13.01.2022
13.01.2022
-"İmralı'nın postacılığına soyunmuş, öyle anlaşılıyor. Posta memuru mu kendisi? Gidip tezgahı kuran o, konuşan o, medet uman o! Dönüp bizi suçluyor. Ne yaparsa yapsın, beyefendi gidici artık. Millet tahammül edemiyor"
-"Enes'in videosunu izlediğimde, her vatandaşın olduğu gibi benim de gerçekten yüreğimde bir şeyler koptu. Yurt yapmak devletin görevidir. Öğrenciye üniversiteye gelirken güvence sağlamak, devlet yurtlarında onlara imkan sağlamak devletin görevidir. Bizim bir taahhüdümüz var, iki yıl içinde bu sorunu kesinlikle çözeceğiz"
-"Özel bir telefon hattı vereceğiz, bu telefon hattını kamuoyuyla paylaşacağız ve bütün belediye başkanı arkadaşlarıma Ankara'ya dönünce talimat vereceğim; diyeceğim ki, size gelen herhangi bir öğrenci yurtta barınamadığını, huzur içinde çalışamadığını, özgürlük alanının sınırlandığını, rahat olmadığını, karnının doymadığını ifade ediyorsa sorununu mutlaka çözün"
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ta basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hem seçim tarihini belirlemiyor, hem kalkmış, 'Adayınız kim...' Adayımızın kim olduğunu açıklamamız için senin, 'Ben erken seçim istiyorum. Sandığı getiriyorum. Bay Kemal gel sen de oy kullan' demesini bekliyoruz. Söylemiyor" dedi.
Efendim hepinize merhabalar.
Soru- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün grup toplantısında eleştirileri vardı, sizi hedef aldı.
Kemal Kılıçdaroğlu- Gayet normal, zaten beni hedef alacak ama benim karşıma çıkmaya cesaret edemiyor önce onu söyleyeyim. Beni hedef alıyorsan, senin istediğin televizyon kanalında benimle tartışma yürekliliğini göstereceksin, cesur olacaksın. Niye korkak oluyorsun? Benden uzak, beni eleştiriyorsun. Çıkarsın karşıma, iki uygar insan gibi tartışırız. Senin taraftarların da izlerler, beni de bütün vatandaşlar izlerler. Yani hem benden çekiniyor, arkaya dolanıyor, arkadan bir sürü laf ediyor; sen çık karşıma kardeşim, çık karşıma otur, beraber tartışalım, Türkiye de izlesin yani. Kaybedeceğimiz bir şey yok ki zaten. İki uygar insan gibi otururuz tartışırız.
Soru- “Edirne, İmralı’ya hesap verecek “dedi, orada da yine sizi hedef alırken “eli kanlı teröristlere güvenen siyasetçiler Bay Kemal gibi, bu kanda onların da payı var” gibi ifadeler kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu- Allah aşkına gidip İmralı'da masaya oturan kimdi? Yani şimdi İmralı'nın postacılığına soyunmuş, öyle anlaşılıyor. Posta memuru mu kendisi? Gidip tezgahı kuran o, konuşan o, medet uman o! Yerel seçimlerde ne yaptı? Yerel seçimlerde de ona bir akademisyen gönderdi, ‘Acaba bize oy verebilirler mi?' diye. Selamlarını getirdi, devletin televizyonunda bunu canlı yayınladılar. Şimdi dönüp bizi suçluyor. Ne yaparsa yapsın, beyefendi gidici artık. Millet tahammül edemiyor; yalana tahammül edemiyor, zamma tahammül edemiyor, haksızlığa tahammül edemiyor, tahammül edemiyor, gidici, beni suçluyor, suçlamasına gerek yok, çıksın karşıma.
Soru- Efendim, bir de adaylık üzerinden Millet İttifakını hedef alırken “adaylarını çıkaramıyorlar, ben adayım, benim karşıma çıkamıyorlar” diye adayınızı belirlemediğiniz için eleştiriler de oldu, ona ne söylersiniz?
Kemal Kılıçdaroğlu- Gayet güzel. Seçim tarihini belirlesin, biz de adayımızı belirleyeceğiz. Hem seçim tarihini belirlemiyor, hem kalkmış, “Adayınız kim...” Adayımızın kim olduğunu açıklamamız için senin, “Ben erken seçim istiyorum. Sandığı getiriyorum. Bay Kemal gel sen de oy kullan” demesini bekliyoruz. Söylemiyor.
Soru- Bir de HDP’li milletvekili, teröristle fotoğrafı çıkan, onun üzerinden “ne susuyorsunuz” diye size de seslendi, bir tepki vermediğinizi söyledi. O konuyla ilgili değerlendirmenizi de alabilir miyiz?
Kemal Kılıçdaroğlu- Bu fotoğrafı gördüğümde sordum, ne zaman çekilmiş diye. Bunların İmralı’ya masa attıkları dönemde, açılım döneminde o fotoğraf çekilmiş. Dolayısıyla bu fotoğrafın muhatabı, sorunun muhatabı doğrudan doğruya Erdoğan’dır. Nasıl oldu, açılımda ne oldu, açılımda bu işler olduysa sen neredeydin, sen bu ülkeyi yönetmiyor muydun, aklın başında mıydı? Bunların sorulması lazım. İşin özeti bu.
Soru- Sayın Başkan, esnaf ziyaretinizi değerlendirir misiniz?
Kemal Kılıçdaroğlu- Esnaf, gezdiğim pek çok yerde, sadece burada değil diğer illerde, ilçelerde de esnaf zamdan şikayetçi. Sattığı ürünü gidip yeniden alırken aynı fiyattan alamıyor, zamlı fiyattan alıyor. Büyük sıkıntısı var. Elektrikten şikayet edenler oldu. Elektrik fiyatlarının yükselmesinden şikayet edenler oldu. Dolayısıyla esnaf sıkıntılı. Sıkıntıyı biz de görüyoruz zaten, fark ediyoruz, sadece burada değil. Dönerci mesela, tavuk dönerci eskisi kadar döner satamadığını, tavuk fiyatlarına büyük zamların geldiğini ifade etti. Sonuçta baktığınız zaman Zonguldak'ta karşılaştığımız olay Trabzon'da da var, Hakkari'de de var, Elazığ'da da var, İzmir'de de var. Yani sonuçta esnafın büyük sıkıntısı var. Esnafa biraz kolaylık sağlamak lazım. Aldıkları kredilerin faizlerini silmek lazım. Biraz rahatlaması lazım esnafın. Çünkü esnaf orta direk, orta direği kaybetmemeliyiz. Esnafı desteklemeliyiz, her türlü desteği esnafa vermeliyiz. Onlar kazandıkları sürece tabi Türkiye’de rahatlayacak.
Soru- Zonguldak’ın trafiğini rahatlatacak olan Mithatpaşa Tünelleri vardı. Açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan yapacaktı ve yağmur ve fırtınada sel aldı. Neler söyleyeceksiniz?
Kemal Kılıçdaroğlu- Deniz aldı. Denize karşı durulmaz. Daha doğrusu doğanın kendi kuralları vardır, doğanın kurallarını göz ardı edip de ben buraya yol yapacağım, ben şunu yapacağım, bunu yapacağım derseniz olmaz. O denizin aldığı yol yeni bir yol değil, tam üçüncü kez oluyor bu, üç kez. İnsan biraz aklını başına alır. Devlette liyakati bitirirseniz, mimarı mühendisi oraya görevlendirmezseniz, ya burada deniz var, bu yolu yapıyoruz geçen sefer yaptık deniz aldı, bir daha yaptık deniz aldı, bir daha yaptık… Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek mümkün değil. Allah bunlara akıl fikir versin.
Soru- Efendim bir de bütün Türkiye şu anda Enes Kara’nın üzüntüsünü yaşıyor. Bu intihar üzerinden yurtlar, öğrenci evleri, bunlar da tartışılıyor. Siz bir değerlendirme yapar mısınız?
Kemal Kılıçdaroğlu- Enes'in videosunu izlediğimde, sizlerin, her vatandaşın olduğu gibi benim de gerçekten yüreğimde bir şeylerin koptuğunu gördüm. Yurt yapmak devletin görevidir. Öğrenciye, kız-erkek öğrenciye üniversiteye gelirken güvence sağlamak, devlet yurtlarında onlara imkan sağlamak devletin görevidir. Bu yapılmadı, yapılmıyor. Hala yapılmıyor. Bizim bir taahhüdümüz var, iki yıl içinde bu sorunu kesinlikle çözeceğiz. İki yıl içinde yurt sorunu kalmayacak Türkiye'de.Biz bunu yeni söylemiyoruz zaten, defalarca dile getirdim.
Bu tür yurtlarda kalan öğrenciler eğer bir sorunla karşılaşıyorlarsa, eğer sıkıntıyla karşılaşıyorlarsa, bu yurttan memnun değiliz ama gidecek yurdumuz yok diye düşünüyorlarsa, bütün belediye başkanı arkadaşlarıma Ankara'ya dönünce talimat vereceğim. Diyeceğim ki, size gelen herhangi bir öğrenci yurtta barınamadığını, huzur içinde çalışamadığını, özgürlük alanının sınırlandığını, rahat olmadığını, karnının doymadığını ifade ediyorsa özel bir telefon hattı vereceğiz, bu telefon hattını kamuoyuyla paylaşacağız ve diyeceğiz ki belediye başkanlarımıza, bu öğrencilerin varsa sorununu mutlaka çözün. Bizim belediyelerimizin olmadığı yerde, bizim milletvekillerimize mutlaka ulaşın, bizim milletvekillerimiz size yardımcı olacaktır diyeceğiz.
Dolayısıyla yaşanan bir dram, gerçekten hepimizi toplumu derinden sarsan bir dram, bu tür dramları yaşamak istemiyoruz. Güzel bir Türkiye’de gençlerimiz özgür olmalı, gençlerimiz rahat olmalı, gençlerimiz espri yapmalı, gençlerimiz sokaklarda, caddelerde, meydanlarda koşmalı, eğlenmeli, arkadaşlıklarını sürdürmeli, kitap okumalı, dergi okumalı, sinemayı, televizyonu izlemeli. Bunların hepsi olmalıdır.
Çok teşekkür ederim.
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024
24.11.2024