08.10.2015

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN UŞAK CUMHURİYET MEYDANI’NDA YAPTIĞI KONUŞMA - SÖZÜM SÖZ, GÜZEL BİR ÜLKE İNŞA EDECEĞİZ (8 EKİM 2015)

GENEL BAŞKAN KILIÇDAROĞLU UŞAK’LA BİRLİKTE "ÖNCE TÜRKİYE" DEDİ

-Sözüm söz, güzel bir ülke inşa edeceğiz


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Uşak’taki ilk durağı CHP’li Kızılcasöğüt Belde Belediyesi oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl’ün eşlik ettiği ziyaretinde Kılıçdaroğlu vatandaşlarla belde kahvesinde çay içip sohbet etti; kadınlarla fotoğraf çektirdi. Kahvenin önünde kısa bir konuşma da yapan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, “Kadınlara sesleniyorum. Eşinizi alıp gidin ve oylarınızı kullanın. Bir oy altın değerinde" dedi.

Çocukların ve belde kadınlarının fotoğraf çektirme isteklerini de kırmayan Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Belediye Başkanı Ömer Biçer’i de makamında ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, Kızılcasöğüt beldesinin ardından merkeze bağlı Bozkuş Köyü’ne gitti. Kılıçdaroğlu, köylülerden burada olduğunu öğrendiği Kuvayi Milliye kahramanlarından İbrahim Tahtakuş’un mezarını ziyaret edip dua okudu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Uşak Cumhuriyet Meydanı’nındaki miting konuşmasında ise özetle şunları söyledi:

MİLLİ İRADEYE SAYGISIZLIK OLURDU

Ülkemi seviyorum sizleri seviyorum, sizlere inanıyorum, güveniyorum. Bu ülkenin güzel insanları cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden birisini yaşıyoruz. Türkiye’nin aydınlığa çıkması lazım. Onun için bir sonraki seçimi değil, Türkiye’yi düşünmek lazım. Biz "Önce Türkiye dedik. Şu soruyu kendimize soralım. 7 Haziran’da bir seçim yaptık. Hep beraber sandığa gidip oylarımızı kullandık. Milli irade tecelli etti. AKP’ye, ’sizi tek başına iktidar yapmıyorum yeter artık. Kendi aranızda uzlaşın. Adam gibi ülkeyi yönetin’ dedi. Bu mesajı, iradeyi en iyi yöneten, okuyan parti bizim parti. Bize geldiler ’koalisyon kuralım’ dediler. Biz de dünya kadar derdimiz var, beraber oturup bunları çözelim dedik. Ama 10 günlük görüşme sonunda bize ’4 yıllık koalisyon istemiyoruz’ dediler. 3 aylık seçim hükümeti istediklerini söylediler. Biz de kabul etmedik. Neden kabul etmedik, diye sorabilirsiziniz. Eğer biz üç aylık seçim hükümetinde olsaydık, milli iradeye saygısızlık yapardık.

GARİBAN HALK ÇOCUKLARI

Her gün şehitlerimiz geliyor. Ne diyorlardı? Çözüm süreci. Dedik ki bu süreç tehlikeli bir süreç, bu sorun böyle çözülmez. Aileler gözyaşı döküyor. Hangi milletvekilinin oğlu orada? Ensesi kalın kimin çocuğu Doğu - Güneydoğu’da? Hangi bakanın çocuğu orada? Bulmuşlar gariban vatandaşı, ’hadi oğlum oraya git.’ Ankara’ya gelen bütün şehit cenazelerine katılırım. Şehit cenazelerinde bir usul vardır. Şehit önde; arkasında ailesi, yakınları, akrabalar, onun arkasında devlet protokolü yürür. O manzarayı görmenizi isterim. Gariban halk çocukları bu ülkenin sade temiz insanları. Her gittiğim yerde anneler ağlıyor. Bir şehit annesi bana ’Benim oğlum şehit oldu. Yüreğim yandı başkalarının ki yanmasın’ dedi. Yine gittiğim bir şehit cenazesinde ’niye terörü önlemiyorsunuz?’ diye sordular. CHP ne zaman engel oldu? Siz çözdünüz de biz mi engel olduk? Siz ülkenin başına bela ettiniz PKK’yı. Doğu, Güneydoğu’da adamlar mahkeme kurmuş, askere alma dairesi kurmuş. Senin Ankara’da gıkın çıkmıyor, valiye talimat veriyorsunuz, ’sakın sesini çıkarma’ diye. Şimdi milliyetçilikten bahsediyorlar. Sen ’her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alırım’ diyen değil misin?

SORUNU BİZ ÇÖZERİZ

Birisi gelir size etnik kimlik üzerinden siyaset yaparsa, bilin ki o adam ülkesini sevmiyor. Din üzerinden siyaset yapıyorsa dine en büyük kötülüğü yapan odur. Açık net söylüyorum, 30 yıldır çözemediler. Benim sözüm söz. Ben bu sorunu çözeceğim. CHP dışında hiçbirisi çözemez. Açık ve net söylüyorum. Belki size şunu soracaklardır. ’CHP neyine güvenerek söylüyor?’ diye. Onlara şunu söyleyin. CHP avukat bürolarında kurulan bir parti değildir. CHP savaş meydanlarından gelen, kuyavı milliye ruhunu taşıyan bir partidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisidir. Tabi çözmemiz için sizin yetki vermeniz gerekiyor.

BEDELİNİ ÖDERLER

Digitürk, 7 kanalı çıkarmış platformundan. Buradan o savcı arkadaşa sesleniyorum. Sen cumhuriyetin savcısı mısın? İktidarın savcısı mısın? Mahkeme kararı olmadan nasıl olur da yasak getirirsin? Bunlar 3 Y ile savaşacaklarını söylüyorlardı. Yasak olmayacaktı, yasak olmayan ne kaldı? Gencecik çocuklarımız sokaklarda vuruldu, öldürüldü. Gazetecilere saldırı yapılıyor. Herkesin gözünün önünde gazeteciler dövülüyor. Eğer Digitürk mahkeme kararı olmadan, altını çiziyorum, mahkeme kararı olmadan ’7 kanalı ben susturdum’ diyorsa onun bir bedeli vardır ve onun bedelini ödeyecektir. Siz hangi gerekçeyle yasak getiriyorsunuz? Birisi yazı yazdı diye yasak mı gelir? Gazetecilere saldırıyorlar. Görüşü ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, ister CHP’li olur, AKP’li, MHP’li olur hangi partide olursa olsun, her gazetecinin özgürce yazı yazma hakkı vardır. Siyasetçi eleştiriye katlanacak. ’Beğenmedim, sustururum, dövelim’ bu olmaz.

DAVUTOĞLU’NA ÇAĞRI

Star gazetesinin CEO’sunun 20’ye yakın kurşunla arabası kurşunlandı. Star iktidar yanlısı bir gazete ama ben bu kişiye, Murat Sancak’a telefon açtım. ’İnşallah failler yakın bir zamanda, mahkemenin önüne çıkar’ dedim. Buradan sesleniyorum. Sayın Davutoğlu’na sesleniyorum. Size destek veren gazetenin üst düzey yöneticisi arabasında 20’ye yakın kurşunla kurşunlanıyor. Siz neden hangi gerekçiyle faillerini yakalamıyorsunuz? Bu gazete iktidar yanlısı bir gazete. Muhalefet partisinin genel başkanı olarak söylüyorum. Gazeteci kim olursa olsun, özgürce yazacak. Siz yasak getirirseniz, halk haber alamaz, baskı var gazetenin üzerinde, vatandaşın üzerinde. CHP iktidarında, her gazeteci özgürce CHP’yi eleştirecek. Bunu yapacağım, bu kulvarı açacağım. Herkese açacağım. Anayasamızda madde var. ’Basın hürdür sansür edilemez.’ Gayet açık, açın bakın. İyi de 7 kanalı sansür ediyorsun. Gazetecileri dövüyorsun, ölümle tehdit ediyorsun. Niye birilerinin sesi çıkmıyor, hani ülkede özgürlük, demokrasi vardı? Dilediğini söyleyecek dilediğini yazacaktı? Bir baskı rejimiyle karşı karşıyayız. Hitler’in baskı rejimini savunan Goebbels vardı. O; ’gazeteciler piyanonun tuşları gibi olmalıdır. Biz hangi tuşa basarsak o sesi çıkarmalıdır.’ demişti. Şimdi gazetecilere ’Benim dediğimi yazarsan sorun yok. Ama benim dediğimi yazmazsan sustururum, ölümle tehdit ederim’ diyorlar.

EMEKLİYE İKİ MAAŞ İKRAMİYE

Emekliye iki maaş ikramiye vereceğiz, asgari ücreti bin 500 TL yapacağız. Taşeron işçilerin tamamına kadro vereceğiz, mazotun litresini 1.5 TL yapacağız. Söz verdik. Kıyameti kopardılar. ’Parayı nereden bulacaksınız? Siz devleti tanımıyorsunuz.’ Onlar devleti tanımıyorlar. Ben bu devlete onurumla 27.5 yıl hizmet verdim. Devleti en iyi ben bilirim. Bütçe nasıl yapılır, vergi nasıl toplanır, nasıl harcanır? Eğer bu konuda iyi olan Türkiye’de 10 kişi varsa, onlardan birisi benim. İstedikleri kişiye sorsunlar. Her vaadi kuruş kuruş hesapladık. Bakın o dönem mazot 1.5 TL olacak dedik, şimdi aynısını söylemiyoruz. Şimdi mazot 1.80 kuruş olacak. Dolar arttı ne yapalım? 30 kuruş zam geldi. Siz açık ve net birşeyden emin olun. Biz siyaseti zenginleşme aracı olarak görmüyoruz. Çocuklarımıza kaynak aktarma olarak görmüyoruz. Siyaseti halk için, sizin için yapıyoruz. Çünkü halka hizmet hakka hizmettir. Her kuruşun hesabını millete vermek bizim boynumuzun borcudur. Esnafa sesleniyorum. Emekli oluyorsunuz. Aylık alıyorsunuz, geçinemiyorsunuz. İşinize devam etmek istiyorsunuz ama aylığınızdan kesinti oluyor. Dünyada çalışanı cezalandıran tek ülke Türkiye. Sana söz. Bu uygulamayı kaldıracağım. 7 haziran öncesi ne diyorlardı, ’sakın CHP’ye oy vermeyin, dolar fırlar, faizler yükselir, borcunuzu ödeyemezsiniz.’ Neden? İstikrar bozulurmuş. Allah büyük ya, iktidardalar, doları tutun tutabilirseniz. İktidardalar, faiz yüzde 18’lere çıktı. İşsizlik patladı. CHP iktidar olsa ne olacaktı? Geçen kurban bayramında emekliler ilk ikramiyelerini alacaktı. Asgari ücret net bin 500 TL olacaktı. İlk yüz günde 800 bin taşerona kadroları verilecekti. Diyorum, bunlar devlet nasıl yönetilir bilmiyorlar. Bir oyunuz çok önemli, sandığa gidip oy kullanın.

GÜZEL BİR ÜLKE İNŞA EDECEĞİZ

Dış politikada yapılan hatanın bedelini tüm ülke öder. Biz de ödüyoruz. Bizim çocuklarımız işsiz, Suriyeliler de iş bekliyor. Buranın derisi çok önemli Rusya’ya, İran’a deri ihraç ederdi. Ama iki kapı da kilitlendi. Niye? Kavga ediyorlar. Rusya’yla dalaşıyorlar. Mısır’la kavga ediyoruz. Niye ediyoruz? Sözüm söz, güzel bir ülke inşa edeceğiz; bütün komşularımızla iyi ilişkiler kuracağız. İşsizlik birinci önceliğimiz olacak. Herkes kazanacak. Sadece hortumcular kaybedecek.