15.12.2020
15.12.2020
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanı Bekir Aktürk ve Konfederasyon üyeleri ile videokonferans toplantısında bir araya geldi. Muhtarların talep ve sorunlarını dinleyerek, çözüm önerilerini anlatan CHP lideri Kılıçdaroğlu’na, Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun eşlik etti.
Muhtar- Muhtarlarımızın ihtiyaçları olan bazı şeyler diğer belediyeler tarafından karşılanmıyor. Ama Şişli’de bakın; çalışan personelimiz, elektriğimiz, suyumuz ve doğalgazımız ve internet giderlerimize kadar hepsi belediyemiz tarafından karşılanıyor. Benim amacım şu burada bunu anlatmak isterken; diğer belediyelere örnek Türkiye örneği olmak açısından bunları söylüyorum. “Muhtarlara bir bütçe ayrılsın” demiştiniz siz. Yani toplanan vergilerden bir bütçe ayrılmasını söylemiştiniz. Bunlar da çok çok önemli bir şey. Biz siyasi bir kuruma bağlı kalmayalım. Muhtarın siyasetin dışında, mahallesine, köyüne yapılan hizmetin peşinde olması lazım.
Muhtar- Muhtarlarımız kamu görevlisi olarak yargılanıyor fakat kamu görevlileri gibi hiçbir haktan yararlanamıyor. Bunun için ne gibi düzenlemeler düşünüyorsunuz? Saygılar sunuyorum size.
Muhtar- Son dönemlerde muhtarlarımıza özlük hakları, ödenek, sosyal güvenceyle ilgili bir takım iyileştirmelerin yapıldığını görüyoruz. Ancak bu iyileştirmelerin tümünde Cumhuriyet Halk Partisinin katkısı ve gayretlerimizin var olduğunu unutmadık, unutmayacağız.
Muhtar- Şu anda muhtarlarımız canla başla mahallelerinde koşturuyorlar. Ellerinden geleni hatta gelmeyeni yapmaya çalışıyorlar çok güzel. Fakat bizi üzen bir konu var. Bu da eskiden beri düzelmesi gereken, tabi bunun için de yasa gerekiyor, muhtarlarımızın aldığı maaş maaş değil Sayın Genel Başkanım, ödenek biliyorsunuz. Bu ödenek olduğu için şu anda sahada çalışırken Covid olan, hastalanan pek çok muhtarım evlerindeler, çalışmıyorlar ve sadece muhtarlık görevi yaptıkları için, başka işleri de olmadığı için mağdur durumdalar.
Muhtar- Muhtarlarımızın elinden alınan yetkilerinin tekrardan verilmesini talep ediyoruz. Özellikle tüzel kişiliklerinin sağlanmasını istiyoruz. Bu konuda yaşadığımız sıkıntıları özellikle köy ve mahallelerde yetkisiz kılınan muhtarlarımızın hizmet etme olanakları kısıtlanmıştır. Edemez hale gelmiştir mahallesine.
Muhtar- Meclise geldiğinde, komisyonlara geldiğinde biz muhtarlara tam manasıyla bir destek vermenizi arzu ediyoruz Türkiye muhtarları olarak.
Kemal KILIÇDAROĞLU- Şişli Belediye Başkanımızın muhtarlara yaptığı katkıyı anlatıyor. İşte telefon parası, internet parası vs. Bunu bizim çok sayıda belediyelerimiz yapıyor zaten. Hatta bazı belediyelerimiz, muhtarlar için tek tip yer de yapmış vaziyette. Bütün muhtarlar aynı tipte muhtarlık binasında oturuyorlar, Beylikdüzü’nde mesela bu böyle. Ayrıca çoğu belediyelerimiz bir başkan yardımcısını doğrudan doğruya muhtarların sorunlarıyla ilgilenmek üzere görevlendirdi. Her muhtarlığın bütçesi olmalı. Unutmayın, bunu ilk CHP dillendiriyor, her muhtarlığın bütçesi olmalı. Niye olmuyor sizin bütçeniz? Siz seçimle gelmediniz mi? Seçimle geldiniz. Arkanızda halk desteği yok mu? Halk desteği var. Üstelik siyasi partilerden çok daha demokratik bir şekilde seçiliyorsunuz. Bir siyasi kimlikle değil adınızla çıkıyorsunuz mahallenin ya da köyün önüne, ben muhtar seçileceğim diyorsunuz. Sizin diğer seçimle gelenlerden ne farkınız var? Hiçbir farkınız yok. Ama sizin taleplerinizin yerine getirilmediği bir tablo var, bu tabloyu ortadan kaldırmak lazım.
Ben ilk kez muhtarlarla ilgili mesela bir muhtarlık kanunu çıkmalı derken muhtarların bütün görevlerini, bütün amaçlarını belirleyen tek bir kanun olmalı. Siz de çalışma yapmışsınız, bize göndermişsiniz, biz bunu savunuyoruz, savunmaya da devam edeceğiz.
Aynı şekilde bütçe niye olmalı? Efendim bir tane üniversite öğrencisi sınavı kazandı. Nereye gidecek? İstanbul’a. Nerede oturuyor? Trabzon’da. Ailenin imkanı iyi değil, gidecek muhtarı bulacak. Belediyeye ulaşamıyor, valiye ulaşamıyor, en rahat ona, muhtara ulaşıyor. En azından otobüs parası ister, otobüs parası vermek zorundasınız. Yani bu çocuk gidip kaydını yapacak. Ayrıca sosyal yardımların politize edilmemesi ve sosyal yardımların da muhtarlar aracılığıyla dağıtılması gerekiyor. Çünkü bir mahallede ya da bir köyde kim fakirdir, kimin durumu iyidir, en iyi muhtar bilir. Her birinizin oturduğu mahallede belediye emlak vergisi alıyor mu? Alıyor. O mahallede emlak vergisi ödeyen vatandaş niye yüzde 1’ini muhtarlık bütçesi için ödemesin? Belediye, aldığı paranın yüzde 1’ini muhtarlık bütçesi olarak ayırsın size. Dolayısıyla ne devlete yük, ne vatandaşa yük, kimseye yük olmadan belediye size yüzde 1’ini ayıracak, siz de yüzde 1’ini alacaksınız, kullanacaksınız.
Türkiye Belediyeler Birliği var, niye Muhtarlar Birliği yok, niye talep etmiyorsunuz? Her gittiğim yerde anlatıyorum, Türkiye Muhtarlar Birliği de olmalı. Türkiye Muhtarlar Birliği olmalı ki, hepinizin ortak hedefini belirleyen, hepinizin sorunlarını dile getiren bir makam olmalı. Bir arkadaşım söyledi İzmir’den, bize ödenek veriyorlar dedi. Belediye Başkanı ödenek mi alıyor, milletvekili ödenek mi alıyor, bakan ödenek mi alıyor, cumhurbaşkanı ödenek mi alıyor? Hepsi seçimle geliyor. Şimdi bakanlar seçimle gelmiyor. Niye maaşınızdan kesiyorlar? Sizin hakkınız değil mi, sizin arkanızda halkın desteği var, ödenek uygulamasını reddedin. Hastalandığınız zaman, gitmediğiniz zaman, ödeneğiniz kesiliyor. Hastalanınca da gidecek misiniz ödeneğiniz kesilmesin diye? Bir belediye muhtarlıkla ortak proje yapamaz, yasak. Belediyeler kanununa göre yasak. Bir mahallenin sorununu çözerken o mahallenin muhtarı belediye meclisi toplantısına katılıp söz hakkı verilmezse o muhtarlık ne yapacak? Göstermelik bir muhtarlık olur o zaman. Muhtarlık kanununu inşallah çıkaracağız. Emekliye iki maaşı nasıl çıkardıysam, taşeron işçiye kadroyu nasıl çıkardıysam, şimdi kira işini diyorlar yapacağız, kira işini üç aydır söylüyorum. Sizin muhtarlık kanununu da söz veriyorum mutlaka çıkaracağız, mutlaka. Muhtarlığı göreceksiniz saygın, seçimle gelen bir makam haline dönüştüreceğiz.
Doğu, Batı, Güney, Kuzey, Alevi, Sünni hepsi bir doğru. Biz bir imparatorluktan Türkiye Cumhuriyeti devletini kurduk. İmparatorlukta her ırktan insanımız vardı. Türk’ümüz de var, Laz’ımız da var, Çerkez’imiz de var, Arnavut’umuz da var, Arap’ımız da, her ırktan insanımız var. Çok zengin bir insan kaynağına sahibiz. Bu zenginliği ayrışma konusu yapmamak lazım. Bu zenginliği kavga konusu yapmamak lazım. Bu zenginlik. Herkesin kendi şerefi vardır, kişinin kimliği kendi şerefidir, ailesinin şerefidir, şeref siyasete konu olmaz. Herkesin ailesi var, herkesin bir ırkı var. Geldi annesi var, babası var. Neden siyasete konu olmaz? Şunun için, hiç kimse kendi anne babasını seçme özgürlüğüne sahip değil. O zaman bunun siyasetle ne ilgisi var? İnancı ve kimliği siyaset konusu yapmamak lazım. Bunlar ayrı. Siyaset nedir? Çocuğun işsiz mi kardeşim iş buldun mu, yatırım yaptın mı, okul açtın mı? Siyasetin konusu budur. Efendim neden kreşimiz yok? Siyasetin konusu budur. Köprüyü kaça yaptın bana söyle bakayım maliyeti kaç lira? Siyasetin konusu budur. Ama biz siyasetin konusunu buradan çıkardık, etnik kimlik üzerine, yaşam tarzı üzerine ve inanç üzerine odakladık. Oysa bu üçü hiçbir demokraside siyaset konusu değildir. Devlet dediğiniz kurum, vatandaşına saygıyla yaklaşan, devlet analığını yapan, yani şefkatle yaklaşan bir organ olmak zorundadır. Devlet dediğiniz kurum, elinde sopayla vatandaş kafasını kaldırdığı zaman vuruyorsa o devlet demokratik bir devlet değildir. Demokratik devlette muhtar çıkıp sorunlarını anlatmalı, muhtar talepte bulunmalı. Kimse çıkıp muhtara, nereden çıktı kardeşim bu kanun başka işin gücün mü yok dememeli veya hiç düşüncesini beğenmediğimiz bir insan kalkıp bir düşüncesini açıkladığı zaman, hep birlikte kalkıp onu linç etmemeliyiz. Neden söylüyorum? Dünyayı büyüten, dünyayı geliştiren farklı fikirlerdir. Allah’ın bize bahşettiği en değerli şey akıldır. Kuran’ın benim bildiğim en az üç yerinde yüce Rabbimiz der ki, “aklınızı kullanmıyor musunuz?” Bize akıl bahşedildiyse niye bahşedildi akıl? Eğriyle doğruyu ayıralım diye, oturup tartışalım diye, istişare yapalım diye, konuşalım tartışalım diye. Farklı düşündü diye birisini linç edersek, onu susturursak büyüyemeyiz ve gelişemeyiz.
Sizden tek isteğim var. Bu talepleri alt alta yazın, ayrıca broşür olarak siz bastırın yani Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu olarak siz bastırın. Taleplerinizi basın, meclisteki 600 milletvekiline gönderin. Deyin ki, bizim taleplerimiz bunlardır, muhtarlık kanunundan başlayarak bunlardır. Hatta bu broşürün hazırlanmasında size katkı da verebiliriz, talepler konusunda katkı da verebiliriz. Siz alırsınız bakarsınız istediğiniz yeri çıkarırsınız, istediğiniz yeri ilave edersiniz, isterseniz hiç yapmazsınız, isterseniz yaparsınız. 600 milletvekiline gönderip bizim bu taleplerimizi hangi siyasi parti sahiplenirse, hangi siyasi parti bu taleplerin gerçekleşmesi için çaba harcarsa biz o partilere şükran borçlu oluruz dersiniz. Yani illa oy veririz demenize de gerek yok.
Hepinize en içten selamlarımı, saygılarımı ve muhabbetlerimi gönderiyorum. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın efendim.
21.12.2024
21.12.2024
20.12.2024
20.12.2024