13.07.2018
13.07.2018
CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY: “HUKUK DEVLETİNDE HUKUK DEVLETİ TİYATROSU OYNANAMAZ”
-“DEMOKRASİ 1947’NİN GERİSİNDE”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri, OHAL KHK’leri ve yetki kanununa dayanılarak çıkarılan KHK’de bir çok anayasa ihlali olduğuna dikkat çekerek, “Yüzde 50+1’i buldum diye Anayasa’yı ortadan kaldıramazsınız. Hukuk devletinde, hukuk devleti tiyatrosu oynanmaz” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında; normal ülkelerde seçim bittikten sonra, toplumsal ilişkilerde bir rahatlık hissedildiğini ancak Türkiye’de tam tersi bir sürecin yaşandığını kaydetti. Altay, “24 Haziran seçimlerinden sonra hükümet krizi yokken Türkiye, her bakımdan büyük bir gerilim halindedir. Bu, sıkıntılı ve tehlikeli bir haldir. Sıkıntı ve tehlikenin Türkiye için iki önemli boyutu var. Birincisi ekonomik göstergeler bakımından Türkiye'nin sıkıntılı duruma doğru süratle evrildiğini görüyoruz. İkincisi Türkiye'nin iç barışı bakımından kamplaşma, kutuplaşma politikalarının artarak süreceğini öngörüyoruz. İki hal de Türkiye'nin birliğine, dirliğine zarar verir" dedi.
ERDOĞAN’I ELEŞTİREN HERKES CEZAEVİNE Mİ GİRECEK?
Cumhurbaşkanına hakaret suçunun yeniden düzenlenmesi gerektiğine dikkat çeken Altay, bu konuda tüm parti gruplarına çağrı yaptı. Altay, şunları söyledi:
“Öncelikle Cumhurbaşkanı, demokrasinin bir tepki ve protesto rejimi olduğunu kabul edecek, etmezse olmaz. Etmezse bu ülke iyi gün görmez. Tabii hiç kimse de seçilen cumhurbaşkanına hakaret etmemelidir. Ama ülkeyi yönetene diktatör diyenlere hakimler patır patır tazminat cezası hükmediyorsa, garip durum vardır. Öğrenciler, on yıl önce mahkeme kararıyla suç unsuru bulunmayan bir karikatürü pankarta yazıp, açtıklarında tutuklanıyorsa garip bir durum vardır, olağandışılık vardır. Bu tabloyu yaşayan ülkede demokrasiden söz edilemez. AK Parti Grubu ve diğer partilere çağrı yapıyorum, gelin 'cumhurbaşkanına hakaret' tanımını yeniden düzenleyelim. Siyaset nezaket ve vicdan işidir ama aynı zamanda münakaşa işidir. Ülkeyi yönetenleri eleştirmek de milletin işidir. Zuhal Olcay ceza alıyor, Sayın Kılıçdaroğlu ve parti sözcüsü tazminat davalarına mahkum ediliyor, öğrenciler tutuklanıyor. Neymiş efendim cumhurbaşkanına hakaret. Altyapı bakanlığı işi gücü bıraksın bol bol cezaevi yapsın. Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanı'ndan müşteki olan herkes cezaevine girecek."
DEMOKRASİ 1947’DEN GERİ
1946 seçimlerinin ardından Recep Peker'in Başbakan, Celal Bayar'ın da Demokrat Parti Genel Başkanı olduğu dönemde yaşanan süreci anımsatan Altay, Bayar'ın, İsmet İnönü'ye ve kamuoyuna, basınç ve baskı altında olduklarına yönelik şikayetlerini ilettiğini anlattı.
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün, Bayar ve Peker ile ayrı ayrı, sonra üçlü olarak görüştüğünü vurgulayan Altay, İnönü'nün daha sonra 12 Temmuz beyannamesini millet ile paylaştığını belirtti.
Altay, “AK Parti iktidarı bu gün 1947'de yaşanan demokratik olgunluğu göstermiyor, göstermemek için direniyor. Yaşananlar Demokrasinin, şu anda 1947'den daha geri gittiğinin açık kanıtıdır” diye konuştu.
HUKUK DEVLETİ TİYATROSU
AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın, TBMM Başkanı olduğuna işaret eden Altay, "Allahım'a dua ediyorum: TBMM Başkanı Binali Yıldırım, başbakanlığı kapattığı gibi TBMM'yi de kapatmasın yarabbi. TBMM kapatmaya şüphesiz kimsenin gücü yetmez de... Ama bu kafa öyle bir kafa" dedi.
Olağanüstü hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) yetki kanunu çerçevesi kapsamında çıkarılan KHK ve kararnamelerde Anayasa’ya aykırılıklar bulunduğunu kaydeden Altay, şöyle konuştu:
“Bugün Türkiye’de bir anayasal düzen yoktur. Anayasa’da HSK’ye müsteşarın katılacağı yazarken, kararname ile bakan yardımcısının bu kurula gireceği yazıyor. Bu anayasa dururken o bakan yardımcısı, Hakimler Savcılar Kurulu toplantılarına katılırsa o kurul, Türkiye'nin Hakimler Savcılar Kurulu olmaz, aldığı her karar hukuk dışıdır, anayasaya aykırıdır, alınan her karar sahte evrak niteliğindedir. Hukuk devletinde hukuk devleti tiyatrosu oynanamaz. Erdoğan'ın hali hal değil, tuttuğu yol yol değildir. Yüzde 50 artı 1'i buldun diye ortadan bunu kaldıramazsın millete toslarsın. Milletin sabrını taşırma, sana verilen güveni ilk günden istismar etme. Sana verilen çeki çarçur etme."
Bir gazetecinin CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin açıklamalarını hatırlatması üzerine, Altay, şu değerlendirmeyi yaptı:
"O geceyle ilgili Sayın İnce, belki biraz eksik söyledi. O gece açıklama yapılıp yapılmamasıyla ilgili bir değerlendirmeyi kendi aramıza yaptık. YSK ve Anadolu Ajansı verilerinin netleşmesi noktasında bence beklemekte fayda vardı. Halen aynı düşüncedeyim. O gece çıkıp ne diyecektik? Seçimi kaybettik desek kaybetmedik, kazandık desek kazanmadık. Verileri, veri akışlarını takip ediyoruz. Tabloya bakıyoruz. Anadolu'nun dört bir yanından özel olarak da veri alıyoruz. Olumsuz bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu saat 9 itibarıyla gördük. Ama siyasette umut bitmez. Gece'nin 4'ünde kalkıp, Erdoğan'a hayırlı olsun demesinin de bir anlamı yoktu. Karar benim değildir, onundur. Ben liderlik yaptığım noktalarda, etrafımdakileri dinlerim, kararı ben veririm. O karar da bizim değerlendirmelerimizle birlikte kendisine aittir. Kendisi de öyle söyledi zaten. Bunu mesele yapmanın bir alemi yok. Şunu anlamıyorum; 'o gece niye 2'de 3'te televizyona çıkılmadı' kamuoyu bu meseleye çok takıldı. Çıkılıp ne denilecekti? Herkes işin son dakikasına kadar, sandıktaki sandıkta, seçim kurullarındaki burada işini yapar, bütün bu işler, ertesi gün öğlene doğru bitti. İş bitmeden, çıkıp da ortalığı birbirine katmanın da alemi yok, daha netleşmemiş bir yenilgiyi kabul etmenin de bir alemi yok. Yapılanlar doğrudur. 24 Haziran'la ilgili bir şey kaşınmak isteniyorsa, kaşınacak nokta gece niye açıklama yapılmadı noktası değildir."
Kurultaya yönelik imza tartışmalarının sorulması üzerine Altay, “Parti örgütü böyle bir değerlendirme ortaya koyması halinde elbette kurultay yapılacaktır. Ama bin 270, bin 280 insanın ayrı ayrı ne düşündüğünü ben bilmiyorum. En azından 650 insanın, nihai olarak bir karar, irade koyduğunu henüz görmüş değilim. Görürsek zaten bu mesele hallolmuş olunacak" yanıtını verdi.
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024