29.07.2021

CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU'NDAN MÜLTECİ AÇIKLAMASI: 2 YILDA ÇÖZÜLECEK BU MESELE, ÇÖZECEĞİM!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:
"Ben ne mültecilerin sömürülmesine ne de güzel ülkemizin emperyalistlerin mülteci hapishanesine dönüştürülmesine razıyım.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, mülteci tartışmalarıyla ilgili olarak sosyal medya hesabından açıklama yaptı. 25 Temmuz'da yayınladığı video klibi alıntılayarak yeniden paylaşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şu açıklamayı yaptı:
"Ben ne mültecilerin sömürülmesine ne de güzel ülkemizin emperyalistlerin mülteci hapishanesine dönüştürülmesine razıyım! O demiş, bu söylenmiş önemli değil. Bu videoda gayet net belirttiğim gibi, çok kararlıyım. Sevgili halkım müsterih ol, 2 yılda çözülecek bu mesele, çözeceğim!"
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 25 Temmuz'da paylaştığı videoda şunları söylemişti:
şöyle:
"Sevgili halkım,
Ülkemizin gerçek beka sorunu sığınmacı selidir. Şimdi de Afgan seline tutulduk. Ankara, İstanbul seçimlerinde 2 oy için ağzına ülke bekasını sakız edenler, gerçek beka sorunu karşısında tek kelime dahi etmiyorlar. Hatta bir Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı, “Türkler Orta Asya’ya dönerse Suriyeliler de gider” deme cesaretini dahi göstermiştir.
Öncelikle şunu net olarak ifade edeyim: Bu meselenin iki kurbanı var; biri sizlersiniz sevgili halkım, ikincisi de mülteci kardeşlerimiz. Onun için bu meseleyi ırkçılığa indirgemek asla kabul edilemez. Meselenin diğer kurbanı olan misafirlerimizi kötüleyerek de çözeceğimiz bir konu değildir bu konu.
Bu konuyu kuklacı ve kuklaları ile çözeceğiz. Kimdir kuklacı? Ülkemizi parasıyla açık mülteci hapishanesine döndürebileceğini görmüş olan Batı’dır. Kuklaları ise bu paralarla sizin mahallelerinizi ve huzurunuzu satmış olan iktidar partisidir. Bunlarla mücadele edeceğiz, hep birlikte. Sizin hesabınızı ben bu iki muhatap ile göreceğim, garibanlarla değil.
Peki, neden bugün karşınıza yeni bir video ile çıkma ihtiyacı duydum? Mesele çok kısa bir zamanda başka bir kırılma noktasına gelecek gibi görünüyor. Bakınız; Merkel, “Avrupa Birliği’ne giremezsiniz ama AB’ye gelmeye çalışan mültecilerimizi ağırlamaya devam edebilirsiniz” diyor. “Bu konuda da hayli başarılısınız” demeyi de ihmal etmiyor. Açıkçası Merkel;  Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinden, Avrupa Birliği’nin mülteci bekçiliğine gelme başarımızı kutlamış. Bakın, bu mülteciler onlarındır sevgili halkım. İktidarı parayla satın almasalardı, bu mülteciler bugün Avrupa kentlerindeydi ama satın aldılar maalesef. Ayrıca Merkel, “3 milyar Avro daha fon aktaralım, 5 yıllık da bir mülteci anlaşması yapalım” diyor. Erdoğan’ın sesi çıktı mı? Çıkmadı, çıkamaz da. Çünkü tüm bu şaibeli anlaşmaların tüccarı Erdoğan’ın bizzat kendisidir. Ama asıl ikinci iddia şudur ki; Brüksel’in Afganistan’dan kaçan sığınmacıları Avrupa’dan uzak tutmak için Türkiye’ye yeni bir rüşvet paketi önerme hazırlığıdır. Bu sefer rakamlar 500 bin ile 1 milyon arası Afgan mülteci riskini gösteriyor. Yani açıkça söylemek gerekirse; tartının bir kefesine yeniden sizin mahallenizi, sizin hayatınızı, sizin huzurunuzu koyacaklar, diğer kefesine de Avroları.
Sevgili halkım, bu süreçte Batı’nın karşısına yine bu şaibeli tüccarları oturtursanız bu problem artık sonsuza kadar çözülmez. Karşılarına Kuvâ-yi Milliyecileri, antiemperyalistleri oturtmanız lazım. Onun için de bu iktidarı göndermeniz lazım. Bu iktidarı hep beraber göndereceğiz biliyorum ama gelin görün ki seçimden köşe bucak kaçan bir Erdoğan var. O zaman Erdoğan’ın seçime kadar böyle bir karar almasını engellememiz lazım. Erdoğan’ı bu kirli pazarlığa seçimlere kadar oturtmamalıyız.
Öncelikle her yerde sesiniz gür çıkacak. Ak Partili kardeşlerime de seslenmek istiyorum; milletvekillerinizden başlayayım, bakın ben “Suriyelileri davul zurnayla memleketlerine göndereceğim” dedim diye Ak Partili Milletvekilleri Twitter hesabından etmedikleri hakareti bırakmadılar, isim isim not edin kendilerini, isterseniz ben isim isim paylaşayım. Bunlar sizin mi yoksa Erdoğan’ın mı milletvekilleri? Bunlardan başlayacaksınız mücadelenize, hepsini net uyaracaksınız, sonra seçimde de öyle bir tokat atacaksınız ki siyasi hayatlarını bitireceksiniz.
Erdoğan, sana da sesleniyorum buradan; sakın tenezzül bile etme o paraya, sana halkımızın vereceği tek izin, sarayının 1150 odasını dolduracak kadar Afgan mülteci almandır.
Şimdi ben bunları söyledim ya, bakın tüm Batı medyası bir ağızdan göçmen güzellemesine başlayacaklar, bana da hakaretler...
Sevgili halkım, bu son şansınızdır; ya bizleri oturtacaksınız o masaya, biz de bu meseleyi en geç 2 yıl içinde çözeceğiz, ya da çocuklarınız ileride bir gün dahi huzur yüzü görmeyecek bu ülkede."