21.02.2023
21.02.2023
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “RTÜK’ün TELE 1’e verdiği ceza kararı, açıkça tanımlamak gerekirse ‘demokrasiyi tanımıyorum’ demektir. İfade özgürlüğüne açıkça bir darbedir. RTÜK, bir Saray sopası olarak tam anlamıyla bir sansür kurumuna dönüşmüş durumda… Bu deprem felaketi, bizi aynı zamanda özgür basının halk için ne kadar hayati olduğunu da göstermiştir. Çünkü özgür basın olmadığı takdirde, vatandaşın yaşadığı acıların geniş kitlelere duyurulmasının imkanı olmayacaktı. Saray’ın tahammül edemediği de işte budur” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam TELE 1 televizyonunun Ana Haber Bülteni’ne telefonla bağlantısıyla katıldı. Sunucu Evren Özalkuş’un sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, RTÜK’ün TELE 1’e üç gün süreyle verdiği yayın durdurma cezası için şunları söyledi:
“Aslında RTÜK’ün TELE 1’e verdiği ceza kararı, açıkça tanımlamak gerekirse ‘demokrasiyi tanımıyorum’ demektir. Demokrasiye karşı çıkmaktır. İfade özgürlüğüne açıkça bir darbedir. Bunu böyle görmemiz gerekiyor. RTÜK bir Saray sopası olarak tam anlamıyla bir sansür kurumuna dönüşmüş durumda. Maalesef bugün özgür yayıncılığa engel olan bir RTÜK’le karşı karşıyayız. Şunu da ifade etmek isterim. Milletvekillerimiz televizyona çıkıp halkın sorunlarını anlatıyorlar. Ülkede olup biten yanlışları bir şekliyle dile getiriyorlar, ortaya koyuyorlar. Elbette eksiklikleri anlatacaklar, hükümeti eleştirecekler. Böylece hükümet eleştirilerden ders çıkarıp hatalarını görmüş olacak.
Deprem bölgesine gittiğinde bir milletvekili arkadaşımız oradaki isyanı duyduğunda, o insanların yanına gittiğinde başka ne diyebilirsiniz ki? O insanların duygularını, isyanlarını bir şekliyle milletvekili arkadaşlarımız dile getiriyorlar. Ama Saray iktidarı, buna tahammül edemiyor, dinlemek istemiyor. Her şeyi tozpembe görmek istiyor. O kadar ki beyefendi galiz küfürler savurabiliyor, yani televizyonlarda söylenmemesi gereken pek çok sözcüğü rahatlıkla kullanabiliyor. Çünkü elinden başka hiçbir şey gelmiyor. Ülkeyi yönetemiyor, baskıyla, sansürle, zorbalıkla hatta hatalarının, eksikliklerinin üstünü örtmeye çalışıyor böylece. Kızarak, küfrederek hatalarını ve eksikliklerini gidermeye çalışıyor. Aslında bu deprem felaketi, bizi aynı zamanda özgür basının halk için ne kadar hayati olduğunu da göstermiştir. Çünkü özgür basın olmadığı takdirde, vatandaşın yaşadığı acıların geniş kitlelere duyurulmasının imkanı olmayacaktı. Saray’ın tahammül edemediği de işte budur. Tam da budur.
Hemen RTÜK harekete geçiyor. Televizyon kanallarına cezalar yağdırıyor. TELE 1’e verilen bu üç günlük ağır, orantısız ve hukuksuz cezayı kınamamak mümkün değil. Bir vatandaş, bir siyasi partinin genel başkanı olarak da kınıyorum. Saray’ın telaşını da anlıyorum. Çünkü doğruları görmek istemiyor. Doğruları görmekten kaçınıyor. Rahmetli İsmet İnönü çok güzel tanımlıyor, diyor ki ‘Suçluların telaşı içindesiniz’ diye. Olan tam da budur. Az önce siz de ifade ettiniz. Yine anladığım kadarıyla TELE 1’e, Halk TV’ye, FOX’a ve Habertürk’e de ceza vermek için yarın toplanacaklarmış. Hangi kurum çürüdüyse aslında bu kurumlarla tanışmaya başladık. RTÜK’le de tanışacağız. Artık cezalarla kendi beceriksizliklerini, yanlışlarını örtmeye çalışıyorlar. Toplum aslında bunları biliyor. Hangi amaçla bunları yaptıklarının da farkında. O nedenle ben, TELE 1 çalışanlarına gerçekten sade bir yurttaş olarak da teşekkürlerimi sunmak isterim. Toplumun sesi oldukları, toplumun sorunlarını özgürce dile getirdikleri için. Size, çalışma arkadaşlarınıza yürekten başarılar diliyorum.”
“RTÜK’ün, sosyal medya baskısıyla veya muhalif vatandaşlara, siyasilere baskıyla kendilerine ters düşecek bir noktaya gelebileceklerini düşünmüyor mu iktidar sizce? Bunlar ters tepmez mi vatandaşta” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“İktidar zaten yönetemiyor. Bunun farkında zaten. Yönetemediği için zaten doğru haber de duymak istemiyor ve karartmak istiyor. Cezalandırmak istiyor. Doğruları dinlemeye ve öğrenmeye tahammül edemiyor. Aslında sağlıklı bir iktidar. İyi çalışan bir iktidar. En çok medyaya ihtiyaç duyan iktidardır. Çünkü medya halkın gözü, kulağı ve sesidir. Alandaki aksaklıkları bildirecek. Böylece iktidar sahipleri aksaklıkları gidermek için çaba harcayacaklar. Aksaklıkları dile getiren televizyon kanallarını kapatarak değil. Ama dediğim gibi Türkiye, maalesef tek adam rejimiyle farklı bir sürecin içine savruldu. Dolayısıyla bir kişi var. O kişinin tahammül edemediği eleştiriler geldiği zaman yine Saray’ın alt pozisyonlarında görev alan kamu kurumları yukarıdan gelen talimatla gereğini yapıyorlar. Onlar da yaptıkları işin yasalara uygun olmadığını, yasalara aykırı olduğunu biliyorlar. Tabii doğal olarak sizler yargıya başvuracaksınız. Hakkınızı arayacaksınız. Umarım namuslu, hukuktan, adaletten yana olan yargıçlar gerekli kararları verirler.”
25.11.2024
25.11.2024
25.11.2024
25.11.2024