifleri bir yıldır Meclis’te resmen bekliyor. Maaşlardaki yetersizlikten, ayarlamalardan istihdam sorunlarına, protez-ortez mağduriyetlerinden bir merkeze gelme veya en iyisinin değil de en ucuzunun ödenmesi gibi sorunlardan terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmama ayıbına kadar tüm alanlarda teknik, detaylı ve bunlar olursa artık bu masanın ‘Evet, ihtiyaçlar karşılandı. Başka bir sorunumuz kalmadı’ denilecek detayda çalışmalar var. Bu çalışmalara birazdan değinmek üzere şimdilik bir kenara koyuyorum, bu 18 kanun teklifini.”
“DETAYLI BİR ÇALIŞMA YAPILDI”
“Ayrıca bir program çalıştayımız var, Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarına hazırlandığımız. Onunla ilgili de detaylı bir çalışma Sayın Bağcıoğlu tarafından yapıldı ve program çalışmamıza kondu. Yani gelecekte CHP iktidarda olduğunda ‘Ne yapacak iktidar partisi olarak?’ diye. Tek bir kanun çatısını vurguladığımız ve hiçbir gazimizin aldığı maaşla geçinemeyecek durumda olmayacağını taahhüt ettiğimiz, hiçbir kısıtlama olmadan kamu ve özel hastanelerden ücretsiz yararlanılmasına yönelik olarak Sağlık Bakanlığı’nda ne yapacağımızı anlattığımız kısma da gerekli ilaveleri yaptığımız, son teknoloji protezlerin vaat edildiği, 18 Mart ve 19 Eylül gibi iki anlamlı tarihte birer maaş ikramiyenin gazilerimize ve şehit yakınlarımıza verileceğini vaat ettiğimiz, yeşil pasaport hakkını taahhüt ettiğimiz, bizler VIP salonlardan geçerken, havaalanlarında şehit ailelerinin, gazilerin sıraya girmemesini ve nasıl protokolde bizden önce yer almalarını hep savunduysak VIP salonlarının da onlara açık olduğu bir düzenlemenin yapıldığı, elektrik, su ve doğalgaz faturalarıyla ilgili kanuni zorunlu yüzde 50’lik düzenlemenin yapıldığı, vukuatlı nüfus cüzdan kaydında ‘ölü’ yerine ‘şehit’ yazılması gibi vatandaşın belki farkında bile olmadığı ama çok önemli bir detaya kadar hepsini programımıza Yankı Paşa ve ilgili bakan arkadaşlarımız koydular.”
“ALELADE BİR KONU KONUŞMUYORUZ”
“Şimdi gelelim bugün sizin de bir araya gelmenizin en önemli gerekçesi olan komisyonun çalışmalarına ve bu komisyona nasıl baktığımıza. Çünkü bu komisyona Cumhuriyet Halk Partisi girsin, girmesin diye tartışmalar veya komisyona girilmesinin yarattığı bir takım endişeler var. Bir kez şunu söyleyeyim. Her endişe haklıdır. Endişe duyana hani kötü niyetli spekülasyonları demiyorum. Adam düpedüz bir yalan atıyor ve ortalığı velveleye veriyor. Buna hak vermem. Ama herhangi bir gazimizin, şehit ailemizin endişesi, o endişenin size aktarılması, o endişenin buraya kadar taşınması kadar doğal bir şey yok. Çünkü öyle alelade bir konu konuşmuyoruz. Çocuğunu göremeden şehit olan eşini vermiş, o çocuğu babasız büyütmüş bir annenin, babasını kaybetmiş kişilerin, evladını kaybetmiş annelerin, babaların endişesi ortadan kaldırılmadan, son soruya cevap verilmeden bir süreç yürütülmez. Ben bu mesele ilk ortaya atıldığında şunu söyledim; Biz bu sürece destek veririz, çünkü biraz önce sayın başkan da söyledi. Ya da her üç başkanımın kamuoyuna açık ifadeleri var. Kimse demiyor ki ‘Türkiye’de terör bitmesin.’ ‘Şehitler gelmeye devam etsin, kan aksın, gözyaşı olsun’ diyen yok. Bizim burada Cumhuriyetin kurucu partisi olarak ilk andan itibaren tutumumuz şu; Biz ne konuşulacaksa gizli kapılar ardında değil Meclis’te konuşulsun diyoruz. Buraya şehit ailelerimiz, gazilerimiz, onların temsilcileri dahil edilsin. ‘Biz her şeye varız ama onların gözünün içine bakamayacağımız hiçbir şeye yokuz’ dedik. Zaman zaman bize dediler ki ‘Komisyona girmeyin.’ Biz de dedik ki bizim içinde olmadığımız komisyondan korkun. Çünkü o zaman o komisyonda ne olacağını bilemeyiz. Ama o komisyonda biz varsak, emekli astsubayın oğlu Murat Bakan o komisyonda bugün görev yapacak. 11 kişiyle temsil ediliyoruz. Yankı Paşamız milletvekili olmadığı için o komisyonda yok ama komisyonun bütün çalışmalarını yakından sizler adına takip ediyor.”
“KOMİSYONDA TEMSİLİYETİNİZ ÇOK ÖNEMLİ”
“Biz bugün o komisyona gidiyoruz. Saat 14.00’te toplanıyor. Bugün arkadaşlarımız gerekli açıklamayı da yapacaklar. Biz, bugünü değil 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl sonrasını da düşünerek, biz bu ülkenin şehit ailelerinin, gazilerinin, ‘Ya biz boşuna mı canımızı verdik, kolumuzu verdik’ hissini asla ve asla yaratılacağı bir süreci kabul etmeden ama bir daha başlamamak üzere terörün bitmesi, silahların ortadan kalkması, çatışmanın bir daha geri gelmemesi, bunun için atılması gereken her türlü adımın atılması, bunun tam bir demokratikleşme zemini içinde yapılması ama ‘demokratikleşme’ derken burada bu ülkenin tamamını kapsayacak, herkesi kapsayacak ve bu ülkeyi nasıl dünyanın en zengin ülkeleri, en demokratik ülkeleri bu demokratikleşmenin hem hepimize huzur getireceği, hem zenginlik getireceği, refah getireceği bir sürecin birlikte yürütülmesi lazım. Cumhuriyet Halk Partisi tam bu nedenle milletten gizli herhangi bir pazarlığın yapılmaması için kimseden bir şey saklanmaması için şehit aileleri ve gazilerin üzülmemesi için meydanı milleti değil kendi çıkarlarını düşünenlere bırakmamak, bunu bir siyasi pazarlık haline getirmemek için o komisyonda yer alıyor ve bu komisyon, bu çerçevede çalıştığı takdirde de o komisyonda bulunmaya devam edecek. Buradan bir kez daha tekrar etmek isterim ki o komisyonda ilk günden beri söyledik. Sizlerin yapılarınızın temsil edilmesi çok önemli. Efendim elbette dernekler, vakıflar davet edilecek. Örneğin Barolar Birliği de gelecek, İnsan Hakları Vakfı da gelecek, çok sayıda meslek odası gelecek, sivil toplum örgütü gelecek. Bu sınırlar içinde sizin de oraya bir gün gelip konuşup gitmenize ben razı değilim. Bunu baştan söyleyeyim. Başkanlarıma da söyledim. Şehit aileleri de dinlenmelidir. Dinlenmelidir evet, herkes dinlenmelidir. Ama bu yapılar arzu ettikleri gün üç kişi olur, tek kişi olur, başkan düzeyinde olur, hukukidir konu avukatınızı görevlendirirdiniz, konu kritiktir üç başkan kalkar gider. Başkan gitmez, konuya hakim başkan yardımcısı gider. İstedikleri an o komisyona gidip o komisyonu takip edip talep ettiklerinde görüşlerinizi söylemenizi savunuyoruz. Bugün yapılacak usul, nasıl çalışacak, kimler dinlenecek toplantısına Cumhuriyet Halk Partisi bu öneriyi götürüyor. Murat Bakan bu öneriyi götürecek. Bu bizim hassasiyetle üstünde durduğumuz husus. Komisyon herkese açık olmalı, her fikre açık olmalı ancak sizin temsiliyetiniz komisyonda daimi olmalı. O komisyonda her an bulunabilirsiniz. O komisyon geçen hafta bir kapalı toplantı yaptı. Bunu en iyi siz anlarsınız.”
“BİRİNCİ TALEBİMİZ ETKİN TEMSİLİNİZ”
“Diyorlar ki ‘Hani şeffaf olacaktı, toplantı kapandı.’ Toplantıya MİT Müsteşarı yanında uzmanlarıyla geldi ve sunum yaptı. Biz MİT mensubunu yabancı istihbarat örgütlerine deşifre mi edeceğiz orada? MİT, Cumhuriyet Halk Partisi’ne de gelince personeli özel tedbirlerle binaya giriyor. Oda önceden ayrılıyor, temizleniyor her türlü riske karşı. MİT mensupları saatler önce gelip, saatler sonra çıkıyorlar başkanlarından. Bütün tedbirler alındıktan sonra. Oradaki toplantının gizliliği, MİT mensuplarının can güvenlikleri açısından devletin talep ettiği bir tedbir. Ama bugünkü toplantı açık. Bugün toplantı tam tutanak halinde olacak. Bundan sonra da açık. Yarın öbür gün bir gelişme olur, MİT gelir, ‘15 dakika daha bilgi vereceğim’ der. Yine kapanır. Onun dışında bütün toplantılar açık. Birinci talebimiz veya yaklaşımımız bu. Sizin daimi ve etkin temsiliniz. İkincisi bugün yine Sayın Murat Bakan’ın sunacağı şekilde, Sayın Yankı Bağcıoğlu ve sizlerin hazırladığı 18 kanun maddesi var.”
“BUNDAN SONRA ‘KAYNAK YOK’ TARTIŞMASINI KABUL ETMİYORUZ”
“Ayrıca halihazırda polisimizin ve askerimizin sorunlarının çözülmesine yönelik Sayın Murat Bakan’ın takip ettiği kanun teklifleri var Meclis’te. Şimdi bugün terörle mücadele için bir takım adımlar atılacak. Bir takım fonlar ayrılacak. Daha doğrusu terörsüz Türkiye’ye geçebilmek için bir takım kanuni düzenlemeler olacak. Bu sırada bir yandan terör örgütü mensuplarından silahından kurşun çıkmamış olanların gelip topluma kazandırılması, belli süreçlerin sonunda. Bazılarının bazı yabancı ülkelere gitmesi. Sınır dışında bazı yerler olması gibi şeyler duyuyoruz. O somutlukların hepsini birlikte takip edeceğiz. Böyle düzenlemelere adımlar atılırken, yıllarca o bayrak yere inmesin diye mücadele etmiş, canını vermiş olanların beklentileri olan kanun teklifi komisyonda bekleyemez. Bir eş zamanlılık ilkesiyle bu 18 kanun teklifinin gündeme alınmasını, yani gaziler ve şehit aileleri için ne isteniyorsa, bu düzenlemeler yapılmazsa, yarın çatışma olsa orada ölümü göze almış astsubayın, ölümü göze almış uzman çavuşun taleplerinin, ihtiyaçlarının ya da bunların emeklilerinin ihtiyaçlarının yerine getirilmesiyle ilgili kanunlar da bu komisyonun gündemine gelmelidir. Bugüne kadar çok istedik yapılamadı. Niye? Hep gerekçe nedir? Kaynak yok. E bundan sonra terör yok madem. Madem terörsüz Türkiye olacak. Bir İHA kaç paraya kalkıyor? Bir bomba kaç paraya atılıyor? Bundan sonra kaynak yok tartışmasını kabul etmiyoruz. Kaynak var. Terör bitiyorsa, bunun için bu kadar çekilmiş acıya rağmen insanlar sırf bir daha şehit gelmesin diye bağrına taş basıyorsa, artık onların talep ve beklentilerine kaynaksızlık tartışmasını kabul etmiyoruz. Bu kanunların da bu komisyonun ana gündemi yapılması gerektiğini özellikle ifade ediyoruz.”
“ÜLKENİN KAYNAKLARI DOĞRU YERE AKTARILSIN DİYE…”
“Bundan sonraki süreçle ilgili de atılacak adımlar sırasında bizim 11 kişiden biri; Murat Bakan, içinde hukukçu arkadaşlarımız var, tecrübeli arkadaşlarımız var. Cumhuriyet Halk Partisi’nin üyesi sizin üyenizdir, Murat Bakan sizin üyenizdir. Nerede bir aksilik varsa, nerede bir aksaklık varsa Murat Bakan’a ulaştığınızda, Yankı Bağcıoğlu’na ulaştığınızda… Zaten biliyorsunuz biz her zaman birebir de görüşebiliyoruz, aracısız olarak da görüşebiliyoruz. Bu konuda elimizden geleni yapacağız. Peki ya yarın, öbür gün verilen sözler tutulmazsa? Biz sizin incineceğiniz bir yerde olmayacağınızı ilk baştan söyledik. Bu şu demek değil yani; kimseyi komisyonu terk etmekle, bilmem neyle tehdit etmiyoruz. Ama bir yandan da şunu herkes görsün. Başkanımın bugün bulunduğu pozisyon, Sayın Başkanlarımın bugün bulunduğu pozisyonlar üyeleri açısından belki ortalıkta, sosyal medyada dolaşan tartışmalar düşünüldüğünde sokaklara dökülünecek, itiraz edilecek, bu sürece ses yükseltilecek yerdeyken Başkanlar; Mustafa Işık Başkanım… Ben bunu gelen bütün heyetlere okudum. ‘Şayet TBMM’de bu konuyla ilgili bir komisyon kurulursa şehit aileler ve gazileri temsilen yer almak isteriz’ demiş. Üstünde nelere itiraz ettiği söylüyor teker teker. Yani bütün endişeleri dile getiriyor ve ‘Bizi dinleyeceksiniz’ diyor. Beyazıt Başkanım ‘TBMM bünyesinde bir komisyon oluşturulacaksa, davet ederlerse biz de fikirlerimizi söylemekten geri kalmayız. Şehitlerimizin aziz hatıraları önünde…’ diye devam ediyor. Yine Abdurrahman Yılmaz Başkanım, bizim ziyaretten sonra ‘Sayın Özgür Özel’in Meclis’te komisyon kurulması ve bu komisyona tüm partilerin yetkilerinin katılması bizim de talebimizdir. Ne görüşüldüğünü, taleplerinin ne olacağını bilmek isteriz. Bunun bir siyasi pazarlık haline gelmemesini bekleriz.’ Yani Başkanlar iki tane tarihi iş yapıyorlar. Bir, körü körüne karşı çıkmayarak risk alıyorlar. İki, üyelerinin endişelerini dile getirmek üzere ‘Bu komisyona gidip konuşmak isteriz’ diyorlar. Tam o gündeyiz. Bugüne kadar hep konuştuk, bugün o gün. Saat 14:00’te komisyon toplanacak. Zaten biliyorlar tutumumu. Bütün siyasi partilere de söylüyoruz. Bu masa bu sürecin en kıymetli masasıdır. Çünkü ben konuştum sadece. Ne kanım aktı ne canım yandı ne evladım öldü ne kolum koptu. Ben konuştum. Ama bu masa bedel ödedi. O yüzden bu masanın rızasını alarak ilerlemek lazım. O da böyle… Elbette buraya gelinmesi kıymetli ama ‘Merak etmeyin, bize güvenin’ deyip sizin yollanacağınız günde değiliz. Sizin masada oturacağınız ve dinleneceğiniz gündeyiz. Elbette hepimizin zorlanacağı, hepimizin fedakarlık yapacağız süreçler olacak. Bu işin kolayı Cumhuriyet Halk Partisi ‘Ben bu yerde yokum’ deyip en yüksek tondan itiraz etse en büyük alkışı alır şimdi. Ama eleştiri alıyoruz, eleştiriyi göğüslüyoruz. Neden? Yarın, öbür gün daha fazla şehidimiz olmasın, kan akmasın, ülkenin kaynakları doğru yerlere aktarılsın diye.”
“AYLARDIR TARİF ETTİĞİMİZ NOKTADA, TAM DA O GÜNDEYİZ”
“Bütün endişelere saygı duyuyorum. Bütün endişelere karşı biz de müteyakkızız. Fevkalade derecede dikkatliyiz bütün kaygılar noktasında. Elimizden geldiğince samimi, dürüst ve tertemiz bir süreç yürütmek istiyoruz. Bunun dışında bir şey olursa, itirazı en üst noktadan dile getirmek de boynumuzun borcudur. Yıllardır söylediğimiz yerdeyiz, aylardır tarif ettiğimiz noktadayız. Tam da o gündeyiz. Buraya gelmeniz, bu sürece müdahil olmanız, beklentileri ve endişeleri dile getirmeniz, siyasi partileri ziyaret etmeniz bence çok kıymetli. Bana arkadaşlar söylediler, dediler ki ‘Kimi partinin komisyon üyeleriyle, kim partinin genel başkan yardımcılarıyla, kimi partinin milletvekilleriyle ziyaretler olacak. Biz nasıl yapalım?’ Dedim ki ‘Ne Meclis’te ne Genel Merkez’de. Onlar neredeyse biz gideceğiz, onlar nerede bulunuyorlarsa biz orada olacağız. En üst düzeyde Genel Başkan olarak gideceğim, mikrofonu eline alacağım, durduğumuz yeri tarif edeceğim. Çünkü bu masa öyle ikinci üçüncü kademeden, başka türlü veya ‘Gelin derdinizi dinleyelim’ masası değil. Bu masanın ayağına gidilecek, bu masa dinlenecek. Bu masaya bugüne kadar ne taahhüt edildiyse o taahhütler tekrar edilecek. Komisyona da gidilecek, savunulacak.’ Bizim durumumuz, pozisyonumuz budur. Ben Türkiye’nin dört bir yanında sizlerin derneklerine geldiğimde ya da Yankı Paşa gelip de Murat Bey gelip de selamlar geldiğinde o sıcaklığı hep hissettik. Ayrıca malum 74 doğumluyuz, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan adımızı almışız. O açıdan ben de kendimi Kıbrıs gazilerinin her daim sorunlarını dile getiren, polislerimizin ve terörle mücadele gazilerimizin, şehit ailelerinin her daim yanlarında olmuş birisiyim. Siyasi hayatımıza sizin derneğinizle adım atmışız. Bir yanlış olursa son adımı da orada atarız. Bundan sonraki süreçte yanınızdayız, sizinle birlikteyiz. Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.”
12.08.2025
12.08.2025
12.08.2025
12.08.2025