09.04.2025
09.04.2025
CHP lideri Özgür Özel, 21. Olağanüstü kurultayda tarihi bir oyla yeniden genel başkan seçildi. CHP’de 1967’den bu yana ilk defa mevcut yönetimin Parti Meclisi anahtar listesi çizik yemeden delege tarafından onaylandı. Özel’le kurultay sonrası makamında görüştük.
CHP lideri Özgür Özel, yeniden genel başkan seçildikten sonra ilk röportajını NEFES’e verdi. Ankara Temsilcimiz Deniz Zeyrek, Ankara Haber Müdürümüz Mahmut Aydın ve Ankara Temsilci Yardımcımız Tarık Işık’ı CHP Genel Merkezi’nde kabul etti.
Sohbetimize Kurultay sürprizi Berkay’ın PM üyeliğini sorarak başladık. Şu yanıtı verdi:
“Berkay’ın o sözü söylediği gün ben de Ekrem Bey’in otobüsündeydim. Ekrem Bey ‘dur dur şu çocuk koşuyor. Her şey çok güzel olacak diyor’ dedi. Berkay’ın sloganı oradan çıktı. Berkay ile Ekrem Başkan’ın aralarındaki hukuka tanıklığım var. İkisine de sürpriz yaptım. Haberleri yoktu.
Berkay’ı cezaevinde ziyaret ettiğimde ‘gençlerin bize bakışı nasıl’ dedim. Dedi ki ‘Özgür Abi, sen bize sahip çıkıyorsun ya Maltepe’de bizden bahsedince koğuşta 46 kişiyiz. Dört beş defa ayağa kalkıp alkışladık...’
O görüşmede PM’ye düşünebiliriz dedim. Siyasi yasak meselesine gelince: Berkay bir slogan buldu. İptal seçimin de Saraçhane’nin de son kazanılan seçimin de ilham kaynağı oldu. Mahkemede herhangi bir ceza almayacağını düşünüyorum ama Ekrem Başkan kadar Berkay’dan da korktukları anlaşılıyor.”
TEBLİGAT İÇİN PARTİNİN ÖNÜNE GELDİLER
Özgür Özel’e bu köşede daha önce yazdığım “iki kayyum planı”nı da sordum. Özel, İstanbul Barosu’nu da ekleyerek “Biz o kara haftada üç kayyum bekliyorduk” dedi. Erdoğan’ın uzun süredir bazı tespit ve kabullerle hareket ettiğini belirten Özel şu mesajları verdi:
“Biri CHP’nin içini karıştırmak. Zaman zaman CHP’nin içine dönük mesajlar veriyor. Bizim Sayın Genel Başkanla (Kemal Kılıçdaroğlu) ilişkimiz üzerinden bizi birbirimize düşürmeye çalıştı. Beni istemediğim bir alana çekmeye çalıştı. Bu oyuna gelmedik. Sonra şaibeli kurultay söylemleriyle CHP’yi bu tartışmaya çekmeye çalıştı.
Erdoğan’ın oyununa gelmiyorduk. Öyle bir noktaya geldik ki bir kanıt bulamıyorlar. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının titiz çalışmasını da önemli buluyorum.
Bu sefer Erdoğan baktı ki hukuken sonuç alamayacak aynı MHP meselesinde olduğu gibi bir ilçe asliye hukuk mahkemesinden kayyum kararı alınıp talimatın da CHP’ye cuma akşamı 16:59’da tebliğ edilmesi kararlaştırılmış.
Bazı illerin valileri ‘il başkanlarımıza Pazar günü size o seçimi yaptırmayacağız’ demişler.
Biz de olağanüstü kurultay başvurusunu gizli yapıp, ret cevabı almayacağımız bir salon ayarladık. Tebligat için partinin karşısındaki kafelere kadar gelmişler.”
KAFA KAFAYA TOKUŞUYORUZ
Erdoğan’ın saldırmaya kendilerinin de direnmeye devam ettiklerini anlatan Özel, mücadele şekillerini “Kafa kafaya tokuşuyoruz” sözleriyle anlattı.
Erdoğan’ın elindeki devlet imkanlarıyla devlet gücüyle saldırdığını söyleyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz de milletten aldığımız güçle, üyelerimizin dinamizmiyle CHP’yle dayanışanlarla gençlerden aldığımız enerjiyle karşı çıkıyoruz. Onun elinde sınırsız devlet imkanları var, bizim de elimizde gençlerin ve kitlenin sınırsız direnme gücü var.
Biz direnmeye devam edeceğiz.”
ŞİKAYET DEĞİL GERÇEĞİ ANLATIYORUZ
İl ve ilçe mitinglerine başladıklarını anlatan Özel şunları söyledi:
“AK Parti’nin dayattığı vasatı reddediyoruz.
- Mesela, ‘Türkiye’yi dışarıya şikayet ediyorlar’ klişesini kesinlikle reddediyoruz. Bu bir demokrasi sorunu sandığı yok sayan bir mesele. Bir iftirayla karşı karşıyız. Gizli
tanıklar üzerinden Gülen dönemini aratmayacak saldırılar var. Bunları Avrupa’ya dünyaya anlatmak şikayet etmek değil.
- Mesela, bütün bakanlar tazminat davası açıyor. Bizim tanımlamalarımıza bütün bakanların birden yanıt vermesinden son derece memnunum. Gündemi ele aldık.
Boykotta da öyle oldu. Bizim duyuramadığımız yerlere onlar duyurdu.
Biz bizi görmeyen medyayı ve onların şirketleri boykot ediyoruz. İki istisna var: Biri ETS diğeri EspressoLAB. 450 bin kişilik mitingde boykottan söz ederken gençler hep beraber “EspressoLab” diye bağırmaya başladılar. Başta anlamadım ne dediklerini. Ekrem Bey’in oğlu “EspressoLAB diyorlar” dedi. Sebebi de bütün vakıf üniversitelerinde küçük mütevazı kahvecilerin kapatılarak yerine EspressoLAB açılmasıymış. “Çöktünüz” diye zaten boykot ediyorlarmış. Eski kahvecide 60 lira olan kahve bunlar gelince 140 lira oluyormuş. ETS tur konusunda da kamuoyundan çok talep geldi.”
TRUMP KONUSUNDA UTANIYORUM
Yandaş medyanın ve iktidarın Trump’ın Erdoğan’la ilgili sözlerinden memnun olduğuna dikkat çeken Özel şu yorumu yaptı:
“Büyük bir akıl tutulması var. Trump Erdoğan’ı övmemiş. Hem dalga geçmiş hem tehdit etmiş. Bir defa Rahip Brunson’u anımsatıyor. Erdoğan’ın ‘O papazı vermeden bu papazı alamazsın’ dediği Brunson bir telefonla verildi. ‘Aptal olma’ dediği mektup orada duruyor. Gazze meselesinde de bölgeyi ele geçirmek, BM kararını tanımamak, enerji kaynaklarını elinde tutmak planları var. Erdoğan bütün bunlara tek kelime etmiyor. Tersine ‘Trump bizi övdü’ diye bayram ediyorlar. Utanç verici bir durum. Onlar seviniyor, Türkiye Cumhurbaşkanı bu hallere düştü diye ben utanıyorum.”
FİDAN’A YANIT: HADDİNİ BİLSİN SEKRETERLİĞE DEVAM ETSİN
Özgür Özel kendisine “Artık haddini bil” diyen Hakan Fidan’a şu karşılığı verdi:
“Bana bu rejimin çizdiği sınırı bilmiyorum ama son sandıkta milletin çizdiği sınır Türkiye’nin birinci partisinin lideri olduğumdur.
AK Parti’nin içi de kafası da karışık Türkiye karışık dış ilişkiler karışık ama CHP’de tam bir bütünlük beraberlik hâkim.
Delegenin verdiği yetki: Mücadeleye devam.
Milletin verdiği yetki: Birinci partisin iktidara doğru yürü.
Adayımızı çıkarmışız, sandığı istiyoruz ve yürüyoruz.
Bir defa ben bu yetkileri hep seçilerek alıyorum. Hakan Fidan bir defa dışişleri sekreteri. Başkanlık rejimlerinde bakan demezler. Hakan Fidan da haddini bilsin. Bana yanıt yazan laf söyleyen Erdoğan’ın tüm sekreterleri atanmışlardır.
Hakan Fidan sekreterliğe devam etsin biz bu ülkeye Dışişleri Bakanı kazandırmak için çalışıyoruz.”
SORUMLULUK VE RİSK ALMAK GEREK
Kriz dönemlerinde doğru ve cesur karar alma konusunda bir eksikleri olmadığına dikkat çeken Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanların yargı karşısında ve AK Parti’nin gözü dönmüş saldırıları karşısında kendilerini yalnız hissetmemelidirler. Bu dönemde Genel Başkana sorumluluk ve risk almak düşer.
Kent Uzlaşısından soruşturuluyorlar. DEM Parti, parti meclisi kararıyla Kent Uzlaşısı diyor. Biz İstanbul ve Türkiye İttifakı diyoruz. Bunun sahibi benim. Hiçbir belediye başkanı bunu kendi kafasından yapmadı. Niye ben belediye başkanlarını suçlu halde bırakayım.
Dönem liderin sakınılacağı dönem değil. Dönem herkesin partiyi sakınacağı bir dönem.”
STRATEJİK AKLI OLSA BIRAKIR
Özel “Ekrem İmamoğlu serbest bırakılır mı” sorumuza da şu yanıtı verdi: “AK Parti burada bir karar verecek. Ekonomiye kaybettiriyor. Kendine kaybettiriyor. Anket beklediklerini düşünüyorum. Anket firmaları AKP’nin zayıfladığını, CHP’nin ise gücünü arttırdığını söylüyor.
Sahada AKP için çok olumsuz bir duygu var. Halkın bu sahiplenmesinin AK Parti’ye geri adım attıracağını düşünüyorum.
Bir Cumhurbaşkanı adayının hapiste tutulması, hatta üç muhtemel rakibinin hapiste tutulması Erdoğan’ın ne Türkiye’ye ne dünyaya anlatabileceği bir şey değil. Onları içeride tutmak, seçimin yaklaştığı her gün biraz daha zorlaşacak. Yarın bugüne göre daha zor olacak.”
28 MİLYONLUK GENSORU
CHP’nin erken seçim talebiyle ilgili çalışmalarını da anlatan Özel, Türkiye’deki seçmen sayısının yarısından bir fazlasıyla dünya tarihinin en büyük güvensizlik oylamasını yaptıklarına dikkat çekti. Özel Erdoğan’a “Gel, sandığı getir” diye seslendi.
ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAYBETSE DE SİYASETEN KAZANIR
Özel, ‘Tahliye bekliyor musunuz?’ sorumuzu şöyle yanıtladı:
“İtiraz dilekçesi işlemde. Bunun siyasi bir karar olduğu açık. Hukuki olsa tutuklama olmazdı. Eğer Erdoğan da geleceğe dönük stratejik akıldan bir damla kaldıysa bu tutuklama meselesinden vazgeçerler. Bu iş Ekrem İmamoğlu’nu, CHP’yi büyüten, bütün muhalefeti birbirine kenetleyen ve otokrasi ile demokrasi arasında bir rekabete dönüştüren, ahlaki ve psikolojik üstünlükle ve çoğunluk enerjisinin muhalefette olduğu ortaya çıktı. Bunu görüyorsa o gün verdiği talimattan vazgeçer ve Ekrem Bey serbest kalır.
Aynı gözü dönmüşlükle devam ederlerse Ekrem Bey özgürlüğünü kaybeder ama siyaseten hiçbir şey kaybetmez.”
12.04.2025
12.04.2025
12.04.2025
12.04.2025