23.12.2021

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Adana Büyükşehir Belediyesi Toplu Açılış Törenine Katıldı

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kozan'da Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Sırelif Kreşi'nin açılışını yaptı.
Kreş içerisinde kadınlarla bir araya gelerek kadınların taleplerini dinleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra Adana Büyükşehir Belediyesi Kozan Şehit Kubilay Parkı ve Toplu Açılış Töreni'ne katıldı.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi:


Öncelikle hepinize yürekten teşekkür ederim. Güzel bir manzara. Öyle anlaşılıyor ki, hepiniz demokrasiye susadınız. Öyle anlaşılıyor ki, sevgiye susadınız. Birbirimizi seveceğiz, birbirimize saygı duyacağız. Her birimiz bu güzel coğrafyada huzur içinde yaşamak istiyoruz ve bunu yapacağız. Söz veriyorum, yapacağım. Söz veriyorum, bu millet kucaklaşacak. Söz veriyoruz, terörü bitireceğiz. Söz veriyoruz, bu coğrafyada hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Söz veriyoruz, bu coğrafyada beraber huzur içinde yaşayacağız. Söz veriyoruz, kadın – erkek eşitliğini sağlayacağız. Söz veriyoruz; kadın emeğiyle, alın teriyle huzur içinde çalışacak, huzur içinde evinde olacak, huzur içinde çocuğunu yatıracak.
Belediye Başkanı arkadaşlarıma söylüyorum; harcadığınız para sizin paranız değil milletin parası, dolayısıyla harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Belediye Başkanı arkadaşlarıma söylüyorum; seçildiniz, beldeden, ilden, büyükşehirden, hiçbir zaman ayrım yapmayacaksınız. Bize bu mahalle oy vermedi, şu ilçe oy vermedi sakın böyle bir şey düşünmeyin. Pozitif ayrım yapacaksınız, önce fakir mahallelerden başlayacaksınız. O mahalleleri büyüteceksiniz, oralarda kreş kuracaksınız, anneler sevgiyle, saygıyla çocuklarını getirecek kreşe ve dolayısıyla anne güven içinde çocuğunu teslim edecek. Anne bilecek ki, benim oğlum, kızım kreşte arkadaşlarıyla oynuyor, karnı doyuyor, öğretmenler yetiştiriyor, şarkılar, türküler öğreniyor, yatırıyor ve akşam da anne huzur içinde gidiyor evladını alıyor. Bunların tamamını yapacağız hiç endişe etmeyin.
Bu toprakların huzura ihtiyacı var, bu topraklar bereketli topraklar. Hele Kozan… Adana’dan gelirken görüyorsunuz Kozan’ın ovasını, bereketli ovasını görüyorsunuz; dağları, Torosları ve Torosların yiğit evlatlarını görüyorsunuz. Dolayısıyla biz kendi topraklarımızda huzur içinde ama kendi topraklarımızda büyüyerek ve gelişerek yaşamak istiyoruz.
Efendim sözlerime böyle başladım ama aramızda Sayın Bakanımız var, Büyükşehir Belediye Başkanlarımız var, Kozan’ın saygıdeğer Belediye Başkanı var, arkadaşlarım var, yol arkadaşlarım var, İYİ Partinin ve Cumhuriyet Halk Partisinin saygıdeğer başkanları var. Hepinize yürekten teşekkür ederim, onlar da şeref verdiler, buradalar.
Efendim Kozan Belediye Başkanımız narenciyeden söz etti, Kozan’ın öneminden söz etti, son derece doğal. Elbette ki Kozan hak ettiği ilgiyi alacak, hak ettiği üretimi üretecek ve karşılığını da alacak. Sayın Başkan, bir gün lütfedip gelirseniz Genel Merkeze, size bir çay ısmarlayacağım, keçiboynuzu çayı. Benim bütün misafirler geldiği zaman, hiçbir yerde göremezsiniz ama ben misafirlerime keçiboynuzu çayı ikram ederim. Olağanüstü güzel bir çaydır. Dolayısıyla keçiboynuzuna talibiz Sayın Başkan, hiç endişe etmeyin.
Efendim Türkiye’nin durumunu biliyorsunuz. Sıkıntılarımız var, onu da çok iyi biliyorsunuz. Bal üreticileriyle görüştüm, o sorunu da çözecek inşallah Zeydan Başkan, burada bir laboratuvar kuracak. Dolayısıyla sahte balla doğru balı ayıracağız, hiçbir bal üreticisinin alın terini birilerine sömürtmeyeceğiz. Bu konuda emin olmanızı isterim. Zeydan Başkanımız dedi ki, “milliyetçi, muhafazakar bir yer Kozan.” Şunu rahatlıkla ifade edeyim, bizim altı okumuzdan birisi milliyetçilik. Ama bizim milliyetçiliğimiz sıradan milliyetçilik değil. İki kırmızı çizgimiz var, bütün Kozanlı kardeşlerimin dinlemesini isterim, iki kırmızı çizgimiz var; vatanımız ve bayrağımız, gerisi lafı güzaftır. Bizim milliyetçiliğimizde Süleyman Şah Türbesini kaçırmak yoktur. Bizim milliyetçiliğimizde Süleyman Şah Türbesindeki bayrağı indirmek yoktur. Göreceksiniz, halkın iktidarında göreceksiniz, milletin iktidarında göreceksiniz, bir hafta içinde o bayrağı götüreceğim oraya dikeceğim ve aynı zamanda Süleyman Şah Türbesini yine eski yerine koyacağız, götüreceğiz.
Bizim milliyetçiliğimizde Türk lirası değerlidir. Eğer bugün Türkiye Cumhuriyetinin bankalarındaki tasarruf mevduatının yüzde 67’si dolarsa, avroysa bir sorunumuz var demektir. Türkiye iyi yönetilmiyor demektir. Siyasetle iktidar arasında, yani ülkeyi yönetenlerle vatandaş arasında bir güven sorunu var demektir. Kendi parasına güvenmiyor demektir. Tasarrufunu değerlendirmek için parayı dolara yatırmak zorunda kalıyor. Sormak isterim, böyle bir tabloyu Türkiye Cumhuriyeti Devleti hak ediyor mu? Sormak isterim, böyle bir tablodan Türkiye’nin çıkması gerekiyor mu? Çıkaracağız. Türk lirasını yine itibarlı para haline getireceğiz. Parayı pul yaptılar, onu biliyorum. Pul yapanları siz de biliyorsunuz. Yapmamız gereken bir şey var. Kim parayı pul ettiyse, kim siyaseti güvensiz hale getirdiyse sandık gelecek ve sandığa gideceksiniz, elinizi vicdanınıza koyup öyle oyunuzu kullanacaksınız.
Bizim Türkiye’ye bakışımız; Türkiye’nin büyümesi, Türkiye’nin gelişmesi istikametindedir. Biz Milli Kurtuluş Savaşını verirken -Kubilay’ın torunu da burada- Milli Kurtuluş Savaşını verirken şehitlerimiz var, gazilerimiz var. Milli Kurtuluş Savaşı sonrası 1923’de İzmir’de İktisat Kongresi toplanmıştı memleketi nasıl büyüteceğiz diye. Acaba 1921 yılında Kayseri’de uçak fabrikasının temelinin atıldığını kaç kişi biliyor? 8 yıl sonra Kayseri’den kalkan uçağın Ankara’ya indiğini kaç kişi biliyor? Ankara Etimesgut’ta uçak fabrikaları motorunun temelinin atıldığını kaç kişi biliyor? İkinci uçak fabrikasının Eskişehir’de yapıldığını kaç kişi biliyor? 1940’lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden 5 ülkeden birisinin Türkiye olduğunu kaç kişi biliyor? Tarihimizi bize öğretmiyorlar. Uşak Şeker Fabrikası yumurta satılarak kuruldu.
Bu ülke sıradan bir ülke değildir. Bu ülke Milli Kurtuluş Savaşını vermiş ve cumhuriyeti kurmuştur. Bu ülkenin bir diğer özelliği daha var. Bizim cumhuriyet kurmamızdan sonra bütün İslam dünyası cumhuriyeti kurmuştur. Demek ki bu ülkenin kaderinde İslam dünyasına örnek olmak da var. Ve bizler cumhuriyeti kurduk, şimdi cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız.
Etnik kimlik üzerinden kim siyaset yapıyorsa, yaşam tarzı üzerinden kim siyaset yapıyorsa, inanç üzerinden kim siyaset yapıyorsa bu ülkeye ihanet ediyor. Bu ülkede hepimiz kardeşiz, bu ülkede hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz, bu ülkede herkese saygı duymak zorundayız. Dolayısıyla bizler yeni bir siyaset anlayışını hayata geçirmeye çalışıyoruz. Güzel bir siyaset anlayışı, ahlaklı bir siyaset anlayışı, halkına hesap veren bir siyaset anlayışı.
Büyükşehir Belediye Başkanımız yaptığı yatırımları anlattı değil mi, ne kadar tasarruf yaptığını da anlattı değil mi? Görmeyebilirdi; ya ne olacak, herkes malı götürüyor, biz de götürelim diyebilirdi. Ama bu CHP’nin tarihine ihanet etmek olur. Bizim tarihimizde halka hizmet etmek vardır. Halka hizmet, Hakk’a hizmettir. Halka hizmet, hepimizin ama hepimizin duyarlı olması gereken bir alandır. Dediğim şuydu; para milletin parası, milletin parasıysa milletin hakkını teslim edeceksiniz, hukukunu teslim edeceksiniz.
Bir şeyden daha emin olmanızı isterim. Devlet memurlarına çağrı yaptım; rüşvet yazısının altına kim imza atarsa milletin iktidarında hesabını soracağız ve o makamda tutmayacağız diye. Evet tutmayacağız. Yine söyledim; Yargıtay kararının altında tek imzası dahi olmayan, yeri, masası bile olmayan kişiyi, önce Yargıtay Başkanlığına, sonra Anayasa Mahkemesine üye seçiyorsanız adaleti katlediyorsunuz demektir. Devletin dini adalettir, adalet! Yüce Yaradan, kainatı adalet üzerine inşa etmiştir. Siz adaleti nasıl yok edersiniz? Adalet üzerinde duracağız, ben de duracağım, siz de duracaksınız. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını ve hukukunu ben de savunacağım, siz de savunacaksınız. Bu bizim boynumuzun borcudur.
Söz verdim, bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek; geliri olmayan veya geliri asgari ücretin de altında olan bütün ailelerin devlet güvencesi altında olmasını sağlayacağız. Aile Destekleri Sigortasını getireceğiz. Kaç kişi Aile Destekleri Sigortası adını duydu bana bir el kaldırabilir mi Allah aşkına? Çok az kişi. Aile Destekleri Sigortası şu; Kozanlı kardeşlerim iyi dinlesin, geliri olmayan veya geliri asgari ücretin altında olan ailelere devletin düzenli, sağlıklı yardım yapmasıdır. Bunu Türkiye ne zaman kabul etmiş? 1971 yılında. Hangi yıldayız? 2021. 50 yıldır neden bu sigorta dalı uygulanmıyor, neden kanunu çıkmıyor? Çünkü siyasetçi diyor ki: “Ben sana yiyecek vereceğim, sen bana oy ver. Ben sana makarna vereceğim, sen bana oy ver. Ben sana kömür vereceğim, sen bana oy ver…” Bu düzeni yıkacağız, bu düzeni kaldıracağız. Geliri olmayan ailenin banka hesabına parasını yatıracağız, gidecek oradan parasını çekecek, işçi gibi, memur gibi, emekli gibi parasını çekecek, çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Onun fakirliğini kimse bilmeyecek. İnsan onurunu koruyacağız; insan onurunu, insanın saygınlığını koruyacağız. Fakirlik kader değil ki. Ne yapıyorlar? Fakirleri diziyorlar sıraya, ellerinde paketler, televizyoncuları çağırıyorlar yardım yaparken gösteriyorlar. Bu insanların onuru yok mu, neden bunu yapıyorlar? Bu düzene son vereceğiz, emin olun son vereceğiz. Parayı da evde kadının banka hesabına yatıracağız, çünkü kadın evin ihtiyaçlarını en iyi bilen kişidir. Parayı çekecek, çoluk çoğunun rızkını sağlayacak ve kimse o ailenin fakir olduğunu bilmeyecek. İşin özeti bu, bunu yapacağız. Ne diyorum? Her eve huzuru getireceğiz, her eve bereketi getireceğiz.
Bu bölge için çok güzel bir planımız var, onu önümüzdeki günlerde açıklayacağız. Bu projeyi hayata geçirdiğimizde, Samandağ’dan başlayarak Mersin’e kadar olan bir hattı yeniden inşa edeceğiz Allah’ın izniyle. Göreceksiniz, İstanbul’un nüfusu 2,5 milyon azalacak. Bu bölgede müthiş bir istihdam alanı yaratacağız. Bu bölge bereketli bir bölge, bu bölgenin insanları çalışkan insanlar, bu bölgede müthiş gençlerimiz var ve gençlerimiz umutlarını yurtdışına bağlamış durumdalar. Buradan Türkiye’yi çıkarmamız lazım. Türkiye’nin büyümesi lazım, Türkiye’nin gençleşmesi lazım, Türkiye’nin çalışması lazım, Türkiye’nin üretmesi lazım, Türkiye’nin bölgesinde en güçlü devlet konumuna gelmesi lazım. Bunların tamamını yapacağız.
Bir sözüm daha var, onu da söyleyeyim; en geç iki yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi davulla zurnayla Suriye’ye geri göndereceğim. İşte milliyetçilik bu değerli arkadaşlar; kimseyi mağdur etmeden, ırkçılık yapmadan, onların güvenliğini sağlayarak onları göndereceğiz oraya.
Yine sözüm var; bir hafta içinde çiftçilerin bankalardan veya tarım kredi kooperatifinden; esnafın bankalardan veya esnaf kefalet kooperatiflerinden çektikleri kredilerin faizlerini bir hafta içinde sıfırlayacağız. Ne diyorlar? Faiz indirdik. Ne faizi indirdin? Çiftçinin faizi mi düştü? Yok. Esnafın faizi mi düştü? Yok. Kredi kartı kullananın faizi mi düştü? Yok. Kimin faizi düştü? Ama sizlerin takdiri, Allah’ın izniyle geleceğiz ve bütün o faiz belasını sileceğiz ve kurtaracağız, esnafı da, çiftçiyi de kurtaracağız; o zaman görecekler faizler nasıl silinirmiş.
Bütün şikayetleri biliyorum. Toplumun her kesimini dinliyorum. Şunun sözünü veriyorum, hiç kimse kendisini sahipsiz hissetmesin. Gazi Mustafa Kemal cumhuriyeti kurarken şunu söyledi: “Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.” Sizin sahibiniz cumhuriyettir. Bu ilkeden yola çıkarak Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz inşallah, göreceksiniz. Papaz’ı teslim et dediklerinde teslim edecek, sonra milliyetçilik edebiyatı yapacaksın. Bu tür rezaletlere izin vermeyeceğiz. Birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz ülkeye.
Gençlere sesleneyim. Sevgili gençler, sizden oy istiyorum niçin biliyor musunuz? Beni daha özgürce eleştirmeniz için istiyorum. Hep söylerim; bir siyasetçinin alkışa değil, bir siyasetçinin sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı var. Benim hatamı siz bilirsiniz, siz görürsünüz. Hatayı söyleyeceksiniz, ben de onu öğreneceğim, ben de bileceğim, aynı hatayı yapmamaya özen göstereceğim.
Hava biraz serin, biraz da uzun konuştum galiba öyle mi? Zeydan Başkan dedi ki, “daha büyük bir alan yapacağım…” Alanı yaptığı zaman zaten bir daha geleceğiz buraya, bir daha oturup konuşacağız.
Şunu da rahatlıkla ifade edeyim; özeleştiriden de korkmayacağız, bizim de hatalarımız oldu, bizim de eksikliklerimiz oldu. O nedenle söyledim, artık bir araya gelip helalleşmemiz lazım.
Konu Türkiye’dir. Türkiye’yi büyütmek istiyoruz, Türkiye’yi…
Teşekkür ederim, çok sağ olun, var olun. Asla umutsuz olmayın. Bir, ülkenizi sevin; iki, ayrımcılık asla yapmayın; üç, bir arada olmaktan keyif alın, gülümseyin, hayat çok güzel, gülümseyeceksiniz. Bir kişinin derdi, sorunu varsa mutlaka ilgilenin, mutlaka yardım elinizi uzatın. Çünkü biz dayanışma kültürünü büyütmek istiyoruz. Beraber, birlikte, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Göreceksiniz, terör belasını da bu topraklardan silip atacağız Allah’ın izniyle.
Efendim hepinize çok teşekkür ederim, çok sağ olun var olun. Hepinize en içten sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Aynı zamanla Yörük kökenli bir kardeşiniz olarak da bütün Yörüklere, Torosların o kahraman evlatlarına da selamlarımı, sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
Sağ olun, var olun. 

Gündem'den Öne Çıkan Haberler