06.10.2021

CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU, MERSİN BÜYÜK NAKLİYECİLER BULUŞMASINDA KONUŞTU (06 EKİM 2021)

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de Nakliyeciler Sitesi’nde düzenlenen Büyük Nakliyeciler Buluşması’na katıldı.
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun toplantının açılışında yaptığı konuşma şöyle: Efendim hepinize merhabalar. Saygıdeğer protokol diyelim, değerli arkadaşlarım, direksiyon başında alın teri döken değerli arkadaşlarım. Sayın Kızıltan’ı büyük bir dikkatle dinledim. Türkiye’nin yükünü çeken diye tanımladınız arkadaşlarımızı. Türkiye’nin yükünü gerçekten çekiyorlar. Yine aynı şekilde sektörün temsilcilerinin büyük ölçüde olduğunu vurguladınız. 27 yıldır çözülemeyen bir siteden söz ettiniz. Şimdi onu Büyükşehir Belediye Başkanımız çözecek inşallah. Arkasından da dediniz ki bir lojistik köye ihtiyacımız var. Evet öyle. Kentin rantından söz ettiniz Sayın Başkan. Her kent rant yaratır. Bütün mesele şu, rantı kime vereceğiz. Rantı yaratana mı vereceğiz, rantı dışardan gelen bir avuç kişiye mi vereceğiz? Bizim görüşümüz rantı hak eden kentte yaşayanlardır onlara vereceğiz. Burada lojistik köy kuracaksak lojistik köyün kurulmasından ötürü ortaya bir rant çıkacak, o rantın sahibi o köyü kullananlardır. Onlara hakça bölüştürdüğünüz zaman kimse aç, açıkta kalmaz, herkes hayatından memnun olur, alın teri döker, kazanır ve huzur içinde yaşar. Onlar huzur içinde yaşadıkça bizde huzur içinde yaşarız. Sonunda siyaset kurumuna bir sorun yansımamış olur.  Mersin ana konteynır limanı aynı şekilde Büyükşehir Belediye Başkanımızda ifade etti. Bizleri radyolarından, televizyonları başında izleyen değerli dostlarım, bu toplantıyı Mersin’de yaptık. Burası sektör açısından çok önemli bir kent bunu gayet iyi biliyoruz zaten.  Değerli arkadaşlarım, önce sonda söyleyeceğimi bir baştan söyleyeyim sonra sonunda tekrar bağlayacağım. Mersin sadece bu bölgenin değil, sadece Türkiye’nin değil, sadece Avrupa’nın değil dünyanın çok önemli bir merkezi haline gelecek göreceksiniz. Allah nasip eder, iktidar olursak göreceksiniz en önemli merkez haline en geç 8 – 9 yıl içinde gelecek. Böylece bu bölge sadece Türkiye’yi hizmet veren bir bölge değil, sadece Akdeniz ülkelerine hizmet veren bir bölge değil, bu bölge dünyaya, özellikle Avrupa’ya ve Amerika’ya en büyük hizmeti götürecek olan bölge olacak. Bizim Merkez Türkiye projesinin ana unsuru bu. Burada sadece nakliye olmayacak onu da söyleyeyim. Biz aynı zamanda Hakkari’deki çinko madenini burada kuracağımız, bu bölgede kuracağımız maden rafinerisinde işleyeceğiz. Ve o maden rafinerisini madeni çok ucuz bedelle dışarıya ihraç ediyoruz burada işlediğimiz zaman en az 50 kat, 100 kat fazlasıyla ihraç edeceğiz. Herkes kazanacak. Bölgeyi düşündüğünüzden daha fazla büyüteceğiz. İstanbul’un nüfusu azalacak ama burası İstanbul’dan sonra en büyük kent olacak. Akdeniz’in en büyük havzası olacak. Bu kadar büyük bir imkanı bugüne kadar kullanmadı kimse. Biz kullanacağız, yapacağız. Herkes kazanacak bu bölgede herkes ve herkes gerçekten kişi başına gelir çok kısa süre içinde 20 bin, 25 bin dolara çıkacak. Katma değeri yüksek ürün üreteceğiz bu bölgede aynı zamanda. Bu bölgede aynı zamanda göreceksiniz arka arkaya otomobil fabrikaları kurulacak. Çünkü en rahat buradan ihracatlarını yapacaklar. Bu nimetin bugüne kadar kullanılmadığını düşünmek bile beni ürkütüyor neden kullanılmadı, neden bu imkan sağlanmadı? Bunların sağlanması lazım.  Değerli arkadaşlarım, 670 bini aşan bir nakliyecimiz var. 670 bini aşan Türkiye genelinde nakliyecimiz var. Size yine baştan söyleyeyim, sizin sahibiniz kim Allah aşkına bana söyler misiniz? Sahipsiz bir sektör. Koşarsınız acaba bir bakanı bulup da derdimizi anlatabilir miyiz? Acaba Başbakanı ya da Cumhurbaşkanını bulup derdimizi anlatabilir miyiz? 670 bin kişilik bir kitle olacak, bu kitle alın teri dökecek, direksiyon başında günün gerekirse 24 saati çalışacak ama sahibiniz yok. Derdinizi anlatacak yer yok. Bir sürü bakanlık var ne yapıyor bu bakanlıklar? Sizin ekonomiye katkınız en az 25 milyar dolar. 25 milyar dolarlık bir katkınız var sizin ekonomiye. Belki siz farkında değilsiniz ama biz bunların hepsini görüyoruz. 25 milyar dolarlık bir katkı yapıyorsanız bu katkıyı kısa sürede 50 milyar, 100 milyar dolara çıkarmak mümkün. Çünkü öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki, Asya’yla Avrupa arasında köprüyüz. Yani gerçekten olağanüstü bir coğrafyamız var, güzel bir coğrafyamız var nakliye sektörü açısından. Bu coğrafyanın hakkını veriyor muyuz? Hakkını vermiyoruz. Biz bunu Mersin’de düzenledik doğru. Özellikle arkadaşlarıma söyledim biz sizi Ankara’ya davet etsek gelirsiniz gelmezsiniz bir sürü gerekçe bulunabilir. Ama siz buradasınız ve çalışıyorsunuz ve emek harcıyorsunuz. O zaman biz orada düzenleyelim, oturalım konuşalım. Niye kendilerini sahipsiz hissediyorlar.  Dolayısıyla değerli arkadaşlarım, sizin bir sorununuz var. Bir sefer ben baktım 50’yi aşkın derneğiniz var. Derneğiniz olur, sendikanız olur, 50, 60, 70 hiç önemli değil. Ama bir çatı örgütüne ihtiyacınız var. Bütün nakliye sektörünü toparlayacak bir çatı örgütüne ihtiyacınız var. O zaman sizin sesiniz çok daha gür çıkar, o zaman her siyasetçi mutlaka gelir sizi dinlemek zorunda kalır. Bu çatı örgütünü sağlayın. Mesela uluslararası nakliyeciler var, kendilerine göre bir çatı örgütü oluşturmuşlar. Onun da üstünde, onun da dahil olacağı güçlü bir çatı örgütü gerekiyor. Aynı zamanda sizin bir sağlıklı çalışma iklimine ihtiyacınız var değerli arkadaşlarım. Bunu da sağlamamız lazım. Araç muayene ücretleri oluyor, rakamlar açıklanıyor, hep beraber şikayet ediyorsunuz ama sonunda götürüp parayı ödüyorsunuz, parayı ödedikten sonra şikayetler bitiyor. Başka bir sorun çıkıyor ondan şikayet etmeye başlıyorsunuz. O nedenle biz bunu çözeceğiz.  İkincisi, bu sektörün Avrupa’daki sektörle rekabet etmesi lazım. Sağlıklı bir rekabet zincirinin oluşturulması lazım. Onlara her türlü imkan sağlanıyor. Avrupa’daki taşımacılık yapanlara her türlü imkan sağlanıyor. Ama size sağlayamıyoruz. Sağlayamadığımız içindir ki sorun çıkıyor. Rekabet etmekte zorlanıyorsunuz. Bu rekabetin sağlanması lazım. Bunlardan birisi hurda desteğidir. 20 yıl aracı kullandınız, satıp yeni bir araç alacaksınız. Size hurda desteği verilmesi lazım aracınızı daha rahat yenileyin diye bunun olması lazım. Yine aynı şekilde K1 belgesi alıyorsunuz, bir sürü para ödüyorsunuz K1 belgesi alıyorsunuz. Yolcu taşımacılığında bunu devredebiliyorsunuz, satabiliyorsunuz ama tıra gelince hayır bunu satamıyorsunuz. Niye satamıyorsunuz, önünüzdeki engel ne, niye böyle bir engel çıkarıyorlar önünüze? Bu engelinde kalkması lazım değerli arkadaşlarım. Bakın bir şey daha ifade edeyim. Herhangi bir kişi ister Mersin’de, ister Adana’da, ister İstanbul’da, ister Hakkari’de, ister Trabzon’da taksi plakası alamaz tahdidi vardır. Ama sizin işinizi yapmak için hiçbir tahdit yok. Paranız varsa gider kamyonunuzu alırsınız başlarsınız çalışmaya. Niye tahdit yok? Sizin plakanızın değerli olması lazım. Taksi plakası nasıl değerliyse tır plakasının da, kamyon plakasının da değerli olması lazım. Ben memurum emekli oldum ne oluyor emekli ikramiyesi alıyorum. Yanınızda çalışan işçi emekli olduğu zaman kıdem tazminatı alıyor. Esnaf dükkanı iyi yerdeyse hava parası alıyor. Siz plakadan ötürü bir gelir elde ediyor musunuz? Hiçbir şey elde etmiyorsunuz. Tahdit gelecek o da sizin güvenceniz olacak. Her önüne gelen kamyonu alacak istediğim gibi çalışacağım. Olmaz. Bu o kadar basit bir meslek değildir. Bu mesleğe girenler alın teri döküyorlar, yıllarını veriyorlar, aylarını veriyorlar. Param var buldum al bir tane, 20 tane, 30 tane, 50 tane birden piyasaya gir. Bu nedir aynı zamanda? Sizin gelirlerinizi düşürür, rekabet imkanınızı düşürür, yok eder yani. Bunun da değişmesi lazım. Değerli arkadaşlarım, az önce söyledim 25 milyar dolarlık ekonomiye katkınız var sizin. Az para değil bu 25 milyar dolar. Değerli arkadaşlarım, 25 milyar dolar katkı veriyorsunuz ama bazı arkadaşların KDV alacağı var. Devletten KDV alacağı var. Bu alacağı alamıyorsunuz. Bu alacağı almanız lazım. Zamanında vermiyorlarsa devletin size faiz ödemesi lazım. Siz vergiyi biraz geç ödeyin bakın nasıl gecikme zammı uygulanıyor. Devletten alacağınız varsa niye aynı şekilde o alacağınıza devlet faiz uygulamıyor. Bunun da uygulanması lazım.  Değerli arkadaşlarım, bu mesleğe itibar kazandırmamız lazım. Bu mesleğin cazip bir hale getirilmesi lazım. Bakın İngiltere’de bir sorun yaşanıyor, tırlara, kamyonlara şoför bulamıyorlar. Yakında aynı sorunu sizde yaşayacaksınız. İyi yetişmiş bir şoföre herkesin ihtiyacı var. Güzergahı iyi bilen bir şoföre herkesin ihtiyacı var. Acaba var olan iktidar bunun bir geleceğini düşünüyor mu şoförü nasıl yetiştireceğiz, otobüs şoförünü, tır şoförünü, ağır vasıta şoförünü nasıl yetiştireceğiz, bunun bir okulu olacak mı, üniversitelerde böyle bilimler, böyle alanlar olacak mı, insanlar buralarda yetişecekler mi? Bunun yapılması lazım. Üniversiteden mezun olacak stajı olacak. Stajını yapacak ve yanınızda çalışacak. Nitelikli eleman olacak. Bunun yapılması lazım.  AB’yle ilgili aramızda bir sürü sorun var. Efendim motor emisyon standartlarına uymuyorlar vs. diye. Bu şimdilik karşılaştığımız basit bir sorun olarak görülebilir ama önümüzdeki süreçte çok daha ağır olacak. Belki sizin araçlarınızı sokmayacaklar Avrupa’ya, belki daha ağır vergiler alacaklar sizden. Ne yapması lazım hükümetin? Buna uygun araçlar imal etmesi lazım. Buna uygun araçların imalı için teşvik vermesi lazım ve siz araçlarınızı yenilerken bu motor emisyon standartlarına AB ile uyum içinde olması lazım. Akıllarına geliyor mu böyle bir şey? Bir yönetici, ülkeyi yöneten yönetici 10 yıl sonra, 20 yıl sonra, 30 yıl sonra dünyada ne olacak bunu bilemezse ülkeyi yönetemez. Bunu bilmesi lazım. O nedenle üretimin bu standartları yakalayacak şekilde özendirilmesi lazım.  Çalışma saatleriniz. Uluslararası Çalışma Örgütünün raporları var herkes ona uyuyor. 9 saat çalışacaksın, 12 saat dinleneceksin. Avrupalı bunu gayet güzel yapıyor. 9 saat gidiyor bir yerde, eğlence merkezi var, sineması var, her türlü imkanı var rahat ediyor orada 12 saat kalabiliyor, 10 saat kalabiliyor. Dağın başında ne yapacaksınız Allah aşkına siz? Size böyle bir imkan sağlandı mı? Rahat edebileceğiniz, rahatlıkla dinlenebileceğiniz bir imkan sağlandı mı? Sağlanmadı. Niye sağlanmıyor? Siz vergi vermiyor musunuz? Vergi veriyorsunuz. Gelir vergisi veriyorsunuz, kurumlar vergisi veriyorsunuz, katma değer vergisi veriyorsunuz, motorlu taşıtlar vergisi veriyorsunuz, ÖTV veriyorsunuz, mazot alırken veriyorsunuz. Niye bu imkan size sağlanmıyor, hangi gerekçeyle sağlanmıyor? Çünkü sizin sahibiniz yok arkadaşlar.  Kantarlar bakımsızlık nedeniyle yanlış tartıyor. Fatura kime kesiliyor? Fatura size kesiliyor. Ceza kime kesiliyor? Ceza size kesiliyor. Bunların bakımını kim yapacak? İlgili kamu kurumu yapacak. İlgili kamu kurumu süresinde, zamanında bu bakımları yapıyor mu? Yapmıyor ne olacak ki. Gelir yanlış tartarız, gider öbür tarafta doğru tartılır cezaları keseriz, zamanında ödenmezse bir de faiziyle beraber bu paraları sizden alırız. Almazsa gelir ehliyetinizi alır.  Değerli arkadaşlarım, bir Deli Dumrul hikayesi yaşıyoruz hep beraber Türkiye’de. Otoyollar yapıyorlar gayet güzel, köprüler, tüneller yapıyorlar. Niye yaptınız diye hiç sormadık. İhtiyaç varsa yapılır. Ama şu soruyu sorduk, bunları kaça yaptınız ve ne kadar garanti verdiniz? Adı yap-işlet-devret. Yap-işlet-devret ne demektir? Sen yapacaksın, işleteceksin, belli bir süre sonra da devlete devredeceksin. Şimdi yap-işlet-üstüne para al, olağanüstü kar elde ettikten sonra da devlete ver. Hem balı var, hem kaymağı var. Şimdi sizi o yollardan geçmeye mecbur kılıyorlar. Avro üzerinden, dolar üzerinden fiyat biçiyorlar. Sorduk bunları kaça yaptınız? Cevabı yok. Ticari sır bu. Ne demek ticari sır? Ben parasını ödüyorsam bunun ticari sırrı olmaz, bu devletin yolu. Kaça yapıldı bu? Bilmiyoruz. Yüksek bedeller alıyorlar sizden. Navigasyondan sizi oraya yönlendiriyorlar, bazen trafik polisi arkadaşlar yönlendiriyorlar öyle talimat almıştır. Efendim oraya devletin yükü az olsun, siz cebinizden ayrıca para ödeyin buraya diye. Söyleyeyim, sizlerin oyuyla iktidar olduğumuzda bu yolların tamamını kamulaştıracağız. Öyle uçuk rakamlar olmayacak, soygun düzeni olmayacak. Soygun düzeni olur mu? Bunların tamamını kaldıracağız. Ama şöyle yapacağız, kimseyi mağdur etmeyeceğiz. Yolu kaça yaptığının maliyetini çıkaracağız, üstüne makul bir kar koyacağız, parasını vereceğiz yolu alacağız, köprüyü alacağız. Makul bir fiyat koyarsınız mesele biter. Rahmetli Özal’ın yaptığı yollardan, köprülerden de para alınıyor ama bu kadar anormal paralar alınmıyor. Bunun yapılması lazım.  Değerli arkadaşlarım, ÖTV’siz ve KDV’siz akaryakıt alıyorsunuz gümrüklerden. Normalde bunun standardı daha önce UNE’de çalıştırırken makul bir fiyat alıyordu. Maliyet artı yüzde 8’lik bir limit var orada. Bu limitin üstünden sizden para alınıyor Kapıkule, Hamzabeyli ve İpsala sınır kapısından. Niye alınıyor? Dava bile açamıyorsunuz. Dava açmanız lazım. Dava açsam başım belaya girer mi diyorsunuz. Birisi gelir kamyonuma el koyar mı, trafik polisi plakayı öğrenir her 24 saatte bir bana ceza yazar mı? Değerli arkadaşlarım, buranın eskiden olduğu gibi uluslararası nakliyeciler derneğine verilmesi lazım benim şahsi kanaatim ve düşük fiyat, anormal fiyat değil. Düşük bedel neyse o düşük bedelden size mazotun verilmesi lazım.  Avrupa’nın birçok ülkesinde değerli arkadaşlarım, 12 ton ve daha fazla yük taşıyanlara mazot desteği verilir. Size mazot desteği veriliyor mu? Verilmiyor. Niye verilmiyor, siz nasıl rekabet edeceksiniz? Onların devletleri, onların hükümetleri kendi nakliyecilerine destek verirken bizim hükümetler neden köstek oluyor, neden destek vermiyor? Siz bu memlekete dolar getiriyorsunuz, para getiriyorsunuz. 25 milyar dolar az para mı bu 25 milyar dolar? Onlar hangi desteği veriyorsa bizim de en az o desteği vermemiz lazım ki, rekabette eşitlenelim. Onlar daha büyük avantajlar elde ederlerse siz rekabet edemezsiniz.  Değerli arkadaşlarım, bir şey daha. Avrupa’ya, Amerika’ya baktık nakliye sektörüne. Kilometre başına bir fiyat veriyorlar asgari fiyat. Kilometre başına asgari fiyat tarifesi diyorlar. Asgari bir fiyatı var bunun. Maliyetini hesaplıyor, kilometrede işte aracın eskimesi yani amortismanı, aracın yaktığı mazot, şoförün ücreti bütün bunları buluyorlar bir asgari fiyat tarifesi buluyorlar ve diyorlar ki, kilometre başına nakliyeyle uğraşan herkes kilometre başına bu kadar bir tarifeyle ancak taşıyabilir. Bu ne demektir? Fiyatta istikrar demektir, haksız rekabeti önlemek demektir. Taşıyorsan asgari fiyatı budur. Üstünde taşıyabilirsin ama onun altında hiçbir nakliyeci taşıyamaz, taşımamalı. Böylece nakliye sektöründe zararı önlemiş olacağız. Bunun sağlanması lazım.  Değerli arkadaşlarım, siz aynı zamanda esnafsınız. Var meşhur küçük ve orta ölçekli işletmeleri geliştirme ve destekleme idaresi başkanlığı var yani KOSGEB var kısa adı. KOSGEB’den yararlanıyor musunuz? Yararlanmıyorsunuz. Niye yararlanmıyorsunuz siz esnafsınız. Bu imkanın size de sağlanması lazım. Sağlanmıyor. Bunun da sağlanması lazım rekabet açısından. Aynı zamanda dış politikada çok ciddi sorunlarımız var. Şunu ifade edeyim, inşallah iktidar olduğumuzda Suriye’yle hemen barışacağız, Mısır’la hemen barışacağız, karşılıklı büyükelçilikleri açacağız. Suriye’den Ortadoğu’ya ta Mısır’a kadar giden yolların tamamını trafiğe açacağız. Dış politikada kavgayı değil barışı önceleyeceğiz. Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya burada karşılaştığınız sorunları da biliyoruz. Sarp sınır kapısında günlerce bekleyen tır biliyorum. Azerbaycan’ın bizden aldığı ekstra paraları biliyorum. Sizi zorla roro üzerinden mal taşımaya sevk ettiklerini biliyorum. 2 bin, 2 bin 500 dolar ekstra para aldıklarını biliyorum. Yabancı tırlardan alınmayan paranın Türk tırlarından alındığını biliyorum. Peki soru, bunlar olurken bu hükümet niye uykuda, neden müdahale etmiyor? Bu tırlar bizim tırlar değil mi, bu şoförler bizim şoförlerimiz değil mi, onların kazandığı para Türkiye’ye gelmiyor mu? Neden bunlara sahip çıkılmıyor ve neden dış politikada bu konuda oturulup görüşülmüyor? İki devlet bir millet güzel. İki devlet bir milletsek bizim tırlara neden farklı muamele ediyorsunuz? Bunu sormayacak mıyız? Bir telefona bakar. Açacaksınız telefonu diyeceksiniz ki kardeşim, sen Avrupa’dan gelen yabancı tırlara ne yapıyorsan aynısını bize de yap biz sizden ayrıcalık beklemiyoruz. Bu telefon dahi açılmıyor arkadaşlar. O nedenle sahibiniz yok, o nedenle sorunumuz var. Bunun çözülmesi lazım.  6 sigorta türü ödüyorsunuz. Avrupalılar bir sigorta. Karmaşık işi bitirmişler tek sigorta mesele bitiyor. Yapabilir miyiz? Yaparız. Elin oğlu yapıyor da biz niye yapmayacağız bizde bunu yapabiliriz. Karayolları taşıma kanunu. 17 yıllıkta taşıma yönetmeliği var. Bunların değişmesi lazım. Dünya değişiyor, bakın dünya değişiyor, ilişkiler değişiyor. Yeşil ekonomi dediğimiz bir kavram var. Emisyon hacminin düşürülmesi isteniyor, çevreyle ilgili toplumun duyarlığı var. Bunların değişmesi lazım. Nasıl değişecek? İşin uzmanlarını getireceksiniz, sektörün temsilcilerini getireceksiniz bir masanın etrafında oturtacaksınız kardeşim şunların, şunların yapılması lazım. Siz derdinizi anlatacaksınız, çözmek durumunda olan iktidar sahipleri de bunları çözecekler. Ama sizinle bir araya bile gelmiyorlar. Niye gelmiyorlar onu da söyleyeyim, ne olacak diyor vur ensesine istediğini yap diyor. Nasıl olsa bunlar sonuçta gelecek oyu gene bize verecek diyor. Çantada keklik olarak görüldüğünüz sürece sizin sorunlarınız çözülmez. Türkçesi budur arkadaşlar. Kimse kusura bakmasın açık ve net konuşacağım. Birbirimizi kandırmanın bir alemi yok açık ve net. Oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız bütün bu sorunların çözülmesi için. Buyurun Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız burada sizin sorunlarınızı çözmek için elinden gelen her çabayı gösteriyor. Ben sizin oyunuza talip değilim. Altını çiziyorum ben sizin oyunuza talip değilim, ben sizin dertlerinize talibim, sorunlarınıza talibim ben sizin. Çözeceğim bunları. Niye çözmeyelim? Aracınızı yenilerken size avantaj sağlanması lazım. Az önce söyledim hurda desteği verilmesi lazım aracınızı yenilerken. Plaka tahdidi getirilmesi lazım. Her önüne gelen bu işi yapamaz plaka tahdidi gelmesi lazım. Ekmek teknesi aracınızın plakası değerlenecek evinize ekmek götüreceksiniz, geleceğinizde güvence altında olacak. Bunun olması lazım. Dış politikanın tamamen değişmesi lazım 180 derece. Türkiye’ye yönelik olumsuz bir tavır takınılmaması lazım. Bunu yapmak çok zor bir şey değil arkadaşlar. Oturursunuz beraber dersiniz ki, biz madem ki akrabayız, madem ki aynı kökten geliyoruz kardeşim o zaman bizim tır şoförlerine neden bu ayrıcalığı yapıyorsun, neden Sarp sınır kapısında bunlar günlerce beklemek zorunda kalıyorlar. Onlar derse ki biz bunu yapıyoruz, bizde gereğini yaparız o zaman. O kendi vatandaşını koruyorsa bende kendi vatandaşımı korumak zorundayım. Kendi ülkesini koruyorsa bende kendi ülkemi korumak zorundayım. Çıkarların denk olması lazım. Denk çıkarlar olduğu sürece başımızın üstüne. Rekabet mi? Her türlü rekabeti yapabiliriz ama rekabette eşitlik lazım. Eşitliği sağlayabilirsek bunların hepsi gerçekleşir değerli arkadaşlarım. İşin özü; sorunlarınız belli, hepsi çözülecek türden sorunlar. Çözülemeyecek hiçbir sorununuz yok. Türkiye açısından çok büyük bir potansiyelsiniz, olağanüstü avantajlar sağlandığı takdirde emin olun her türlü imkan size sağlandığı takdirde Türkiye’yi dövize de boğarsınız ben buna da inanıyorum.  Bu coğrafya hem sizin, hem Türkiye’nin kazanmasına uygun bir coğrafya. Bunu Mersin’de yaptık, sizlerle beraber yaptık, düşüncelerimi açık ve net ifade ettim çok daha hızlı, çok daha güçlü bir şekilde büyüyebiliriz, bunu yapabiliriz, sağlayabiliriz, yeter ki bu dediğim olaylar, sorunlar çözülsün. Bunların çözülmesi içinde öyle 5 yıl, 10 yıl falan beklemeye gerek yok. Bir yıl içinde bunların tamamı çözülür. Siz belki bu mesleğe girmeden önce bu sorunlar vardı, mesleği neredeyse bırakıp emekli olacaksınız yine bu sorunlar var ama çözülmüyor. Oysa bir yıl içinde bu sorunların tamamı çözülür. Sormanız lazım bu ülkede Dışişleri Bakanlığı ne yapıyor? Sormanız lazım bu ülkede Ulaştırma Bakanı ne yapıyor? Siz düşüneceksiniz bende düşüneceğim. Sorunları aktaracaksınız, biz parlamentoda da, parlamento dışında da sizin sorunlarınızı her yerde, her ortamda dile getireceğiz. Efendim beni dinlediğiniz için hepinize yürekten teşekkür ederim. Sakın moralinizi bozmayın Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün sorunları çözeceğiz. Tereyağından kıl çeker gibi bütün bu sorunları çözeceğiz. Hepsini çözeceğiz. Güvenin biz size güveniyoruz çünkü. Sağ olun, teşekkür ederim. 

Gündem'den Öne Çıkan Haberler