26.12.2018

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİNİ (TTB) ZİYARET ETTİ

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİNİ (TTB) ZİYARET ETTİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beraberinde CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ve CHP Milletvekilleri Candan Yüceer, Ali Şeker ve Mehmet Göker ile Türk Tabipleri Birliğini (TTB) ziyaret ederek, Başkan Sinan Adıyaman ve yönetim kurulu üyeleriyle bir süre görüştü.


Daha sonra basın mensuplarına açıklamada bulunan, Genel Başkan Kılıçdaroğlu ve Başkan Adıyaman şu değerlendirmelerde bulundu:

Kemal KILIÇDAROĞLU- Teşekkür ederim Sayın Başkan. Değerli basın mensupları, meslek kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin demokrasilerde önemli görevleri vardır. Sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşları sadece kendi alanlarıyla ilgili değil, kendi alanlarını dolaylı olarak ilgilendiren diğer alanlarda da açıklama yapma hakkına sahiptirler. Hele tıp gibi, insan sağlığı gibi, hemen hemen hayatın her alanıyla bağlantı kurulabilecek bir alanda görüş beyan etmeleri kadar doğal hiçbir şey yoktur. Çevreden tutun, yaralanan insanın acil servise gelmesine kadar bütün bu süreç içerisinde hekimler görüş bildireceklerdir. "Savaş bir halk sağlığı sorunudur", yani bunu söyledi diye bir doktorun yargılanması hangi demokraside olabilir? Hekimin görevi zaten insanın hayatını kurtarmaktır. Bunun için yemin ediyor, bunun için hekim önüne gelen kişiye kimliğini sormuyor, inancını sormuyor, yaşam tarzını sormuyor, ona sorduğu soru sağlıkla ilgili, "derdin nedir, şikayetin nedir..." ve onun sağlığını onu iyileştirmek için hekim elinden gelen bütün çabayı gösteriyor.


Savaş bir sağlık sorunu mu? Evet bir sağlık sorunudur. Buyurun Yemen’e bakın, 5 milyon çocuk savaşın ortasında, insanlar birbirini kesiyor, öldürüyor, emperyal güçler onlara silah veriyor, ölen de öldüren de Müslüman, 5 milyon çocuk o alanda. Buyurun Suriye’ye bakın, buyurun Irak’a bakın. Bir doktorun, bir hekimin, bir hekim birliğinin bütün bu duyarlıkları dikkate alarak görüş beyan etmesi kadar doğal ne olabilir? Siz neden görüş beyan ettiniz diye yargılanıyor arkadaşlarımız. Akıl tutulması bu, başka bir şeyle anlatılamaz yani. Bu bir akıl tutulmasıdır.
Elbette ki, sivil toplum örgütleri sadece kendi alanlarıyla ilgili değil Türkiye’nin demokrasisiyle ilgili de görüşlerini beyan ederler. Karşılaştıkları sorunları aşmak için de düşüncelerini aktarırlar. Sağlık çalışanlarına, başta hekimler olmak üzere sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artması konusunda neden bir önlem alınmıyor. Açıklama yaptı diye mahkemeye, ama şiddet uygulandı diye yasal bir önlem alınmıyor. Neden, bu çifte standardın gerekçesi ne? Biz bizi eleştirsin veya eleştirmesin kendi görüşünü kamuoyuyla paylaşan bütün sivil toplum kuruluşlarına, bütün meslek kuruluşlarına her zaman saygı duyduk, saygı duymaya da devam ediyoruz.
Dolayısıyla Türk Tabipleri Birliğinin "savaş bir sağlık sorunudur" diye bir görüş beyan etmesini son derece doğal buluyoruz, yargılanma sürecini ise demokrasiye aykırı bir tutum olarak görüyoruz. Ne diye yargılayacaklar, savaşı kim savunuyor, insanların öldürülmesini kim savunuyor? Dün grupta da söyledim bu ülkenin kurucusu, hayatı savaş meydanlarında geçti ama sonuçta şunu söylüyor, "zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir" diyor. Siz kalkıyorsunuz 21.yüzyılda savaşla ilgili bir cümle kurdu diye, "savaş bir halk sağlığı sorunudur "dedi diye doktorları yargılıyorsunuz. Kabul edilecek bir olay değil, bir akıl tutulmasıdır.
Arkadaşlarım duruşmalar sırasında yanınızda olacaklar. Dolayısıyla biz davanın bir an önce sonuçlanmasını ve Türkiye’nin bu hukuk garabetinden bir an önce çıkmasını arzu ederiz. Siz ve arkadaşlarınızın halkın yanında durmak, halkın sağlığı için mücadele etmek, insanın yaşaması için günün 24 saatinde, bakın altını özenle çiziyorum günün 24 saatinde, insanların yanında olmak gibi bir mesleğiniz var. Bu meslek her kişi tarafından yapılacak türden bir meslek değildir. Sabah 8.00, akşam 17.00 mesai yapan bir devlet memuru kimliğiniz yok sizin, kimin ne zaman hastalanacağı belli olmaz, kimin nerede nasıl yaralanacağı belli olmaz, ama günün 24 saati içinde bir kişi yaralanıyorsa orada bir doktor, orada sağlık çalışanları vardır. O nedenle biz sizlere şükran borçluyuz, teşekkür ediyorum.
Teşekkürler değerli basın mensupları. 


Sinan ADIYAMAN- Değerli basın mensupları, Sayın Genel Başkanı burada ağırlamaktan gerçekten büyük mutluluk duyuyoruz. Kendisine ve değerli milletvekillerine ve sizlere Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi adına saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği gibi yarın 32. Ağır Ceza Mahkemesinde Türk Tabipleri Birliği bir dönem önceki Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi 11 kişi yargılanmaya başlayacak. Yaklaşık bir sene kadar önce "savaş bir halk sağlığı sorunudur" adlı bir açıklamamızdan dolayı yargılanacağız. Ben şunu ifade etmek istiyorum ki, Türk Tabipleri Birliği sağlığı sadece klinik olarak bir iyilik hali olarak görmez. Sağlık kişinin fiziksel, psikolojik ve sosyal bir iyilik halidir. Bu sosyal iyilik haline girecek olan savaş karşıtı, hastalık karşıtı, salgınlar karşıtı bütün her şey Türk Tabipleri Birliğinin öznesidir. Zaman zaman kızamık salgını çıktığı zaman Türk Tabipleri Birliği aşı karşıtlığıyla ilgili demeçler verir. Zaman zaman kaçak bir yurtta ölen yavrular için demeçler verir. Bazen de tüm dünyada Dünya Tabipleri Birliğinin bize verdiği evrensel tıp ilkelerine uygun olarak savaş karşıtı söylemlerde bulunur ve açıklamalar yapar. Çünkü bizim öznemiz insandır, insan hayatıdır, insan yaşamıdır. Bununla ilgili her şeyi yapmaya kararlıyız, her türlü açıklamayı yapmaya, her türlü etkinlik yapmaya kararlıyız ve bundan sonra da bunu yapmaya devam edeceğiz. Bu dönemde bize destek olan siyasi partilerle görüşmeler yaptık, gerek bu konuda, gerekse bu bir paket program, paket bir yasa çıkmıştı... Paket yasadaki mücadeleden dolayı CHP’den, HDP’den, İYİ Partiden ve Saadet Partisinden randevu istemiştik. İlk başta Cumhuriyet Halk Partisi bize bu randevuyu verdi. Daha sonra HDP’yle ve Saadet Partisiyle görüştük ve kendilerini yarınki mahkemeyle ilgili bilgilendirdik aynı zamanda. Bugün aynı zamanda İYİ Parti’yle de görüşeceğiz.
Ben kendilerine tekrar çok teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar bizi bir ziyaret etmek istediler Kemal Bey ve CHP’li arkadaşlarımız. Kendilerine tekrar hoş geldiniz diyorum.