05.12.2020
05.12.2020
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Kadın Kolları'nın "YaşamHak" Projesinin tanıtım toplantısında açılış konuşması yaptı. Değerli basın mensupları, bizleri televizyonları başında izleyen saygıdeğer kadın kardeşlerimiz, Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları önemli bir projeye imza atıyor ‘YaşamHak’. Eğer bir insanın yaşama hakkı varsa bu hakka herkesin saygı göstermesi lazım. Kadına yönelik şiddetin artması, özellikle son yıllarda artması hepimizin bu alana dikkat etmesi gerektiğini zorunlu kılıyor. Birlikte, hep beraber bütün coğrafyada kadına yönelik bir şiddet varsa bu şiddete karşı hepimizin ortak tavır takınması gerekiyor. Kadın Kollarımız şiddete uğrayan kadınlarla ilgili olarak hukuki destek vereceğini ifade etti az önce Sayın Genel Başkan. Aynı zamanda psikolojik destek de verilecek. Zaten bu konuda insan haklarından sorumlu olan Genel Başkan Yardımcımız da var. Birlikte mücadeleyi sürdürecekler. Türkiye coğrafyasında nerede bir kadın şiddete uğruyorsa, nerede bir kadın yardım istiyorsa kendisine derhal hem hukuki destek verilecek, hem de psikolojik destek verilecek. Biz bunu yaptığımız takdirde bu ülkede kadına gerçek anlamda saygıyı gündeme getirmiş oluruz.
Peki bu projeyi hayata geçirmek kadına yönelik şiddeti engelleyecek mi? Asıl temel çözüm nerede? Asıl temel çözüm kadınların birlikteliğinde. Asıl temel çözüm kadınların siyasette çok daha güçlü bir şekilde var olmalarında. Bu nedenle ben bütün kadınların belli bir hedef ilkesinde birleşmelerini istiyorum. Nedir o hedef? Kadına yönelik şiddet var evet, kadın mağdur oluyor evet, kadın işsiz evet, kadın yoksulluğu en derin yaşayan kişi evet. Kadın eğer çocuğunu yatağa aç yatırıyorsa o kadının dramını başka kimse anlayamaz. Bütün bu sorunları yaşıyor mu kadın? Bütün bu sorunları yaşıyor. Kadının bu sorunlardan kurtulması ve daha güçlü olması için temel çözüm kadının siyasette çok daha güçlü var olmasıdır. Siyasette daha fazla söz sahibi olacak ve daha güçlü olacak. Peki kadın siyasette nasıl daha güçlü olacak, nasıl var olacak, nasıl daha çok görünür olacak ve nasıl daha çok haktan, hukuktan, adaletten söz edecek. Bunun yolu kadınların parlamentoda daha fazla temsil edilmeleridir. Yani siyasette ağırlıklı olarak var olmalarıdır. Bu ülkede nüfusun yarısı kadın mı? Evet yarısı kadın, hatta yarısından fazlası kadın. Parlamentoya bakıyorsunuz, seçimle gelen diğer organlara bakıyorsunuz, belediye meclis üyeliklerine bakın, il genel meclis üyeliklerine bakın, belediye başkanlıklarına bakın… Peki, buralarda kadının gücü ne kadar? Kadın gerçekten buralarda arzu ettiğimiz ölçüde var olabiliyor mu? Var olamıyor. O zaman bütün kadın kardeşlerimden bir beklentim var. Ben sizin hakkınızı savunuyorum, siyasette daha fazla olmanızı istiyorum, daha çok görünür olmanızı istiyorum, haklarınızı savunmanızı istiyorum. Onun için yapacağınız ilk şey siyasi partiler yasasının değişmesi için çaba harcamaktır. Diyeceksiniz ki, hangi coğrafyada olursanız olun ister Hakkari’de, ister Edirne’de, ister İzmir’de, ister Kars’ta, ister Rize’de, ister Muğla’da, ister Çankırı’da, Çorum’da, Yozgat’ta, Sivas’ta, Kayseri’de nerede olursanız olun, birlikte şunu yapmak zorundasınız: “Siyasi partiler yasasına cinsiyet kotasını getiren partiye biz oy vereceğiz, destek vereceğiz. Siyasi partiler yasasına cinsiyet kotasını getirmeyen, karşı çıkan partiye de hep beraber karşı duracağız.” Gücünüzün farkında olun, olağanüstü bir gücünüz var. Kadınlar birleştiği takdirde deviremeyecekleri iktidar yoktur. Kadınlar birleştikleri takdirde kabul ettirebilecekleri her şeyi siyasi otoriteye kabul ettirebilirler. Bu gücün farkında olmanın yolu birlikten geçiyor.
Bir daha ifade ediyorum, siz kadınlar şiddetten mağdursanız, istismardan mağdursanız, yoksulluktan mağdursanız, eğitimden mağdursanız, o zaman yapacağınız bir şey var, bu mağduriyetlere yol açan siyasi anlayışı bir tarafa bırakacaksınız. Onlara diyeceksiniz ki, çekilin bir köşede durun. Biz kadınlar olarak siyasette daha fazla var olmak istiyoruz, daha güçlü olmak istiyoruz, kadının haklarını sonuna kadar savunmak istiyoruz, çocukların haklarını sonuna kadar savunmak istiyoruz, doğanın haklarını sonuna kadar savunmak istiyoruz. Neden biz bunlardan mahrumuz ve bu ülkenin kadınları şunu da söylemeli. Milli Kurtuluş Savaşında biz yardım etmedik mi, elimizde silahla mücadele etmedik mi? Mücadele ettiniz. Şerife Bacı’yı kim unuttu. Kimse unutmadı. Kastamonu’da, istiklal yolunda cepheye silah taşıyan kadınları kim unuttu? Kimse unutmadı. Açlıkla, yoksullukla en temel mücadeleyi yapan kadın değil mi? Kadındır. En büyük dramı yaşayan kadın değil mi? Kadındır. O zaman kadının siyasette hakkının teslim edilmesi lazım. Bunun için siyasi partiler yasasına cinsiyet kotasının getirilmesi lazım. 306 kadın örgütü var, 306’sıyla görüştüm, aynı düşüncemi 306 kadın örgütüne de söyledim. Ağlamak değil hak istemek önemlidir, hak istemek. Projenin adı ne? YaşamHak. Haktan söz edeceksiniz, hakkınızdan söz edeceksiniz, elinizden alınan hakların iadesini isteyeceksiniz. Karadenizli kadının nasıl çalıştığını biliyor muyuz? Biliyoruz. Günün 24 saati çalıştığını biliyor muyuz? Biliyoruz. Neden siyasette daha az yeri var, neden? Bu mücadelenin verilmesi lazım.
Kadın yoksulluğu; o da bir hak. Kadın yoksulluğuyla mücadele etmek de bir hak. Eğer yoksulluk derinden aileleri vuruyorsa o zaman buna karşı da mücadele etmek lazım, bunun mücadelesini de vermek lazım.
İki gün önce Sivas’ta bir dernek 500 lira yakıt parası dağıtacağım diyor, kömür parası diyor 500 lira, metrelerce kuyruk var. Yoksulluğu görmek istiyorsanız o kuyruğa bakacaksınız. Açlığı görmek istiyorsanız 21.yüzyılın Türkiye’sinde, o kuyruğa bakacaksınız. Yüzde 99’u kadınlar. Bunu da aşmamız lazım. Hiç kimsenin yoksulluğu asla teşhir edilmemeli. Yoksul, ihtiyaç sahibi ailelerin de, kadınların da bir onuru var. Onların yoksulluğunu teşhir etmek insani değildir. Peki yapmamız gereken ne? Aile Destekleri Sigortasını talep edecek bütün kadınlar. Kimse kadınları, onun çocuklarını ve ailesini açlığa ve yoksulluğa mahkum edemez. 21.yüzyılın Türkiye’sinde mahkum edemez. Dolayısıyla yoksulluğunun giderilmesini istemek de bir haktır kadın için. Benim yoksulluğumu gidereceksin ey devlet, sosyal devlet diyecek, bunu talep edecek. O da bir haktır. Aile Destekleri Sigortasının uygulanmasını isteyecek. 1974 yılında parlamento söz vermiş bu sigorta dalını uygulayacağım diye. 1974-2020, neden uygulanmıyor, neden yasası çıkmıyor? Dolayısıyla bu mücadelenin de yapılması lazım.
Yani özetle Kadın Kolları güzel bir projeyi başlatıyor. Kadına yönelik şiddet olduğu takdirde hukuk desteği vereceğim, psikolojik destek vereceğim. Ama ben bunun bir adım ötesini, iki adım ötesini dillendiriyorum. Kadın hem yaşamda ekonomik olarak güçlü olacak, moral olarak güçlü olacak. Kimseye el avuç açan bir kadını görmek istemiyoruz. Çöp konteynırlarından yiyecek toplayan kadınları görmek istemiyoruz. Pazar artıklarından bir şeyler bulup akşam çocuklarımı, ailemi besleyebilir miyim diye düşünen bir kadın görmek istemiyoruz. Tam tersine, bu kadın evinde otururken sosyal devlet ona her türlü olanağı sağlamak zorundadır. Bunu sağlamadığınız takdirde, devlet sosyal devlet olmaktan çıkar. Kadın güçlü olduğu takdirde şiddete maruz kalmaz. Kadına yönelik şiddetin erkekler tarafından yapılması, erkeğin zafiyetini ve güçsüzlüğünü gösterir. Kaba kuvvet asla ve asla kişiyi haklı kılmaz. Kişiyi haklı kılan aklıdır, mantığıdır, adalete duyduğu saygıdır. Kaba kuvvetle şiddet uygulamak, erkeğin kendisini aşma kapasitesinin olmadığını gösterir, insana saygı duymadığını gösterir. Biz hep birlikte, kadın – erkek hep birlikte kadına yönelik şiddet konusunda duyarlılığımızı korumalıyız, mücadele etmeliyiz. Zaten bu konuda bütün davalar Cumhuriyet Halk Partisi hukuk birimleri tarafından izlenmektedir, kadın kolları tarafından izlenmektedir. Dolayısıyla biz 5 Aralık’ta, kadına seçme ve seçilme hakkının verildiği bir tarihte böyle bir projeyi hayata geçiriyoruz. Dolayısıyla ben kadın kollarını ve Anadolu coğrafyasında bu bağlamda çalışacak olan bütün kadınları yürükten kutluyorum. Birlikte mücadele edeceğiz, elbirliğiyle mücadele edeceğiz. Hiç kimse haksızlığa uğramamalı bu coğrafyada. Hiç kimse adaletsizlikle karşı karşıya kalmamalı bu coğrafyada. Herkes huzur içinde yaşamalı, evinde huzur olmalı, sokağında huzur olmalı, caddesinde huzur olmalı, kentinde huzur olmalı. İnsanlar huzur içinde yaşayabilmeliler. Biz bunu sağlayabilir miyiz? Kesinlikle sağlayacağız hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte.
Tekrar özetleyeyim. Bu ülkede yaşayan kadınlardan iki şey bekliyorum. Ben sizin haklarınızı savunuyorum, Kadın Kolları Genel Başkanı da savunuyor ama siz de kendi hakkınızı savunun. Neydi? Bir; siyasi partiler yasasında cinsiyet kotası istiyorum diyeceksiniz, siyasette söz sahibi olmak istiyorum, siyasette güçlü olmak istiyorum diyeceksiniz. Bunu kabul etmeyen siyasi partilere asla oy vermeyeceğiz diye sokaklara çıkacaksınız yeri geldiğinde. Yeri geldiğinde siyasilere söyleyeceksiniz, yeri geldiğinde toplantılarda söyleyeceksiniz ve beraber olacaksınız, bölünmeyeceksiniz bu konuda.
İki; biz 21.yüzyılın Türkiye’sinde yoksulluğu yaşamak istemiyoruz. 1974 yılında bu parlamento, Aile Destekleri Sigortasını çıkarma konusunda söz verdiyse sözünü yerine getirsin. Sözünü yerine getirmeyen siyasi partiye oy vermeyeceğiz deyin. İki şey istiyorum. Bu iki konu hayata geçirildiği takdirde hem siyasette, hem ekonomide, hem hukukta hayatın her alanında kadınlar çok güçlü olacak. O zaman zaten kadın erkek eşitliği dediğimiz, fırsat eşitliği dediğimiz eşitliği yakalamış olacağız. Eşitlik kağıt üzerinde kalmamalı, söz olarak kalmamalı eşitlik. Eşitlik hayata geçirilmeli. Ama hayata geçirilmesi için lütuf olarak beklenmemeli. Kadınlar bunu lütuf olarak beklememeli. Mücadele sonunda bu hakları alabilmeli. Ki mücadele sonunda alınan her hak çok değerli bir haktır. Çünkü o mücadele alın terinin karşılığıdır. Bu mücadeleyi yapacak bütün kadınlardan-kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, yaşam tarzı ne olursa olsun bütün kadınlardan-iki temel konuda ortak hareket etmelerini istiyorum. Çünkü aynı dramı, aynı acıyı bütün kadınlar ortak yaşıyorlar. O zaman bu acıları gidermek zorundayız, ortadan kaldırmak zorundayız ve bu coğrafyadan atmak zorundayız.
Ben tekrar Kadın Kollarını yürekten kutluyorum ve başarılar diliyorum.
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024
29.11.2024