23.04.2025

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Milyonların Sesi Tek: Egemenlik Milletindir”

“MUSTAFA KEMAL MİLLETİNE GÜVENDİ, MİLLET DE ONA YOLDAŞLIK ETTİ”

“MİLLET, VESAYETÇİNİN POSTAL GİYENİNE DE KRAVAT TAKANINA DA GEÇİT VERMEDİ, VERMEYECEK”

“DARBE BU KEZ POSTALLA DEĞİL, CÜBBEYLE GELMİŞTİR”

“BU, İKTİDAR MÜCADELESİ DEĞİL; ‘DEMOKRASİ Mİ, OTOKRASİ Mİ?’ SORUSUNUN MÜCADELESİDİR”

“DÜN İŞGALE GELENLERE KIRMIZI HALI SERENLER VARDI, BUGÜN DARBE İÇİN YURTDIŞINDAN İCAZET ALANLAR VAR”

“TARİHİN BU KRİTİK DÖNEMECİNDE DOĞRU TARAFTA DURMANIN ONURUNU YAŞAYIN”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile TBMM’nin kuruluşunun 105’inci yıldönümünde, TBMM Genel Kurulu’nda gerçekleştirilen Özel Oturuma katıldı. Genel Kurula hitap eden Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizleri izleyen kıymetli yurttaşlarımız, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyor, hepinizi saygı ile selamlıyorum. Bugün İstanbul’da Marmara Denizi açıklarında yaşanan depremlerin etkilerini dikkatle takip ediyoruz. Hala artçıları süren depremlerden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. İstanbul’daki tüm belediyelerimiz teyakkuz halindedir. Gereken tüm çalışmalar yürütülmektedir. Belediyelerimiz devletin tüm kurumları ile tam bir işbirliğine ve atılacak adımlar konusunda katkı vermeye, tüm ekipleriyle ve tüm birimleriyle hazır durumdadır. Daha önce de defalarca ifade ettiğim gibi bilim insanlarının uyarılarını dikkate alarak, devletin tüm kurumlarıyla İstanbul’daki deprem tehlikesine karşı gereken önlemler bir an önce seferberlik halinde alınmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak üzerimize düşen tüm sorumlulukları alıyoruz. Afet yönetimindeki yetkili kurumlarla koordinasyon içinde tüm destekleri vermeye de hazırız” dedi. Genel Başkan Özgür Özel, şunları söyledi:


“ÇOK KARA KIŞLAR GÖRDÜ AMA MİLLET HER SEFERİNDE İRADESİNE SAHİP ÇIKTI”

“Sayın Başkan, değerli milletvekilleri bundan tam 105 yıl önceydi. Bu yüce çatı, dört tarafı işgal altında olan bir vatanda kurtuluşa yürekten inanmış 115 temsilcinin katılımıyla açıldı. Millet, 23 Nisan 1920 sabahına kolay uyanmadı. Sonrası da kolay olmadı. Bu millet Kurtuluş Savaşı’nı kazanıp, Cumhuriyet’i kurana kadar çok ağır bedeller ödedi. Mustafa Kemal Paşa, milletine güvendi. Millet de ona yoldaşlık etti. Yıllar süren mücadelenin sonunda milletin istikbalini yine milletin azim ve kararlılığı kurtardı. O azmi gösterenler arasında Türküyle - Kürtüyle, Alevisiyle - Sünnisiyle Anadolu ve Rumeli’nin tüm renkleri vardı. Bugün de bu Meclis’i kıymetli kılan gerçeklik budur. Buradan bir kez daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milli mücadele şehitlerimizi ve Birinci Meclis’in kahraman üyelerini minnet ve rahmetle anıyorum. Değerli milletvekilleri, bu Meclis’te görev yapan sizler demokrasiye inanmış, kahraman kadroların bugünkü temsilcilerisiniz. Ülkemiz ne zaman demokrasiye sarılmışsa hızla büyümüş, gelişmiş, ne zaman demokrasiden uzaklaşmışsa hep geriye gitmiştir. Bu millet çok acılar çekmiş, çok kara kışlar görmüştür. Demokrasimiz yıllar içinde pek çok anti-demokratik girişimle kesintiye uğratılmıştır. Ancak millet, her seferinde iradesine sahip çıkmıştır. Bu aziz millet, er ya da geç hiçbir darbeye teslim olmamış, onun dayattığı istikamete tenezzül etmemiştir.”

“‘GERİDE KALDI’ DERKEN DEMOKRASİ YENİ SINAMA İLE KARŞI KARŞIYA”

“2025 yılında ‘Artık darbe ve vesayet dönemleri geride kaldı’ diye düşünürken, ne yazık ki demokrasimiz yeni bir sınama ile karşı karşıyadır. 19 Mart günü, dünyanın en büyük metropollerinden biri olan, üç imparatorluğa başkentlik yapmış, gözbebeğimiz İstanbul’a beş yıl hizmet eden, daha bir yıl önce yapılan seçimlerde her iki kişiden birinin oyunu alarak yeniden seçilen belediye başkanına ve son seçimlerin birinci partisinin Cumhurbaşkanı adayına yönelik bir darbe planı devreye konulmuştur. Bir mübarek Ramazan gününde, iftar saatlerinde Ekrem Başkanımızın 31 yıllık diploması hukuksuzca iptal edilmiştir. Takip eden ilk sahur vaktinde evi yüzlerce polisle basılmıştır. Seçimle gelen bir iktidar, seçimle gideceğini anladığında milletin seçme hakkını elinden almaya yeltenmiştir. Darbe bu kez postalla değil cübbe ile gelmiştir. Darbeciler bu güzel ülkenin geleceğine ne yaptıklarını göremezken millet ise muazzam bir feraset göstermiştir. Bu kahraman millet, darbeyi sokaklarda ve meydanlarda püskürtmüştür. Ancak hala karşımızda 200 yıllık demokrasi mücadelesinden gelen bu milletin üzerinde bir vesayet rejimi kurmak isteyenler vardır. Unutulmasın ki bu millet, vesayetçinin postal giyenine de kravat takanına da geçit vermemiş, bundan sonra da vermeyecektir.”

“SANIYORLAR Kİ DARBE SADECE MUHALEFETİ İLGİLENDİRİYOR”

“Darbecilerin hedefi topyekûn demokratik siyaseti tasfiye etmektir. Bu her zaman böyle olmuştur. Artık toplumun desteğini alamayanların tek amacı, milletin rızasına ihtiyaç duymayacakları yeni bir düzen kurmaktır. Bu ülkede devletin kapılarını millete kapatanlar, gelir kapısını, adalet kapısını millete kapatıp sadece kendilerine açık tutanlar şimdi de sandığı ortadan kaldırmak istemektedirler. 19 Mart’ta milyonların neden ayağa kalktığını anlamayanlara söylüyorum. Millet üzerine kapanan kapıları açmak için, yetkilerini kimseyle paylaşmamak için, egemenliğin kayıtsız şartsız kendisine ait olduğunu hatırlatmak için ayaktadır. Bazıları sanıyor ki darbe sadece muhalefeti ilgilendiriyor. Sadece bizler değil, örneğin AK Parti siyaseti de tehdit altındadır. İşte o yüzden bu bir iktidar mücadelesi değil, ‘Demokraside mi kalacağız, yoksa otokrasiye mi geçeceğiz?’ sorusunun mücadelesidir. Bu darbe sizlere, oturduğunuz koltuklara, bu Meclis’e, bugün sizi seçen, yarın ise başkasını seçecek olan halkın iradesine kastetmektedir. Bugün bu darbeye destek verenler, destek vermese de susanlar, bilhassa kendi varlıklarını inkar içindedir.”

“BUGÜN DARBE, GELECEĞİN İKTİDARINA YAPILIYOR”

“Darbeler doğası gereği iktidara yapılır. Ve o sırada döner herkes muhalefete, muhalefetin gözünün içine bakar. Bugün bu darbe son seçimin galibine, geleceğin iktidarına yapılmaktadır. Ve AK Partililer bu kez bu darbe girişiminde muhalefettedir. 15 Temmuz’da muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi darbeyi kimin yaptığına, kime yaptığına bakmadan demokrasiyi savunmuştur. Ben ve arkadaşlarım kapalı Meclis’i açtırmış, bu kürsüden o darbeye en net tavırla direnmiştik. Peki AK Parti, Cumhuriyet Halk Partisi’nin o gün geçtiği sınavdan bugün geçecek midir? Bu soru AK Parti’nin de millet nezdindeki varlık meselesidir. 15 Temmuz’dan sonra o gece Meclis’te bulunmayan AK Partili değerli milletvekilleri, bakanlar, yöneticiler, burada uzun bir kuyruk oluşturmuşlar, grubumuza teşekkür etmişler, ‘Tebrik ederiz, gerçekten tarih yazdınız’ demişlerdir. Bu kez tarih yazma sırası sizdedir. Siz bu tarihi yazarsanız, belki yine ilk seçimi kaybedebilirsiniz ama tarihe demokrat olarak geçeceksiniz. Siyasette iktidardan düşünce yok olan değil, saygı duyulan ve yeniden iktidar alternatifi olabilen bir partiye dönüşeceksiniz. Kendi varlığınızı inkar etmeyin. Tarihin bu kritik dönemecinde doğru tarafta durmanın onurunu yaşayın, mahcubiyeti ile sonradan kahrolmayın.”

“BU MECLİS’İN HUKUKUYLA DAHA FAZLA OYNAMAYIN”

“Bugün Meclisimizin yetkileri törpülenmiş, itibarı zedelenmiştir. Devlet kuran bir parlamentodan seçilmiş milletvekili Can Atalay’ı koruyamayan, yemine çağıran ama bırakmayanlara teslim olan, komisyona seçen ama kararına kafa tutulan bir parlamentoya gelinmiş olması, Meclisimizin düşürüldüğü aczin en önemli kanıtıdır. Ancak kimse bu Meclis’in hukukuyla daha fazla oynamamalıdır. Anayasa Mahkemesi’nin hepimizi, her kurumu bağlayan kararı, parlamentoda okunmuş, hak yerini bulmuştur. Can Atalay serbest kalmalı, görevinin başına dönmelidir.”

“EKONOMİMİZ ÇÖKERTİLİYOR”

“Öyle bir durumdayız ki zaten zorda olan ekonomimiz resmen çökertiliyor. Milletimiz her gün daha da fakirleşiyor. Ucuz et ve yumurta kuyruklarının sonu görünmüyor. Türkiye’nin dünyadaki itibarı yerle bir ediliyor. Orta Doğu yangın yeriyken, Türkiye en güçlü olması gereken dönemdeyken nasıl oluyor da ülkemiz bu kadar zayıflatılabiliyor. Soruyorum, birliğimize sıkılan bu kurşunun kime hizmet ettiğini düşünüyorsunuz? Sırf bir kişinin adaylığından korkulduğu için bu milletin ekmeği küçülüyor, huzuru bozuluyor. Eğri oturalım ama doğru konuşalım. 35 gün geçti, Ekrem Başkanımız ve arkadaşlarımızın hakkında tek bir suç ispat edilemedi, iddianame hala ortada yok. Baskıyla, tehditle yalancı tanıklar yaratılmaya çalışılıyor. Talimatlı televizyon ekranlarından Başkanımızın ve diğer arkadaşlarımızın haysiyetiyle, ailelerinin onuruyla oynanıyor. Açık çağrı yaptım, yine yapıyorum: Bizim alnımız ak, başımız dik. Eğer bu iftiraları atanlar kendilerine güveniyorlarsa hodri meydan. Gelin duruşmayı TRT’den canlı yayınlayalım. Bu millet görsün; kim güçlü, kim haklı, kim iftiracı?”

“ERDOĞAN DA SORUŞTURULDU”

“Sayın Erdoğan 19 Mart’tan sonra ‘Bir ay geçsin, insan içine çıkamayacaklar’ diyordu. Bugün tam 35 gün oldu, ben buradayım. Ben Saraçhane’de, Maltepe’de, Samsun’da, Yozgat’ta, arkadaşlarımla birlikte, milyonlarla birlikteyim. Peki siz neredesiniz? Siz bu darbenin neresindesiniz, nerede duruyorsunuz? Sayın Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, bugün Ekrem Başkanımıza yöneltilen suçlamaların tamamıyla ve fazlasıyla muhatap oldu. Terörle, çete kurmakla, yolsuzlukla suçlandı. Ama kapısına bir gün polis dayanmadı. Asla gözaltına alınmadı. Bir gün tutuklu yargılanmadı. Şimdi size yapılmayan bu zulmü siyasi rakiplerinize nasıl yapabiliyorsunuz? Geçmişte mücadele ettiğiniz her şeye dönüşmekten nasıl hicap duymuyorsunuz? Bu millet karar verdi, sizi 23 yıl iktidar yaptı. Karar verdi Başbakan yaptı, Cumhurbaşkanı yaptı. Sonra bir karar daha verdi, partimizi birinci parti yaptı. Bizim 47 yıl demokrasiye duyduğumuz saygıyı, millet sizden bir sonraki seçimin takviminin başlayacağı 47 ay sonrasına kadar görmek, sizi yenilgiyle sınamak istedi. Çünkü bir kişinin, bir kadronun, bir partinin demokratlığı seçimi kazanınca değil, seçimi kaybedince ne yaptığıyla belli olur. Ama siz demokrasiye saygı duyarak 47 gün bile geçiremediniz. Siz yenilginin sınavından maalesef geçemediniz. Milletimize sesleniyorum: Sırtını millete yaslamayan her girişimin sonu hüsran olmuştur. 19 Mart darbesinin de darbecilerinin de sonu farklı olmayacaktır. Şimdi milletimize sesleniyorum. Kimse merak etmesin. Sandıkla geldiler, sandıkla giderler. Geldikleri gibi giderler. 19 Mart darbesinin ve darbecilerinin de sonu kaçınılmaz olarak hüsrandır. Şimdi sizden yetki alanlar, ‘Seçimle geldim, ama seçimle gitmem’ diyorlar. Kimse merak etmesin. Sandıkla geldiler, sandıkla gidecekler. Geldikleri gibi gidecekler. Şimdi tarihin şöyle bir dönüm noktasındayız. Dün işgale gelenlere kırmızı halılar serenler vardı. Bugün darbe yapmak için yurt dışından icazet alanlar var. Dün ihanet ettiği halktan korkup, İngiliz zırhlısıyla kaçanlar vardı. Bugün millet iradesinden korkup, sandıktan kaçanlar var. Dün bu vatan için yedi düvele karşı direnenler vardı, bugün darbecilere karşı direnen milyonlar var. O milyonların sesi tektir, egemenlik milletindir, egemenlik milletindir, egemenlik milletindir.”


CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, TBMM 23 NİSAN ÖZEL OTURUMU’NDA KONUŞTU