CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, MURATPAŞA BELEDİYESİ TOPLU AÇILIŞ TÖRENİNDE KONUŞTU (25 KASIM 2017)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “2019’a hepimiz iyi bir hazırlık yapmalıyız. 2019’da önümüzde iki seçenek var, üçüncü seçenek yok. Birinci seçenek tek adam rejimi. İkinci seçenek demokratik rejim, demokratik parlamenter sistem. Biz demokratik parlamenter sistemden yanayız, demokrasiden yanayız, insan haklarından yanayız, kadın – erkek eşitliğinden yanayız. Herkesin özgürce yaşamasından yanayız. Bağımsız yargıdan yanayız. Bağımsız, özgür medyadan yanayız. Üniversiteleri bilgi üreten bir ülkeden, bir kentten yanayız. Biz demokrasiyi savunacağız sonuna kadar” dedi.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Antalya Muratpaşa Belediyesi Toplu açılış Töreninde yaptığı konuşma şöyle:

Hiç endişelenmeyin 2019’a hazırlık yapın hep beraber 2019’a. Anneler özellikle sizlere söylüyorum 2019’a hazırlık yapacağım ve çocuklarımıza onların hak ettiği bir Türkiye’yi, demokratik bir Türkiye’yi onlara bırakacağız hiç kimsenin endişesi olmasın.

Dün çok acı bir olay yaşandı. Tarihsel birlikteliğimiz olan, ortak kültürümüzü geliştirdiğimiz, ortak kültürü yaşadığımız Mısır’da terör örgütünün saldırısı sonucu 305 Mısırlı hayatını kaybetti bir mabede düzenlenen saldırıyla. Terörden çok büyük acılar yaşamış, terörden sürekli şikayet eden ve terörle sürekli mücadele eden bir ülkenin insanı olarak bütün Mısırlılara başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Ve hep beraber dünyanın neresinde yaşıyorsak yaşayalım insan olarak terörle mücadele etmek zorundayız. Mısır’da yaşanan olay sıradan bir olay değildir. İslamiyet’i kullanarak terör estirenler asla ve asla İslamiyet’e hizmet etmemişlerdir, edemezler de zaten. Bir barış dini olan İslamiyet’in terörle yan yana getirilmesi için özel çaba içinde olan kesimlerdir onlar. O nedenle onlara, terörü gerçekleştirenlere ne İslam, ne Müslüman hiçbir şey diyemeyiz. Onlar tümüyle inançlarından soyutlanmış teröristlerdir. Umuruz ve diliyoruz bütün dünya şimdi daha iyi anlıyor terörle yıllardır mücadele eden bir Türkiye’yi, umuyorum ve diliyorum daha iyi anlarlar.

Sevgili Antalyalılar, az önce Belediye Başkanımız konuştu, neler yaptığını anlattı. Tabi kuşkusuz tek başına yapmıyor bunu, arkadaşlarıyla beraber yapıyor. En küçüğünden makamı en yüksekte olan herkes birlikte çalışıyorlar, emek harcıyorlar. “Günün 24 saati çalışıyoruz” diyor. Belediye Başkanlarıma iki şey söyledim. Bir; seçildiğiniz andan itibaren size oy versin, vermesin bütün vatandaşları kucaklayacaksınız, hiçbir ayrım yapmayacaksınız ve böylece bir Belediye Başkanının kendisine oy versin vermesin beldede yaşayan bütün yurttaşlara eşit hizmet götürmesinin yolunu açacaksınız. Belediye Başkanlarımız bunu yapıyorlar. Yetiyor mu? Hayır. Harcamalar yapıyorlar, az önce Belediye Başkanımız burada yaptığı hizmetlerin bir kısmını saydı. Yaptığınız her hizmetin bedelini, kuruşunu halka açıklayacaksınız. Yani halka hesap vereceksiniz. Siyaset halka hesap verme kurumudur halktan hesap sorma değil. Biz halka hesap vermeyi namuslu bir görev kabul ediyoruz. Her kuruşun hesabını veriyoruz. Ve biliyorsunuz bir parti var, onların belediyecilik anlayışıyla bizimki çok farklı. Onların anlayışında belediyecilik yaptığı yerlerde kentlerine ihanet ederler ve çıkıp sonra bunu itiraf ederler. Bizim anlayışımızda ise kente ihanet etmek yoktur. Kente ve kentliye hizmet etmek vardır. Bizim anlayışımızda da bu var. Onlar nerede bir yeşil alan görseler buraya nasıl gökdelen dikeriz hesabını yapıyorlar. Bizde nerede öyle bir boş alan görsek buraya okul yapmalıyız, buraya park yapmalıyız, burayı yeşillendirmeliyiz, insanlar gelmeli buradan yararlanmalı demeliyiz. Onlar kentleri rantlara, biz kentleri insanlara teslim ediyoruz. Aramızda bu kadar derin bir fark var.

Tabi laf aramızda dünyanın en güzel kentlerinden birisinde yaşıyorsunuz, Antalya’da yaşıyorsunuz. Deniziniz güzel, doğanız güzel, insanları güzel, tabiatı güzel, her şeyi son derece mükemmel, burayı daha da güzelleştirmek mümkün. Belediye Başkanlarımızın sunduğu hizmetlere bakın 2019’da inşallah Antalya’yla beraber Mersin’i de, Adana’yı da, İstanbul’u da, Ankara’yı da, Balıkesir’i de alacağız, Denizli’yi de alacağız, Bursa’yı da alacağız. Bu ülkeye demokrasiyi yeniden getirmek için gece gündüz uyumayacağız, çaba harcayacağız. Çocuklarımız için, gençlerimiz için, geleceğimiz için ve Türkiye için mücadeleyi yapacağız.

Dolayısıyla 2019’a hepimiz iyi bir hazırlık yapmalıyız. 2019’da önümüzde iki seçenek var, üçüncü seçenek yok. Birinci seçenek tek adam rejimi. İkinci seçenek demokratik rejim, demokratik parlamenter sistem. Biz demokratik parlamenter sistemden yanayız, demokrasiden yanayız, insan haklarından yanayız, kadın – erkek eşitliğinden yanayız. Herkesin özgürce yaşamasından yanayız. Bağımsız yargıdan yanayız. Bağımsız, özgür medyadan yanayız. Üniversiteleri bilgi üreten bir ülkeden, bir kentten yanayız. Biz demokrasiyi savunacağız sonuna kadar.

Bugün yaşadığımız olay tek adam rejiminin fragmanı. Hatırlarsınız sinemaya gidersiniz bir sonraki hafta oynayacak filmin kısa bir fragmanını izletirler size ve siz o filmin fragmanından etkilenirseniz, hoşunuza giderse bir daha o filmi izlemeye gidersiniz. Şu anda tek adam rejiminin fragmanını yaşıyoruz. Bir adam var tepede oturuyor her şeye emir veriyor. Şunu atın içeri, şunu dövün, şu medyayı yasaklayın, ne isterse yapabiliyor, şu Belediye Başkanını istifa ettirin, şunun elinden dilekçeyi alın, yapmazsa ailesini tehdit edin vs. vs. vs. 2019’da bu gerçek bir öyküye dönüşebilir. O nedenle hepimiz gerçeği görmeliyiz. Hepimizin sorumluluğu var. Özellikle anneler sizin sorumluluğunuz var. Her eve gireceksiniz, çocuğu olan her anneye sevgiyle yaklaşacaksınız. Onun çocuğunun ne kadar değerli olduğunu ben de biliyorum, sizler de biliyorsunuz. O çocuklara biz güzel bir Türkiye’yi, demokratik bir Türkiye’yi bırakmak zorundayız.

O nedenle hep birlikte çalışacak, hep birlikte emek harcayacağız. Söz mü, söz mü, söz mü? Teşekkür ederim, özellikle annelerin sesi daha gür çıkıyor. Özellikle teşekkür ederim.

Evet yapmak istediklerimiz bunlar, bunun mücadelesini vereceğiz. Belediye Başkanlarımız çaba harcıyorlar. Bakın burada görüyorsunuz Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin yönettiği bütün beldelerde, Türkiye’nin her tarafında suçluluk oranının en düşük olduğu belediyelerdir onlar. Bütün belediyelerde yeşil alanın en fazla olduğu belediyelerdir. Bütün belediyelerde gayrimenkulün en yüksek olduğu belediyelerdir. Çünkü onlar kendileri zenginleşmezler kenti zenginleştirirler, herkes varlıklı olur, herkes geleceğe umutla bakar. Bizim temel görevlerimizden biriside budur.