24.07.2024

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “Bir Devlet Adamı Nasıl Olur Diye Bakacaksanız Lütfen İsmet Paşa’ya ve İnönü Ailesine Bakın”

CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL:

“HER BİR DAVRANIŞI VASİYET NİYETLİLİĞİNDE OLAN BU ÖRNEK İNSANI YAŞATMAYA DEĞİL YAŞAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul'da Lozan Antlaşması'nın 101'inci yılı etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Bir devlet adamı nasıl olur diye bakacaksa genç arkadaşlarım lütfen İsmet Paşa’ya ve İnönü ailesine baksınlar. Bir siyasetçinin sadece konuşmak, sadece kavga etmek ya da sadece müzakere etmek, sadece temsil görevlerini yapmak değil; hepsini birden dozunda, kıvamında, gerektiği kadar yapmanın ne demek olduğunu gösteren bir insandır İsmet Paşa” ifadesini kullandı.

İstanbul'da Lozan Antlaşması'nın 101'inci yılı etkinliğinde konuşan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, “Bugün burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin görevde olan Genel Başkanı olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nin ikinci Genel Başkanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Cumhurbaşkanı hem kurtuluşta emeği, mücadelesi, canını ortaya koyacak azmi olan, hem kuruluşta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte bu ülkenin demokrasisinin temellerini atan, Başbakanlık görevi yapan, daha sonra görevdeyken iki kez denenen çok partili rejim denemelerinde 14 Mayıs 1950 akşamını yaşayan; soranlara, ‘Herhalde bunlara yönetimi bırakmayacaksınız’ diyenlere ki ordunun komutanıdır, İsmet Paşa’yı gördüğünde subayların gözleri yaşarır, askerlerin, erlerin nefesi kesilir. O böyle bir teklifi, demokrasi dışı bir teklifi, bunun şüphesiz kendisinin bir mağlubiyeti ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokrasisinin en büyük zaferi olarak gören, bu geceden 10 gün kadar sonra, yurtdışında eğitimini sürdüren oğlu Erdal’a yazdığı mektupta, bu seçim sonuçlarının Türkiye’nin dünyadaki tanınması, algısı için, demokrasi için ne kadar önemli olduğunu kıvançla anlatan, ‘Seçimi kaybettik ama Türkiye çok şey kazandı’ diyebilen büyük devlet adamı İsmet İnönü’nün 49 yıl boyunca bazen kışın da ama 49 yıl boyunca yazları geldiği gittiği, o meşhur çivileme atlayışıyla bütün Türkiye’de deniz sezonunu açtığı ama bir yandan satranç kitaplarıyla ki çok iyi bir satranç oyuncusu ama onun ne iyi bir satranç oyuncusu olduğunu, satrancı izleyenler değil, Lozan’ın dokümanlarını okuyanlar, kitaplarını okuyanlar anlayacaklardır. Biz onu Lozan’daki yaptıklarından, onun nasıl satranç oyuncusu olduğunu görüyoruz, biliyoruz. Evlatlarıyla, torunlarıyla birlikte olan burada, hem iyi bir aile babası hem iyi bir devlet adamı nasıl olunabildiğinin artık cisimleştiği, tüm siyasetçiler için, hepimiz için en önemli rol modelimiz olan İsmet İnönü’nün arka bahçesinde, evinde sizlerle birlikte olmaktan ve onun şüphesiz en büyük eseri diyebileceğimiz Lozan Barış Antlaşması’nın 101’inci yılında sizlerle birlikte olmaktan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak büyük bir kıvanç duyuyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi. Özel şöyle devam etti:


“KADINLARIN VE GENÇLERİN GÖREVLENDİRİLDİĞİNDE NASIL BÜYÜK BAŞARILAR ELDE ETTİKLERİNİ GÖSTERMELERİ AÇISINDAN ANLAMLI”

“Burada tabii ailenin kökleriyle Cumhuriyet’in kökleri birbirine girmiş durumda. Öyle bir aile... Ben Pembe Köşk’te zaman zaman misafirleri oluyorum. Gülsün Hanım’ın davetiyle, Özden Hanım’ın masasında, İsmet Paşa’nın masasında oturuyoruz. Herhalde bir Cumhuriyet Halk Partili için yaşanabilecek en kıymetli dakikaları, saatleri hep birlikte yaşıyoruz. Partiden konuşuyoruz, partinin bugününden, tarihinden konuşuyoruz. Bugününü konuşuyoruz, yarınlarını konuşuyoruz. Bugün bana burada iki belediye başkanım eşlik ediyor. Bir tanesi Kadıköy Belediye Başkanımız Kadıköy Belediye Başkanı, 30’lu yaşlarında, gençlik kollarından yetişmiş, hepimiz gibi kalbi Cumhuriyet ve Cumhuriyet Halk Partisi sevgisiyle atan genç bir Cumhuriyet Halk Partili. Diğeri Üsküdar Belediye Başkanımız. O da Türkiye’nin siyasette, partideki değişim dönüşüm iradesinin, Türkiye’nin değişim iradesini yansıttığının en önemli göstergesi olarak, kadınların ve gençlerin görevlendirildiğinde nasıl büyük başarılar elde ettiklerini göstermeleri açısından anlamlı. Kadıköy Belediye Başkanımız örneğin İzmir’deki 12 genç belediye başkanını temsil ediyor burada. Üsküdar Belediye Başkanımız, örneğin İzmir’deki Cumhuriyet tarihi boyunca tüm partilerden 100 yılda altı kadın varken İzmir’de bu dönem seçilmiş sekiz kadın belediye başkanını temsil ediyor. Antalya’daki 27 yaşındaki kadın belediye başkanımız burada. Çankaya’daki 30 yaşındaki genç belediye başkanımız burada. Onlar temsil ediyorlar onları. O yüzden hem tecrübeyle hem gençliği, tecrübenin önemini İsmet Paşa’da ya da bugün partimizde siyaset yapan çok değerli büyüklerimizin, örneğin birlikte aynı sıralarda oturmaktan büyük kıvanç duyduğum Oktay Ekşi mesela burada. Onun tecrübesi, bilgisi, birikimi 2011 yılında yan yana oturduğumuzda ben henüz 30’lu yaşlarında bir milletvekiliyken Oktay Bey’le yan yana onunla geçirdiğim her saat, her dakika bir kitap sayfası, her saat bir kitap yerine geçiyordu.”

“TASDİKİNİN ATILDIĞI YER LOZAN’DIR”

“Geçtiğimiz hafta üç gün boyunca Kıbrıs’taydık. İsmet Paşa‘dan aslında biz hep Kıbrıs Barış Harekâtı’ndan sonra Kıbrıs’ı konuşuyoruz ama aslında o barış harekâtının yapılabilmesi Türkiye’nin, Türklerin orada egemenlik haklarını savunulabilmesinin temelleri ve aslında onun tasdikinin atıldığı yer Lozan’dır. Kıbrıs’taydık, sevgili Altan Öymen’le, sevgili Hikmet Çetin’le, Sevgili Murat Karayalçın’la barış harekâtında imzası olan, çok değerli devrin Bakanı Önder Sav’la, 34 yaşında imza atmış, 84 yaşında, 50’nci yılında bizimle birlikteydi. Devrin Dışişleri Bakanı Turan Güneş‘ın kızı, harekâtın sembolü Ayşe Ayata ile birlikteydik. ‘Ayşe tatile çıksın’ deyip adaya barış götüren Mehmetçiğin Ayşe’si ile birlikteydik. Bugün kardeşi burada. Çok değerli hocamız Hurşit Güneş burada. Onu gördüm, çok büyük keyif aldım burada olmasından. Tabii önemlerini ayrı ayrı saymayacağım ama Çağdaş Yaşam benim çok inandığım bir kuruluş, TÜLOV’la birlikte ADD ile birlikte. Onun başkanının temsiliyeti önemli. İsmet İnönü, hayatı boyunca doğruları yapmış, dürüstlükten ödün vermemiş bir isim olarak bir güruh tarafından karalanmaya çalışıldığında hepimizin en doğru bilgi kaynağı İnönü Vakfı, İnönü Vakfı’nın internet sitesi, İnönü Vakfı’nın yayınları. Onlarla birlikte burada olmak hepimiz açısından çok anlamlı ve çok önemli.”

“BİR DEVLET ADAMI NASIL OLUR DİYE BAKACAKSANIZ LÜTFEN İSMET PAŞA’YA VE İNÖNÜ AİLESİNE BAKIN”

“Hem televizyonları başından izleyenleri hem buradan dinleyenlere, bütün genç siyasetçilere bu binanın nasıl bir bina olduğunu şöyle hatırlatmak isterim. İsmet Paşa Başbakanlıktan ayrıldığında 1925, gelir buraya yerleşir. Bu ev kiradır, çok sever, senelerce burada oturur sonra bu evi satın almayı ister. Evin sahibi, eve 25 bin lira fiyat biçer. Tamamen mobilyalı. İsmet Paşa çok yüksek bulur, bütçesini aşar, alamayacağını söyler. Sonra konu Atatürk’e intikal eder. Huyunu bilir, derki ‘Ev sahibine söyleyin, mobilyasız bir fiyat versin.’ Doğru değil mi efendim? Mobilyasız bir fiyat verilir. Paşa biraz daha pazarlık eder, 9 bin liraya burayı her bir kuruşunu kendi cebinden ödediği parasıyla bu evin mülkünü alır İsmet Paşa. Yani tatillerini zengin iş adamlarının beş yıldızlı otellerinde geçirenlere ya da devletten ihale alanların böyle güzel adalardaki müstakil yerlerinde geçirenlere, yazın onların sofrasında oturup kışın onların işini takip etmeye çalışanlara değil de bir devlet adamı nasıl olur diye bakacaksa genç arkadaşlarım lütfen İsmet Paşa’ya ve İnönü ailesine baksınlar.”

“HEPSİNİ DOZUNDA YAPMANIN NE DEMEK OLDUĞUNU GÖSTEREN BİR İNSAN”

“Lozan’da İsmet Paşa, Lozan’daki müzakerelere giderken, demin yukarıda yanında götürdüğü yazı takımını gördüm. O yazı takımını ilk gidişinde serer ama çok uzun sürmeden toplar. Çünkü karşısındakiler, gerçi Ahmet Hoca varken benim bunları anlatmam da çok doğru değil, bunları konuşmak çok doğru değil ama neyden ilham almak lazım ona bakmak lazım diye söylüyorum. Türkiye’nin egemenlik haklarını tanımaz, Türkiye’yi bir savaşın galibi değil de sanki bitmemiş, devam eden bir savaşın ateşkesindeymiş gibi davranmaya çalışırlar. İsmet Paşa bunu gördüğünde şöyle bir yaklaşım sergiler. Der ki ‘Ben bir bağımsızlık savaşı vermiş ve kazanmış bir milletin temsilcisiyim. Ben buraya Mondros’tan değil, Mudanya‘dan geliyorum beyler’ der, masadan kalkar. 4 Şubat 1923’te Lozan’ı terk eder ama daha sonra 23 Nisan’da tekrar o masaya oturur. 92 gün o masada müzakere eder, sabırla müzakere eder, bazen sertleşir, bazen yumuşar ama savaş meydanlarında canını ortaya koyan, sonrasında en büyük mücadeleleri veren İsmet Paşa gerektiğinde düşmanlarıyla bile masaya oturup müzakere etmenin, kazanımlar elde etmenin, temsil ettiği toplumu, temsil ettiği ülkenin hakkını, çıkarını savunmanın, gerekirse savaşarak, gerekirse ölümü göze alarak, gerekirse oturup müzakere ederek ve en sonunda sonuç alarak o masadan kalkmayı bilmiş, bizlere hem kahraman bir askerin hem yetkin ve etkin bir diplomasi üstadının nasıl olması gerektiğini, bir siyasetçinin sadece konuşmak, sadece kavga etmek ya da sadece müzakere etmek, sadece temsil görevlerini yapmak değil; hepsini birden dozunda, kıvamında, gerektiği kadar yapmanın ne demek olduğunu gösteren bir insandır İsmet Paşa.”

“HAKKINDA SÖYLENEN ASILSIZ İFTİRALARIN HİÇBİRİSİNE TESLİM OLMADIK”

“29 Ekim töreninde frakıyla, yaz tatilinde mayosuyla, Lozan’da müzakeresiyle, savaş meydanında ölümü göze alacak vatanseverliği ile İsmet Paşa hepimize bir siyasetçinin ve ülkesini seven bir siyasetçinin, siyaseti kendisi için değil, kendi çıkarları için değil, ülkesi ve partisi için yapan bir siyasetçinin nasıl olması gerektiğini gösteren simge ve sembol isimdir. Öylesine önemli ve öylesine kararlıdır ki görüşmeler sürdüğü sırada, tabii karşı tarafın çok farklı psikolojik harp taktiklerini orada uyguladığını hatırlamak gerekiyor. İsmet Paşa’ya şöyle bir istihbarat getirirler. Bir suikast girişimi olacak. Aracınızı geçerken kurşunlayacaklar, bombalayacaklar. Sizden ricamız araçtaki Türk bayrağını sökmenizdir. İsmet Paşa’ya bunu söylediklerinde şoförü, yaveri neredeyse bayrağı sökmeye davranacaktır. Der ki, ‘Beyler ne yapıyorsunuz, ne bayrak sökmesi, o bayrak orada durur, vuran vurur, İsmet İnönü ölür. Bugün bir İsmet İnönü ölür, yarın bir İsmet İnönü gelir bu masaya oturur, bu işi bitirir. Bizi öldürmekle mi yıldıracaklar, bitirecekler?’ İşte o anlaşma, o Sevr’i paçavraya çeviren, yırtıp atan, Lozan’ı yapan İsmet Paşa, bugün birileri Atatürk’e laf söyleyemeyip, İsmet Paşa’ya laf söyleyecek haddi bulduğunda 9 yıl Meclis’te grup başkanvekilliği yaptım, Meclis’in altını üstüne getirdim. Ama İsmet Paşa hakkında söylenen asılsız iftiraların hiçbirisine teslim olmadık. Seneler sonra efendim, Boraltan meselesi dediler, seneler sonra özür diletecek kadar o meselenin ne olduğunu, örneğin esirlerin değişimi anlaşmasına uyulmadığını, ilk gidenlere bu muamele yapıldığında İsmet Paşa’nın çıldırdığını ve ondan sonra gidecek esir değişimine izin vermediğini, orada İsmet Paşa’nın hiçbir kusuru olmadığını onlara kabul ettirene kadar o Meclis’i çalıştırtmadım. O yüzden Cumhuriyet’i savunmak, öyle sadece askere gitmek, sadece vergi vermek, sadece Atatürk’ün adını duyunca alkışlamak değil elbette en şiddetli alkışı, en yürekten alkışı yapacağız. Ama bu Cumhuriyet’in bütün kurucu kadrolarının, kurucu babalarının ne yaptığını, ne yaşadığını, niye yaşadığın, o günün şartlarında neler olduğunu çok iyi anlamak ve anlatmayı gerektirir. Bu aydın bilinci de bunu gerektirir, vatandaşlık sorumluluğu da bunu gerektirir. Adamlar yalanlarına sahip çıkıyorlar. Attıkları yalan tarihi tekrar ede ede ede, birilerine belletmeye çalışıyorlar. Bizim doğrularımıza, bizim dürüstlerimize, bizim İsmet Paşa gibi isimlere sahip çıkma noktasında en ufak tereddüdümüzün olmaması lazım. Buna ne İsmet Paşa’nın ihtiyacı var, ne İnönü ailesinin ihtiyacı var. Ne CHP tarihinin ihtiyacı var. Ama buna bugünün gençlerinin zehirlenmeme zaruretinden dolayı hepimizin mükellefiyeti var.”

“HER BİR DAVRANIŞI VASİYET NİYETLİLİĞİNDE OLAN BU ÖRNEK İNSANI YAŞATMAYA DEĞİL YAŞAMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

“Bugün burada bulunmak ve olmak çok büyük onur, gurur. CHP’nin Genel Başkanı sıfatıyla İsmet İnönü gibi birinin oturduğu bir koltukta, üstlendiği bir görevi üstleniyor olmak, yine Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partinin, İsmet Paşa’nın ikinci genel başkan olduğu partinin şu andaki genel başkanı olmak benim açımdan çok büyük bir onur. Partimizin bütün üyeleri adına, bütün milletvekillerimiz, bütün parti meclisi üyelerimiz, burada olamayan, yüreği burada atan tüm CHP’liler adına, İsmet Paşa’nın aziz hatırasının önünde saygı ile eğiliyorum. İnönü ailesinin önünde saygı ile eğiliyorum. Bundan sonraki süreçte de önümüzü aydınlatmaya, her bir davranışının vasiyet niteliğinde olan her bir davranışı vasiyet niyetliliğinde olan bu örnek insanı yaşatmaya değil yaşamaya, kendi içimizde yaşamaya devam edeceğiz. Rehberimizdir, önderimizdir, ruhu şad olsun. Verdiği emekler, bu ülkeye kazandırdıkları için binlerce kez kendisine minnet duygularımı ifade ediyorum. Bir kez daha kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Ailesine saygılarımı sunuyorum.”


CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, İSTANBUL’DA - 2