28.04.2024

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Halk TV’de: “Manisa’da Mesir Şenliklerinde 100’den Fazla Ülkeden İnsan Gelecek”

Cumhuriyet Halk Partisi,CHP Genel Başkanı Özgür Özel,Manisa,Görkemli Hatıralar,Serhan Asker,Halk Tv,Ferdi Zeyrek,Denizli İl Başkanı Horzum,Altın sandık,CHP 1.parti,yüzde 38,yerel seçimler,seçim 2024,Mesir şenlikleri,barış kardeşlik, birliktelik,chp.org.tr,Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Bundan sonra inşallah iyi ve kötü günde mesir festivali devam edecek. Bütün dünya mesirden haberdar olacak. Bir gün gelecek bu Manisa’da mesir şenliklerinde 100’den fazla ülkeden insan gelecek ve bu şenlikleri takip edecek. Manisa’ya da Türkiye’ye de iyi gelecek” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV’de Serhan Asker’in sunduğu Görkemli Hatıralar programına katıldı. Özel, “Burada hemen hemen benim tanımadığım kimse yok. İsmini bilmediğim kimse yok. Öyle bir kenttesiniz. Burada herkesin bu tabloya emeği var. Tabii haritayı kırmızıya boyayan isim filan biraz iddialı olur benim için. Şöyle ki bir başarının elde edilmesi için bütün faktörlerin bir arada olması lazım. Öncelikle şartların hazır olması lazım. İnsanlar israftan, kibirden sıkılmışlardı, sadece Manisa’da değil tüm Türkiye’de ağır ekonomik şartlara rağmen kendilerini görmeyen, duymayan bir anlayıştan sıkılmışlardı. Bir değişim istiyorlardı. Değişmeyenle, değişen yarışırsa değişen kazanır. Seçime değişerek giren tek parti, CHP’ydi. Eski ve yeni yarışırsa her zaman yeni kazanır. CHP eskimiş, köhnemiş bir anlayışa karşı yeni kadrolarıyla, genç kadrolarıyla, yönetimin yarısı kadın, yarısı erkek olan, Cumhuriyet’e uygun yönetim anlayışı ile CHP yeniyi temsil ediyordu. Eski anlayışla yarışıyordu. Yeni ile eski yarıştı, yeni kazandı. Devletle millet yarışırsa her zaman millet kazanır. Bugün geçtiğimiz seçimde birileri devleti seçime alet etti. Anadolu Ajansı’nı, TRT’yi, bütün kurumları etti ama millet kendisine dayatılana karşı her zaman kendi yanında olanı tercih eder. Hepimiz devletimizi severiz ama devlet bir işe alet edilirse, milletin karşısına devlet dikilirse millet kazanır. Biz milletin yanındaydık, millet kazandı” ifadesini kullandı. Özel, şunları kaydetti:


“BU BAŞARI TÜRKİYE’NİN BÜTÜN DEMOKRATLARININDIR”

“Şunu ifade etmem gerekir. Şartlar böyleydi. Adaylar doğruydu. Manisa’da 17-18 pırlanta gibi adayımız vardı. Türkiye’de binin üzerinde her birisi halkın teveccühünü kazanmış, anketlerle desteklenmiş, ön seçimden çıkmış, toplumda beğeni uyandıran adaylar vardı. Genel Merkez’in ekibi yeniydi, diriydi ve gençti. Bilimsel yöntemler, anketten odak grup çalışmalarına, etkili kampanya yönetimine kadar her şey kullanıldı, bunların yanında onlara inanan, güvenen ve onlara güç veren, onlardan güç alan bir genel başkan vardı. Ben kendime ait kısımda üstüme düşeni yaptım. Başarı partinindir. Sadece CHP’nin değil Türkiye ittifakı diye çağırdığımız milliyetçi demokratlarındır, muhafazakâr demokratlarındır, elbette sosyal demokratlarındır. Kürt’ü, Türk’ü, Laz’ı, Çerkez’iyle, Alevi’si, Sünni’siyle Türkiye’nin bütün demokratlarınındır başarı.”

“O GÜN BUGÜN BIRAKMIYORUM”

“Burası Atatürk’ün 7 kez geldiği bir kenttir. 2’sinde istasyonda, trende ve trenin hemen dışında Manisalılarla görüşmüş. 5 kez bu kente gelmiş ve gitmiştir Atatürk. Bu kent bir Cumhuriyet kentidir. Geçmişte bu kente çok büyük haksızlıklar yaptılar. Manisa’yı Soma’dan başlayarak, Twitter başında olur olmaz eleştiriler oldu. Biz hep bu kenti çok sevdik. Arkamızdaki Spil Dağı, kardeşim Barış gibi burnumda tüter benim. 15 gün görmedim mi burnumun direği sızlar. Atatürk’ün geldiği istasyon 500 metre aşağıda. Ondan 100 metre sonra mezun olduğum Gazi İlkokulu var. Semra Güven, kardeşim Barış’ın ilkokul öğretmenidir. Beni Gülseren Hasyamanlar okuturken, en yakın arkadaşı Semra Güven öğlencileri okuturdu. Biz sabahçıydık, Semra Hocam öğlenciydi. Sonra da Semih Hocam ile kolejde görev yaptı. Manisa Gazi İlkokulu’ndan 100 metre beriye, Manisa Doğumevi var. Benim doğduğum yer. 50 metre ileride Kız Meslek Lisesi var. Sayın Valimizle birlikte yürüdük. Anlatıyorum, burası ilkokulum, burası doğduğum yer, burası kız meslek lisesi deyince, Bektaş Valim. Sonra Rize’ye gitti. Böyle dedi ki ‘Burası da değildir herhalde.’ Dedim ki, anaokulunda 2 sene kız meslek lisesinin ana sınıfında okudum. Çok önemli bir olay yaşandı. 5 yaşında. Müsamere var. İlk kez sahneye çıktım. Bir tane nikelajlı mikrofon verdiler. Şiir okuyacağım. Çıktım şiiri okuyorum, ikinci kıtanın üçüncü mısrasında takıldım kaldım. Herkes bana bakıyor, ben onlara bakıyorum. Attım mikrofonu, tak diye düştü koca mikrofon. Kaçtım içeri. Hoca beni tuttu, çırptı iki kolumdan. Böyle yaptı, dedi ki ‘Git o mikrofonu al eline ve bir daha da bırakma’. O gün bugün bırakmıyorum.”

“MANİSA ATATÜRK’ÜN KENTİDİR, CUMHURİYET KENTİDİR”

“Ben yıllardır CHP’nin daha fazla kadın ve gençle siyaset yapmasını savundum. Gençlik Kolları Genel Başkanımız Gençosman Başkan, son 3 yılına tanık. Ondan önce 5 yıl boyunca önceki gençlik kolları başkanlarımız, milletvekili listeleri yapılırken ben ilk olarak şunu söylerim. Mutlaka gençlik kolları genel başkanını, kadın kolları genel başkanını milletvekili yapmalıyız. Bu makamlara değer katmak için. 3 dönemdir hep söylemişimdir. Demişimdir ki gençler için ve kadınlar için CHP çekim merkezi haline gelmeli. Cumhuriyet’in kodlarında genç ve kadın var. Gülşah Durbay, 20 yaşındaydı. Ben Manisa Belediye Başkan adayıydım, bizimle broşür dağıtıyordu. Bugün Gülşah Şehzadeler’in, Şehzadeler deyip geçmeyin. Saray-ı Amire, Osmanlı’nın Anadolu’daki tek sarayının üstündeyiz. Korunamamış ayrı konu. Çok az kalıntısı var. Mimar Sinan’ın Ege’deki tek eserinin, ustalık eserlerini yapmadan önce yaptığı son eserinin, Muradiye Cami’nin, Selçuklu’dan kalan Hatuniye Cami’nin, mesir saçılan Sultan Cami’nin, Türklerin en önemli milli parklarından bir tanesi Spil Dağı’nın bulunduğu bu yerin belediye başkanı 34 yaşında genç bir kadın. Manisa’yı artık başka bir şeyle anmayacaklar. Menemen’de Kubilay’ı katledenler, Manisa’ya doğru kaçmış, yok Manisa’dan gelmişler, yok Manisa tarikat yuvasıymış, Manisa Atatürk’ün kentidir, Cumhuriyet kentidir. Manisa hangi görüşten olursa olsun dünyanın en iyi kalpli, en mert ve namuslu insanlarının yaşadığı bir şehirdir. Manisa ile sonuna kadar gurur duyuyoruz.”

“FERDİ BAŞKAN’IN ÖNCÜLÜĞÜNDE MANİSA BEYAZ FİL’İNE SAHİP ÇIKTI”

“Gelelim Ferdi Zeyrek’e, Ferdi Zeyrek 20 yıldır tanıdığım, Eczacı Odası Başkanıyken tanıştığımız, Mimarlar Odasında Başkanlık yapmış, Manisa’nın varlıklarına sahip çıkmış. Beyaz Fil var. Yakında onu tekrar kazandıracağız. Gözbebeğimiz. 1960’larda sebze halidir oraları. Demişler ki hali taşıyalım. Oraya kültür ve sanat merkezi yapalım. Orada Beyaz Fil sineması vardı. Ama mimari o günün şartların uymamış. Sinema çok kullanıldı, biz de gittik. Tiyatro salonu daha sonra başka bir amaca dönüştürülmüş. Oda orkestrası diye düşünülen yer noter yapılmış filan. Sonradan iş hanı, tamamı SSK’ya verildi. Üstü Sosyal Sigortalar Kurum binasıydı. Orayı sattılar. Yıkmaya kalktılar, Ferdi Başkan’ın öncülüğünde Manisa Beyaz Fil’ine sahip çıktı. Karşıda Fatih Sergi Salonu var. Onun arkasında mutlaka anlatan olmuştur, at üstünde Fatih’i anlattınız değil mi? Fatih Sultan Mehmet’in yetiştiği has bahçe orası. Fatih Sultan Mehmet 18-19 yaşındayken, ilk önce bir tahta çıkıyor, geri geliyor buraya. İkinci tahta çıkışı. 19 yaşında babasının vefatını duyuyor. Taht Fatih Sultan Mehmet’i çağırıyor. Oturuyor orada. Diz çöküyor. Atına biniyor. Edirne’ye gidiyor. Başkent. Atına biniyor, dönüyor arkasındakilere diyor ki, ‘Beni seven arkamdan gelsin’. Dörtnala Edirne’ye gidiyor. Burada, Fatih Parkı’nda at binmeyi öğrendi. O atla dörtnala, dört kere su içiyor hayvan, bir kere yem yiyor. Edirne’ye varıyor. 2 yıl hazırlanıyor. Manisa’dan çıktığı yolun sonunda İstanbul’u, dünyanın en büyük, en iyi mühendislerini getiriyor. En güçlü topları döktürüyor. Fatih burada yetişmiş, çağın çok ilerisinde, 6 yabancı dil bilen, kitapları tercüme eden, mühendisliğe önem veren, hesap ve kitap yapan, ufku çok geniş birisi. Gidiyor, 21 yaşında gemileri karadan yürüterek, İstanbul’u fethediyor. Bir çağı kapatıyor, bir çağ açıyor. Fatih’in yetiştiği yerin önünde Fatih Nikâh Salonu var. O hepimizin evlendiği Fatih Nikâh Salonunu TÜRGEV’e, TÜGVA’ya verdiler. 25 yıllığına TÜGVA’ya. İl başkanlarımız, ilçe başkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz, Ferdi Başkanımız büyük bir mücadele ile Beyaz Fil’i de kurtardılar. Burayı da geri aldık.”

“DENİZLİ’Yİ KAZANDI, BİR DE ÜSTÜNE BENDEN MOTOR KAZANDI”

“Denizli İl Başkanımız Ali Osman Horzum çok tatlı adam. Seçimden önce bir gün sohbet ederken adayı belirledik. Nuri Başkan’ı. Dedi ki, ‘Başkanım iki büyük hayalim var. İnşallah gerçekleştireceğim birincisini’. Dedi ki ‘Denizli Büyükşehri almak’. ‘İkincisi ne’ dedim, dedi ki ‘Kırmızı bir Vespa alıp kazandığım şehirde gezmek istiyorum’. Ben de dedim ki ‘Büyükşehri al Vespa benden’. İlk anketler geldi. 12 puan gerideydik. 8 puana düştü. Ben aradım bunları, ‘yüklenin’ diye. Diyor ki ‘Kazanacağım ama motor kırmızı olabilir mi?’ Dedim ‘olur’. Seçim gecesine geldik, fark iyice azalmıştı. Burada mitingi yaptık. Denizli’ye gittim. Muhteşem bir miting yaptılar. Gördüğümüz en güzel mitinglerden birisiydi. Ondan sonra ben iyice umutlandım. Seçim günü altın sandık diye bir uygulama var. Doğru sandıklardan erken sonuç alırsan seçim sonucunu erken tahmin edebiliyorsun. Denizli’ye 70 tane altın sandık bildirmişiz. Seçimin akşamı saat 9’a geliyor. Denizli daha 4 altın sandık girmiş. Çok sinirlendim. Aradım hemen. ‘Ali Osman Başkan’ dedim, ‘Ne yapıyorsun?’ ‘İyiyim başkanım, geliyoruz, alıyoruz’ filan. ‘Ben anlamam’ dedim. ‘Altın sandıkları girmemişsin’. ‘Yahu başkanım’ dedi, ‘Büyük bir heyecan var. Alıyoruz seçimi’. ‘Ben anlamam’ dedim, ‘Disiplinden ayrılma. Altın sandıklar girilecek. Anlaştık mı?’ ‘Anlaştık başkanım’ dedi. Tam kapatıyorum, dedi ki Ali Osman Horzum. ‘Ben de bir şey söyleyebilir miyim, benim de bir ricam olsun mu?’ ‘Olsun’ dedim. ‘Motor 300 cc. olabilir mi’ dedi. ‘Sen al seçimi, olsun 300 cc’ dedim. ‘Kapat’ dedim, kapattım telefonu. Bunlar seçimi kazandı. Nuri Çavuşoğlu, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Ben Türkiye’yi kazanırken, adam Denizli’yi kazandı, bir de üstüne benden motor kazandı.”

“MANİSA’DA MESİR ŞENLİKLERİNDE 100’DEN FAZLA ÜLKEDEN İNSAN GELECEK”

“Dün sokaklardaydık. Etkinliklerin bir kısmını takip ettik. Ferdi Başkan’ın elinin değdiği belli. Çok kısa sürede şehirde, 5 büyük konser. 9 küçük yerde canlı müzik. Üniversite öğrencileri, Manisalılar. Dünyanın dört bir yanından gelmiş yabancı ekipler filan. Ama tabi bu sene olduğu kadar oldu. Ben hep yıllardır söylerim. İspanya’da 15 azgın boğayı, önünden millet kaçıyor. Bütün dünya o festivali izliyor. Yapılan iş ne? Boğanın önünden kaçmak. Domates festivali var. Bütün millet birbirine domates atıyor. Bütün dünya biliyor ve izliyor. 180 ülkeden turist geliyor. Dünyanın en eski halk ilaçlarından bir tanesi. Kanuni Sultan Süleyman’ın validesini iyi etmiş, 41 çeşit baharattan yapılmış bir ilaç. İşin tıp yönü var. Mistik yönü var. Örfü, adeti, sağlığı, her şeyi var bunun içinde. Dünyanın böyle bir ürünü, dünya haberdar değil. Kubbe ve minarelerden saçılacak. İnanılmaz bir ritüel. Eller şifaya kalkacak. Bununla bugün Manisa’da, dünyanın dört bir yanından, 150 ülkeden, 10 bin turist yoksa bu mesir festivali iyi yapılmıyor demektir. En iyisini yapacağız. Bu mesir gibi bir ürün, 484 yıldır bu topraklarda karılıyor. Bu topraklarda saçılıyor. Bu gelenek korunuyor. 4 yıl yapılmadı. 3 yıl pandemiden. Geçen sene depremden dolayı. Pandemide yapın dedim. Ama bundan sonra inşallah iyi ve kötü günden mesir festivali devam edecek. Bütün dünya mesirden haberdar olacak. Bir gün gelecek bu Manisa’da mesir şenliklerinde 100’den fazla ülkeden insan gelecek ve bu şenlikleri takip edecek. Manisa’ya da Türkiye’ye de iyi gelecek.”

“BU ŞEHRİN DÖRT BİR TARAFI TURİSTİ VE TURİZMİ HAK EDİYOR”

“Akhisar’daki havaalanının uluslararası uçuşların da yapılabileceği müsaitlikte sivilleştirilmesi, asker ve sivil birlikte kullanılması lazım. Şurada Sart Harabeleri var. Kimse bilmiyor. Dünyanın devlet güvencesinde basılan ilk parasıdır. Devlet altını karşılığında para basmış, dolaşıma sokmuş. İlerisinde Osmanlı’nın darphanesi var. Ağlayan kayasından tutun, Akhisar ile Bergama ile Sart arasındaki Akhisar’daki kral mezarlarına kadar. Bu şehrin dört bir tarafı turisti ve turizmi hak ediyor.”

“BU ŞEHRE BARIŞI, KARDEŞLİĞİ VE BİRLİKTELİĞİ GETİRECEĞİZ”

“Hayat fena halde futbola benzer diyorlar ya. Siyaset çok fena halde futbola benzer. Iniesta çok genç yaşında, herhalde 6 yaşında Barcelona futbol okulundan başlayıp, takım kaptanlığına kadar gitmiş. Muhteşem bir oyuncu. Ona soruyorlar. ‘Barcelona’da size ilk neyi öğretirler’ diye. Iniesta diyor ki ‘Kaybetmeyi’ diyor. İlk gün gidersin, herkes yeni sanırsın, 7’şerden iki takım. Öbür 7’si zaten takımın en iyileri. Seni bir güzel yenerler. Hocalar bakar. Tekme mi atıyorsun, küfür mü ediyorsun, çelme mi takıyorsun, çamur mu yapıyorsun? Sonra bunları düzeltmeye başlarlar. Rakibe saygı duymayı, rakibi tanımayı, kaybedince tebrik etmeyi bilmeyi, kazandığında kibirli olmamayı öğrenirsin çünkü Barcelona çok kazanan bir takımdır. Oyuncular kaybetmeyi bilmezse, birkaç kayıp krize dönüşür. O yüzden bize kaybetmeyi öğretirler. Biz siyasette hep kaybettik. Defalarca kaybettik. 2009’da kaybettik. 2014’te kaybettik. 2019’da kaybettik. Ama her bayram, valiliğin bayram kutlamasına gün oldu 2 kişi gittik. Gün oldu 7 kişi gittik ama her bayram gittik. Buranın alay komutanı bana şunu diyor geçen törende. Dedi ki ‘Özgür Bey çok yere gittim ama sizin kadar şehrine bağlı milletvekili görmedim’ dedi. Ben genel başkan oldum ve yine geldim. Eğer kaybetmeyi hazmedemiyorsan, kaybetmeyi bilmiyorsan kazanmayı öğrenemiyorsun. Rakibi tebrik etmek ve saygı duymak erdemdir. Rakibini tanımayan, rakibini yenemez. O yüzden centilmenlikten, iyi niyetten asla taviz vermeden, yenile yenile, kaybede kaybede kazanmayı öğrendik. Geçtiğimiz günlerde bir bayram kutlaması vardı. Biz sıfır belediye başkanı ile gidiyorduk oraya. Geçen sefer 4 oldu, şimdi bir baktık 18’de 15 olmuş. Belediye meclisinde 3 kişiydik, 7 olmuştuk. 70 olmuşuz. Ama bir baktık o kutlamada AKP’den ve MHP’den ne il başkanı ve ne milletvekili. Hiçbiri gelmemiş. İlk kez kaybediyorlar. O gün il başkanıma dedim ki, ‘Burada kusur onlarda değil. Demek ki biz bir şeyi yanlış yapıyoruz. Eğer kaybeden buraya gelmiyorsa, bir eksik var’. ‘Bundan sonraki bayramlarda’ dedim, ‘Bayram töreninden iki gün önce, biz düzenlemiyoruz, valilik. AKP ve MHP, diğer partilerin il başkanlarını ara ve birlikte gidelim de’. Demek ki onlar kaybetme psikolojisi ile itilmiş hissettiler. Biz senelerdir kaybetmiş parti olarak, muhalefetteki parti olarak, belediye seçimini kaybetmiş aday olarak ilk tebriğe ben gittim. Her bayramda sıraya geçtik. Biz kaybede kaybede kazandığımız bu şehre barışı, kardeşliği ve birlikteliği getireceğiz.”