03.01.2022

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi Metro Temel Atma Törenine Katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte Mersin Büyükşehir Belediyesi Metro Temel Atma Töreni'ne katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi: Önce şunu ifade edeyim. Teşekkür ederim, benim umudum sizlersiniz.


Bu meydanda miting yapmamıza daha önce izin vermemişlerdi. Demek ki meydan dolabiliyor, demek ki halk değişim istiyor, demek ki halk seçim istiyor, demek ki halk dönüşüm istiyor, demek ki halk adalet istiyor adalet, hak istiyor, hukuk istiyor, adalet istiyor.
Sayın Akşener, bugün yaşadığımız tabloyu gayet güzel açıkladı. 5 maaş alanlardan tutun, sınavlarda haksızlıklara değindi, evlerde tencerenin kaynamadığını, büyük sorunların olduğunu ifade etti. Sizden sadece bir isteğim var. Sakın ola ki, umutsuzluğa kapılmayın. Bugün Mersin’in Kurtuluşunun 100’üncü yılı. Bugün çok önemli bir şey yapıyoruz. Bugün metronun temelini atacağız. Dolayısıyla bir Belediye Başkanının kendi kentine yapabileceği en büyük yatırımın temelini atıyoruz. O nedenle güzel şeyleri yapıyoruz.
Belediye Başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim: “Sakın ola ki, hiçbir ayrım yapmayın. Eğer pozitif ayrımcılık yapacaksanız yoksul mahallelerden, fakir mahallelerden başlayacaksınız. Kentte yaşayanların her birisi huzur içinde yaşayacak ve bulunduğunuz belediyede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, bunun sözünü vereceksiniz” dedim. Ve Belediye Başkanlarımız böyle çalışıyorlar.
Evet, 100 yıl önce bayrağımız göndere çekildi. 100 yıl önce bu ülke, yani Türkiye önemli başarılara Milli Kurtuluş Savaşıyla imza attı. Siz de burada büyük bir imza attınız, bayrağımızı göndere çektiniz. Millet İttifakı olarak inşallah Sayın Genel Başkanım, inşallah biz yeni bir başarıya da imza atacağız. Süleyman Şah Türbesini tekrar topraklarımıza götüreceğiz ve bayrağımızı göndere dikeceğiz. Hepiniz bunun tanığı olacaksınız.
Emeklinin derdini biliyorum, işsiz gençlerin derdini biliyorum, ev kadınlarının derdini biliyorum, herkesin derdini biliyorum. O nedenle cümleme başlarken sakın umutsuzluğa kapılmayın dedim. Bu ülke zengin bir ülke, bu ülke güçlü bir ülke, bu ülkede taşı sıksa suyunu çıkaracak gençlerimiz yaşıyor. Ama onlar da umutsuz, onlar da acaba yurtdışına gidersem daha iyi koşullarda çalışabilir miyim diye düşünüyorlar. Size sözüm söz; Millet İttifakı olarak Samandağ’dan başlayıp Mersin’e kadar bütün bu havzayı Akdeniz’in en görkemli havzası haline getireceğiz göreceksiniz. Ve yine göreceksiniz, 5 yıl içinde İstanbul’un nüfusu 2,5 milyon azalacak. 5 yıl içinde bu bölge, Adana’dan, Mersin’den, Hatay’dan başlayarak bu bölge, Akdeniz’in en görkemli bölgesi haline gelecek. Yine göreceksiniz, 5 yıl içinde bu bölgede katma değeri yüksek ürünler üretilmeye başlanacak. Göreceksiniz, bu bölge hem Afrika’nın, hem Avrupa’nın, hem Uzak Doğu’nun, hem Kafkasların en güçlü merkezi haline gelecek. Göreceksiniz, bu bölgede bacalar tütecek. Göreceksiniz, bu bölgede yaşayanların, herkesin huzuru yerinde olacak ve herkes huzur içinde yaşayacak, işi olacak, aşı olacak, huzur içinde yaşayacak.
Diyeceksiniz ki, yeterli kaynağımız var mı, bunlar yapılabilir mi? Söyledikleriniz güzel de yeterli kaynağınız var mı? Evet, bütçemiz var. Yeterli kaynağımız da var. Kaynağın nereye harcanacağını belirleyen siyasi otoritedir. Siyasi otorite diyor ki, ben yandaşlara kaynak ayıracağım. Biz de diyeceğiz ki, biz yandaşlara değil vatandaşlara hizmet edeceğiz. Kaynağı vatandaşa ayıracağız diyeceğiz, fabrikalara ayıracağız diyeceğiz.
Bir şey daha söyleyeyim: Bir soygun düzenine de son vereceğiz Allah’ın izniyle. Hani var ya gitmediğiniz yollardan dolarla para, hani var ya köprülerden geçiyorsunuz avrolarla paralar, hani var ya 50 yıllık, 70 yıllık, 30 yıllık garantiler. Bütün bunların tamamına Allah’ın izniyle Millet İttifakı sürecinde son vereceğiz, tamamını kamulaştıracağız. Son vereceğiz göreceksiniz. Hani para nerede? Para var efendim, para var. Parayı halk için kullanacaksınız, bir avuç kişi için değil. Bunların tamamını lütfen bilin, hafızanızın bir yerinde tutun. Ve göreceksiniz ki, bunların tamamı olabiliyor ve olacak ve yapacağız. Her evde tencere kaynayacak, göreceksiniz bunların tamamını.
Ve gençler, sizlere de bir sözüm var. İlk kez sandığa gidecek olan gençlere bir sözüm var. Umutsuzluğa kapılmayacaksınız bir, birinci arzum, o asla umutsuzluğa kapılmayacaksınız. İki, cumhuriyet tarihine çok değerli bir miras bırakacaksınız. Önünüze sandık gelecek, büyük bir heyecanla sandığa gideceksiniz ve ilk kez oy kullanacaksınız ve ilk kez otoriter bir yönetimi demokratik yollarla değiştireceksiniz ve dünya siyaset tarihine çok ama çok önemli bir mirası sizler bırakacaksınız. O nedenle bütün gençlere sesleniyorum: Sandığa gideceksiniz, demokrasinin tarihini yazacaksınız. Dünya siyaset tarihine olağanüstü bir mirası, evet sizler bırakacaksınız. O nedenle gençler biliyorum siyasete biraz mesafelisiniz ama sandığa gitmeyi sakın unutmayın.
Sandık gelecek mi? O soru da soruluyor. Gelecek efendim, gelecek. Bugün olmazsa yarın gelecek. Yarın olmazsa öbür gün gelecek.
Hiç endişelenmeyin; hakkı, hukuku ve adaleti beraber getireceğiz, birlikte getireceğiz. Beraber bu ülkede huzur içinde yaşayacağız. Hiç kimsenin kimliğiyle, hiç kimsenin inancıyla, hiç kimsenin yaşam tarzıyla ilgilenmeyeceğiz. Herkesin inancına, herkesin kimliğine, herkesin yaşam tarzına saygı göstereceğiz. Biz ülkemizi seviyoruz, ülkemiz için çalışmak istiyoruz. Yediden yetmişe ülkemiz için çalışmak istiyoruz.
Bizim bir hedefimiz daha var, onu da ifade edeyim. Siyasetçi millete hesap verdiği zaman güven ilişkisi pekişmiş olur. Biz harcayacağımız her kuruşun hesabını millete vereceğiz. Bunun sözünü veriyoruz. Belediye Başkanlarımız da bunu yapıyorlar. Onlar da çok güzel yatırımlar yapıyorlar, onlar da hesabını millete veriyorlar. İhaleleri yayınlıyorlar. Dolayısıyla her kuruşun hesabını verme geleneğini inşallah siyasetin içine yerleştireceğiz ve herkes böyle yaşayacak.
Hiç meraklanmayın, en geç iki yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi davulla, zurnayla memleketlerine göndereceğiz. Bize güveneceksiniz. Bakın, söz veriyoruz, bize güveneceksiniz, biz de size güveneceğiz. Güven üzerine siyaseti inşa edeceğiz. Asla ırkçılık yapmıyorum. Bakın asla ırkçılık yapmıyorum, herkesin kimliğine saygılıyım. Suriyeliler de kendi ülkelerinde yaşasınlar, huzur içinde yaşasınlar, birlikte yaşasınlar. Buraya arzu ederlerse turist olarak gelebilirler, kapılarımız açık, gezebilirler, hiçbir sorun yok. Onların açmaz noktaya getirdiği dış politikayı, Mustafa Kemal’in söylediği “Yurtta barış, dünyada barış” üzerine inşa edeceğiz. Suriye’yle de barışacağız, Mısırla da barışacağız, bütün komşularımızla barışacağız. Sadece iç politikada değil, dış politikada da Türkiye kurucu ayarlarına yeniden dönecek.
Efendim hepinize şükran borçluyuz. Çok teşekkür ederim, çok sağ olun, var olun diyorum.
Asla unutmayın, sandık gelecek, sandığa sahip çıkmak bizim görevimiz ama oy kullanmak sizin göreviniz. Oy kullanacaksınız.
Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum sağ olun. 
Tüm Fotoğraflar İçin Tıklayınız...

Gündem'den Öne Çıkan Haberler