05.01.2018
05.01.2018
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Murat Hazinedar’ın Beşiktaş Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılmasının ardından belediyeyi ziyaret etti. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Belediye binası önünde toplanan halka yaptığı konuşma şöyle;
CHP AVUKAT ODALARINDA DEĞİL, SAVAŞ MEYDANLARINDA KURULAN BİR PARTİDİR
Hak, hukuk ve adalet için mücadele edeceğiz. Sanıyorlar ki, baskı yaptığımızda bunların sesi çıkmaz. Hiç unutmasınlar sesimiz daha gür çıkacak, daha kararlı çıkacak. Bizi hiç kimse susturamaz. Çünkü biz hakkı, hukuku ve adaleti savunuyoruz.
İktidar sahiplerine sesleniyorum, bizi kendi partileriniz gibi düşünmeyin. Cumhuriyet Halk Partisi avukat odalarında kurulan bir parti değildir, Cumhuriyet Halk Partisi savaş meydanlarında kurulan bir partidir. CHP’li olsun olmasın herkesin hakkını, hukukunu koruyan bir partidir. CHP’li olsun olmasın her mazlumun hakkını ve hukukunu koruyan bir partidir. Cumhuriyet Halk Partisi adaleti katıksız savunan bir partidir. Çünkü adaletin olmadığı bir yerde insan olmaz, adaletin olmadığı bir yerde hak olmaz, adaletin olmadığı bir yerde hukuk olmaz, adaletin olmadığı bir yerde devlet olmaz. Biz Türkiye Cumhuriyetinin hakkı, hukuku ve adaleti savunan bir devlet olmasını istiyoruz ve bunun mücadelesini yapıyoruz.
KİMSE BİZİ SUSTURAMAZ, YİĞİT OLAN SUSMAZ SONUNA KADAR MÜCADELE EDER
Keşke bugün biz emeklilerin sorununu tartışsaydık, enflasyonu tartışsaydık, işsizliği tartışsaydık, İstanbul’a ihanet edenleri tartışsaydık. Ama kendileri geliyorlar gündeme egemen olamıyorlar, gündemi değiştirmek istiyorlar. Nasıl? -Efendim şu CHP’li Belediye Başkanlarını alırsak gündemi değiştiririz.- Kimse emeklinin derdini konuşmaz, işsizliği konuşmaz, enflasyonu konuşmaz, hayat pahalılığını konuşmaz diye düşünüyorlar. Sonuna kadar emeklinin de, işsizin de, taşeron işçisinin de haklarını, çiftçinin de haklarını sonuna kadar savunacağız. Esnafında hakkını, hukukunu sonuna kadar savunacağız.
Bir şey daha var, sanıyorlar ki emekliye üç beş kuruş para verdik sesini kesecek. Sanıyorlar ki, asgari ücreti 1604 lira yaptık işçilerin sesi kesilecek. Sen sarayında oturuyorsun her gün maliyet bir asgari işçilik, her gün en az bir asgari işçilik. Oturuyorsun bir de, “Ya yüzüne gözüne dizine dursun, kardeşim 1600 lira para verdik” diyorsun. Senin yüzüne gözüne dizine dursun, sen sarayında oturuyorsun. İşçinin hakkını, alın terinin hakkını sonuna kadar savunacağım. Kimse bizi susturamaz, yiğit olan susmaz sonuna kadar mücadele eder. Mücadele edeceğiz sonuna kadar.
14 BELEDİYE BAŞKANIMIZI ALSAN DAHİ, NE YAPARSAN YAP İSTANBUL’U ALACAĞIZ
Türkiye’nin dünya kadar derdi var, biliyorum dünya kadar derdi var. Belediyelerimizle uğraşıyorlar, buradan sesleniyorum buradan, Beşiktaş’tan sesleniyorum, İstanbul’dan sesleniyorum, bütün Türkiye duysun, bütün dünya duysun 14 Belediye Başkanımızı alsan dahi, ne yaparsan yap İstanbul’u alacağız. İstanbul’a ihanet edenleri tek tek açıklayacağız.
SEN 15 YILDIR HAKKARİ’YE ASFALT GÖTÜRMEDİN, BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ GÖTÜRDÜ
Efendim biliyorum, Belediye Başkanlarımızla uğraşıyorlar. Ne yapıyor Belediye Başkanlarımız, ne yapıyor? Beşiktaş Belediye Başkanı Hakkari’ye asfaltı Beşiktaş yaptı Hakkari’ye. Sen 15 yıldır Hakkari’ye asfalt götürmedin. Beşiktaş Belediyesi Hakkari’ye götürdü. Çocukların tamamına kucak açtı. 15 yıldır sen çocuklara kucak açmadın. Gitti beyefendi Hakkari’ye size su getireceğim diyor. Ya sen milletle dalgamı geçiyorsun, alay mı ediyorsun bu milletle? 15 yıldır su götüremedin. Eğer götürmeyeceksen haber ver, 14 Belediye Başkanımız Hakkari’ye su da götürecek.
Hep şunu söyledim, Belediye Başkanı arkadaşlarımızın tamamına söyledim. İki konuda hassas olacaksınız. Bir; her kuruşun hesabını millete vereceksiniz, her kuruşun hesabını. Bizim Belediye Başkanlarımız her kuruşun hesabını kendi beldesinin halkına verir. Bu bizim namus borcumuzdur bunu yapacağız.
FİYAKANI SÖKECEĞİZ HİÇ KİMSE ENDİŞE ETMESİN
İki; bir şey daha var. Dedim ki, size oy versin vermesin hiçbir vatandaşı ayrımcılığa tabi tutmayacaksınız. Her vatandaşa eşit hizmet götüreceksiniz. Çünkü biz diğerlerinden farklıyız. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Çünkü biz halkın partisiyiz, çünkü biz ayrımcılık yapmayız. Ayrımcılık bizim kitabımızda yoktur. Onların yaptığı gibi yapmayız. İhanet ettiler İstanbul’a. Hesap veriyorlar mı? Hayır. Efendim çok yüksek binalar yapıldı İstanbul’da. E yıksana. “Ben dünya lideriyim” diyorsun, 16/9’u yıkamıyorsun. Bir binayı yıkamayan adam, bırakın dünya lideri olmayı o saray da bile oturmaya layık değildir. İmara aykırıysa, yıkacaksın kardeşim. Yıkamıyorsun, yapamıyorsun, beceremiyorsun. Parayla, bu milletin parasıyla hava basıyorsun millete. Fiyakanı sökeceğiz hiç kimse endişe etmesin.
İRADENİZİ SARAYA İPOTEK ETTİYSENİZ BİZ HAKİMİZ DİYE ORTALIKTA GEZMEYİN
Bizi korkutuyorlar, hakimleriyle korkutacaklar bizi, savcılarıyla korkutacaklar bizi. Şunu bütün Beşiktaşlılar, bütün İstanbullular ve bütün Türkiye’de yaşayan vatandaşlarım duysun. Eğer bir ülkede suçluyu hakim değil de, suçluyu siyasi otorite belirliyorsa, bir daha söylüyorum suçluyu hakim değil de siyasi otorite belirliyorsa, o ülkede adalet iflas etmiş demektir. Bugün geldiğimiz nokta budur. Gece yarısı hakimler değiştiriliyor gece yarısı. Hakimler Savcılar Kuruluna sesleniyorum, eğer iradenizi saraya ipotek ettiyseniz biz hakimiz diye ortalıkta gezmeyin. İradenizi saraya emanet ettiyseniz biz savcıyız diye ortada gezmeyin. Gece yarısı hakim değiştiriyorsanız siz hakimde değilsiniz. Siz ancak ve ancak sarayın köleleri olarak tanımlanırsınız.
SİYASETÇİ HESAP VERMEKTEN KAÇMAZ
Bizim bir özelliğimiz daha var. Biz hesap vermekten kaçınmayız. Bizim özelliğimiz hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul etmektir. Herkes hesap verir, biz de hesap veririz. Siyasetçi hesap vermeyi namuslu bir görev olarak kabul eder. Her kuruşun hesabını verir, her davranışının hesabını verir siyasetçi. Siyasetçi kaçmaz, hesap vermekten kaçınamaz. O nedenle biz hesap veririz. Burayla ilgili söylentiler çıktı, yazılar yazıldı. Arkadaşları görevlendirdik, evet geldiler, evet baktılar. Baktık tamamına müdahale etmişler. Savcı inceliyor, İçişleri Bakanlığı müfettişleri inceliyor, Sayıştaycılar inceliyor. Hay hay incelesinler bizde görelim, bakalım. Varsa bir şey hep beraber hesap soralım ama bir şey yoksa ödüllendirelim, bir şey yoksa namusuyla herkes görevini yapıyorsa hiçbir sorunumuz yok.
YOLSUZLUK YOKSA NEYİN ÜSTÜNE GİDECEKSİNİZ?
Biz Türkiye Cumhuriyeti devletine güveniyoruz. Ama eğer hükümet devlet olmaya kalkarsa, o zaman devlet yara alır. Hükümet ayrı, devlet ayrıdır. Devlet bakidir, hükümet geçicidir. Hükümet, vatandaş seçer 4 yıl, 5 yıl, 6 yıl neyse gelir görevini yapar. Ama devlet bakidir. Türkiye Cumhuriyeti devletini bugüne kadar çok sayıda hükümet yönetti. Dolayısıyla devlete saygı duymak bizimde görevimizdir. Devletin denetim elemanı gelir hesapları inceler. Şunu kabul ederim; müfettiş gelmiştir, Sayıştay denetçisi gelmiştir, bir dosyayı istemiştir, ama Belediye Başkanı dosyayı vermemiştir, açığa alırsın hiç itirazımız olmaz. Ama gelmiştir, dosya istemiştir, “Buyur kardeşim hangi dosyayı istiyorsan bütün dosyaları vereceğim sana” demişse yapacak hiçbir şey yoktur. Oturursun adam gibi dosyalara bakarsın, karar verirsin, varsa yolsuzluk hep beraber üzerine gidelim. Yoksa yolsuzluk neyin üstüne gideceksiniz?
BİZİM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ KARA PARA AKLAMIYORLAR
Bakın, mal bildiriminde bulunmadan ötürü suçlanıyor Belediye Başkanımız. Mal bildiriminde efendim sağlıklı değilmiş mal bildirimi. Savcılık inceledi, tıpkı bizim Ataşehir Belediye Başkanımız gibi, o da gitti savcılığa dedi ki, “Buyurun gelin benim ailemin, yedi sülalemin malvarlığını inceleyin arkadaş.” Buyurun bankalar emrinizde, bizim evlerde çok şükür ayakkabı kutusu da yok. Çok şükür bizim Belediye Başkanlarımızın Man adalarında kurulan şirketleri de yok. Bizim Belediye Başkanlarımız kara parayı da aklamıyorlar. Bütün bunlar niçin? Ey Kılıçdaroğlu, sen neden benim yakınlarımın Man adasında şirket kurduğunu açıkladın? Ben tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak zorunda değil miyim? Bu ülkede kadın vergi verir, yeni doğan çocuk vergi verir, esnaf vergi verir, çiftçi vergi verir, sanayici vergi verir. Kalkacak ortalıkta gezeceksin ben yerliyim, milliyim diyeceksin sonra Türkiye Cumhuriyetinde vergi ödememek için kaçacaksın vergi adalarında 1 sterlinlik şirket kuracaksın. Soruyorum 15 milyon dolarlık şirket hangi şirket? Tık yok. Bakın şu ana kadar tık yok. Niye tık yok, niye yok? O da biliyor ki kendisi ve yakınları suçludur, o da biliyor.
SİZİN FERİŞTAHINIZ GELSE, BİR MİLİM BİLE GERİ ADIM ATMAYACAĞIM
Şimdi her konuşmamdan sonra tazminat davaları açıyorlar. Sanıyorlar ki, Kılıçdaroğlu geri adım atacak. Ya sizin feriştahınız gelse bir milim bile geri adım atmayacağım feriştahınız gelse. Mal bildirimiyle ilgili sadece savcılık değil, savcılık takipsizlik vermiş tamam yok zaten ne yapsın. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu oraya da şikayet etmişler. Olur, şikayet etsinler gider incelersiniz, namuslu insanlar gelir bakarlar. Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu da 15 Mart 2016’da demiş ki, ya bu malvarlığında hiçbir şey yok. Yani kendileri, yani bürokrasi yok demiş burada. Şimdi siz bunu gerekçe göstererek Belediye Başkanını açığa alıyorsunuz. Doğru değil.
İhalede usulsüzlük var, olabilir şikayettir, vatandaş şikayet eder, belediyeden birisi şikayet eder, bir esnaf şikayet eder, belediye meclis üyesi şikayet eder olabilir şikayet. Ne olur? İncelenir. İncelenmesi gerekiyor mu? Evet gerekiyor. İtiraz ettik mi? Hayır etmedik. İncelenmiş. İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu 20 Eylül 2016’da demiş ki, bu iddiaların tamamı safsata, bunların hiçbirisi doğru değil. Ben mi söylüyorum? Hayır. Kim söylüyor İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu söylüyor. Bunu söylüyor mu? Evet. Raporu vermiş mi? Evet. Daha ne istiyorsunuz? İhaleye fesat karıştırma. Efendim Belediye Başkanımız ihaleye fesat karıştırmış. İhbar gidiyor incelenir mi? Elbette incelenir. İtiraz ettik mi? Hayır etmedik buyurun inceleyin. Biz bir şey söyledik mi? Hayır. E inceliyorlar.
Araç kiralama, çöp toplama vs. İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü 8 Nisan 2016’da diyor ki, burada bir fesat falan yok kardeşim diyor. Ben söylemiyorum İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürü gayet açık ve net söylüyor. İhbarı yapan kişi diyor ki, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü doğru değil iyi incelemedi. Olur vatandaş şikayet edebilir. Nereye gider dosya? Danıştay’a gider. Gitmiş mi? Evet Danıştay’a gitmiş. Danıştay ne demiş? Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün dediği doğrudur demiş. Bu ihalede bir fesat falan yok demiş. Peki siz ne yapıyorsunuz? Buna rağmen Belediye Başkanını açığa alıyorsunuz. Niçin? Türkiye’nin gündemini nasıl değiştiririm, emekli nasıl kendisini düşünmez, işçi nasıl kendisini düşünmez, ben milletin dikkatini başka noktalara nasıl çekerim. CHP Belediyelerle uğraşsın emeklinin haklarıyla uğraşmasın, esnafın hakkıyla uğraşmasın, taşeron işçisinin hakkıyla uğraşmasın, çiftçinin hakkıyla uğraşmasın, bunlar otursunlar savunma durumunda kalsınlar. Niye savunalım biz kendimizi? Savunmuyoruz sonuna kadar haklıyız, denetimden kaçmıyoruz. Senin gibi bizim Belediye Başkanları şunu söylemedi, oğlum paraları sıfırladın mı? Yok baba. Bizim Belediye Başkanlarımız yok böyle bir şey. Sen inceledin mi? İncelemedin. Bilirkişiye gönderdin mi? Göndermedin. Danıştay’a gönderdin mi? Göndermedin. Bizim Belediye Başkanlarımızla ilgili bilirkişiye gönderdin, kamu etik kuruluna gönderdin, Danıştay’a gönderdin. Göndermezsen namertsin, bir daha söylüyorum göndermezsen namertsin! Biz çekinmeyiz, biz korkmayız.
NE FETÖ’CÜSÜ KARDEŞİM? AYNI MENZİLE SİZ YÜRÜMÜYOR MUYDUNUZ?
Efendim Belediye Başkanımızı FETÖ’cülükle suçluyorlar. Hani derler ya bazen iftira tutmaz. Ne FETÖ’cüsü kardeşim? Aynı menzile siz yürümüyor muydunuz? Ey Fethullah Gülen ne istedin de vermedik diyen sen değil miydin? Devletin ihalelerini ona vermedin mi? Devletin müsteşarını, devletin paşalarını, devletin valilerini, devletin kaymakamlarını, devletin emniyet müdürlerini FETÖ’cülere sen teslim etmedin mi? Şimdi kalkmış bizi suçluyor. Ben senin ne kadar iyi FETÖ’cü olduğunu çok iyi biliyorum. Sen FETÖ’yle beraber aynı kapta yemek yerken, ben senin ne mal olduğunu gayet iyi biliyordum. Sanıyorlar ki biz bunları söylemeyeceğiz. Söyleyeceğiz. Yine söylüyorum, Beşiktaş’ta söylüyorum, İstanbul’da söylüyorum, cesaretin varsa, yüreğin varsa, eğer gerçekten yüreğin varsa senin istediğin televizyon kanalında, senin istediğin gazetecilerle çık karşıma çık!
KENDİNE GÜVENİYORSAN GEL BERABER FETÖ’YE KİM KAYNAK AKTARDI TARTIŞALIM
FETÖ’yle ilgili ihbar var Belediye Başkanı FETÖ’cü diye. 18 ay geçmiş 18 ay, Belediye Başkanı diyor ki, ya soruşturun kardeşim. Pasaportumu iptal ettiniz, eşimin pasaportunu iptal ettiniz, çocuğumun pasaportunu iptal ettiniz. Çocuk okula gidemiyor yurtdışında. Soruşturun. 18 aydır tık yok. Niçin? Dosyada bir şey yok. Ama bir ihbar var suçlayacaklar. Sizin ne kadar FETÖ hayranı olduğunuzu biliyorum. Şimdi bize yapılan şu, Balyoz’da, Ergenekon’da ne yapıldıysa şimdi bize aynı taktik FETÖ yöntemini bize uyguluyorlar. Ama unutmasınlar biz onların bildiği insanlar değiliz, biz onlar gibi değiliz. Balyoz’da, Ergenekon’da birilerini püskürttüler, birilerini susturdular. Biz susmayacağız, kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Türkiye’yi her türlü badirenin üstüne çıkaracağız.
FETÖ’YE 1 KURUŞ PARA AKTARILDIYSA, BELEDİYE BAŞKANINI ÖNCE BEN GÖREVDEN ALIRIM
Efendim FETÖ’ye kaynak aktarılmış. Buradan söylüyorum, kendine güveniyorsan gel beraber FETÖ’ye kim kaynak aktardı tartışalım. Ama ben Beşiktaş’tan çok net şunu söylüyorum, bu Belediyeden, bizim Belediye Başkanımızdan bırak öyle 1 milyon 100 bin lira, bin lira, 1 kuruş FETÖ’ye para aktarıldıysa Belediye Başkanını gelin önce ben görevden alırım. Bu kadar açık söylüyorum. Şimdi ben o beyefendilere de soruyorum, FETÖ’ye dünyanın parasını aktarırken hesabını verdiniz mi? FETÖ, FETÖ, FETÖ diye konuşuyorsun, geziyorsun, kol kolaydın, yürek yüreğeydin, bilek bileğeydin. Ne istediniz de vermedik. Ya Türkiye’yi verdin sen kardeşim, Türkiye’yi verdin sen. Şikayet ediyor şimdi. Mücadele FETÖ yöntemiyle mücadele ediyor. Aynı mücadele, aynı taktik. Sanıyor ki, FETÖ onu korkuttu, bunlarda bizi korkutacaklar. Ya feriştahın gelse biz korkmayız kardeşim, boğamızdan aşağı haram lokma inmedi ki korkacağız senden. Türkiye’de en çok denetlenen belediye Beşiktaş. 180’nin üstünde müfettiş geldi, hiç sesimizi çıkarmadık istediğin kadar denetle kardeşim ne olacak, hesabını mı vermeyeceğiz? Biz hesabını veririz. Her kuruşun hesabını veririz. Hesap vermeyi biz namuslu görev kabul ederiz. Hesap vermek demokrasilerde de, inanç sahibi olanlarda da vazgeçilmez bir kuraldır. Hepimiz hesabını veririz niye vermeyelim. Para kimin parası? Milletin parası. Her kuruşun hesabını verecek miyiz? Elbette her kuruşun hesabını vereceğiz.
SARAYA NE KADAR PARA HARCIYORSUN ARKADAŞ, ÖRTÜLÜ ÖDENEKLER NEREYE GİDİYOR
Şimdi ben soruyorum, saraya ne kadar para harcıyorsun arkadaş, örtülü ödenekler nereye gidiyor arkadaş? Bana bir kuruşun hesabını veriyor mu? Vermiyor. Bütçenin hesabını veriyor mu? Vermiyor. Bütçeyi kaçırıyor, paraları kaçırıyor başka yerlerde harcıyorlar. Biliyorum şimdi burada konuştum tekrar tazminat davaları açacaklar. Sanacaklar ki, Kılıçdaroğlu çekinecek, Kılıçdaroğlu korkacak, Kılıçdaroğlu geri adım atacak. Bir daha söylüyorum duysun, Mısır’daki sağır sultanda duysun senin feriştahın gelse bizi asla yıldıramaz ve korkutamaz.
KUL HAKKINI SAVUNMAK BENİM BOYNUMUN BORCUDUR
Efendim gelmişler Beşiktaş’ı daha önceden incelemişler e bir şey yok. Yazı yazıyor bir şey bulmanız lazım diyor. Bir şey bulmanız lazım ki açığa alalım. Yazı geliyor tekrar, bir daha yazışıyorlar. Ne yaparsanız yapın kardeşim ne yaparsanız yapın asla geri adım atmayacağız. İnandığımız yolda, yani halka hizmette asla geri adım atmayacağız. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün bize devrettiği cumhuriyeti ve onun bayrağını yücelteceğiz. Biz hiçbir zaman çocuklarımıza telefon edip oğlum paraları sıfırlandın mı demedik, demeyiz de, ahlaken de demeyiz, inanç olarak da demeyiz. Milletin cebindeki paraya göz koyan kul hakkı yiyen adamdan bu memlekete fayda gelmez. Ceplerini doldurdular, köşeyi döndüler, oğlum paraları sıfırladın mı? Hayır diyor baba 30 milyon Avro kaldı diyor. 30 milyoncuk kalmış Avro. Bunları unuttuğumuzu mu sanıyor? Asla unutmayacağız asla, sonuna kadar gideceğiz. Kul hakkını savunmak benim boynumun borcudur. Kul hakkını savunmak hepinizin sorumluluğundadır. Bunun mücadelesini yapacağız. Bu mücadeleden dönmeyeceğiz. Bizim yolumuz kutlu bir yoldur. Biz hakkı, hukuku ve adaleti savunuruz. Biz her vatandaşa, CHP’li olsun olmasın 80 milyon vatandaşımıza saygı gösteririz, inancına saygı gösteririz, siyasi görüşüne saygı gösteririz, yaşadığı yaşam tarzına saygı gösteririz. Ama bir şeyden asla ve asla ödün vermeyiz ahlaktan ve kul hakkı yiyenden asla ve asla yana olmayız. Ahlakı savunuruz sonuna kadar, kul hakkını savunuruz sonuna kadar. Her kuruşun hesabını vermek bizim namus borcumuzdur. Yeri, zamanı gelir her kuruşun hesabını veririz. Biz onlar gibi değiliz, biz onlar gibi olamayız da zaten. Çünkü biz paragöz değiliz. Biz mütevazi yaşarız, evimizde mütevazi yaşarız. Her zaman, her yerde, her vatandaşın derdini dinleriz. Onlar gibi olmak bizim kitabımızda yoktur, bizim ahlakımızda yoktur, bizim yaşam tarzımızda yoktur, bizim yaşantımızda asla böyle bir şey olamaz.
27,5 YIL DEVLET BÜTÇESİNDEN SONRA EN BÜYÜK BÜTÇEYİ YÖNETTİM
O nedenle Belediye Başkanımız açığa alındı. Alınabilir, biliyoruz büyük baskılar geldi, gelecektir bunlarında farkındayız. Gündemi değiştirmek istiyorlar. Türkiye’nin gündemini dikkatlerini başka bir yere çekmek istiyorlar. İşsizlik almış başını gidiyor, enflasyon almış başını gidiyor, emekli perişan vaziyette. Asgari ücretli perişan vaziyette, esnafın ağzını bıçak açmıyor bunlar sabah akşam Kılıçdaroğlu bunları dile getirmesin diye acaba Belediye Başkanlarıyla uğraşır mıyız? İstediğiniz kadar uğraşın, uğraşmazsanız namertsiniz zaten siz. Sonuna kadar hesabını vereceğiz. Bu millete fakirin fukaranın hakkını sonuna kadar savunacağız. Benimde bir ara diyorlardı malvarlığı var, şuyu var buyu var. Siyasete girdiğim gün malvarlığımı açıkladım. Her kuruşun hesabını veririm, her kuruşun hesabını. 27,5 yıl devlet bütçesinden sonra en büyük bütçeyi yönettim. Bir Allah’ın kulu çıkıp sen 5 kuruş parayı şuradan aldın diyemedi. Bütün müfettişleri seferber ettiler acaba 5 kuruş bulabilir miyiz diye. Ya senin feriştahın gelse 5 kuruş bulamaz. Neden? Boğazımızdan aşağı kul hakkı inmez. Biz namuslu insanlarız, biz düzgün insanlarız, biz kul hakkına saygı gösteren insanlarız. Biz din, iman edebiyatı yapıp malı götürenlerden değiliz. Biz onlardan farklıyız.
BİZ DİN, İMAN EDEBİYATI YAPIP MALI GÖTÜRENLERDEN DEĞİLİZ
O nedenle hoşgeldiniz, hepiniz ve hepimiz bu anlattıklarımı bütün Türkiye’ye anlatmalıyız. Bende anlatmalıyım, sizde anlatmalısınız, hep beraber mücadele edeceğiz, birlikte mücadele edeceğiz. Yolsuzluklarını biliyoruz, hesap verme konumunda olmadıklarını da çok iyi biliyoruz ama sonuçta önümüze sandık gelecek. Her birinizin tek tek vatandaş olarak sorumluluğu var her birinizin. Gideceksiniz kahvede, caddede, sokakta, nerede olursa olsun tarlada, fabrikada oturup konuşacaksınız. Bu memleket bizim memleketimizdir, bu memleket Nazım’ın memleketidir. Bu memleket hepimizin memleketidir. Bu memlekette hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz, barış içinde yaşamak istiyoruz, kavgasız yaşamak istiyoruz. Elbette farklı görüşlerimiz olabilir, elbette farklı kimliklerimiz olabilir ama bayrağımızın altında huzur içinde yaşamak istiyoruz. Aslı mücadelemiz budur huzur mücadelesi, barış mücadelesi. Adalet yürüyüşünü yaptık amacı buydu. Bu memlekette 80 milyon huzur içinde yaşasın, her evde huzur, her evde bereket olsun. Her anne çocuğunu severek ve gülerek okula göndersin. Her esnaf müşterisiyle güler yüzle muhatap olsun, her fabrika günün 24 saati çalışsın, işsizlik ve yoksulluk olmasın, onu tarihe gömelim. Bunun mücadelesini yapıyoruz. Bu mücadele hak mücadelesidir, bu mücadele hukuk mücadelesidir, bu mücadele adalet mücadelesidir. Bu mücadeleyi hep birlikte savunmak zorundayız.
Çekiniyorlar televizyonlarda karşıma çıkmıyorlar. Sabah, akşam günün 24 saati kendi kanallarında konuşuyorlar. Ya cesaretiniz varsa tek başıma geleyim, siz bir ordu gelin ne fark eder. Gelin ben haklıyım, ben size meydan okuyorum, çıkmıyorsunuz karşıma, çıkamıyorsunuz karşıma, cesaret edemiyorsunuz karşıma çıkmaya. Çıksalar da, -bütün kirli çamaşırlarını döksek- ortaya. Çıkarlar mı? Ben de biliyorum çıkamazlar. Çünkü onlar suçlu olduklarını biliyorlar. Suçlu olduklarını gayet iyi biliyorlar. Kendi Belediye Başkanlarını istifa ettiriyorlar, yolsuzluk yapmış istifa et. O da kuzu kuzu istifa ediyor ,kuzu kuzu, olur diyor emredersin. Malı götürmüş zaten dünyalığını yapmış. Bak istifa etmezsen seni içeri atarım. Emredersin diyor ayrılıyor. Şimdi sıra Kılıçdaroğlu’na geldi diyordu o da istifa ettirsin. Niye? Vatandaşa hizmet eden Belediye Başkanı niye istifa ettirilsin? Bizim Belediye Başkanlarımız namuslu insanlardır, yürekli insanlardır, kararlı insanlardır, ayrımcılık yapmayan insanlardır bizim Belediye Başkanlarımız. İnceledin kardeşim, 180 sefer incelemişsin bir daha incele, 50 sefer incele, 100 sefer incele verilmeyecek hesabımız yok ki. Hesap vermeyi biz namuslu görev kabul ederiz. Hesap vermek vatandaşın parasını harcıyorsun niye hesap vermeyim vereceğiz hesabını. Eksiğimiz varsa tamamlarız, yanlışımız varsa tamamlarız. Efendim FETÖ’ye yardım yapmış. Bakın bir daha buradan söylüyorum bırakın 50 milyon, 100 milyonu bir kuruşluk, Beşiktaş Belediyemizin bir kuruşluk FETÖ’ye yardım yaptığını ispat etsinler Belediye Başkanını önce biz görevden alırız. Deriz kusura bakma. Bir kuruşluk. Ama ben senin FETÖ’ye hangi ihaleleri verdiğini, hangi paraları verdiğini, hangi makamları verdiğini tek tek biliyorum. Sen FETÖ’yle beraber kucak kucağa yaşıyordun, ne istediniz de vermedik diyordun. Ya Türkiye’yi teslim ettin. Türkiye’nin namusu olan kozmik odayı teslim ettin sen. Devletin bütün sırlarını sen teslim ettin oraya. Bütün bunların yeri ve zamanı gelir hepsi oturulur konuşulur.
Onun için bütün vatandaşlarımın görevi var Türkiye’nin geleceği konusunda. Asla umutsuz olmayacağız. Neden? Çünkü biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Çünkü biz Kuvvayi Milliyeciyiz. Bizim kitabımızda korkmak yoktur, yılmak yoktur, geri adım atmak yoktur. Biz bütün Türkiye’yi kucaklayacağız bütün Türkiye’yi. Kimliği ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun, siyasi görüşü ne olursa olsun herkesi kucaklayacağız. Herkesi kucaklayacağız ve Türkiye’yi bu badireden atlatacağız, geçireceğiz. İçerde sıkıştılar, dışarıda sıkıştılar, Kılıçdaroğlu konuşmasın diye Belediye Başkanlarıyla uğraşıyorlar. Senin yüreğin yetiyorsa gel benle uğraş ya sen niye Belediye Başkanlarıyla uğraşıyorsun. Bak al ordunu, gel televizyonlara oturalım konuşalım, ne öyle Belediye Başkanlarına saldırıyorsun. Alacağız görevden, şunu yapacağız, bunu yapacağız. Ne yapacaksın, aldın görevden ne olacak yani? Beşiktaşlı vaz mı geçecek Cumhuriyet Halk Partisinden? Yüzde 77 oyla seçildi zaten.
BU GÜZEL BİR SLOGAN ‘SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER’
Hep birlikte mücadele edeceğiz, kararlılıkla mücadele edeceğiz, namusumuzla, aklımızla… Güzel bir slogan bu ‘Seçimle gelen seçimle gider’ güzel. Dedim ki, ya sen Belediye Başkanlarını görevden alıyorsun, istifa ettiriyorsun, ağlatıyorsun, ailelerine saldırıyorsun, ya gel oralarda seçim yapalım, demokrasinin namusunu kurtaralım. Yeniden halk, vatandaş Belediye Başkanı istifa ettiyse seçim yapalım. Cesaret edemedi, seçime gidemedi. Mademki böyle Beşiktaş’tan bir daha seslenelim. Cesaret ediyorsanız gelin yerel seçimleri biran önce yapalım. Efendim anayasa izin vermez. Anayasayı değiştirelim. Gel kardeşim göreceksin herkes boyunun ölçüsünü alacak. Milletin iradesinden kimse kaçmamalı. Biz milletin iradesine güveniyoruz, saygıda duyuyoruz. Her siyasi görüşe, her partiye de saygılıyız. Ama kul hakkı yiyene saygı duymayız, onun yeri ayrıdır. O bizden değildir, o farklıdır. Hırsızdan yana değiliz, yolsuzluk yapandan yana değiliz, kul hakkı yiyenden yana değiliz. Dürüst, namuslu, siyasi görüşü ne olursa olsun başımın üstünde yeri var. Alın teriyle kazanmış başımın üstünde yeri var. Anne çocuğunu güler yüzle okula göndermiş. Zaten aradığımızda o.
Efendim hepinize en içten selamlar, saygılar sunuyorum, sağ olun, var olun diyorum.
28.11.2024
28.11.2024
28.11.2024
27.11.2024