26.06.2010
26.06.2010
Türkiye kesinlikle Kemer’le gurur duyacak . Burada biz halkın iktidarını kurmak zorundayız. Kemer’de, Kemer biliyorsunuz Antalya’nın, sadece Antalya’nın değil, Türkiye’nin gözbebeği bir yer. Turizm burada olağanüstü gelişiyor. Yurtdışındaki konuklarımızı burada ağırlıyoruz. Ama burada esnafımız turizmden yeteri kadar yararlanamıyor. Bununda altını çizmek isterim. Her şey dahil sistemi esnafın sağlıklı çalışmasına engel. Her şey dahil sistemi sistemin daha iyi gelişmesine engel. Biz istiyoruz ki, yurtdışından gelen turistimiz otelinde dışına çıksın. Başka bir dünyayla karşılaşsın. Esnafa gelsin, onun dışında da bir Türkiye var. O Türkiye’yle tanışsın diyoruz.
Bir arkadaşımız diyor ki, TRT’yi düzeltin. TRT’yi değil, biz Türkiye’yi düzelteceğiz. Bakın ne esnaf memnun, ne köylü memnun, ne emekli memnun, ne memur memnun, ne turizmci memnun, ne sanayici memnun. Allah aşkına bu düzenden kim memnun? Bu düzenden rantiye memnun. Bir masa, bir sandalye atıp bir tek işçi bile çalıştırmadan 1 yılda %100’ün üstünde kar edip birde üstüne vergi vermeyenler memnun. Bu düzeni değiştirmek sizin elinizde. Bunun için yola çıktık, bunun için mücadele ediyoruz. Hep beraber bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
Güzel pankartlarınız var onları da okuyorum. Hiç meraklanmayın özümüzde bir olacak, sözümüzde bir olacak. Yemin ettik halkın iktidarını sağlayacağız. Halkın askeri olacağız, halkla beraber yola çıkacağız. Halkın bütün sorunlarını dinleyeceğiz. Hiç kimseyi ötekileştirme lüksümüz yok. Herkesin inancına saygı göstereceğiz. Herkesin etnik kimliğine saygı göstereceğiz ve o insanlarımızı kazanacağız. O insanlarda halkın iktidarını istiyorlar. O insanlarda diyorlar bizim sorunlarımız var. Acaba bizim sorunlarımızı kim çözebilir. Sorunları biz çözeceğiz.
Bakın Recep bey bu ülkeye demokrasi dedi demokrasinin içini boşalttı. Özgürlük dedi özgürlüğün içini boşalttı. Halk dedi halkın içini boşalttı. Tekel işçileri hak aradılar biber gazı, cop, soğukta havuza atıldılar. Demokrasi dediler şimdi sokaktaki vatandaşımız telefonla konuşmaktan korkuyor. Bu nasıl demokrasi, bu nasıl gelişme. Bütün bunları tersyüz edeceğiz.
Şimdi Recep beyin bir hedefi var. Acaba bir AKP devleti kurabilir miyim diye, bir tek parti devleti kurabilir miyim diye. Yargı ele geçirecek, memuru ele geçirecek, valileri ele geçirecek, hayatın her alanını ele geçirecek ve baskı yapacak. Şuradan açıkça söylüyorum. AKP döneminde valiler AKP’ye hizmet ediyor halka değil. Bizim dönemimizde valiler halka hizmet edecek iktidara değil. Bunlar devletin her kurumunu ele geçirip kendilerine hizmet etmesini sağlıyorlar. Bunlar siyasete girdikten sonra zenginleştiler. Bunlar siyasete girdikten sonra halka hükmetmeye başladılar. Halka zulmetmeye başladılar. Biz halka hizmet götüreceğiz. Temel hedefimiz halka hükmetmek değil, halka hizmet etmek olacaktır.
Şimdi AKP hükümetinden bekliyoruz bakalım o değerli valiyi kim ne yapacak. AKP’nin valisi AKP’nin valisi olarak kalıyorsa, eğer AKP’ye hizmet etmeyi devlete hizmet olarak algılıyorsa o vali o koltuktan inmelidir. O vali bindiği arabaya Türk bayrağını çekemez artık. O valiye sesleniyorum, AKP’ye sesleniyorum. İçişleri Bakanı o valiyi orada tutacaksa arabasına AKP bayrağı asıp ve AKP bayrağıyla gitmeli artık o vali.
Onun için sonucunu bekliyoruz. Hep beraber bekleyeceğiz. Valiler devletin valisidir, siyasi iktidarın değil. Devlet halka hizmet etmek için vardır. Siyasi iktidara hizmet etmek için değil. Elbette karar alınacaktır, elbette kararların gereği yapılacaktır. Ama o kararları siyasi iktidarın hedefleri doğrultusunda iktidardan daha fazla iktidara yağcılık yapmak o valilere yakışmaz. Devletin memuruna da yakışmaz. O açıdan bunu burada ifade etme ihtiyacını hissettim.
Hiç meraklanmayın yürüyeceğiz, koşacağız, iktidarı yakalayacağız. Bu ülke şunu görmeli temiz siyaset nedir? Düzgün siyaset nedir, halka hizmet etmek nedir, halka hesap vermek nedir, halka hesap vermeyi namuslu bir görev kabul etmek nedir artık bu ülkeye bu hükümet bu hizmetleri veremez noktadadır. Yürüyoruz, koşuyoruz, bu hizmetleri yerine getirmek için.
Sayın başbakan esnaftan hoşlanmaz, sayın başbakan çiftçiden hoşlanmaz, sayın başbakan sanayiciden hoşlanmaz, sayın başbakan emekliden hoşlanmaz. Çünkü sayın başbakan sadece kendisini düşünür. Sayın başbakan kendi yandaşlarını düşünür. Sayın başbakan iktidarda kalmak için millete daha nasıl zulmederim onu düşünür. Onun için biz bunu reddediyoruz.
Bizi bekleyen diğer yerlerde yurttaşlarımız var. Oraya gideceğiz, onlarla kucaklaşacağız. Onlarla merhabalaşacağız, onlarla dertleşeceğiz. Onun için sizlerden izin istiyorum. Bakın orada bir afişimiz daha var. Diyor ki, bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçe iktidara yürüyoruz diye. Hep beraber birlik içinde iktidara yürüyeceğiz.
Ve sizden bir isteğim var. O isteğimde şu; şu veya bu nedenle geçen seçimlerde vatandaşlarımız CHP’ye oy vermemiş olabilirler. Kızdılar diye sandığa gitmemiş olabilirler. Şu veya bu nedenle ya artık ben siyasete güven duymuyorum. O nedenle siyasete de ilgi göstermiyorum diyebilirler. Ama artık gün o gün değil. Gün birlik günüdür, gün beraberlik günüdür. Gün geleceğe kaygıyla bakmayan bir toplumu yaratma günüdür. Onun için hep beraber el ele helal süt emmiş bütün yurttaşlarımı CHP’nin çatısı altına bekliyorum.
Beraber yürüyeceğiz, beraber koşacağız. Halkımızı ikna edeceğiz ve iktidar olacağız. Halkın iktidarına var mısınız, var mısınız? Siz halkın iktidarını kurarsanız size söz veriyoruz temiz toplum yaratma, düzgün toplum yaratma, parlamentoya naylon faturacı maliye bakanı sokmama, Ali Dibocu adalet bakanı sokmamakta bizim görevimiz. Size hizmet etmeye söz verdik, sizinle beraber yürüyeceğiz. Sağolun, var olun diyorum.
13.10.2024
13.10.2024
13.10.2024
13.10.2024