09.03.2024

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Zonguldak’ta: “Cumhuriyet’e İnanan, Bu Milleti Seven Herkesle Birlikteyiz Biz”

Cumhuriyet Halk Partisi ,CHP Genel Başkanı Özgür Özel,Türkiye İttifakı,İşimiz Gücümüz Türkiye,Seçim 2024,Yerel Seçimler,31 Mart,Zonguldak,Soma,Emekçi,Madenci,İş Güvenliği,İşçi Sağlığı

“EMEKLİDE TAYYİP ERDOĞAN’A VERECEK OY YOK”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Zonguldak’ta yaptığı konuşmada, “Bir tarafta AKP, yanında MHP. Her geçen gün birbirlerine benziyorlar. Rengi gökyüzündeki koyu gri yağmur bulutları. O ittifakın rengidir. Kentlerin ve ülkenin üstüne karabulut gibi çöktüler. Bir de yanlarına domuz bağcıların, Hizbullahçıların avukatlarını, eski sanıklarını aldılar, ‘kadınları sahiplendireceğiz’ diyenleri aldılar. Bunların niyeti belli. Bunlar İstanbul Sözleşmesi’ne, Medeni Hukuk’a, kadına kimlik veren Türkiye Cumhuriyeti’ni Türkiye Cumhuriyeti yapan haklara karşı” ifadesini kullandı.” Özel, “En güçlü ittifak Türkiye İttifakı’dır. Bu ülkenin Mîsâk-ı Millî sınırlarına saygılı, Atatürk’ü tartışmayan, tartıştırmayan, Cumhuriyet’e inanan, bu milleti seven herkesle birlikteyiz biz” diye konuştu.

“BİZ ÇOK OLACAĞIZ VE KADERİNİ DEĞİŞTİRECEĞİZ BU KENTİN VE BU ÜLKENİN”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Zonguldak Halk Buluşmasında yaptığı konuşmada, “Bu güzel kenti, Madenci Anıtı’nı, alınları açık, başları dimdik, yüreklerinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi olan sizleri görünce… ‘Yerin derinliklerinden geldiler, ellerinde susmak bilmeyen bir yer altı güneşiyle, ne kadar diplere bastırılsa, o kadar boğulmak bilmek yankısıyla yüreklerinin ağır ağır geldiler. Kadınları, çocukları ve alkışlarıyla. Yoğurt mayalar gibi geldiler. Pişkin ekmekleri bölüp de paylaşır gibi. Su gibi, ateş gibi, sonra her gün geldiler. Kadınları, çocukları ve alkışlarıyla. Her gün yeni ayaklar eklendi ayaklarına. Yeni yollarla tanıştı ayakları. Her gün yeni ağızlar eklendi ağızlarına. Her gün yeni kabuklar çatladı, yeni kulaklar işitmeye başladı söylediklerini. Bir kent oldular sonunda ve adını değiştirdiler ülkenin.’ Biz çok olacağız en sonunda ve kaderini değiştireceğiz bu kentin ve bu ülkenin. Emeğin, alın terinin başkenti, güzel Zonguldak’ın güzel insanları. Yerin metrelerce altına yeryüzü sıcak olsun diye inip hayatı pahasına çoluğunun, çocuğunun rızkını arayanlar. Karaoğlan Bülent Ecevit’in, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Zonguldak’ı, hepinize merhaba. 2014 yılında Mayıs’ın 13’ünde Soma’da 301 evladımızı kaybettik. Somalılar, Bergamalılar, Savaştepeliler, Kınıklılar vardı, Bartınlılar vardı, Zonguldaklılar vardı içlerinde. O maden ocağının kapısında 4 gün boyunca biz annelerle, eşlerle gözyaşı döktük ama o gün koşarak gelen Zonguldak’ın tahlisiye ekipleri, 301 evladımızın yanında yüzlercesini kurtardılar. O günden bugüne Zonguldak’la, Zonguldak’ın emekçileriyle, iyi kalpli insanlarıyla, gözyaşlarından kömüre karışan simsiyah buraya kadar inen islerini hiç unutmadığım o güzel insanlara minnetle Zonguldak’ı selamlıyorum. Sizin bizde apayrı yeriniz var” dedi. Özel, şunları kaydetti:


“ÖLÜMÜ DEĞİL YAŞAMI SAVUNUYORUZ, SÖMÜRÜYÜ DEĞİL EMEĞİ SAVUNUYORUZ”

“Büyük Madenci Yürüyüşü’nün tam 33 yıl geçti üzerinden. Emekçiler, madenciler emekleri, hakları için yürüdüler, daha güvenli madenler için yürüdüler. Daha iyi şartlarda çalışmak için yürüdüler. Sömürüye karşı yürüdüler. Soma’da 301 evladımızı kaybettikten sonra giriştiğimiz büyük mücadelede hep aynı talepleri ilettik. Bazılarını yaptık, bazılarını yapamadık. Ama işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda maalesef bir arpa boyu da yol alamadık. Halen daha Türkiye’nin çeşitli yerlerinde, günde 3 vardiya halinde madenciler inerken elbette mesleklerinin gereği helalleşerek iniyorlar. Ancak artık bu çağda, Almanya’da 1962’den beri, Fransa’da 1974’ten beri, İngiltere’de 1972’den beri ölümlü kazalar olmuyorken, ‘bu mesleğin fıtratında ölüm var’ diyenlere itiraz ediyoruz. Ölümü değil yaşamı savunuyoruz. Sömürüyü değil emeği savunuyoruz.”

“RECEP TAYYİP ERDOĞAN, EMEKLİYİ ADIM ADIM YOKSULLAŞTIRDI”

“Daha geçtiğimiz günlerde İliç’te, birileri bir yandan paraları istiflerken, bir yandan bir dağı istiflediler. O liç dağı 9 evladımızı, kardeşimizi, canımızı aldı ve sürükleyerek götürdü. Maalesef halen daha maden ocaklarında kayıplar vermenin, maden ocaklarının başında gözü yaşlı anaların, eşlerin, çocukların görüntüleri yüreğimizi dağlamaya devam ediyor. Bir yandan biz yokluktan, yoksulluktan, emekçilerin, emeklilerin hakkından konuştuğumuzda maden ocaklarının vergilerini affedenler, İliç’teki şirkete göstermelik 16 milyon lira ceza kesip, 3 ay sonra 222 milyon vergi cezasını affedenler emekçiye gelince, emekliye gelince ‘para yok’ diyorlar. Zonguldak elbette emeğin, kömürün başkenti ama artık Zonguldak emeklilerin başkenti. Zonguldak’ın emeklilerinin sayısı çalışanlarından 26 bin fazla. Maalesef, bu hükümet ilk geldiğinde 3 Kasım 2002 günü en düşük emekli maaşı 1,5 asgari ücretti. Yani bugünkü hesapla 26 bin liraydı. Ama bu hükümet kademe kademe, bu Tayyip Erdoğan Başbakanken ve Cumhurbaşkanıyken emekliyi yoksullaştırdı. O zaman 1,5 asgari ücret olan en düşük emekli maaşı şu anda asgari ücretin yüzde 60’ı kadar. Bugün asgari ücret 17 bin lira, en düşük emekli maaşı 10 bin lira. Basit bir hesapla, Tayyip Erdoğan ilk iktidara geldiğinde o günkü en düşük emekli maaşı 8 çeyrek altın alıyordu. Bugün en düşük emekli maaşı 2,5 çeyrek altın alıyor. Yani her hesap şaşar, altın hesabı şaşmaz ya. Emeklinin aylık gelirini 8 çeyrek altından 2,5 çeyrek altına indirdiler. Her ay emeklinin cebinden 5,5 çeyrek altın çalıyorlar. Bakın bir kişi cebinden bir çeyrek altın düşerse kahrolur, üzülür, arar durur bütün gün. Bakın bu kadar emekli var. Bu kadar yoksulluk var. Bir kere değil her gün, her ay. Bir tane değil 5,5 tane çeyrek altın cebinizden gidiyor. Kimin yüzünden gidiyor? Tayyip Erdoğan yüzünden gidiyor. Emekliye 2 bayramda, emekli ikramiyesi veriliyor. Hatırlayalım. 2015 yılında CHP ‘emekliye birer maaş ikramiye’ deyince önce olmaz dediler. 7 Haziran seçimini kaybedince ‘biz de vereceğiz’ dediler. Sonra 2018’e kadar kulaklarının üstüne yattılar. Ne zaman seçim geldi, bin lira verdiler. Biz itiraz ettik. Dedik ki ‘bin lira olmaz, en az bir asgari ücret verin’. ‘Hayır, bin lira yeter’ dediler. Bizim o gün beğenmediğimiz bin lira 24 kilo dana kıyma alıyordu. O bin lira 3 sene durdu, 2021’de 2 bin lira oldu ve bu sene güya 5 yapacaklardı, 3 bin lira yatıracaklar bayramdan önce. 3 bin lira 6 kilo dana kıyma almıyor bugün. Bakın sadece 2018’de, sadece bayram ikramiyesi ile 24 kilo kıyma, 6 kilo kıyma. Emekli hesabını yapsın. Mübarek Ramazan Bayramı öncesi 30 gün oruç tutulacak. Tam 18 kilo kıyma emeklinin sofrasından, mutfağından, kursağından çalınmış durumda. Bu kadar zulüm artık emekli için yeter.”

“EMEKLİ MAAŞIYLA GEÇEN SENE 9, BU SENE 6 KİLO KESTANE BALI ALINABİLİYOR”

“Bakın sadece geçen sene kestane balının kilosuyla en düşük emekli maaşını hesapladığınızda geçen sene 9 kilo kestane balı alıyordu, bu sene verilen 10 bin lira 6 kilo kestane balı alabiliyor. Bir senede 3 kilo kestane balı kadar cebinizden parayı almış, bir başka tarafa vermiş durumdalar. Ben Tayyip Bey’e diyorum ki ‘gel emekliye sahip çıkalım. Bir emekli kart çıkaralım. Oraya en düşük emekli maaşı alanlar için 7’şer bin lira yatıralım. Ayrıca elektrikte, suda, doğalgazda yüzde 25 ile 40 arasında indirim tanımlayalım’. Diyor ki ‘asla olmaz’. Neden? Hazinede para yok. Yahu sana emanet edilen hazinede para vardı da şimdi para yoksa bunun hesabını ben mi vereceğim, sen mi vereceksin, emekli mi verecek. Önce bunu konuşalım.”

“EMEKLİDE ERDOĞAN’A VERECEK OY VAR MI?”

“Şimdi diyor ki, ben hesap yaptım. 1,4 trilyon lira para lazım. Biz hesapladık. Öyle bir para değil 690 milyar lira emeklinin bu taleplerine yetiyor. Peki, ver 690’ı. Dönüp bakıyoruz, bu sene için bütçede vazgeçilen vergi gelirleri. Yani İliç’teki altın şirketine, yabancı şirkete 222 milyon lira. Beşli çetenin her birine ayrı ayrı. Kamu müteahhitlerinden sarayı yapan müteahhide kadar ne kadar yandaşı şirket, böyle büyük holding varsa onların vergi gelirleri affetmiş, tam 647 milyar. Şirket parayı kazanmış. Kar etmiş, beyanname vermiş. Vergisini ödeyeceği aşamada teklif verip, 657 milyar vergiden vazgeçiyor. Emekliye 690 lazım. ‘Para yok’ diyor. Emekliye deyince yok, beşli çeteye var. Emekliye isteyince yok, yandaş müteahhide var. Tayyip Erdoğan’dan emekliye para yoksa, emeklide Tayyip Erdoğan’a verecek oy var mı? İşte Tayyip Erdoğan, bundan sonrasını sen düşün. Emeklilerin başkentinden, Zonguldak’tan emekliler sana söylüyor. ‘Beni düşünmeyen bundan sonra yakamdan düşsün’ diyor. Bundan sonra emekliden sana oy moy yok artık.”

“NE DEMOKRASİDEN, NE SANDIKTAN ÜMİDİ KESMEYİN”

“’Cumhuriyet gibi özgür, Atatürk gibi özel’ yazmış Gümeli Belediyesi. Bu bizim Gümeli. Oyların hepsinin Atatürk’ün partisine çıktığı Gümeli değil mi? Helal olsun size hepinizi çok seviyorum. Siz bizim canlarımızsınız. Siz Cumhuriyet’in teminatısınız. Siz Atatürk’ün yoldaşlarısınız, bu partinin temel direğisiniz. Hepinizi çok seviyoruz canlar. Gençler var meydanda, gençlerle ilgili çok üzüldüğüm bir şey okudum Zonguldak ile ilgili. Zonguldak’ın nüfusu son 20 yılda yüzde 5 azalmış. Nüfus azalmasındaki en önemli faktör gençlerin kenti terk etmesi. Maalesef, Zonguldak gençleri kentinde tutamıyor. Oysa Türkiye’nin en güzel coğrafyalarından bir tanesi. 15-30 yaş arası 20 milyon 600 bin genç var Türkiye’de, çok fena bir istatistik. Türkiye’de insanların yüzde 30’u yoksulken, 15-30 yaş arasında yoksulluk yüzde 40. Zonguldak’ta bu oran yüzde 46. Neredeyse 2 gençten bir tanesi yoksul. Zonguldak’ta karşı karşıya olunan bu çaresizlik Zonguldak’ın gençlerini kenti terk etmesine sebebiyet veriyor. Bir yandan Türkiye’nin benzer bir sorunu var. Hani Tayyip Bey beka sorunu diyor ya. Beka sorunun konuşalım ama en büyük beka sorunu dünyanın hepsi gözü üzerimizdeyse, üzerimizde olsun varsın, bizim gençlerimizin bütün dünya Türkiye üzerinde hayal kurarken, bizim gençlerimizin dünyanın başka ülkelerinde hayal kurması en büyük beka sorunudur. O yüzden bütün gençlerimize sesleniyorum. Enseyi karartmayın. Umutsuzluğa kapılmayın. Ne demokrasiden, ne sandıktan ümidi kesmeyin. Atatürk, Cumhuriyet’i ne genel başkanlara, ne milletvekillerine, ne parti meclisi üyelerine, ne belediye başkanlarına emanet etti. Atatürk Cumhuriyet’i gençlere emanet etti, gençlere. Zonguldak’a bakınca şöyle bir şey görüyorum. Genç deyince il başkanının, 2 milletvekiliniz var. Deniz sizde, Eylem sizde, Devrim sizde. Ne güzel bir ekip böyle değil mi? Kadın kolları MYK üyemiz, Merve Hanım. İlçe başkanlarımız, belediye başkanlarımız Zonguldak’ta güçlü, motivasyonu tam ve kazanmaya odaklanmış bir ekip var.”

“BU KENTİN ÇEHRESİNİ DÜZELTECEK BİR ADAYIMIZ VAR”

“5 yıl önce bir kaza oldu. Çok üzüldük. İnanın Zonguldak’ı kaybettik diye kendi memleketimi kaybetmiş gibi üzüldüm. Sayılı gün geldi ve geçti. Şimdi hepimizin üzerine düşen bir görev var. O da bunu telafi etmek, emeğin başkentini emekçinin partisine, halkın partisine, CHP’ye yeniden kazandırmak. Bunun için Genel Başkan Yardımcımız Deniz Yavuzyılmaz’ın da katıldığı MYK’da şunu konuştuk. Her yere titizleneceğiz ama en çok Zonguldak gibi bir ilin üzerine titizleneceğiz. Anket yaptık. Anketler yaptık, sonucuna baktık. Sonucu adaylar açısından ankette yakın gördük. Dedik ki sandığı kuralım, üyemize soralım. Kararı onlar versinler, kırgınlık, küskünlük olmasın, bütünleşme olsun. Ön seçimi yaptık, 3 değerli adayımızdan ve hatta 7 değerli adayımızdan bir tanesi, Tahsin Erdem birinci oldu ve adayımız oldu. Tahsin Başkan, mali müşavir. Hesabı, kitabı kuvvetli. 4 yıl kendi odasına başkanlık yaptı. 5 yıl süreyle belediye meclisinde belediye meclis üyeliği yaptı. Grup başkanlığımızı, sözcülüğümüzü yaptı. Belediyeciliği biliyor. Hesabı, kitabı biliyor. Örgütçülüğü biliyor. CHP örgütünü biliyor. 1 Nisan’dan itibaren bu şehrin yüzünü güldürmeye geliyor. Biz ona güveniyoruz, Zonguldak ona güveniyor. Örgütümüz ona güveniyor. 1 Nisan’dan sonra bu kentin gençlerini kaybetmeyeceği, emeklilerine sahip çıkacağı, emekçilerine sahip çıkacağı, sendikalarla omuz omuza bir yerel yönetici. Emeklisini sahipsiz bırakmayan, gençlerini umutsuz bırakmayan, bu kentin çehresini ve yarınlarını düzeltecek bir belediye başkan adayımız var. Tahsin Başkan, onu size emanet etmeye geldim. Tahsin Başkana baktım, öyle güneyden filan değil kuzeyin bir evladı. Öyle çok aşağılardan olanlar burada işte ne yapıyorlar 5 senedir gördünüz. Bu güneyden değil kuzeyden, Trabzonlu bir kardeşimiz. Bakın Trabzonlu’nun CHP’lisi çok makbul, yerel yönetimde Trabzonlu’nun CHP’lisi. İstanbul’da Trabzonlu bir büyükşehir belediye başkanı var değil mi? Ekrem Başkan İstanbul’dayken Trabzon’da kaç milletvekili var, 4. Kaç bakan var, 4. Etti 8. Ortahisar Belediyesi AKP’de, 9. Trabzon Büyükşehir AKP’de, 10 ve 10 tane AKP’li Trabzonlu Trabzon’a bir tane hafif raylı sistem yapamadı. Bir tane CHP’li Trabzonlu İstanbul’a 10 tane metro yaptı, 10 tane. Buraya gelirken sabahleyin Etimesgut’taydık. Etimesgut’ta otobüsün üstünde Mansur Başkan ile birlikteydik. Ona dedim, ‘Zonguldak’a gidiyorum, Tahsin Başkan’ın yanına gidiyorum. Ama senden bir söz istiyorum’. O da dedi ki, ‘eğer Zonguldak Tahsin Başkan’ı seçerse Mansur Yavaş’ın bir eli hep Tahsin Erdem’in omzunda’. Şimdi buradan İstanbul’a gidiyorum. Ekrem Başkan beni kırmaz, sizi sever. Sizin hemşeriniz ve Ekrem Başkan da İstanbul’da Tahsin Erdem’i seçtiğiniz durumda onun da bir eli bu omzunda. Ben partimin Genel Başkanı olarak, Soma ve Manisa’nın bir evladı olarak, Ecevit’in kentine, Kara Elmas diyarına sözüm söz olsun. Siz Zonguldak’ı emeğin, halkın partisine, halkçı bir belediye başkanına, Tahsin Başkan’a emanet edin, Ankara Büyükşehir de İstanbul Büyükşehir de Zonguldak’ın ayağa kalkması için ne gerekiyorsa onu yapacak. Sadece merkez ilçede değil Zonguldak’ta 25 belediyenin 11’i ile yola çıkmıştık, 13 olduk ve şimdi bunu 20’nin üstüne doğru çıkarmamız lazım. Tecrübeli, başarılı belediye başkanlarımız yeniden adaylaştılar. Yeni arkadaşlarımız var, genç, tecrübeli, deneyimli. Her kadro, her yaştan, her güçte belediye başkanımız var. İyi bir takım olacaklar, hep beraber çalışacaklar. Zonguldak’ın Zonguldaklıların taleplerini yerine getirecekler. Benim 31 Mart akşamı, bir gözüm Türkiye’deki büyükşehirlerde, bir gözüm Zonguldak’ta olacak.”

“BİZ UMUDU ÖRGÜTLÜYORUZ, BİZ SEVGİYİ ÖRGÜTLÜYORUZ”

“Bu seçimde şöyle düşünenler olabilir. Geçtiğimiz seçim AKP ve MHP ayrı ayrıydı, bir araya geldiler. CHP ile İYİ Parti de birlikteydi, ayrı düştüler diye düşünenler olabilir. Evet, Cumhur İttifakı bir yanda duruyor. Korkuyu örgütlüyorlar, tehdit ediyorlar. Hatay’a gidip şantaj yapıyorlar, ‘oy vermedin halin ortada, vermezsen perişan ol’ diyorlar. Ordu’ya geliyorlar, ‘bize oy yoksa doğalgaz yok diyorlar’. Sakarya’ya gidiyorlar, Sakarya’ya gidiyorlar, ‘oy vermeyene hizmet yok’ diyorlar. Oysa Türkiye’nin en iyi hizmet alan kentlerini CHP yönetiyor. Yıllardır iktidarda değiliz. 100 öğrencinin 85’i CHP’li belediyelerin olduğu ilçelerdeki üniversiteleri tercih ediyor. Herkes gezmeye, tatile geliyor. Göçü CHP’li belediyeler alıyor ama korkuyu örgütleyecek ya, korkutarak, korku siyaseti yapacak ya, tehdit ve şantaj yapacak ya, öyle konuşuyor. Ama biz umudu örgütlüyoruz. Biz sevgiyi örgütlüyoruz. Biz Türkiye’nin aydınlık yarınlarını, Türkiye’nin geleceğini Zonguldak’ın geleceğini örgütlüyoruz.”

“BU MİLLETİ SEVEN HERKESLE BİRLİKTEYİZ”

“Bir tarafta AKP, yanında MHP. Her geçen gün birbirlerine benziyorlar. Rengi gökyüzündeki koyu gri yağmur bulutları. O ittifakın rengidir. Kentlerin ve ülkenin üstüne karabulut gibi çöktüler. Bir de yanlarına domuz bağcıların, Hizbullahçıların avukatlarını, eski sanıklarını aldılar, ‘kadınları sahiplendireceğiz’ diyenleri aldılar. Bunların niyeti belli. Bunlar İstanbul Sözleşmesi’ne, Medeni Hukuk’a, kadına kimlik veren Türkiye Cumhuriyeti’ni Türkiye Cumhuriyeti yapan haklara karşı. O yüzden onlarla birlikteler. Belki bu seçimde ittifak yapmadık gibi görünüyor ama çok daha büyük bir ittifakın içindeyiz. Onların karşısında bizim ittifakımız, onlar Cumhur İttifakı’ysa biz Türkiye İttifakı’yız. Türkiye İttifakı’nın içinde sosyal demokratlar var, sizin gibi aslan sosyal demokratlar var. Milliyetçi demokratlar var. Yakasında güneş olan, yakasında olmasa da gözü güneş gibi parlayan iyi insanlar var. Onlarla da birlikteyiz. Muhafazakar demokratlar var. Haramdan, yalandan korkan herkesle birlikteyiz. Bu ülkenin Mîsâk-ı Millî sınırlarına saygılı, Atatürk’ü tartışmayan, tartıştırmayan, Cumhuriyet’e inanan, bu milleti seven herkesle birlikteyiz biz. En güçlü ittifak Türkiye İttifakı’dır. İşte Zonguldak ittifakı, daha çok alkış. Türkiye İttifakı, milli takım gol atınca herkestir. Türkiye İttifakı filenin sultanları şampiyon olunca gözleri dolan herkestir. Türkiye İttifakı renklerini ay yıldızlı al bayraktan alır. Kırmızı, beyaz. En büyük Türkiye. Zonguldak’ta bu iş olmuş, Zonguldak kararını vermiş, Zonguldak 1 Nisan’dan itibaren güzel günler, aydınlık günler görecek. Size inanıyor, güveniyorum. Adaylarımızı size emanet ediyorum, Zonguldak’ı kazanın. Kazanın Zonguldak’ı.”


CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL ZONGULDAK’TA

Gündem'den Öne Çıkan Haberler