02.07.2017

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜN 19. GÜNÜNDE YÜRÜYÜŞ ÖNCESİ YAPTIĞI AÇIKLAMA (03 TEMMUZ 2017)

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜN 19. GÜNÜNDE YÜRÜYÜŞ ÖNCESİ YAPTIĞI AÇIKLAMA
(03 TEMMUZ 2017)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, " Bir ideal için yürüyoruz, Türkiye’de herkesin huzur içinde yaşaması için yürüyoruz, teröre karşı yürüyoruz, terörü lanetlemek için yürüyoruz, terörden mağdur olan aileler için yürüyoruz, 15 Temmuz şehitlerimiz ve gazilerimiz için yürüyoruz, bütün şehit yakınları için yürüyoruz. Zulüm ile abad olunmaz, zulmün karşısındayız. Zulmün yanında değil, mazlumun yanında olmak bizim temel felsefemiz, temel görüşümüz. Mazlumun yanında olmak, haksıza karşı durmak, haklıyı savunmak, bizim temel görevimizdir. Bu yürüyüşümüzü yapmamızın da temel nedeni, haksızlıkların artık Türkiye’de çuvala sığmayacak boyutlara ulaşmasıdır. " dedi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü’nün 19’uncu gününde Kocaeli’nin Kartepe İlçesi Eşme Mahallesi’ndeki kamp alanında yaptığı açıklamada şunları söyledi:



Değerli basın mensupları, bu kez gölgede ben varım, güneşte siz varsınız. 19. günümüz, adalet yürüyüşünün 19. günü. Hepimize hayırlı olsun diyorum 19. gün. Bir ideal için yürüyoruz, Türkiye’de herkesin huzur içinde yaşaması için yürüyoruz, teröre karşı yürüyoruz, terörü lanetlemek için yürüyoruz, terörden mağdur olan aileler için yürüyoruz, 15 Temmuz şehitlerimiz ve gazilerimiz için yürüyoruz, bütün şehit yakınları için yürüyoruz.

Dün ifade etmiştim, bugün yine ifade edeyim. Van’da ve Diyarbakır’da AK Partinin 2 yöneticisi terör saldırısı sonucu hayatını kaybetti. 2 yöneticinin ailelerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz, Allah’tan rahmet diliyoruz.

Biz zulmün karşısındayız zulmün, zulüm ile abad olunmaz, zulmün karşısındayız. Zulmün yanında değil, mazlumun yanında olmak bizim temel felsefemiz, temel görüşümüz. Mazlumun yanında olmak, haksıza karşı durmak, haklıyı savunmak, bizim temel görevimizdir. Bu yürüyüşümüzü yapmamızın da temel nedeni, haksızlıkların artık Türkiye’de çuvala sığmayacak boyutlara ulaşmasıdır. Bir düzen düşünün, suçlayan kişi kendileri, yargılayan kişi yine kendileri, mahkum eden kişi yine kendileri. Yani, suçlamayı yapan, yargılayan ve mahkum eden kişi aynı kişi ve buna adalet deniyor. Bu, adalet değildir. Öyle bir adalet olmaz. Eğer yargıcın önünde, giydiği cübbede ilik ve düğme yoksa her türlü baskıya direndiği içindir, adalet konusunda söz verdiği içindir, adaletli davranacağı içindir. O nedenle biz adalet yürüyüşümüze aynı kararlılıkla devam ediyoruz.

Bu süre içinde özellikle İstanbul’a yaklaşırken provokasyonlardan dolayı bazı duyumlar geliyor, ’provokasyonlar olacaktır’ diye bazı duyumlar geliyor. Bütün katılan arkadaşlarıma özellikle istirham ediyorum, zaten söylüyoruz otobüslerle de duyuruyoruz. Hangi görüşten olursa olsun, hangi yaştan olursa olsun bir provokasyon olayıyla karşılaşıldığında, lütfen ama lütfen sadece alkışlayınız. Küfürler edildi, taşlar atıldı, gübreler döküldü. Ne yaparlarsa yapsınlar. Çünkü biz bir ideal için yürüyoruz, biz bir dava için yürüyoruz, biz bir huzur için yürüyoruz, biz adalet için yürüyoruz. Dolayısıyla bize taş da atılsa, onu gül kabul edin. Bize küfür de edilse, iyi bir söz olarak kabul edin. Ne söylenirse söylensin, hep beraber idealimiz için, Türkiye için, çocuklarımız için, geleceğimiz için ve tabiki adalet için yürüyeceğiz.

Hepinize şükran borçluyum, çok teşekkür ederim değerli basın mensupları.

Gündem'den Öne Çıkan Haberler