21.01.2021

CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU: SESSİZ KALMALARI, ŞİDDETİ ÖZENDİRDİKLERİ ANLAMINA GELİR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:
-"Sayın Erdoğan da, Sayın Bahçeli de kamuoyunun önüne çıkıp, 'Biz yapılan olaylardan dolayı büyük bir üzüntü içindeyiz, Türkiye bunları kabul etmez, şiddete karşıyız, şiddete başvuranlar ve şiddeti özendirenler yakalanmalı ve yargılanmalı.' diye açıklama yapmalılar."
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmit Belediye Meclisi'nde yaptığı konuşma sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Soru- Efendim Selçuk Özdağ'a saldırı konusunda ne düşünüyorsunuz? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda henüz bir konuşması olmadı. MHP’liler de Özdağ’a çok yükleniyorlar. Zaten saldırıyı da onların yaptığı konuşuluyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Saldırıyı yapanların faillerin bulunması adalete teslim edilmesi, sayın savcının bu konuda soruşturma yapması güzel bir şey ama savcının tehdit edilmesi, ülkede geldiğimiz noktayı göstermesi açısından çok önemli. Bu konuda Sayın Erdoğan'ın, kamuoyunun önüne çıkıp, açıklıkla yapılan saldırıyı kınaması ve faillerin yargılanmasını istemesi gerekiyor. Bunu yapmadığı takdirde 'efendim telefon açtım, geçmiş olsun dedim', bunlar değil; sen 83 milyona hitap edeceksin, 83 milyona çağrıda bulunacaksın, 'biz asla bu tür olayları, şiddeti kabul etmiyoruz ve kınıyoruz' diyeceksin. Eğer bunu yapabilirlerse bence görevini yapmış olur. Erdoğan'ın bu görevi yapması lazım, bekliyoruz.
Savcının tehdit edilmesi, geldiğimiz süreçte daha önemli bir aşama. Olayı soruşturacaksınız, soruşturan savcı tehdit ediliyor. Akıl alacak şey değil. Tehdit edenler belli, odak noktaları belli, bunun üzerine de kararlılıkla gitmek lazım. Türkiye yalnız ve sahipsiz bir ülke değildir. Bu ülkenin 83 milyon yurttaşı, demokrasi içinde, barış içinde yaşamak istiyor, huzur içinde yaşamak istiyor. Kişinin siyasi görüşünü beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama onun görüşünü açıklıkla ifade etmesine ortam sağlamak zorundasınız. Demokrasinin gereği budur, demokrasi şiddeti kabul etmez, şiddete karşı çıkar. Dolayısıyla Erdoğan da, Sayın Bahçeli de kamuoyunun önüne çıkıp, 'Biz yapılan olaylardan dolayı büyük bir üzüntü içindeyiz, Türkiye bunları kabul etmez, şiddete karşıyız, şiddete başvuranlar ve şiddeti özendirenler yakalanmalı ve yargılanmalı.' diye açıklama yapmalılar. Ben yaptım, onlar da yapsınlar. Ülkeyi yönetenler onlar. Sayın Bahçeli 'ben yönetmiyorum' diyecek ama ittifaka destek veren kişi o. Sessiz kalmaları, şiddeti özendirdikleri anlamına gelir, bunu kabul etmiyoruz.
Soru- Milletvekili Mehmet Ali Çelebi ve Karabük Milletvekili Hüseyin Avni Aksoy'un imzasıyla yayınlanan bir mektup var. Bu iki ismin ayrılıkları vesaire konuşuluyor. Bununla alakalı bir yorumunuz var mı?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Cumhuriyet Halk Partisi'nde Genel Başkana mektup yazılmaz arkadaşlar, Genel Başkandan randevu alınır, gelinir, konuşulur. Cumhuriyet Halk Partisi diğer partilere benzemez. Kim arzu ediyorsa telefonu açar, randevuyu ister, gelir, otururuz, konuşuruz. Varsa bir sorunları dinleriz. Sorun varsa çözeriz. Yoksa 'Ben mektup yazdım', bunları kabul etmeyiz ve doğru değil.
Soru- Muharrem İnce, 1 Mart itibariyle yeni parti kuracağını açıkladı ve ayrılma mesajlarını bildirdi. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayırlı olsun diyeceğiz arkadaşlar, ne diyeceğiz yani? Parti kurmak serbesttir, isteyen arkadaşlar parti kurarlar. Sayın Başkan, şimdi havuz medyasının konusu, gündemi farklı, diğer özgür medyanın gündemi farklı. Dolayısıyla iki gündemle bir aradayız.
Soru- Aşı gündemimiz var Türkiye’de. 3 milyon doz aşı geldi, sağlıkçılara yapılmaya başlandı, gerisiyle ilgili nasıl bir süreç işleyecek? Bununla ilgili sizinle bir şey paylaşıldı mı?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Aşıyla ilgili benimle paylaşılan tek konu var; bana aşının yapılmasıyla ilgili. Ben de önceliğin sağlık çalışanlarında olduğunu, sağlık çalışanları aşı olduktan sonra sırası gelince ben de aşımı olurum diye bir açıklama yaptım Sayın Sağlık Bakanı'na. Tabi 3 milyon doz aşı geldi, 83 milyonuz. 1,5 milyon kişiye yapılacak. 2. etapta aynı kişilere bir daha aşı yapılacak. Aşıyla ilgili toplumun önüne bir takvim konulmuş değil. Kimlere hangi süre içinde yapılacak, 3 milyon doz geldi, arkasından yeni aşılar gelecek mi? Güçlü miktarda yani 20 milyon, 10 milyon, 30 milyon gibi bir aşının gelmesi lazım Türkiye'nin rahatlaması için. Bunların bağlantıları kuruldu mu, kurulmadı mı, kimden, nereden, hangi ülkeden aşılar gelecek; bu konuda toplumun önüne konmuş bir takvim yok. Siz nasıl bekliyorsanız böyle bir takvim, biz de bekliyoruz ve hükümeti de uyarıyoruz; yani 3 milyon doz aşı Türkiye'nin bu sorunu aşması için yeterli değil. Çin'den gelen aşılar var. Diğer ülkelerle yapılmış bağlantılar var mı? Yok mu? Siz bilmiyorsunuz, biz de bilmiyoruz. Biz bilmiyoruz ama 600 milletvekili de bunu bilmiyor. Sivil toplum örgütleri de bilmiyor. Sağlık çalışanları, sağlık kuruluşları da bilmiyor. Orada kapalı bir dünya var. O kapalı dünyayı çözmeye çalışıyoruz, sizin çözmek istediğiniz gibi.