02.04.2020

CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ALTAY: “CUMHURBAŞKANI KORONA SÜRECİNDE PARTİ ROZETİNİ KAFISINDAN ÇIKARMALI”

-“ANAYASA VE YASALAR BELEDİYELERE BAĞIŞ ALMA YETKİSİ VERİYOR, CUMHURBAŞKANI BU KANUNLARI OKUSA DOĞRUYU GÖRECEK”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye’nin koronavirüs salgını ile mücadelenin el birliğiyle ve bilimsel yöntemlerle yürütülmesi gerektiğini vurgulayarak, “Sayın Cumhurbaşkanı, ‘bugün birlik olmayacağız da ne zaman olacağız’ demiş. Doğru ama önce bunu kendisinin yapması gerekir. Cumhurbaşkanı parti rozetini kafasından çıkarırsa bu birlik sağlanabilecek. AKP Genel Başkanı değil, Cumhurbaşkanı kafasıyla insanlara bakabilirse birlik de olur, huzur da olur. Cumhurbaşkanı korona belasıyla mücadele sürecinde parti rozetini kafasından çıkarmalı” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın belediyelerin yürüttüğü bağış süreciyle ilgili “Bugün birlik olmayacağız ne zaman olacağız” açıklamasına tepki gösterdi. Altay, “Biz de soruyoruz bugün olmayacaksak ne zaman olacağız. Bu sözün altına imza atarız. Ama Bunun bir koşulu var sayın Cumhurbaşkanı, arada bir Ak Parti rozetini çıkarsan. Ama yakadan değil. Yakasından değil kafasından çıkardığı anda bu birlik en güzel şekilde sağlanır. Parti başkanı değil Cumhurbaşkanı kafasıyla insanlara bakarsa, ülkede birlik de dirlik de huzur da olur. Partileri bir araya getirecek partiler üstü mekanizma lazım. Bütün ülkelerde bunun adı cumhurbaşkanıdır. Böylesi dönemlerde bu eşgüdümü sağlamak gerekir. Korona salgını gibi dönemlerde bu ihtiyaç daha çok ortaya çıkıyor. Erdoğan’a sesleniyorum. Koronavirüs gibi büyük bir bela karşısında Cumhurbaşkanı olarak parti rozetini bir kenara koymayı bilin. Ak Parti penceresinden bakarsanız, siyasi kaygılarla hareket ederseniz, bu birlik sağlanamaz. Gelin bu millete bir iyilik yapın korona ile mücadele bitene kadar Ak Parti rozetini çıkarın” dedi.
KİTLESEL RİSK GÖRÜLEMEDİ
Salgında ölenlerin 277’ye çıktığını, 601 sağlık çalışanının virüse yakalandığını ve 3 değerli bilim insanının yaşamını kaybettiğini belirten Altay, “Virüsün geleceği belliydi. Kitlesel bir tehdit risk ‘geliyorum’ dedi ama bu görülemedi. Umreye giden yaklaşık 25 vatandaşımızın büyük bölümü kontrolsüz olarak Türkiye’ye döndü. Bir bölümü kısmen kontrol edilebildi. Dün AK Parti Isparta Milletvekili Isparta rakamlarını açıkladı. 268 vaka, 245’i umreden dönüyor. Bunlar resmi rakamlar. Sağlık bakanını siyaseten dövecek değiliz, cumhurbaşkanını siyaseten dövecek değiliz ama orta yerde bir riski görememek yanlış olmuştur. Tedbirsizlik, görevi ihmal var. Umre dönüşü uçakta, termal kameralara yakalanılmasın diye ateş düşürücü verildiği iddiaları var. Bu konuda hiçbir açıklama yok. Bu Böyle bir şey işgüzarlıktır. Diyanet İşleri Başkanı’nın Cumhurbaşkanı’nın arzularına, hırslarına dini gerekçe, dini dayanak yaratmaktan başka bir hayırlı iş yaptığını görmedik. Allahtan kork denecek en son kişi Diyanet İşleri Başkanı olmalıdır ama sen bir siyasi partinin genel başkanının hırs, arzu, ihtiras ve keyfine göre, onun arzularını yerine getirmek için dini gerekçe yaratarak fetva vermeye kalkarsan, biz de sana Allah’tan kork deriz” diye konuştu.
60 YAŞA YASAK İÇİN NE BEKLENİYOR
Sağlık Bakanı’nın Bilim Kurlu toplantısının ardından sokağa çıkma yasağı yaşının 65’ten 60’a indirilmesi gerektiğini açıkladığını ancak bu kararın hala alınmadığına dikkat çeken Altay, “Bilim Kurulu 60 yaş dedi ise, bu kararın hemen açıklanması gerekmez miydi? Açıklanması gerekirdi. Neden bekleniyor. Yürütme yetkisi kullanılırken, Bilim Kurulu kararlarına eksiksiz riayet edilmelidir. Sağlık Bakanı Bilim Kurulu’nu, Cumhurbaşkanı da sadece Sağlık Bakanı’na kulak vermelidir. Sağlık Bakanı  Bilim Kurulu’nu Cumhurbaşkanı Sağlık Bakanı’nı dinlerse inanın yaşadığımız süreç daha rahat atlatılır.
Bu salgın karşısında tek reçetemiz akıl ve bilimdir. Siyasi mücadelenin bu süreçte yeri yoktur. Siyasi  tasarrufun koronavirüs mücadelesinde yeri yoktur sayın Cumhurbaşkanı. Meseleye böyle  akmalısınız. Senin n cumhurbaşkanı olarak şu anda rehberin Ak Parti programı değildir. Rehberin siyasi birikim ve hedeflerin değil, rehberin Bilim Kurulu’dur, akıldır. Ve Türkiye’yi esenliğine çıkaracak formül de budur” diye konuştu.
BELEDİYELERİN BAĞIŞ ALMASI YASAL
Belediyelerin bağış kampanyalarına yönelik yasaklara tepki gösteren Altay, Anayasa ve yasaların belediyelere bağış alma yetkisi tanıdığını, bu yetkinin Yardım Toplama Kanunu kapsamında olmadığını vurguladı. Altay, “Cumhurbaşkanı’na çağrım şudur, Anayasa, Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediye Kanunu’nu kendiniz bir okuyun. Kendiniz okursanız bu tartışma bitecektir. Sizin akıl daneleriniz tarafından yanlış yönlendirildiğinizi düşünüyorum. Cumhurbaşkanının işi toplumu ayrıştırmak değildir. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu belediye başkanlarımızın yardım ulaştırmada aracılık etmesine engel değildir. Yasalar belediyelere bu yetkiyi veriyor. Tüm bu engelleme çabalarınıza rağmen CHP’li belediyeler yardım isteyen, elleri havada yardım bekleyen her eve ulaşacak ve yardımlarını yapacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Belediyelerimize ulaşın, ulaşamazsanız bizlere, Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’na ulaşın. İhtiyacı olan herkese yardımlar ulaştırılacak. İçişleri Bakanı ‘devletin nefesi yeter belediyelerin yetmez’ diyor. Sayın Bakan kasasını boşalttığınız devletin nefesi yetmedi ki biz bize yeteriz diye Tayyip  Bey kampanya başlattı. Devleti devlet yapan veren el olmasıdır alan el olmaz. Bu mücadeleyi devlet kazanmayacak belediye başkanları kazanmayacak kazanan ne Erdoğan ne Kılıçdaroğlu ne Mansur Yavaş, ne İmamoğlu olmayacak, bu mücadelenin kazananı millet olacak” diye konuştu.
Salgın için yapılan bağışların gelir vergisi matrahından düşülmemesi için bir teklif hazırlayacağını belirten Altay, “Şimdi bu bağışlar gelir vergisi matrahından düşülüyor. Yani vergi vermeyelim, bağış yapalım diyenler var. Şimdi bir teklif vereceğim. Bu salgınla mücadele için verilen yardımlar, vergiden düşülmesin. Bakalım kimler gerçekten, samimiyetle dayanışma içinde, kimler değil” dedi.
DEVLETİ BAYRAK TEMSİL EDER
Türkiye’nin İspanya ve İtalya’ya gönderdiği sağlık malzemelerinin üzerine Cumhurbaşkanlığı forsunun yer aldığını kaydeden Altay, “Türkiye’nin uluslararası boyutta dayanışma içinde olması önemlidir ama bizim vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına da dikkat edilmelidir. Bir de bu yardım kolilerinin üzerinde Cumhurbaşkanlığı forsu var. Neden? Devleti temsil eden Türk Bayrağı’dır. Devlet Türk Bayrağı’dır. Cumhurbaşkanlığı forsu devleti temsil etmez. O bir kişi temsil eder. Üzerine yazmışlar ‘Türkiye Cumhurbaşkanı’. Bir resmini koymamış. Belediyeler devlet içinde devlet değildir, belediyeler yerinden yönetimdir. Devlet içindeki devlet, bu yardım kolilerine Cumhurbaşkanlığı forsunu koymaktır. Millet, Erdoğan dünyaya caka satsın diye fedakarlık yapmıyor” diye konuştu.
YARGITAY BAŞKANI TUZU KOKUTTU
Cumhurbaşkanı tarafından başlatılan kampanyaya katılım için tüm kamu kurumlarının seferber edildiğini, genelgeler gönderildiğini belirten Altay, “Kamu görevlilerine zorunlu bağış yaptırmak etin koktuğu yer ise Yargıtay Başkanı’nın hakim ve savcılara limit bildirmesi, tuzun koktuğu yerdir. Yargıtay Başkanı, hakim teminatını bilmez mi? Yargıtay Başkanı hakimlere bin TL vereceksiniz diyor. Yargıtay Başkanı sen tuzu kokutuyorsun. Ayıptır. Hak-İş Başkanlığı da kampanyaya bir milyon TL bağışlamış. İşçiden kestiğin aidatı caka satmak için Cumhurbaşkanı’na vereceğine, işçiye ver. İş Kur önünde bekleyen üyelerine, işsizlere ver. İş Kur binalarının önü dolu. PTT’ler dolu. Biz her türlü fedakarlığa hazırız. Böyle bir dönemde biye partizanlık yaparsan, olaylara Ak Parti penceresinden bakarsan, sayın cumhurbaşkanı biz nasıl birlik olacağız” diye sordu.
İNFAZ PAKETİ GÖRÜŞMELERİ
TBMM’ye sunular infaz paketi ile ilgili soru üzerine Altay, “Şimdi bütün partiler bir toplantı yapılacak. Getirilen teklifin eksikliklerini, yanlışlarını dün söyledik. Bu teklife göre adam öldürmek suç değil, konuşmak, düşünmek suç. Biz kırmızı çizgilerimizi de söylemiştik. İki seçenek var. Eşitlik ilkesine göre, herkese infaz indirimi olabilir. Eğer havuz olacak, uyuşturucu baronları salınacak, düşünce suçluları içeride kalacaksa bu olmaz. Cinsel istismar, kadına şiddet suçlarından indirim olmaz. Bir mesaj atanı içerde tutacaksın, uyuşturucu baronunu salacaksın bu olmaz. Terör örgütüyle ilişkisi olmadığı halde, bir görüş açıkladı diye insanları terör örgütünün görüşlerini paylaştı diye içerde tutarsan olmaz. Eline silah alan, askere, polise, millete kurşun sıkan, bomba atan ayrı. Onlar bu kapsama girmez. Bu çerçevede görüşmeler yapılacak” dedi.